• Sonuç bulunamadı

2. KÜBREVİYYE TARÎKATI

1.2. ŞAHSİYETİ

2.1.44. Risâle-i Sualât

10 sayfadan oluşmaktadır. Hemedânî’nin bir müridinin sorduğu sorulara verdiği cevapları içerir. Yazma nüshası Tahran Merkez Kütüphânesi, nr. 3333’te bulunmaktadır.483

2.1.45. Fi’s-Sevâdi’l-Leyl ve Lübsi’l-Eseved

Bütün fiillerin yaratıcısının Allah olduğu, fiillerimizi özgür irademizle yapıp sorumluluklarımızın olduğu hatırlatılır, kibirin afetlerinden söz eder. Efendimiz’in Mekke’nin fethinde siyah bir sarık giydiğini, Huneyn Gazvesinde meleklerin insan süretinde siyah sarıklı olduklarını, Hz. Ali’nin de siyah giyindiğini, sufilerin de siyah giyinmesini tavsiye eder. Yazma nüshası Tahran Merkez Kütüphânesi, 2355’te bulunmaktadır.484

2.1.46. Maaşu’s-Sâlikîn

Müritlerin Hace Kavumuddin Bedahşi için yazmıştır. 40 yıl Hemedânî’ye hizmet etmiştir. Seyyid’in tedfin ve defninde görev almıştır. Yazma nüshaları Britanya Müzesi, RCS836’da bulunmaktadır.485

2.1.47. Muradât-ı Divân-ı Hâfız

Sekiz sayfadan oluşmaktadır. Divânda istiar sanatını kullanılması mey, kilise, yar, mahbub u dost, gamze, buse, leb, dehan, çeşm, ebru, matlub, id, bahar, meyhane, şarap, kadeh, visal, firak, maşuk, aşık, gül, bülbül ve benzeri konular yer alır. Mikrofilm bir nüshası Tahran Merkez Kütüphânesi, nr. 3297’de bulunmaktadır.486

2.2.48. Risâletu Minhâci’l-‘Ârifîn (

نيفراعلا جاهنم ةلاسر

)

Kısa bir risâle olup özlü sözlerden oluşmaktadır. Mukaddimesi

Hemedânî’nin diğer risâlelerine benzemekle beraber, müellifin adı

zikredilmemektedir. Şu cümle ile başlar; “Bil ki Ey Azîz! Bunlar mârifet ve hikmet

483 Riyâz, Ahvâl u Âsâr u Eş’âr-i Mir Seyyid Ali Hemedânî Ba Şeş Risâle-i Ez vî, s. 173. 484 Riyâz, Ahvâl u Âsâr u Eş’âr-i Mir Seyyid Ali Hemedânî Ba Şeş Risâle-i Ez vî, s. 172. 485 Riyâz, Ahvâl u Âsâr u Eş’âr-i Mir Seyyid Ali Hemedânî Ba Şeş Risâle-i Ez vî, s. 176. 486 Riyâz, Ahvâl u Âsâr u Eş’âr-i Mir Seyyid Ali Hemedânî Ba Şeş Risâle-i Ez vî, s. 184-185.

146

ehlinin kelâmından bir araya getirdiğim sözlerdir.” Bir araya getirilen söz konusu

sözlerden kanûnî ve irfânî olan bendlerin bazıları şunlardır:

“Zinhâr! Hak’tan gâfil olma.

Her zaman ümitvâr ol ki umduğuna vâsıl olasın. Pişman olmamak için dünyaya tapmayın.

Herkes bıraksa da sen Hak’dan ayrılma.

Sana hürmet edene, sen daha fazlasıyla hürmet et.”

Eserdeki diğer bendler de yaklaşık yukarıda yer verdiklerimiz gibidir.

Hemedânî’nin bu risalesi Akâ Husâmeddin Râşidî tarafından Der Tezkire-i Şu‘arâ-i

Keşmîr ismiyle neşredilmiştir.487 2.2. ARAPÇA ESERLERİ

Ömrünü ilim, irşâd, teblîğ faaliyetlerine adayan Mîr Seyyid Ali Hemedânî, bu amaçlara hizmet için Farsça eserler yanında Arapça eserler de kaleme almıştır. Onun Arapça olarak kaleme aldığı eserleri maddeler halinde incelemek istiyoruz.

2.2.1. Şerhu Esmâi’l-Hüsnâ

( ىنسحلا ءامسا حرش )

Mîr Seyyid Ali Hemedânî doksan varaklık bu eserinde Allah’ın (c.c.) doksan dokuz esmâ-i hüsnâsını, âyet ve hadîslerden deliller getirerek şerh etmektedir. Şâh-ı Hemedânî, teşbih, istiâre gibi edebî sanatları da kullanarak, içe yönelik manâ ve gönül dünyasında, etkili bir hitap tarzı kullanmaktadır. Mîr Seyyid Ali Hemedânî,

Şerhu’l-Esmâi’l-Hüsnâ’da gece gündüz daima zikredenleri, milyonlarca yıldızla

tezyin edilen semâya, Yüce Kudret Sahibi’nin âli sıfatlarına aşinâ olan gönülleri de sınırsız bir hazîneye benzetir. Hemedânî eserinin başında; “En güzel isimler

Allah’ındır. O’na o isimler ile duâ edin”488 âyetine yer verdikten sonra şu cümlelerle

eserine giriş yapmaktadır:

487 Envârî, “Mîr Seyyid Alî Hemedânî ve Tahlîl-û Âsâr-i û, s. 356. 488 A‘raf Sûresi, 7/180.

147

“Varlık semasını esmâ-i hüsnâ yıldızları ile tezyin eden, varlık hazînesinin

kapılarını da yüce sıfatların tecellîsi ile açan Rabbe hamd olsun. Onun haşyet ve korkusu ile yedi kat semâdaki tertemiz rûhlar titrer durur. Yüce Allah irfân ehlinin gözlerini örten, şek şüphe, körlük perdelerini kaldırmış, onlar böylece hikmeti elde etmişlerdir. Küfür karanlığında kalanlar, gözlerindeki gaflet perdeleri sebebi ile onun tecellîlerinin nurunu göremediler, balların balından daha tatlı olan hitabını duyamadılar. Risâleti ile en büyük müjdeyi getirene salât’u-selam olsun.”489

Mîr Seyyid Ali Hemedânî Şerhü’l-Esmâi’l-Hüsnâ isimli eserini şu duâ ile bitirmektedir: “Yüce Allah bizi isim ve sıfatlarının hakîkatlerine Şâhid olduklarında

bizleri edebe riâyet edenlerden eylesin. Zatının sırlarına erme irfânıyla saâdete erenlerden eylesin. “Rabbimiz! Bizi hidâyete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.”490 Yâ Kerîm, Yâ

Vedûd, Yâ Tevvâb! Rahmet, fazıl, cömertlik ve kereminle bize muamele et! Hamd yalnız o’nadır. Selâm hidâyete tabi olanların üzerine olsun. Âmin.”491

Yazma nüshalarından birisi, İran-Tahran Milli Meclîs Kütüphânesi 2871 no ile kayıtlı bulunmaktadır. Bir diğer nüshası da 1852 no ile Tacikistan Merkez Kütüphânesi’nde bulunmaktatadır.

2.2.2. Zikriye-i ‘Arabiyye

(

هيبرع هيركذ

)

Alt varakalık bir risâle olup üç bölümden oluşmaktadır. Bölümlerde şu konular işlenmektedir:

1- Zikrin fazîleti ile hafî zikrin cehrî zikre olan üstünlüğü. 2- Gafletin âfetleri ve zikre başlayan sâlikin mücâhedesi. 3- Zikrin hakîkatı, kısımları, dereceleri ve özel zikirler.

489 Hemedânî, Şerhu Esmâi’l-Hüsnâ, (Mahtutat) Kütüphâne-i Şuray-ı Millî, Nr. 2871, Tahran, vr.

172a.

490 Âl-i İmrân Sûresi, 3/8.

148

Her bölümle ilgili âyet, hadîs, Arapça şiirler verilmektedir.492

2.2.3. el-Meveddetu fi’l-Kurbâ ( ىبرقلا يف ةدوملا )

Hemedânî, on dört fasla ayırdığı bu risâlesinin birinci faslında Hz. Muhammed’in (sav) faziletlerinden, ikinci faslında Ehl-i Beytin faziletlerinden bahsettikten sonra geri kalan fasıllarda Hz. Ali’den bahseder. Fasıllar “el- Meveddetu’l-ûlâ”, “el-Meveddetu’s-Sâniye” şeklinde isimlendirilmiştir.493

Eserin yazması nüshaları, Biritanya Müzesi, Hindistan, Haydarabad ve ed- Dakn kütüphânelerinde bulunmaktadır. es-Seyyid Ebu’l-Kasım b. Hüseyin er-Râd el-Lahûrî’nin, h. 1290 yılında bu esere yazmış olduğu Arapça şerh, h. 1310’da Hindistan Bombay’da, ikinci baskısı da h.1310’da Pakistan Lahor’da basılmıştır. Rıza Mustafa Sebzevârî’nin ez-Zâdu’l-‘ukbâ adıyla Urducaya çevirdiği bu eser, 1961 yılında Pakistan/Lahor’da, Silsiletu’l-Menşûrât tarafından yayınlanmıştır.494

2.2.4. el-İnsanü’l- Kâmil (

لماكلا ناسنلإا

)

Dört sayfadan müteşekkil olan bu risâle Seyyid Ali Hemedânî’nin eserlerinden olup Rûhu’l-a‘zam olarak da bilinir. Behîmî arzuların, nefis ve hevânın boyunduruğundan kurtulan insanın, faziletlerle donanarak yükselmesiyle kâmil insan olacağından bahseder. Kâmil insanın sıfatlarının açıklandığı bu risâlede, Efendimiz (sav)’in sünneti ile onun râşid halîfelerinin yolundan gitmekle kâmil insan sıfatının elde edebîleceğini açıklar. Hemedânî Risâleye şu cümlelerle başlar:

“Kuddüs olana hamd olsun ki, her türlü eksikliklerden münezzehtir.

Emmaba‘d, Arabî ve ümmî olan Nebi (sav) dedi ki; “Ben Allah’tanım, Müminler de bendendir.” İnsan, Ümmü’l-Kitab’tan seçilmiş bir sayfadır. Onda bedî‘ ve diğer sanatların satırları vardır. Onda Furkanı zatı, kelimât ve simatın âyetleri, sırlı harfler, seferlerin noktası, nurların i‘râbı gizlidir. O kapsamlı külliyât mushafının bir cüzü’dür. İnsan-i Kibâr olarak isimlenir, Rûh-ı A’zam olarak bilinir ki batını a’zamatın tecellîsi, zâhirî Kibriya için arş, ferştir. Şairin dediği gibi;

492 Envârî, “Mîr Seyyid Alî Hemedânî ve Tahlîl-û Âsâr-i û”, s. 359.

493 Hemedânî, el-Meveddetu fi’l-Kurbâ, el-Mevsim, Sy. VIII, Cilt: II, Şam 1990, s. 1305-1306. 494 eş-Şeyh Süleyman Kilan el-Belh, Yenâbiu’l-Meveddeh, İstanbul 1301, s. 266.

149

تسوا كاخ مدآ هك ىشخب درخ نآ

تسوا تايآ فحصم ايشا هلمج

“O akıl-bağışlayan zât ki âdem onun toprağıdır,

Cümle eşya mushâfının âyetleridir.”495

el-İnsanü’l- Kâmil adlı risâlenin bir nüshası İran Tahran Üniversitesi Merkez

Kütüphânesinde (nr. 272) bulunmaktadır.

2.2.5. Risâletu’t-Tevbe

( ةبوتلا

ةلاسر )

Hemedânî’nin isminden de anlaşıldığı gibi tevbe ile alakalı bu risâlesinde Allah’a îmân, nefis tezkiyesi, riyâzet, mücâhede ve ibâdetle Allah’a yönelmenin faziletini de açıklamaktadır. Risâle Allah’a hamd ve seçkin kullarına selamdan sonra şu sözlerle başlamaktadır:

“Ey Tâlib! Allah senin gönlünü Hakka ulaşma, yüksek zirvelere çıkma

yolundaki engeller olan nefis ve hevânın kötülüğünden korusun. Şüphesiz kulların gönülleri, karanlıklar, şehvâni arzular, inhiraflar ve insan nefsinin bedenî unsurlarla ittisalinin yönlendirme ve iticiliğinden nâşi yanlış akîde, ilim ve sıfatların galebe çalmasıyla, Rabbânî sırlara erme ve ilâhî teccelliyatlardan istifâde etmeye kapalı olduğundan, Hak ile olan asil münasebetler ve mânevî bağlar da zayıflamış bulunmaktadır. Bu nedenle üzerlerindeki ağırlık ve içinde bulundukları çıkmazdan Hazret-i Hak yardımı olmadan çıkmaları da imkânsızdır. Bu durum sıkıntılı bir durum olup beden, nurani sâfa ve kemâlin zıddı olan behîmî, cismânî ve nefsânî zulumâtların hâkimiyeti altında ezilmektedir. Değişik ihtiyaçlarla boğuşan insan, büyük bir nehri besleyen yüzlerce arkın çekilmesiyle kuruması gibidir. Bir tükenmiş ve yardım istimdad edenin durumunu arz eder. Arayış içinde olanın, bir kıvılcımla azim ve irâdesini güçlendirmeye sevk eden talebin canlı tutulmasına tevbe ve inâbet denir.”496

495 Hemedânî, el-İnsanü’l-Kâmil, Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphânesi, nr. 272, vr. 150b-154a;

Envârî, “Mîr Seyyid Alî Hemedânî ve Tahlîl-û Âsâr-i û”, s. 359.

150

Risâlenin yazma nüshaları Tahran Kütüphânesi ile Britanya Müzesi’nde bulunmaktadır.

Benzer Belgeler