• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.5. Süleyman Ateş ve M Sait Şimşek’e Göre Neshin İmkânı

Bilindiği üzere Kur’an-ı Kerim tedrici bir metotla indirilmiş ve bu süreç yirmi üç yılda tamamlanmıştır. Şöyle de diyebiliriz; Kur’an şeriatı önce Allah’ın emirlerini indirip insanların hayatlarını onlara göre tanzim ettiği bir emirler manzumesi değil, vuku bulan olaylara çözümler sunan bir süreç şeriatıdır. Çünkü Kur’an sadece emirlerden müteşekkil ilahi bir kitap, insan da robot misali sadece kendisine verilen komutların yerine getirilmesinin istendiği bir varlık değildir. Bu durum Medine döneminden başlayarak bir medeniyet inşası iddiasında olan Müslümanlar için Kur’an vahyinin ibadet ve sosyal hayatlarını düzenleyen emir ve yasakları da içermesi, sosyal gelişimin paralelinde önceki bir hükmün sonra zihinsel ve yaşamsal olgunluğa erişilmesiyle sonraki Şer-i bir hükümle geçersiz kılınmasını mümkün kılmıştır. Bu çerçeve de ulema bu geçersiz kılmanın Kur’an içi mi, yoksa şeriatlar arası mı olduğu hususunda aralarında ihtilafa düşmüştür.

Süleyman Ateş, Hz. Peygamber’e unutturularak neshedilen ve dolayısıyla Kur’an mushaflarına yazılmayan âyetler bağlamında neshin varlığını savuNûr ve Hz. Peygamber’in unutmasını insânî gerekçelere bağlar. Modern dönem müfessirlerinden Muhammed Abduh ve Reşit Rıza’nın aksine unutmayı peygamberin masumiyetine bir aykırılık olarak görmez. Çünkü ortada âyetleri kasten değiştirmek gibi bir durum söz konusu değildir. Bu unutma eylemi Hz. Peygamber’in kendisiyle de alakalı değildir. Unutturan Allah’tır.158 Ateş daha önce de zikrettiğimiz gibi metni durduğu

halde hükmü nesh edilen şeklinde bir neshi kabul etmez. Çünkü Kur’an’da anlamsız, hükümsüz ve kalıp olsun diye bir âyet bulunmamaktadır. Bununla birlikte kesin kanaati şudur ki Kur’an âyetlerinden kastedilen nesh Hz. Peygamber’e Allah tarafından unutturulmuş, bu sebeple de kasıt olmaksızın Mushaf’a yazılmamış âyetlerdir.159

M. Sait Şimşek’e göre sosyal ve bilişsel farklılaşma insanlık tarihinin bir gerçeğidir. Bunu inkâr etmek ne bilimsel ne de tarihi verilerle bağdaşmaz. İnsanlık tarihine bakıldığında görülecektir ki her millete gönderilen peygambere döneminin zekâ düzeyine uygun olarak ve bölgesinin en bilinen hakikatleri üzerinden mucizeler

158 Süleyman Ateş, a.g.e., s. 10. 159 Süleyman Ateş, a.g.e., s. 15.

54

kendisine verilmiştir. Dolayısıyla tarihi süreç içerisinde toplumların sosyo-kültürel şartları, ihtiyaç ve yaşam şartları birbirinden farklılık arz etmiş ve etmektedir. Bu sebepledir ki her millete gönderilen peygamberin getirdiği ilahi ilkeler kendi toplumunun ve döneminin şartlarına uygunluk arz eder. Netice itibariyle önceki toplumlara verilen ilahi emirler yeni gönderilen ilahi emirleri kapsayabildiği gibi tamamen farklılaşmak suretiyle yeni emirler içeren bir şeriat da olabilmektedir. Dolayısıyla ona göre şeriatlar arası nesh mümkün iken, Kur’an içi nesh mümkün değildir. Bunun yerine kısmi zamanlı nesh anlayışını tercih eden Şimşek, insanların sosyal ve dînî hayatlarını düzenleyen birtakım hükümlerin zaman ve mekân açısından askıda kalacağını savunmaktadır.160

Nisa sûresi 82. âyeti “ ًاري ۪ثَك ًاف َلَِتْخا ِﻪي۪ف اوُدَج َوَل ِ هاللّٰ ِرْيَغ ِدْنِع ْنِم َناَك ْوَل َو َۜنٰا ْرُقْلا َنو ُرَّبَدَتَي َلََفَا /Hâlâ Kur'an'ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkası

tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı” delil olarak

getiren Şimşek, müfessirlerin Kur’an âyetleri arasında çelişki varmış izlenimini ortaya koyan nesh iddialarını reddeder. Bu şekilde bir neshin mümkün olmadığını savuNûr. Bununla birlikte Şimşek’e göre âhad haberlerin de Kur’an âyetlerini nesh etmesi mümkün değildir.161

M. Sait Şimşek’e göre, sonra gelen bir şeriatın önce gelen bir şeriatın tüm hükümlerini olmasa da tahrifata uğramış olan kısımlarının neshi/tebdil söz konusu olabilir. Şu kadarı var ki din sadece hükümlerden ibaret değildir. İnançlar da mevzubahistir. Kur’an tüm dinleri İslâm olarak isimlendirdiği için bütün ilahi dinlerin inançla ilgili kısımları sabit, muamelatla ilgili kısımları ise neshe/tebdile konu olmuştur.

Kur’an’ın Kur’an’la neshini var olan âyetlerin metin ve hüküm birlikteliğiyle var olduğunu, nesholunan âyetlerinde yine metin ve hüküm birlikteliğiyle nesholduğunu söyleyen Süleyman Ateş, Kur’an’ı Sünnet’in neshetmesini de reddeder. Mütevatir olsa bile hadis âyete denk olamayacağından Kur’an-ı nesh etmesi de düşünülemez çünkü Kur’an vahiydir, Ateş’e göre hadis vahiy değildir. Mütevatir bir hadis Kur’an-ı Kerim’den bir âyeti nesh edemiyorsa âhad bir hadisin nesh etmesi de mümkün değildir. Ateş, Sünnet’in ekseriyetinin âhad haber olduğu iddiasındadır. Hadisler arasında da âhad bir hadis mütevâtir bir hadisi

160 M. Sait Şimşek, a.g.e., s. 78. 161 M. Sait Şimşek, a.g.e., s. 99.

55

nesh edemez. Ateş’in kendisine kaynak olarak aldığı İmam Şafi’nin hiçbir hadisin Kur’an âyetini nesh edemeyeceğini er-Risale’sinde162 zikrettiğini söyler.

Süleyman Ateş, metni Kur’an’da yazılı olan hiçbir âyetin hükümsüz olamayacağını iddia eder. Kur’an’da metni olup hükmü nesh edildiği iddiasında olanların sağlam bir delillerinin olmadığını, bu yönde kaynaklarda geçen nesh sınıflandırmasının müfessirlerin kendi görüşlerinin yaygınlık kazanmasından ileri geldiğini iddia eder. Ateş’e göre Hz. Peygamber’den de nesh konusunda herhangi bir rivâyet gelmemiştir. Müfessirleri nesh konusuna kendilerini çok kaptırmakla itham eden Ateş, nesh edilen âyet sayısını müfessirlerin 5’ten 565’e kadar çıkardıklarını

Şah Veliyyullah Dehlevî’nin nesh edildiğini iddia ettiği 5 âyetin de hükmünün

olduğunu iddia etmektedir.163

M. Sait Şimşek nesh taraftarlarının kendi aralarında icma bulunduğu görüşünün doğru olmadığını iddia eder. Çünkü ıstılahî olarak neshi tanımlamada ve nesh edilen âyetlerin sayısı hakkında aralarında bir birliktelik bulunmayan alimlerin nesh konusunda bir icmaya varmış olmaları mümkün değildir. Bu da Kur’an içi bir neshin bulunmadığının en önemli delillerindendir.164 Alimlerin kendi aralarında icma

olduğunun delil olarak kabul edilebilmesi için İslâm mirasının tamamının gün yüzüne çıkması gerektiğini savunmaktadır. Şimşek’e göre nesh teorisi Kur’an-ı Kerim’de çelişki bulunmadığını ifade eden âyete de muhaliftir. Öte yandan Hz. Ali ile bir kıssacı arasında geçen nesh olayını ise Şimşek, dönemin kıssacılarının israiliyatı çok anlattıkları ve bu olayın da kıssacının geçmiş ümmetlerin nesh edilen şeriatlarına dair anlatılanlarla Kur’an-ı birbirine karıştırmasından dolayı yaşanmış olma ihtimalini dile getirmek suretiyle reddetmektedir. Bu da Hz. Ali’nin geçmiş ümmetlerin şeriatlarının Kur’an tarafından nesh edildiğini bildirdiğini ortaya koymaktadır.165

Şâri’ olarak Allah kullarına dilediğini emretme ve dilediği hükmün uygulamasını kaldırmakta serbesttir hatta bu yolla kullarının itaatkarlıklarını ölçmüş olur. Ancak böyle olmakla birlikte nâsih mensûhun hükmünü ebediyen kaldırır demek Şimşek’e göre mümkün değildir. Çünkü bunun bir zaman ve zemin meselesi olduğu iddiasındadır. Bu itibarla Kur’an-ı Kerim’de hükmü ebediyen kaldırılmış bir

162 Ebû Abdillâh Muhammed b. İdrîs b. Abbâs eş-Şâfiî, “Er-Risale”, s. 106 163 Süleyman Ateş, a.g.e., s. 23.

164 M. Sait Şimşek, a.g.e., s. 96. 165 M. Sait Şimşek, a.g.e., s. 99.

56

âyet bulunmamaktadır, Asr-ı Saadette şartları gereği hükmü uygulanan bir âyetin şartlar ortadan kalkması sebebiyle hükümde bir askıya alma ve bu şartlar tekrar oluştuğunda âyetin hükmünün tekrar devreye girmesi söz konusudur. Buradan da anlaşıldığı üzere Şimşek’e göre Kur’an içi bir âyetin başka bir âyeti nesh etmesi söz konusu değildir.

Ateş’e göre vahyin ilk yıllarına kadar götürülmeye çalışılan Kur’an içi nesh olgusu, Kur’an’la başlar ve Kur’an içi bir neshin varlığı Hz. Peygamber’e unutturulan âyetlerle sınırlı olmak kaydıyla varlığı iddia edilebilir. Şimşek ise Kur’an içi neshe sıcak bakmaz ancak bazı âyetler için kısmi zamanlı neshten söz eder. Öyle ki nesh Kur’an-ı Kerim’in kendinden önceki şeriatları nesh etmesi olayıdır. Ancak bazı âyetlerin hükmünün Asr-ı Saadetle sınırlı olduğunu o dönemin şartlarının oluşmasıyla birlikte tekrar hükümlerin devreye gireceğini iddia eder. Esasında bu düşünce tarihselciliği de beraberinde getiren problemli bir düşüncedir.

2.6. Hicr Sûresi 9. Ayet Bağlamında Ateş ve Şimşek’e Göre Kur’an’ın