• Sonuç bulunamadı

Süreli Para Cezaları (m.17)

2.3. DİĞER GÖREVLER

3.1.3. İptal Davasının Esası

3.1.3.6. Süreli Para Cezaları (m.17)

Süreli para cezaları “İşletmelerin, emredilen bazı davranışları yapmalarını veya yapmaktan kaçınmalarını zorlamak amacıyla karara uymakta gecikilen her gün için uygulanan para cezalarıdır” (Y. Aslan 2001, 376). Süreli para cezası kararında iptal davası ön şartları arasında bulunan dava ehliyeti bakımından ayrık bir durum mevcuttur. Kurulun süreli para cezası veren kararı aleyhine iptal davası açabilecek olanlar söz konusu ceza kararının muhatabı olan teşebbüslerdir. Kanunun 17 nci maddesine göre süreli para cezası şu hallerde verilebilir:

a) Geçici tedbir ve ihlale son verilmesine ilişkin kararlara uyulmaması b) Yasaklanan birleşme-devralmalara ilişkin karar ve tedbirlere

uyulmaması

c) Menfi tespit ve muafiyet verilen durumlar için sonradan öngörülen yasaklama kararlarına uyulmaması

d) Kurul uzmanlarının yerinde inceleme yapmalarının önlenmesi

3.1.3.6.2. Denetim

1.Yetki Yönünden

Süreli para cezası kararındaki yetki unsuru için belirtilebilecek husus zaman bakımından yetki sakatlığının doğabilme ihtimalidir. Süreli para cezası verme yetkisinin zaman yönünden hukuka aykırı olması RKHK’un 19 uncu maddesindeki zamanaşımı hallerine bağlıdır. Zamanaşımı süresi bittikten sonra

bu ceza verilirse yetki yönünden iptal edilecektir. 15 inci maddedeki yerinde inceleme yetkisi Kurul’un 40 ıncı madde gereğince harekete geçmesi durumundan başlayarak nihai karara kadar kullanılabilecektir. Yerinde inceleme yetkisi bu süre dışında kullanılamayacağı için bu süre dışında verilen süreli para cezası zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle iptal edilebilecektir.

RKHK’un 9/4 maddesi gereğince verilen geçici tedbir kararları soruşturma kararının tebliğinden nihai karara kadar verilebilir. Geçici tedbir kararının hükmü en geç nihai kararla birlikte ortadan kalktığı ve nihai kararla birlikte madde 9/1 deki yasaklama ve tedbir kararı alınabileceği için nihai karardan sonra geçici tedbir kararına uyulmadığından bahisle süreli para cezası verilemez.

2. Şekil Yönünden

Şekil unsuru özellikle yerinde incelemeye ilişkin durumlarda önem kazanır. Süreli para cezalarının başlayabilmesi için Kurum uzmanlarının yerinde incelemeye gidilen muhatabın engellemesiyle karşılaşmış olmalı ve bunu bir tutanakla tespit etmiş olmalıdırlar. Bu tutanağa istinaden Kurul süreli para cezasına tutanak tarihinden itibaren işlemek üzere karar verecektir. Kurum uzmanları tarafından hazırlanmış tutanak, süreli para cezası kararında asli şekil şartıdır. Çünkü, tutanağın usulune uygun tutulmuş olup olmaması kararın içeriğini etkilemektedir (Gözübüyük ve Tan 2001b, 449).

3. Sebep Yönünden

Süreli para cezası kararının sebep unsuru Kanun’da açıkça gösterilmiştir. Bu itibarla, Kurul süreli para cezasının RKHK’un 17 nci maddesindeki sebeplerden hangisine dayandığını belirtecek ve bu sebeplerin oluştuğunu gösterecektir. Bu sebepler dışında bir sebep gösterilerek süreli para cezası verilemez. Örneğin istenen bilgilerin gönderilmemiş olması nedeniyle süreli para cezası verilemeyecektir (Y.Aslan 2001, 437). Bu nedene dayanarak verilecek süreli para cezası sebep yönünden iptal edilecektir.

Süreli para cezasının, engellemeye ilişkin uzman tutanağından önce işletilmeye başlaması da sebep yönünden hukuka aykırı olacaktır. 17 nci maddede her ne kadar “Kararda belirtilecek tarihten başlamak üzere” ifadesi varsa da, tutanaktan önceki bir tarihte engellemenin doğma ihtimali bulunmadığından Kurul’un cezayı bu tarihten önce başlatması durumunda süreli para cezasına ilişkin karar sebebin doğmamış olması nedeniyle iptal edilecektir.

Süreli para cezası, önaraştırma ve soruşturma safhasında alınan tedbirler ve kullanılan yetkiler ve nihai kararda öngörülen karar ve tedbirlere uyulmaması durumlarında verilebildiği gibi muafiyet ve menfi tespit kararlarına ilişkin yasaklama kararlarına uyulmaması durumunda da verilebilmektedir. 17 nci maddede sayılan bu yetkiler hukuka uygun kullanılmamışsa bunların ihlaline dayanarak verilen süreli para cezaları da sebep

yönünden hukuka aykırı olacaktır. Çünkü süreli para cezası bunlara uyulmamasının otomatik sonucudur.

4. Konu Yönünden

Süreli para cezası kararının konusu sebebe bağlı olarak 17 nci maddede gösterilmiştir. Bu kararın konusu yani ulaşılacak hukuki sonuç maddede gösterilen miktardaki para cezasının verilmesi ve tahsil edilmesidir (Oğurlu 2000, 152). Sebebe bağlı olarak konusu gösterilen işlemlerde idarenin takdir yetkisi bulunmadığı için bağlı yetkide olduğu gibi kanunla gösterilen sınırlar içinde kalması gerekir. Aksi durumda işlem konu ya da sebep yönünden hukuka aykırı olur (Kalabalık 1997, 186).

5. Amaç Yönünden

Genel amaç olan kamu yararı dışında Kanun’un süreli para cezalarıyla ulaşmak istediği özel amaç Kurul kararlarının muhatabı olan teşebbüslerin bu kararlara uygun hareket etmelerini sağlamaktır (Y. Aslan 2001, 376). Danıştay her olayda cezadaki kamu yararı ölçütünü somutlaştıracak ve cezanın Kanun’da belirlenen amaca yönelik olup olmadığını denetleyecektir (Oğurlu 2000, 163).

3.1.3.6.3. Süreli Para Cezasında Yürütmenin Durdurulması İdari para cezaları da idari işlemler için verilen yürütmenin durdurulması kararına tabidir. RKHK’un 18 inci maddesindeki düzenleme İdare Hukukundaki yürütmenin durdurulması kurumunun işlevleri bakımından çelişkili bir durum yaratmaktadır. 18 inci maddeye göre, hakkında süreli para cezası verilen teşebbüs yürütmeyi durdurma istemli bir iptal davası açtığında Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verirse süreli para cezası ancak davanın açıldığı tarihten itibaren duracaktır. Cezanın verildiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında işleyecek ceza yürürlüğünü koruyacaktır. Bu ise yürütmeyi durdurma kararının niteliğine uygun olmayan bir durumdur. Günday (1999, 64) şu değerlendirmeyi yapmaktadır:

“Bu düzenlemeyi, idari yargı yerlerince verilen yürütmeyi durdurma kararlarının anlamı, niteliği ve sonuçlarıyla bağdaştırmak mümkün oldukça güçtür. Oldukça güçtür; çünkü, idari yargı yerleri tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararları, sadece yürütülmesi durdurulan işlemin uygulanmasını ileriye matuf olarak, ileriye yönelik olarak durdurmakla kalmayıp, aynı zamanda eski durumun geri dönmesini de sağlayacak nitelikteki kararlardır.

Oysa; 18.Maddenin 2’nci fıkrasına baktığımızda, yürütmeyi durdurma kararı verilse dahi, ancak yürütmeyi durdurma kararı, davanın açıldığı tarihten itibaren etki ve sonuçlarını gösterebilecektir; ama, işlemin tesis edildiği tarihten dava açma tarihine kadarki etki ve sonuçlar ortada kalacaktır.”

Yürütmeyi durdurma kararının geçmişe etkili olarak işlemin yapıldığı andan itibaren işlemi askıya aldığı konusunda doktrin ve öğretide görüş birliği olduğuna daha önce değinmiştik. Ne var ki, RKHK’un 18 inci maddesindeki bu açık hüküm karşısında bu durumun hakim tarafından düzeltilebilmesi mümkün görünmemektedir.

3.1.3.7. Soruşturma Sonundaki Nihai Karar (m.48)