• Sonuç bulunamadı

Sanayileşme ile başlayan hızlı ekonomik gelişim ve küreselleşmenin dünya ekonomisinde meydana getirdiği değişimler, ülkeler bazında da köklü değişiklikler meydana getirmiştir. Artık sadece üreten ve kendine yeten bir ekonomi yeterli olmamaktadır. Bir ekonomide, dışa açıklık, ülkeye yatırım çekebilme potansiyeli, etkin kurumsal yapılar ve yasal düzenlemelere sahip olmanın yanı sıra, teknoloji ve Ar-Ge yatırımları ile yüksek refah düzeyine sahip olmak gibi göstergeler, içinde bulunulan ekonominin diğer ekonomiler ile karşılaştırılması sonucu bir anlam ifade etmektedir. Bu karşılaştırmalar ise ülkelerin, belirli alanlarda daha üst düzey getiriler elde etmek için imkânlarını en yüksek düzeyde ve maksimum verimlilikle kullanarak birbirleri ile yarışmaları, diğer bir deyişle sürekli bir rekabet içinde bulunmaları sonucunu doğurmaktadır.

Başarılı bir ekonomik gelişimin sağlanması, ekonomik gelişim üzerinde etkiye sahip pek çok faktörün eş zamanlı olarak sürece katkıda bulunması ile mümkün olmaktadır. Bu gelişim süreci içerisinde ulusal rekabet edebilirlik belli

stratejik noktalarda dönüşümlere uğramaktadır.1 Rekabet edebilirlik, firma, endüstri ya da ülke genelinde düşünüldüğünde bir ekonomik varlığın, diğer ekonomik varlıklarla karşılaştırıldığında, bir pazar ekonomisi içerisindeki faaliyetlerini gösteren ve performansını tanımlayan çok boyutlu bir kavramdır.

Bu kavramın gerçekte işaret ettiği anlam büyük ölçüde yanlış anlaşılmış olsa da pek çok ülkede araştırma konusu ve politik önceliklerden birisi olmaya başlamıştır.

Dar anlamıyla rekabet edebilirlik, aynı amaca dönük olarak çalışan iki ekonomik varlıktan birinin başarılı olup aynı amacı diğeri için imkânsız hale getirdiği ve bu ekonomik varlıkların menfaatlerinin çatıştığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. Geniş anlamda düşünüldüğünde rekabet edebilirlik, ekonomik varlıklardan birisi kazanırken, bu kazancın diğerinin kaybı olarak değerlendirilmeyişidir.2

Rekabet genel anlamıyla en iyinin belirlenmesi sürecidir. Bu açıdan bakıldığında bir yarış olarak da tanımlanabilmektedir. Rekabet kavramı, T.C.

Rekabet Kurumu tarafından, “mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan bir yarış” olarak tanımlanmaktadır.3

Belli bir amaca dönük olarak çalışmalar yapan kişilerin, en iyi olma yolunda en yüksek seviyede beceri sergileme ve bunlardan en yüksek düzeyde çıktılar alma çabaları aynı şekilde ekonomiler ve milletler için de geçerlidir. Her ekonomi sahip olduğu dinamikleri etkin şekilde kullanma ve bunlardan en

1 Michael E. Porter “Building the Microeconomic Foundations of Prosperity: Findings from the Business Competitiveness Index”, WEF Global Competitiveness Report 2003 – 2004, (Geneva, 2003). s.29.

2 Janno REILJAN, Maria HINRIKUS, Anneli IVANOV. “Key Issues in Defining and Analysing the Competitiveness of a Country”, Working Paper on the Framework of Grant No.

3974, (2000). s.11.

3 Rekabet Kurumu, Rekabet Terimleri Sözlüğü (Birinci Basım, Ankara, 2008). s.162.

yüksek düzeyde çıktı alabilme çabası içerisindedir. Genel anlamıyla düşünüldüğünde rekabet, verimliliğin maksimum düzeye çıkarılması amacını taşımaktadır.

Bir ekonominin rekabet etme gücü, sahip olunan kaynaklardan alınan çıktılarla doğru orantılıdır. Bir ülkenin rekabet etmesinde etkin rol oynayan ve rekabetçi bir ekonomi olmasını sağlayan bu göstergeler, ülkenin rekabetçi gücünü yani rekabet edebilirliğini oluşturmaktadır. Firma düzeyinde düşünüldüğünde ise firmanın içsel ve dışsal faktörler karşısında sahip olduğu kaynaklar ile elde ettiği getiriler, hem bulunduğu sektörde hemde genel ekonomi içerisinde rekabet edebilirliğinin göstergelerini oluşturmaktadırlar.

Ekonomi literatüründe rekabet edebilirliğin pek çok tanımı mevcuttur;

ancak kesin bir tanım bulunmamaktadır. Rekabet edebilirliğin tanımlanabilmesindeki zorluklar, bu kavramın çok farklı boyutları bünyesinde barındırmasından kaynaklanmaktadır. Rekabet edebilirliği tanımlayan ekonomi yaklaşımları birbirinden farklı olmakla birlikte, rekabet edebilirliğin firma düzeyinde, sektör bazında ve ekonominin genel düzeyinde düşünüldüğünde yeni tanımlara sahip olmaktadır.4 Gün geçtikçe artan önemine ve yaygın kabul edilebilirliğine rağmen, rekabet edebilirlik kavramı çok net şekilde anlaşılmış bir kavram değildir.5

Rekabet edebilirlik, firma düzeyinde, sektör bazında ve ekonominin genelinde değerlendirildiğinde tamamen farklı sonuçlarla karşılaşılabilmektedir.

Firma, sektör ya da ekonominin genel düzeyinde rekabet edebilirliğin hangisinin daha belirleyici olduğu konusu, ekonomistler arasında görüş ayrılıklarına neden olmaktadır. Rekabet edebilirliğin firma bazında gerçekleştiğini ve uluslar yerine

4 Klaus FROHBERG, Monika HARTMANN, “Comparing Measures of Competitiveness”, Institute of Agricultural Development in Central and Eastern Europe, Discussion Paper, No.2, (Halle (Saale), Germany, 1997). s.5.

5 PORTER, a.g.e, 2003. s.29.

firmaların rekabet ettiğini, bunun sonucu olarak da rekabet edebilirliğin ulusal ekonomilere uygulanmasının anlamsız olduğu düşünülmektedir.6 Bunun yanı sıra, rekabet edebilirlik söz konusu olduğunda ulusal düzeyde en anlamlı kavramın ulusal verimlilik olduğu görülmektedir.7

Avrupa Birliği’nin 2004 yılında yayınladığı AB Rekabet Edebilirlik Raporu’na (European Competitiveness Report) göre, “rekabet edebilirlik, belli bir endüstri içerisinde değerlendirildiğinde, fiyatlara ve/veya ürünlerin kalitesine bağlı olacak şekilde, dışa açık, uluslararası ekonomilerde, pazar payı kazanabilme ya da pazar payını koruyabilme becerisi” olarak tanımlanmaktadır.8 Burada her ne kadar sektör bazında düşünülüyor olsa da, sektörü oluşturan firmaların rekabetçi güçlerinin artışı ya da azalışı, sektörün rekabet edebilirliği üzerinde doğrudan bir etki oluşturduğundan sektör bazında rekabet edebilirlik firma düzeyinde rekabet edebilirlikten bağımsız olarak düşünülememektedir. Bununla birlikte sektördeki firmaların rekabet edebilirlikleri de birbirlerinden farklı olacağından, belli firmaların, diğerlerine oranla daha yüksek rekabet edebilirliğe sahip oluşları, toplamda yani sektör genelinde rekabeti artırıcı etki yapmakta ancak bu durum firmaların hepsinin aynı düzeyde rekabetçi olduğunu göstermemektedir. Bu durumda sektör bazında rekabet edebilirlik hesaplanırken o sektörü temsil eden firmalar ele alınarak ve farklılıklar göz önünde bulundurularak hesaplamalar yapılmaktadır.9

6 Paul KRUGMAN. “Competitiveness: A Dangerous Obsession”, Foreign Affairs, (1994). s.6.

7 Michael E. PORTER. Competitive Advantage of Nations. (Macmillan, London, 1990). s.6

8 EU Commission, “Competitiveness and Benchmarking European Competitiveness Report – 2004” (Commission staff working document SEC(2004)1397, Enterprise and Industry Publications, Luxemburg, 2004). s.168 – 169.

9 M. Ali DULUPÇU, Küresel Rekabet Gücü – Türkiye Üzerine Bir Değerlendirme.

(Nobel Yayın Dağıtım, Birinci Basım, Ankara, 2001). s.80.

Ülke bazında düşünüldüğünde rekabet edebilirlik bir ülkenin yaptığı üretim sonucu dünya pazarlarındaki hisselerinin oranı olarak değerlendirilmektedir.10 Ülkenin ekonomik kalkınmışlık düzeyi, rekabet edebilirlik üzerinde çok önemli bir etkiye sahip olduğu için rekabet edebilirliğin anlaşılabilmesi için bir ulusun refah düzeyi çıkış noktası olarak alınmaktadır.

Ulusal rekabet edebilirliğin tamamlayıcı faktörü ise ekonominin verimliliğidir. Bir ulusun ekonomik verimliliği, o ulusun bireyleri, sermayesi ve doğal kaynakları ile üretilen mal ve hizmetlerin değeriyle ölçümlenmekte ve o ulusun refah düzeyi de ekonomik verimliliği ile belirlenmektedir.11

Rekabet edebilirliğin üç seviyesi vardır; en düşük seviye, ekonomik bir varlığın çok bariz değişiklikler ve gelişmeler göstermeksizin pasif olarak kendini rekabet ortamına adapte edebilmesi ya da bu ortamda hayatta kalabilmesidir.

Orta düzey rekabet edebilirlik, rekabet ortamı içerisindeki değişikliklere aktif şekilde cevap verebilme yeteneğidir ve bu şekilde faaliyetlerini daha etkin hale getirebilmek için kaliteyi artırma yoluna gidecektir. Rekabet edebilirliğin en yüksek seviyesi ise bir ekonomik varlığın, rakiplerine oranla daha etkin faaliyet ve hızlı gelişme göstererek rekabet ortamını etkileyebilme yeteneğidir.12 Rekabet edebilirlik firma, endüstri ve ülke bazında düşünüldüğünde farklı özelliklere sahip olmasına rağmen, bu tanımlama firma, sektör ve ekonominin genelinde rekabet edebilirlik için ortak bir tanımlama olmaktadır.

10 Xavier SALA-I-MARTIN ve diğerleri, “The Global Competitiveness Index:

Prioritizing the Economic Policy Agenda”, Global Competitiveness Report 2008 – 2009, (Switzerland, 2008). s.3.

11 PORTER, a.g.e, 2003. s.31.

12 Moses TIEPOH, Mike BURNS, “Measuring Competitiveness”, Seven Reports on the Identification of Rural Indicators for Rural Communities, 5th Report: Competitiveness, Canadian Rural Revitalization Foundation, (Canada), 2004. s.2.