• Sonuç bulunamadı

4. OSMANLI ROMANYA İLİŞKİLERİ (1878-1912)

4.7. Komitacılık Faaliyetleri ve Romanya

4.7.3. Romanya’da Arnavut Komitacıları

Osmanlı Devleti’nin Tanzimat’la birlikte merkezi sistemi güçlendirme ve eşitlik anlayışının etkin olması, Arnavutların kendi geleneksel yapıları içinde sahip oldukları imtiyazları ortadan kaldırmış bu da bir tepkiye neden olmuştur. Ulusal idealler etrafında toplanan Arnavutlar, Hersek isyanı başta olmak üzere Karadağ’ın Arnavutluk’tan toprak talep etmesi gibi gelişmelerin Arnavut topraklarını tehdit etmesi üzerine Arnavut aydınlar örgütlenerek Abdul Fahri’nin başkanlığında Yanya’da toplanmış ve toplantı sonrasında Bâbıâlî’ye sunulmak üzere ültimatom niteliğinde kararlar almışlardır. Bu karara göre Osmanlı Devleti Arnavutluk’un toprak

geçirilmekte ve arzu edenlere me’mûrîn-i rûhâniyyelerinin vesâtetiyle ba’de’t-tahlîf komiteye idhâl ile silâh tevzi‘ edilmekte olduğu ve hatta kendilerine kumanda etmek üzre hîn-i ihtilâlîde binbaşı rütbesini ihrâz edecek birinin de içlerinde mevcut bulunmakta idüğü ve Kürtleri de birlikte ayrı bir hükûmet teşkîli için teşrîk-i mesa‘îye davet ve teşvîk ve tergîb eylemekte oldukları tahakkuk ve tezâhür eylemiştir. Binaenaleyh keyfiyet tahkîk ve tedkîk ve ta‘mîk eylemekte ancak Kalas ile Sünne'de ve Fokşan, Pirlad, Yerköy’de ve Bükreş'de ve Der-sa‘âdet'de üç mahalde ve İzmit'de şubeleri bulunduğu tahkîk edilebilmiş ve bu aralık İstanbul'dan ahvâl ü harekâtları da‘î-i şübhe ba‘zı kesân kendilerine tüccar süsü vererek buraya gelip birkaç gün ikâmet ve Romanya'nın Ermenisi çok olan karye ve kasabâtında cevelân ettikten sonra sıfat-ı müktesebe-i ticariyyeleri îcâbı ahz ü i‘tâ eylemeleri lâzım gelirken mu‘âmele-i ticâriyyeye girişmeksizin avdet etmeleri nazar-ı lâ-kaydî ile geçiştirilecek umûr-i âdiyyeden olmadığı gibi pek vâsi‘ mikyâsda teşkîlâta mâlikiyyeti anlaşılan mezkûr komitenin buradaki erkân ve efrâdının hâl ü hareketlerinin yakînen ta‘kîb ve tahkîk edilmesi ehemm ü elzem bulunmuş olduğundan Romanya'nın Ermenisi kesîr kasabâtında birkaç gün berây-i tahkîk geşt ü güzâr etmek üzre Ermeni ve Romen lisanlarına âşina gözüaçık müslüman bir me’mûrun serî‘an i‘zâmı ve bu şık mümkin olmadığı takdîrde Bükreş Sefâret-i Seniyyesi'nden tensîb buyrulacak bir me’mûrun mahâll-i mezkûreye sevkiyle tahkîkât ve tedkîkât icrâsı min külli'l-vücûh fâ’ideden hâlî olamayacağı re’y-i kâsırânesinde isem de ol bâbda emr ü fermân hazret-i men lehü'l-emrindir.

Fî 29 Temmuz sene [1]913 Köstence Başşehbenderi

140

bütünlüğünü sağlayamaması durumunda, Arnavutlar özerkliklerini ilan edip, topraklarına kendileri savunacaklardı.

93 Harbi’nin Osmanlı tarafından kaybedilmesi üzerine Arnavutluk topraklarının büyük bir kısmının Ayastefanos Antlaşması ile Karadağ, Sırbistan ve Bulgaristan’a verilmesi üzerine 23-30 Mayıs 1878’de Prizren’de toplanan Arnavutlar “Arnavut Halkının Haklarını Savunma Merkez Komitesi”ni kurmuşlardır. Komite 30 Mayıs 1878'de şu açıklamayı yapmıştır: “Karadağ, Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan ile barış içinde yaşamak dışında hiçbir şey istemiyoruz. Onlardan hiçbir şey istemiyoruz veya talep etmiyoruz. Ama bize ait olanı bizde tutmaya kararlıyız. Arnavut toprakları Arnavutlara bırakılmalıdır (M. Hacısalihoğlu, 2011: 127).”

Arnavutlar Prizren’deki toplantısından sonra, 10 Haziran 1878 tarihinde Prizren’de bir kongre düzenleyerek Prizren Birliği (Lidhja ePrizrenit)’ni kurmuşlardır (A. Temizer, 2007). Berlin Kongresi’nde Arnavutların yoğun olarak yaşadığı bazı bölgelerin Balkan ülkelerine verilmesi Arnavutluk ve Kosova Arnavutuları arasında tepkiye neden olmuştur. Prizren Birliği, Berlin Kongresi’nin Arnavutluk toprakları ile ilgili hükümlerini kabul etmediğinden Arnavutları silahlı direniş için örgütlemiştir (33- 35; M. Hacısalihoğlu, 2011: 127).

Her ne kadar Osmanlı Devleti bu birliği, kendisini “Geçici Arnavut Hükümeti” olarak ilan etmesinden sonra 1881 yılında dağıttıysa da Arnavutların yrılıkçı hareketleri devam etmiş bu bilinç aşılamamıştır (M. Aydın, 2015:21).

Prizren Birliği dağıtıldıktan sonra, Arnavut ihtilalciler diğer ülkelerde eğitim kültür alanlarında veya yeraltı faaliyetleri ile Arnavut ulusçuluğunu geliştirmeye çalışmışlardır. Bu bağlamda ilk ve en etkili faaliyetlerini Romanya’da gerçekleştirmişlerdir. Romanya’da yaşayan Arnavutlar tarafından 1884 yılı sonlarında Drita ismiyle Bükreş’te ilk Arnavut komitesi kurulmuştur. Drita, Arnavut dili ve edebiyatı üzerine yaptıkları çalışmaları ile Arnavut milliyetçiliğinin gelişmesinde etkili olmuşlardır. Romanya Hükûmeti Arnavutlara yayın baskıları ve diğer masrafları için 15.000 Franklık destekte bulunmuştur (S. Olgun, 2017:29).

Drita, Romen hükümetinden aldığı desteğin karşılığı olarak Arnavut öğrencilerin çıkardığı Sqipetari/Albanezul isimli gazeteyi hem Arnavutça hem de Romence yayınlanmışlardır. Drita, bu faaliyeti ile Romen dilinin popülerleşmesine katkıda bulunduğu için Romen Kralı’nın desteğini almıştır (S. Olgun, 2017:31).

141

Drita’nın faaliyetleri Bükreş sefiri tarafından yakından takip edilmiştir. Komite kendisine her ne kadar Arnavut dili ve edebiyatını yaşatmak için kurulmuş ve o yönde çalışan bir cemiyet olarak gösterse de, Osmanlı Devleti bu komiteyi Arnavutluk’un bağımsızlığı için çalışan bir komita olarak görmüştür (M. Aydın, 2015:26-27; S. Olgun, 2017:31)

Drita, 1892 yılında yeniden yapılanarak Arnavut-Ulah propagandası yaparak, Arnavut - Romen Kültür Enstitüsü’nü kurarak “antihellenizmi” canlandırmıştır. Bu propagandaları ile Romenlerden destek almıştır. Drita artık otonomi talep eden bir komita haline gelmiş ve Osmanlı Devleti’ne düşmanca tavır içine girmişlerdir (M. Aydın, 24-25; S. Olgun, 2017:31)

Osmanlı Devleti Romanya Hükûmeti ile iletişime geçerek Drita’nın faaliyetlerini önlemeye çalışmıştır. Bu girişimlerden biri Eylül 1899’da Bükreş’te yapılacak olan kongrenin Romanya Hükûmeti tarafından engellenmesi olmuştur. Ancak Arnavutlar yine de faaliyetlerine devam etmişlerdir. 1902 yılında üniversite öğrencileri tarafından Shpresa isminde bir komita kurulmuş, 1906 yılında Drita ve Dturia7 komitaları ile birleşerek Bükreş’te Arnavut Başkim Teşkilatı’nı kurmuşlardır. Başkim Komitası’nın özellikle basın yolu ile Osmanlı Hükûmetini eleştiren yazılar yazması Osmanlı Devleti’nin Romen hükümeti üzerindeki baskısını arttırmasına neden olmuştur. Ancak Osmanlı Devleti’nin baskıları karşılık bulmamış, Başkim Teşkilatı faaliyetlerini sürdürmeye devam etmiştir (B. Çelik, 2010: 85-86; M. Aydın 2015: 27).