• Sonuç bulunamadı

2. KÜBREVİYYE TARÎKATI

2.6. Kübreviyye’de Usul-i Aşere

1.1.3. Doğumu ve Doğum Yeri

1.1.8.3.1. Keşmîr Seferinin Tesirleri

Hemedânî’nin Keşmîr’e yaptığı seferler orada bir çok değişimleri sağlamıştır. Bu değişimleri dini değişimler ve iktisadi-kültürel değişiklikler olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür.

a. Dînî Değişimler

Hemedânî, insanları Allah’ın dinine davet etmek için yaşamış, azaba düçar kalmamaları için nefis ve şeytanın desiselerine karşı uyanık olmanın çarelerini onlara öğretmeye çalışmıştır. Ebedî nimetleri elde etmenin yollarını bir bir açıklayarak,

173 Cebecioğlu, “Seyyid Ali Hemedânî’nin Keşmîr’de İslâm’ı Yayma Faaliyetleri ve Siyâsî

Düşünceleri”, s. 106.

56

insanları irşat etmeyi yirmi yıl dünyanın her tarafına seferler düzenleyerek sürdürür. Keşmîr gibi putçuluk ve Budizmin hegemonyası altındaki topraklar onun sayesinde İslâm’la kucaklaşır.

Hemedânî’nin, tarîkat zümreleşme hareketlerinin yoğunlaştığı onuncu yüzyıldan sonra, cemaatini belli bir misyona yönlendirmesi, adeta bir yönetici gibi özel bir siyâset izlemesi sonucu, İslâm’ın Keşmîr’de kısa zamanda yayılamasına sebep olduğunu ifade eden Cebecioğlu, O’nun ilmî, rûhî, siyâsî bir nüve oluşturmak üzere bir metod tesis etmesinin, kendisini takip ederek gelen, sonraki dönem Hint- İslâm mutasavvıflarına da etki etmesinin dikkat çeken bir başka husus olduğunu belirtir.175

Cebecioğlu’nun ifadesine göre Hemedânî’nin yaşadığı dönemde, İslâmlaştırma faaliyetlerinin odak noktasında Sühreverdiyye, Kübreviyye, Nakşbendiyye, Rişiyye ve Kâdiriyye gibi tasavvuf ekollerinin temsilcileri bulunuyorlardı. Hoca Muhammed Bahâeddin Nakşbendi (1317-1389)’nin halîfelerinden Seyyid Hilâl’i İslâm’ı yayma misyonuna matuf olmak üzere göndermesinden, Şeyh Nureddin Rişî ve halîfelerine (ve diğerlerine) kadar çok sayıda mutasavvıf, XIV. ve XVI. yüzyıllar arasındaki faaliyetler zincirinin halkalarını oluştururlar. Seyyid Ali Hemedânî de bu misyonu ifa edenlerden biridir.176

İslâm’ın Keşmîr’de yayılması için Hemedânî Keşmîr Vâdîsi’ni baştanbaşa dolaşarak, o sıralar önemli Hindu merkezlerinden olan Pompur, Avantipura ve Vijabur gibi yerlere, sürekli faaliyette bulunmak üzere halîfeler bırakmıştır. Hemedânî, İslâm’ı Keşmîr’de gece gündüz teblîğ etmiş, onun eliyle, Hindu ve putperestlerden hidâyete erenlerin sayısı otuz yedi bini bulmuştur. Hemedânî’nin halîfeleri bu bölgelerde büyük hankâhlar ve bunlara bağlı küçük tekkeler açarak, bir ağ gibi bütün Keşmîr’i sardılar. Bu dergâhlar zamanla teblîğ ve ihtida olaylarına merkezlik görevini ifa ettiler. Günümüzde de ayakta kalan, özel bir mimarıyla

175 Cebecioğlu, “Seyyid Ali Hemedânî’nin Keşmîr’de İslâm’ı Yayma Faaliyetleri ve Siyâsî

Düşünceleri”, s. 112.

176 Cebecioğlu, “Seyyid Ali Hemedânî’nin Keşmîr’de İslâm’ı Yayma Faaliyetleri ve Siyâsî

57

Seringer’de Şâh-ı Hemedân Camisi yanında bina edilen Mualla Hankâhı, ilim, irşâd ve eğitim görevlerini îfâ etmiştir.177

Seyyid Ali Hemedânî, Keşmîr’de Fütühat-ı Mekkiyye gibi ağır ve felsefi eserleri anlayan ulemâyı toplayıp müzakereler yapmıştır.178 Diğer taraftan Seyyid Ali Hemedânî, sultân ve diğer devlet adamlarının yanında büyük bir ihtiram görürdü. O da bu nüfuzu, onları İslâm’a davet etmede çok iyi kullanıyordu. İslâm’ın emirlerini yerine getirmek, yasaklarından sakınmak için onları uyarıyor, onların yanlışlarını düzeltiyordu. Hemedânî’nin yönetici niteliklerini güzel bir şekilde açıklayan ve İran’da da alanındaki en meşhur kitap olarak bilinen Zahîretü’l-Mülûk adlı eseri, Keşmîr’de uzun süre ders kitabı olarak okutuldu.179

b. İktisadi ve Kültürel Değişiklikler

Keşmîr’in Havarisi olarak da bilinen Mîr Seyyid Ali Hemedânî, yaptığı bereketli çalışmaları sayesinde halk kısa sürede İslâm’ı benimsedi. İslâm kültür ve medeniyeti, Keşmîr’in bütün köşelerinde revaç buldu. Seyyid Ali, hem kendisinin yazdığı Farsça kitapları ve diğer kitapları da götürerek, Keşmîr’de ilk kütüphâneyi kurdu. Farsça Keşmîr’de o kadar gelişti ki, Hint yarımadasının diğer bölgeleri olan Haydarabad, Sind, Peşaver ve Lahor’la kıyaslanmayacak bir dereceye vardı. Böylece Keşmîr’de sadece halkın inanç, ibâdet ve ahlakını ıslah etmekle kalmamış, toplumun ekonomik ve sosyal hayatında da öncülük yapmıştır. Hemedânî’nin Keşmîr’e yanında götürdüğü el işleri, dokuma ustaları, sanatkâr ve zanaatkârlar halka öncülük ederek, ekonomilerinin de gelişmesinde katkı sağlamışlardır. Helal kazanç elde edenlerin onu hak yolunda sarf etmeleri hususunda Hemedânî’nin etkisi büyük olmuştur. Hemedânî’nin, Keşmîr’e beraberinde getirdiği yedi yüz seyid, hem mânevî hem de maddi kalkınmada Keşmîrlilere rehberlik etmiştir. Etkisi günümüze kadar devam eden dokuma ve el sanatları, halkın geçim kaynağı haline gelmiştir. Keşmîr

177 Abdurrafi‘ Hakîkat, Târîh-i ‘İrfân-i ‘Ârifân-i Îrânî, s. 572; Rıda Mustafâvî, “Sehm-i Seyyid Ali

Hemedânî der İntikal-ı Ferhengi İran u İslâm bi Şibh-i Kare-i Hindu Pakistan”, Rûdegî, Yıl: 6, Bahar 1387, s. 6-7.

178 Cebecioğlu, “Seyyid Ali Hemedânî’nin Keşmîr’de İslâm’ı Yayma Faaliyetleri ve Siyâsî

Düşünceleri”, s. 107-108.

179 Mustafâvî, Sehm-i Seyyid Ali Hemedânî der İntikal-ı Ferhengi İran u İslâm bi Şibh-i Kare-i Hindu

58

tarihçileri Prof. Şemseddin Ahmed, Nişat Ensari, Faruk Buharı ve Dr. İkbal, günümüzde Keşmîr’de bulunan el sanatı ve dokuma gibi meslekleri Keşmîr’e getirenin Mîr Seyyid Ali Hemedânî olduğunu ifâde etmişlerdir.180

Hemedânî ve beraberindekiler, Keşmîr’de hayatın her alanında ihtiyaç duyulan iş ve mesleklerde öncülük yapmışlardır. Ahçılık, sakatatçılık, tatlıcılık, kuyumculuk, sahafçılık, kâğıtçılık, nakışçılık, telkari, keçecilik, mandıracılık, çiçekçilik, oymacılık, tallakçılık, helvacılık, kunduracılık, çadırcılık, marangozluk, testicilik, ciltçilik vb. iş ve mesleklerin Keşmîr’de gelişmesi Hemedânî’nin ziyâreti ile olmuştur. Tabi ki, önceden de bu sanatlardan bazıları biliniyordu, ancak Hemedânî ve beraberinde getirdiği âlim ve sanat erbabı, çalışıp el emeğinden helal kazanç elde etmeği teşvik ettiklerinden, mânâ cihetinde olduğu gibi, maddi alanlarda etkisi günümüze kadar devam eden parlak bir dönem yaşanır. Hemedânî’nin, İslâm’ı yayma ve Kübreviyye silsilesini idâme ettirme gâyesiyle Keşmîr’e müteaddit defalar ziyâreti sırasında batı ile doğu yânî İran ile Keşmîr arasında köprü görevini görür. İslâmî akîdeyi yayma, mescit ve hankâhlar bina etme şeklinde maddi ve mânevî imar gerçekleşir.181

Hemedânî’nin Keşmîr’e vardığı sırada orada geçimini putçuluktan temin eden on ikibin heykeltıraşın olduğu ifâde edilmektedir. Hemedânî ve yanında getirdiği âlim ve sûfilerin teblîğ ve irşâd faaliyetleri kısa sürede etkisini gösterince, putçuluğu bırakarak helalinden kazanmayı gâye edinmişler, el sanatlarıyla geçinmeye başlamışlardır.182 Konu ile ilgili makalesinde Prof. İzzeddin Hüseyin şöyle

demektedir: “Hemedânî’nin Zahîretü’l-Mülûk kitabının Hindistan ve diğer ülkelerin

kütüphâne ve müzelerinde sergilenmesi, 1825’te İngilizceye, 1829’da Fransızcaya çevrilmesi, padişâh ve vezirlerin başvuru kaynağı olmasının İslâm medeniyet ve kültürünün yayılmasında etkisi büyüktür. Bu kitabın etkisi altında kalan Keşmîr Padişâhı Sultân İskender, memleketinde şerîatla yönetimi benimser ve Hemedânî’den

180 ‘Atâî, “Nakş-i Mir Seyyid Ali Hemedânî Der Tevsi'e Hüner-u Sanâyî-i Desti Der Keşmîr”, s. 210-

211.

181 ‘Atâî, “Nakş-i Mir Seyyid Ali Hemedânî Der Tevsi'e Hüner-u Sanâyî-i Desti Der Keşmîr”, s. 212-

214.

182 ‘Atâî, “Nakş-i Mir Seyyid Ali Hemedânî Der Tevsi'e Hüner-u Sanâyî-i Desti Der Keşmîr”, s. 210-

59

etkilendiği için, ilk defa Şeyhu’l-İslâm tâyin eder.” Böylece Hemedânî’nin Keşmîr’de

fikir, mezhep, siyâset ve dil üzerindeki etkileri çağlar boyunca sürmüş. Helalinden kazanma, haramdan sakınma gayreti ile el işi ve diğer ve sanatlar büyük gelişme göstererek halkın refah seviyesi yükselir. Bu da gösteriyor ki, Hemedânî, insanlara sadece dinlerini öğretmekle kalmamış, belki çok yönlü olarak siyâset ve iktisat alanlarında da onlara rehberlik eder.183

Kısaca söylemek gerekirse; Seyyid Ali Hemedânî’in Keşmîr’e diktiği medeniyet ağacı kısa sürede dal budak vererek toplumun her kesiminde etkisini göstermiştir. Hatta Seyyid Ali Hemedânî Keşmîr’in bu hârikulâde gelişmesinden sonra orayı Keşmîr olarak değil de “Bâğ-ı Süleymân” olarak anmıştır.184

Lahorlu büyük âlim Muhammed İkbâl (1877-1938) Seyyid Ali Hemedânî’nin Keşmîr’deki hizmetlerini takdire şayan görerek şu mısralarında ondan sitayişle bahsetmektedir:

ديس

تاداسلا

،

رلااس

مجع

تسد

وا

رامعم

ريدقت

مما

ات

یلازغ

سرد

الله

وه

تفرگ

رکذ

و

رکف

زا

نامدود

وا

تفرگ

دشرم

نآ

روشک

ونيم

ريظن

ريم

و

شيورد

و

نيطلاس

ار

ريشم

Seyyidü’s-sâdât, Acemin lideri Mîr, dervîş ve sultânlara danışmandı Gazâli’den beri davaları Allah’tır zikr u fikir onun aslıdır

Ülkede eşi olmayan mürşittir O’nun eli, milletlerin geleceği185

Benzer Belgeler