• Sonuç bulunamadı

3. AMPHORALAR

3.2. Grek Amphoraları

3.2.2. Rhodos Amphoraları

Rhodos, Arkaik Dönem’den itibaren Akdeniz ticaretinde önemli bir yere sahiptir204. Arkaik Dönem’den Klasik Döneme geçildiğinde, kendi isimlerini taşıyan denizcilik yasasını205 ilan eden Rhodos, Akdeniz üzerindeki otoritesini de arttırmıştır206. Sadece denizcilik yasasıyla değil aynı zamanda Akdeniz’de bulunan korsanlara karşı verdikleri mücadeleler ile de adlarından söz ettirmişlerdir207.

Başarılı Tüccar ve bunun yanında denizci olan Ada, Helenistik Dönem’in başından itibaren de şarap üreterek ihraç etmişlerdir208. Üretilen Rhodos şarabı için ise Antik Yazar olan

195 Lawall 2010, 161, Lev. 93, no. 4.

196 Abramov – Maslennikov 1991, 234-235, fig. 1, no. 7. 197 Şenol-Aşkın 2007, 250 dp. 870.

198 Aslan 2015a, 327-328 fig. 1.4, 3.4. 199 Py 1993, 41 A-GRE Lesb6.

200 Grace 1953, 103-105, fig. 5.148.

201 Clinkenbeard 1982, 266 kat. no.8, pl.70-71, 8. 202 Alpözen v.d. 1995, 77.

203 Cook-Dupont 1998, 156-163, fig. 23.5d. 204 Şenol 2009, 122.

205 Rhodos’luların Denizcilik Yasası için bk.; Kurul 2014, 527-549.

206 Rhodos’un Akdeniz’deki politik gücünün artışı, hâkimiyeti ve otoritesi hakkındaki kronolojik süreç için bk.

Magie 1950, 71-72.

207 Akdeniz’deki korsancılık faaliyetleri hakkında ayrıntılar için bk.; Arslan 2003, 91-118.; Arslan 2007.; Durukan

2009, 1-21.; Arslan-Tüner 2011, 189-205.

208 Rhodos’un ekonomik gelişimi için bk. Berthold 1984, 37; Doğer-Şenol 1996, 59; Rhodos deniz gücünü hakkında

22

Athenaeus, Rhodoslu Timarchidas’ın; “Rhodos şarabının tedavi edici olduğunu tadının şıraya benzediğini ve az miktarda deniz suyu bulunduğunu” söylediğini belirtmektedir209. Şarabın içinde deniz suyunun kullanılmasından dolayı maliyet bakımından ucuz olan şarap, alıcılar tarafından da yoğun olarak tercih ediliyordu210. Nitekim Helenistik Dönem’e bakıldığında, Rhodos’ta ve ona bağlı yönetilen Rhodos Peraiası’nda ekonomisinin büyük bir bölümünü şarap ve bağcılık oluşturmaktaydı211. Söz konusu şarabın taşınması için ise yeterli amphora atölyesi olmayan Rhodos, Peraiası’nda kalan bölgelere amphora atölyeleri kurarak, talebi karşılamaya çalışmış, nitekim Rhodos Peraiası’nda bulunan Bozburun Yarımadası’nın girişinde, Hisarönü/Çubucak mevkiinde gerçekleştirilen kazılarda Rhodos amphoralarının üretildiği amphoralara rastlanmıştır212. Ayrıca bölgede yapılan yüzey araştırmalarında, Kallipolis civarında üç adet Rhodos amphorası üreten atölyeye rastlanılmıştır213. Tespit edilen Rhodos amphora üretim atölyelerinin yanı sıra henüz keşfedilmemiş oldukça fazla sayıda atölyenin olduğu da düşünülmektedir214.

Rhodos’un en erken tarihli amphoraları M.Ö. IV. yüzyıldan itibaren görülmeye başlamış ve bu amphoralarda Ada’nın ünlü şarabının yanında bazı ürünler de ihraç edilmiştir215. Bunlardan bazıları Zeytinyağı, badem, kuru incir, keçiboynuzu, arpa216, bal ve lahanada ihraç edilmiş olup fıstık çamı kozalağı, şeftali ve zeytin çekirdekleri İskenderiye açıklarındaki Qait Bay I ve II batıklarında Rhodos amphoralarının içerisinde ele geçmiştir217.

Rhodos amphoralarının önemli özelliklerinden biri kulplarının üzerinde bulunan mühürlerdir. Genel olarak amphoralarda mühürleme işlemleri, M.Ö. IV. yüzyıldan I. yüzyıla kadar düzenli olarak sürdürülmüştür218. Amphoraların kulplarında yer alan mühürlerde, kısaltma harfler, titulu pictiler, atribütler, bağ ve bağcılık ile ilgili figürler, birkaç harften oluşan monogramlar, kısaltmalar, edatlar, ünvanlar, yönetici veya üretici isimleri yer almakta olup Rhodos amphoralarının mühürlerinde ise Güneş Tanrısı Helios’un başı, büstü veya sembolü,

209 Cankardeş-Şenol 1995, 6, dp. 15. 210 Şenol-Aşkın 2007, 255.

211 Doğer-Şenol 1996, 59-60. 212 Şenol v.d. 2004, 353-360.

213 Bean- Cook 1957, 66; Bean 1980,130.; Bean 1987, 186.

214 Rhodos’ta ve Rhodos Peraiası’nda tespit edilen amphora atölyeleri için bk.; Grace 1963, 319-334.;Grace 1979.;

Doğer-Şenol 1996, 59-73.; Şenol V.d. 2004, 353-360.; Şenol 2009, 122-126.

215 Cankardeş-Şenol 2006, 105. 216 Cankardeş-Şenol 1995, 5-9. 217 Cankardeş-Şenol 2006, 105. 218 Grace 1953, 118-119.

23

gül, üzüm salkımı gibi imgeler yer almaktadır219. Bu mühürlemenin sebebi ise ekonomik olmakla birlikte, merkezi yönetimlerin ticareti kontrol altında tutmak istemesi ve bu ticaretten elde edilen gelirden pay almak istemesidir220. Uzun yıllar sistemin devam etmesine rağmen M.Ö. I. yüzyıla gelindiğinde çeşitli siyasi olaylar ve ekonomik nedenlerden dolayı amphoralar üzerindeki mühürler ortadan kalkmaya başlamıştır221.

Akdeniz üzerindeki hâkimiyetinin yanı sıra Rhodos amphoraları, farklı dönemlerde oldukça geniş alanlara dağılımı söz konusudur. Bazı dönemlerde, Ege Havzasından Kuzey Afrikaya, Britannia’dan Doğu Akdeniz üzerindeki merkezlere dağımı söz konusudur222. Bazı dönemlerde ise İtalya, Fransa ve Almanya kıyılarındaki merkezlerde ele geçmiştir223. Bu tip amphoraların genel dağılımına bakıldığında ise Akdeniz kıyılarında bulunan merkezler dışında Britannia’dan Hindistan’a kadar ki merkezlere kadar dağılımı izlenebilmektedir224.

Rhodos amphorlarının üretim yerleri kıstas alınarak, erken dönem örneklerden geç döneme doğru üretilen bu amphoralar kronolojik olarak belli bir tipoloji sınıflandırmasına sokulmuştur225. Oluşturulan bu tipolojiye göre en erken örnekli Rhodos amphorası M.Ö. 300’e

219 Grace 1949, 175-191 Plate 20 fig. 4-5.; Grace 1953, 118-126.; Grace 1963, 319-334.; Empereur-Hesnard 1987,

61 Planche 3 fig. 10-15.; Cankardeş-Şenol 1995.; Doğer-Şenol 1996, 59-73.; Cankardeş- Şenol - Şenol 1997, 51- 58.; Cankardeş-Alkaç 2007, 297- 327.; Dündar 2014, 42-45.; Kızılarslanoğlu-Alkaç 2014, 55-68.

220 Rhodos amphoralarının mühürleme sistemleri için bk.; Cankardeş-Şenol 1995, 5-15.

221 “M.Ö. 1. yüzyılın askeri ve önemli siyasi gelişmeleri olan Mithridates-Roma Savaşları, Akdeniz’deki korsanlık

faaliyetleri, Parth Savaşları ile Pompeius-Caesar ve Antonius-Augustus arasındaki iç savaşlar, Eskiçağ’daki ticari faaliyetleri olumsuz şekilde etkilemiştir. Uzun yıllar süren savaşlar sırasında, Ege Denizi’nin çevresinde ve Anadolu’da yer alan büyük kentlerle ticaret merkezleri yıkılmıştır. Bu savaşlara kaynak oluşturmak için özellikle Anadolu’dan toplanan vergiler, birçok bölgenin ekonomik zorluklar yaşamasına neden olmuştur. Bundan dolayı da toplumun geneli yoksullaşmıştır. Fakat Augustus’la başlayan barış döneminde, İtalya, Ege, Anadolu ve diğer bölgelerdeki kentlerin ve bunların ticari yapılarının canlandırılması için çeşitli uygulamalar hayata geçirilmiştir. Bu çerçevede Roma İmparatorluk Döneminin başlarından itibaren Batı Anadolu’nun bazı kentleri ve birkaç Ege Adası, şarap üretim merkezi olarak belirlenmiştir. Bunun sonucunda, Rhodos, Knidos, Kos ve Khios’un ticari hayatı yeniden şekillenmiştir. Buna bağlı olarak üreticilerin amphoralarının geleneksel form ve ölçü standartları değişmiştir. Ayrıca Rhodos ve Kos amphoraları sadece anavatanlarında değil, Akdeniz ve Ege’nin farklı bölgelerinde de üretildiği arkeolojik araştırmalar sayesinde tespit edilmiştir. Uzun bir geleneğe sahip olan Yunan amphoralarının mühürleme uygulamasının ilk olumsuz dönemi, Mithridates-Roma Savaşları sırasında gerçekleşmiştir. Bu savaş döneminde Hellenistik Dönemin önemli amphora üreticileri, mühürleme uygulamasını gerçekleştirememişlerdir. Fakat Yunan amphoralarında mühürleme işleminin ortadan kalkmasının en önemli nedeni, bu bölgelerdeki Roma hâkimiyetidir. Roma ile birlikte her yerin İmparatorluk toprağı sayılmasından dolayı, Hellenistik Dönemin üretici kent-devlet kavramı ortadan kalkmıştır. Bu duruma Knidos ve Kos amphoralarındaki ethnikon içerikli mühürlerin terk edilmesini göstermek mümkündür. Artık şarabın hangi üretici kent-devlete ait olduğu değil hangi yöreye ait olduğu ve ürünün niteliği önemlidir. Hellenistik Dönemin pazarlarını ellerinde tutan Rhodos, Knidos ve Kos, yeni düzenlemelerle birlikte sadece kendileri için üretim ve satış gerçekleştirmemiştir. Bundan dolayı M.Ö. 1. yüzyılın ortalarıyla hemen sonrasındaki dönemde Yunan amphoralarının mühürlenme işlemi, Hellenistik üreticiler tarafından zorunlu olarak terk edilmiştir. Artık amphora mühürleri, Yunan Coğrafyası’nda geleneksel önemini kaybetmiştir.”; Alkaç 2014, 224.

222 Jurišić 2000, 14.

223 Peacock-Williams 1986, 103. 224 Şenol- Aşkın 2007, 260, Kat. no: 39.

225 Rhodos amphoralarının tip ve tipolojisi için bk.; Branshinski 1984, 234, tab. XXV.; Empereur-Hesnard 1987, 61,

24

tarihlenen Proto-Rhodos amphorasıdır226. M.Ö. III. yüzyılın ilk çeyreğine gelindiği zaman yeni bir form ortaya çıkmış, gövde şişkinleşmiş ve boyu kısalmış olup M.Ö. III. yüzyılın ortalarına doğru ise Rhodos amphoraları kanonik formda üretilmeye başlamış ve karakteristik denilen tipin başlangıcını oluşturmuştur227. M.Ö. II. yüzyılda söz konusu amphoraların kulplarındaki sert dönüş daha belirgin hale gelmiş ve M.Ö. I. yüzyıla gelindiği zaman kulplardaki sivrilme ve sert dönüşü karakteristik hala gelmiştir228. Rhodos amphoralarının en geç tarihli örnekleri ise M.S. I. yüzyıla tarihlenen tabakalarda ele geçmiştir ve geç Rhodos amphoraları olarak anılmaktadır229.

Çalışmamızda tespit edilen Rhodos amphoralarına bakıldığı zaman ise farklı dönemlere ait farklı tipte 4 Rhodos amphorası üzerinde durulmuştur. En erken Rhodos amphorasından başlanılarak geç örneklere doğru kronolojik sıra izlenerek amphoralar incelenmiştir.

3.2.2.1. Proto-Rhodos I Amphorası

Form olarak; dışa çekik üçgen ağız kenarına, uzun silindirik boyun, ağız kenarının altından başlayarak omuzda birleşen kalın, oval kulplara, omuz hizasında geniş, kaideye doğru daralan gövdeye, dışa çekik, kozalak formlu tutamağa sahiptir. Çalışmamızda tespit edilen Proto-Rhodos I olarak isimlendirilen bu amphoranın, ağız, boyun ve kulplar günümüze kadar koruna gelmiş olup gövde ve kaide kısmı ise korunamamıştır. Üzeri yoğun şekilde kekomozla kaplı durumda olan bu tipin bazı ayrıntıları görülememektedir.

Bir dönem Proto-Rhodos amphoralarının ihracatı güney Ege ile Sınırlı kalmasına rağmen Ada’nın şarabının ün kazanması ile başta Doğu ve Güney Akdeniz kıyılarındaki merkezler olmak üzere Karadeniz’e kadar yayılım göstermektedir230. Bu kapsamda bakıldığında Proto-Rhodos amphorasının benzer örnekleri, Samos231, Rhodos232 ve Rhodos Peaiası’nda233, ayrıca Datça Yarımadası’nda yapılan çalışmalarla ortaya çıkartılmıştır234. Kyrenia Batığı’nda235 ve İskenderiye Müzesi’nde236 de bu tipin benzeri görülmektedir.

Proto-Rhodos amphoralarına tarih olarak bakıldığında ise; Marmaris Müzesi’nde 2 adet Proto-Rhodos amphorası M.Ö. IV. yüzyılın sonu, M.Ö. III. yüzyılın başlarına, diğer bir örnek

226 Cankardeş-Şenol 2006, 111.

227 Empereur-Hesnard 1987, 60-61, no. 10, fig. 10.

228 Grace 1963, 319-334.; Grace 1979.; Doğer 1991, 87-90.; Şenol 2003, 14-23.; Cankardeş-Şenol 2006, 113. 229 Şenol 2009, 125-126.

230 Grace 1963, 319-334.; Şenol 2003, 16.; Monachov 2005, 72-73, fig. 1. 1. 231 Grace 1971, 94.

232 Bass-Katzev 1968, 172.

233 Empereur-Picon 1986, 112.; Şenol v.d. 2004, 353-360.

234 Bean- Cook 1957, 66; Bean 1980,130.; Bean 1987, 186.; Empereur-Hesnard 1987, 59; Doğer 1991, 87-90. 235 Swiny-Katzev 1973, 339-341, fig. 1.

25

ise M.Ö. IV. yüzyılın son çeyreğine237 Alanya Müzesi’ndeki benzeri M.Ö. IV. yüzyıl sonu, M.Ö. III. yüzyıl başlarına238, Patara’da ise M.Ö. IV-III. yüzyıla tarihlendirilmiştir239..Ayrıca Py benzer formlu Proto-Rhodos amphorasını M.Ö. 325-275 yıllarına240, Doğer benzerini M.Ö. IV. yüzyıl sonuna241, Sibella ise M.Ö. IV.-III. yüzyıl aralığını önermiştir242. Çalışmamızda yer alan Proto-Rhodos amphorası için ise benzerinden yola çıkılarak M.Ö. IV. yüzyıl sonu M.Ö. III. yüzyıl başları olarak önerilmektedir243(Kat. No: 6 - Fig. 14).

3.2.2.2. Proto-Rhodos II Amphorası

Girne açıklarında tespit edilen bir batıkta M.Ö. IV. yüzyılın sonlarına tarihlenen, dışa taşkın üçgen kesitli ağız kenarlı, yüksek boyunlu, ince uzun gövdeli Rhodos amphorları ele geçmiş244 ve 25-30 yıllık süreçte formlar değişerek farklı tipler ortaya çıkmıştır245. Bu farklı tipte üretilen amphoralar ise bir Girne açıklarında ele geçen amphoralardan farklı olarak, daha yuvarlak ve bodur olarak karşımıza çıkmaktadır ve M.Ö. 275-250 yıllar arasına tarihlendirilmektedirler246.

Çalışmamızda tespit ettiğimiz Proto-Rhodos amphorasının ağzı, boynu, kulpları ve kulpların omuza oturduğu yere kadar ki bölümü ele geçmiştir. Form olarak bakıldığında ise; bant formunda dışa hafif çekilmiş, kalın ağız kenarı, silindirik bir boyun ve omuz üzerine oturan oval kesitli kulplara sahiptir. Koroni Peninsulası’nda yapılan araştırmalarda ele geçen bu tipe ait amphoralar Koroni tip 1B olarak isimlendirilmişlerdir247. Kulplarında bulunan iki adet mühürden yalnızca biri okunabilmiştir ve bu mühürde Chrysostratos ismi geçmekte ve bu amphoraları Chremonidean savaşı tarihi olan M.Ö. 267-262/261 olarak tarihlenmiştir248.

Dağılım olarak bakıldığında proto Rhodos amphoralarının güney Ege ile sınırlı kaldığı düşünülmektedir. Ayrıca nadir olarak ele geçen amphoralar arasında olan bu tipin, 25 yıl kadar dar bir süreçte üretilmesi de formun yaygınlaşmasının önüne geçmektedir. Bu tipe ait

237 Şenol 2003, 16-18, kat. no. 7-9. 238 Sibella 2002, 6, fig. 4.

239 Dündar 2014, 41-42, fig. 17.

240 Py-Sourisseau 1993, 42, A-GRE Rho1. 241 Doğer 1991, 89, R. 81.

242 Sciallano-Sibella 1991, 90.

243 Empereur-Hesnard 1987, 18, pl. 2.7.; Bu tip Proto-Rhodos amphoralarının dağılımı, buluntu yerleri ve tipolojisi

için ayrıca bk.; Monachov 2005, 70-95.

244 İskenderiye Müzesi’nde bulunan bir proto Rhodos amphorası için bk.; Şenol 2009, 122.; Marmaris Müzesi’nde

bulunan başka bir örneği için bk.; Şenol 2003, 17, no. 8.

245 Doğer 1991, 89.

246 Doğer 1991, 89, R.82-83.

247 Grace 1963, 319-334.; Monachov 2005, 74. 248 Monachov 2005, 74.

26

amphoraların benzerlerine bakıldığı zaman Girne Batığı’nda249 ve Fos körfezinde250 ve Koroni’de251 ele geçmiştir. Koroni’de ele geçen Proto-Rhodos amphorasını Grace M.Ö. IV. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmiştir252. Çalışmamızda tespit edilen bu tipe ait amphora için ise Koroni’de ele geçen amphoralara yakın benzerliğinden dolayı M.Ö. IV. yüzyılın son çeyreğine ait tarihler önerilmektedir (Kat. No: 7 - Fig. 15).

3.2.2.3. Helenistik Rhodos Amphorası

Karakteristik bir forma sahip olan bu tipte ki amphoralar, Akdeniz’de bulunan tüm merkezlere ihraç edilmiştir253. Tarsus, Kıbrıs gibi merkezlerde yapılan kazı ve araştırmalarda ele geçen Rhodos amphoralarının kulp ve mühürleri sayesinde de dağılım yoğunluğunun tespiti yapılmıştır254. Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e kadar ki tüm Helenistik merkezlerde yapılan kazılarda ele geçen mühürler sayesinde de bu tip amphoranın çok yaygın kullanıldığı istatistikler ile ortaya çıkartılmıştır255. Sözü edilen merkezler dışında, Ege, Fransa ve İspanya’da bulunan merkezlerde de ele geçmiştir256.

Üretildiği dönemler boyunca en çok sevilen ve buna bağlı olarak kullanım gören bu tip amphora form olarak; dışa çekilmiş, uçları yuvarlak ağız kenarına, kalın silindirik ve uzun bir boyuna, yuvarlatılmış ağız kenarının altından başlamak üzere ağız hizasına yükselen ve daha sonra keskin bir açı ile dik olarak omuzlara inmektedir. Omuzlarda birleşen kulplar ise oval kesitlidir. Ovoidal bir gövdeye sahip olan bu amphora, içi dolu sivri bir de kaideye sahiptir. Çalışmamızda tespit edilen Rhodos amphorası ise ağız, boyun ve kulplar günümüze kadar ulaşabilmiş, gövde ve dip kısmı ise korunamamıştır.

Benzer formlu amphoraların kulplarında yer alan mühürler yardımı ile M.Ö. III. yüzyıl ile M.Ö. II. yüzyıla tarihlenen bu tipteki amphoraları257 Grace M.Ö. II. yüzyılın başlarına258, Sibella M.Ö. II. yüzyıla tarihlendirmiş259, İskenderiye Müzesi’ndeki bulunan örneğinde ise benzer tarihler önerilmiştir260. Marmaris Müzesi’nde M.Ö. III. yüzyıl sonu M.Ö. II. yüzyılın

249 Empereur-Hesnard 1987, 58, pl.9. 250 Sciallano-Sibella 1991, 90. 251 Grace 1963, 319-334.

252 Grace 1963, 323, fig.5.; Rotroff 1997, 31-33.; Doğer 1991, 89, R.83.; Monachov 2005, 73-74, fig. 1.4. 253 Bresson 1986, 81-86.

254 Bu tip Rhodos amphorasının merkezlere göre yoğunluk dağılımı için bk.; Lund 1993, 360-370. 255 Şenol 2003, 20. 256 Grace 1949, 183. 257 Şenol 2003, 20, dp. 42. 258 Grace 1949, 186, pl. 19. fig.5 259 Siciallano-Sibella 1991, 89. 260 Grace 1985, 55 pl. 1. fig. 2-3.

27

başlarına261, Kıbrıs Müzesi’nde M.Ö. II. yüzyılın başlarına262, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde M.Ö. III. yüzyıl sonu M.Ö. II. yüzyıl başına263, Anamur Müzesi’nde Helenistik Döneme tarihlenen üç adet Rhodos amphorası M.Ö. 300-275, M.Ö. 240-180, M.Ö. 200-175 yıllarına tarihlendirilmiştir264. İçel Müzesi’nde M.Ö. III. yüzyıl sonu M.Ö. II. yüzyıl başlarına, Arslan Eyce Taşucu Amphora Müzesi’nde bulunan bir diğer benzeri M.Ö. II. yüzyılın ortalarına265 Kekova Adası Kuzey Yerleşim önünde tespit edilen benzer form M.Ö. III. yüzyıla tarihlendirilmiştir266. Çalışmamızda yer alan Rhodos amphorası ise belli bir kontekst oluşturmadığından, benzerlerinden yola çıkılarak M.Ö. III. yüzyılın sonları II. yüzyılın başları olarak uygun görülmektedir (Kat. No: 8 - Fig. 16).

3.2.2.4. Geç Rhodos Amphorası267

Bu tipteki amphoraların dağılımına bakıldığında Ege, Kuzey Afrika, İtalya, Gallia, Germania ve Britania’ya kadar geniş bir alanda dağılım gösteren geç Rhodos amphoraları, Batı Akdeniz’deki merkezlerde gerçekleştirilen kazılarda da yoğun olarak ele geçmiştir268. Doğu ve Batı Akdeniz’de geniş yayılım sahasına sahip olduğunu gördüğümüz söz konusu amphoralar ayrıca İngiltere’ye kadar Ren Nehri yoluyla da ulaştıkları bilinmektedir269. Geniş dağılım alanına sahip olduğunu gördüğümüz geç Rhodos amphoraları için M.Ö. I. yüzyıldan başlanarak M.S. II. yüzyıl başlarına kadar üretilmiş olduğu söylenmektedir270.

Çalışmamızda yer alan Geç Rhodos amphorası, tekil durumda, ağız, boyun ve kulplar sağlam, kulpların gövdeye oturduğu yerden itibaren ise kırık şekilde tespit edilmiştir. Form olarak; yuvarlak bilezik formunda dışa taşkın ağız kenarı, ağız hizasının hemen altından başlayarak yukarı doğru sert bir çıkış ve ardından kavis alarak omuz üzerine oturmaktadır. İnce uzun gövdenin altında ise tutamak forumunda dip bulunmaktadır.

Çalışmamızda tespit edilen bu form, belli bir kontekst ve çevresinde tarihleme unsuru eserler bulunmadığından, benzerlerinden yola çıkılarak tarihlendirilmeye çalışılacaktır. Nitekim Kelenderis’te mezar odasında yapılan kazılarda bu forma ait bir örnek ele geçmiş ve

261 Şenol 2003, 20, env. no. 2-1-90. 262 Grace 1949, 186, pl. 19. fig.5 263 Alpözen v.d. 1995, 92.

264 Zoroğlu v.d. 2008, 38, env. no. 14.8.92, 5.1.97, 13.4.90. 265 Şenol 2009, 203, Env. no. T022.

266 Aslan 2015a, 351 Kat. no. 6. fig. 1.6, 3.6.

267 Bilinen diğer isimleri; Augst 6; Caınulodunum 184; Callender 7; Haltem Tip 67; Hoflıeim Tip 7 4; Oberaden 79;

Ostia LXV; Peacock-Wılliaıns 9.; Peacock-Williams 1986, 103.; Şenol 2000, 164.

268 Şenol 2000, 166. 269 Sealey 1985, 133-136.

28

M.S. I. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmiştir271. Arslan Eyce Taşucu Amphora Müzesi’ndeki bir benzeri M.Ö. I. yüzyılın ikinci yarısına272, İskenderiye273 ve Bodrum274müzelerinde İ.Ö. I. yüzyıla, Side Müzesi’nde M.Ö. I. yüzyıl M.S. II. yüzyıl aralığına275, Kekova Adası Karaöz Mevkii’nde sualtında tespit edilen geç Rhodos amphorası ise M.Ö. I. yüzyıl ile M.S. I. yüzyıl arasına tarihlendirilmiştir276. Çalışmamızda tespit ettiğimiz geç Rhodos amphorası, M.Ö. I. yüzyılın ortalarına tarihlenen Dramont D Batığı’nda ele geçen bu tipteki amphoralara277 yakın benzerliğinden dolayı aynı tarihler olan M.Ö. I. yüzyılın ortaları uygun görülmektedir (Kat. No: 9 - Fig. 17).

3.2.2.5. Geç Rhodos Tip II278

Kökeni hakkında yukarıda bilgi verildiği üzere279 Rhodos ve Rhodos Peraiası bu tipin üretildiği merkezler olmalıydı. Nitekim M.S. I. yüzyılın II. yarısından itibaren görülen kulp kavislerinin artarak dik açılar oluşması görülmeye başlanmış ve Hisarönü kazılarında ele geçen bu tipe ait amphoralar M.S. I. yüzyılın ortalarına tarihlendirilmiştir280.

Geç Rhodos Tip II grubuna dâhil edilmiş amphoralar, Doğu ve Batı Akdeniz’e bakıldığında geniş yayılım sahasına sahip olduğu görülmekte, nitekim Galia’da yapılan kazılarda M.Ö. I. yüzyıl ortalarından M.S. I. yüzyıl arasında kalan süreçte bu merkeze yoğun olarak ihraç edildiği görülmektedir281. Lyon’da da bu tipin benzerleri ele geçmiştir ve M.S. I. yüzyıl olarak tarihlendirilmiştir282. Caesarea’da yapılan kazılarda da benzeri M.S. II. yüzyıl başına tarihlenen tabakalarda ele geçmiştir283.

Bu tip amphoralar form olarak; Ucu yuvarlatılmış dışa taşkın ağız kenarı, uzun silindirik boyun, ağızın altından başlayarak yukarı doğru yükselen mahmuz formlu çıkıntı ve oval kesitli dikey kulplar ve dar bir gövde ile içi dolu bir dibe sahiptir. Çalışmamızda tespit edilen Geç Rhodos Tip II amphorasının sadece kulp, ağız ve boynun bir kısmı günümüze kadar ulaşabilmiştir. Tespit edilen amphora belli bir kontekst oluşturmadığından benzerlerinden yola

271 Tekocak-Zoroğlu 2013, 111-112, Kat. no:1, fig. 3. 272 Şenol 2009, 206 Env. no. T042.

273 Şenol 2000, 167. 274 Alpözen v.d. 1995, 94. 275 Dündar 2012, 53 fig.17. 276 Aslan 2015a, 330-331. 277 Empereur-Hesnard 1987, 60, fig. 13. 278 Şenol 1996, 3-4. 279 bk.; 5 sayfa üstte. 280 Şenol 1996, 3. 281 Şenol 2003, 30 dp.69. 282 Desbat-Picon 1986, 646. 283 Zemer 1977, 49, no. 38.

29

çıkılarak; Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ndeki benzeri M.S. II. yüzyıl başına284, Marmaris Müzesi’nde M.S. I. yüzyılın ortası285, Karacaada, Söğüt ve Bozburun’da ele geçen benzerleri ise M.S. I. yüzyıla tarihlendirilmiştir286. Çalışmamızda tespit ettiğimiz geç Rhodos amphorasını ise Hisarönü’nde287 ele geçen amphoralara yakın benzerliğinden dolayı, M.S. I. yüzyılın ortası olarak uygun görülmektedir (Kat. No: 10 - Fig. 18).

Benzer Belgeler