• Sonuç bulunamadı

III. REġAT NURĠ GÜNTEKĠN’ĠN ROMANCILIĞI

3.2. ReĢat Nuri’nin Romancılığı

ReĢat Nuri’den önce Batı roman tekniği edebiyatımıza getirilmiĢ ve sanatçıların elinde Ģekil bulmaya baĢlamıĢtı. ReĢat Nuri de gerek küçüklüğünde babasının kütüphanesi vasıtasıyla tanıma fırsatı bulduğu Batı yazarlarını ve gerekse kendi ilgisi ile geliĢtirdiği edebiyat tutkusu sebebiyle Batı romanlarını iyiden iyiye okuyup tanımıĢtı. Bunların yanı sıra Türk edebiyatını da yakından takip ederek kendi öz kültürünü içselleĢtirmiĢti. Zaten onun Türk romanına katkısı da bu noktada olmuĢ, kendinden evvelki yazarların yaptıklarına ilave olarak Batı tekniğinin içine millî ve mahallî renkleri eriterek Türk romanının hâlâ anılan güzel örneklerini vermiĢtir.29

ReĢat Nuri’ye göre sanatçı, duyguları diğer insanlardan daha keskin hale gelmiĢ insandır. Bu sebeple diğer insanlardan daha büyük ıstıraplarla karĢı karĢıya kalır ve bunları da eserlerine aynı keskinlikle yansıtır. Nitekim ReĢat Nuri de yaĢadığı toplumda tanık olduğu, bizzat yaĢadığı bu türden duyguları eserlerine yansıtmıĢ, romanlarında bunları iĢlemiĢtir.

28 Ġbrahim Zeki Burdurlu, Romanlarıyla Reşat Nuri Güntekin. ( Ġzmir: Ġzmir Eğitim Enstitüsü UyanıĢ

Dergisi Yayınları, 1971) 16.

29

Türkan Poyraz - Muazzez Alpek, Reşat Nuri Güntekin Hayatı ve Eserlerinin Tam Listesi. ( Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1957) 4.

26

Romanlarının konularına baktığımızda geniĢ bir yelpazede ele alınan ve iĢlenen temalara rastlarız. Genel olarak aĢk, sevgi, acıma, yalnızlık, kaçıĢ, karamsarlık gibi bireysel sorunlara değinen yazar bunların yanı sıra yozlaĢma, nesil çatıĢması, kültür bunalımı, idealizm, vurgunculuk gibi toplumsal sorunları da romanlarına konu olarak seçmiĢtir. Bu konuları iĢlerken bunları ayrı ayrı ele aldığı ya da tek bir romanda bir kaçını aynı anda iĢlediği görülür. Örneğin yazarla özdeĢleĢen ÇalıkuĢu romanı incelendiğinde kahramanı Feride’nin bir aĢk hikâyesine tanık olan okuyucu arka planda Anadolu gerçeği ile de karĢı karĢıya kalır. Bir yandan Feride’nin aĢkından kaçıĢı uğruna yollara koyulmasına bir yandan da Anadolu köylerinin bakımsızlığına, insanlarının geri kalmıĢ düĢünce yapısına tanık olunur. Yazar Feride’yi hem bireysel sorunların hem de Anadolu’daki yozlaĢmayla mücadelenin sembolü olarak çizer. ÇalıkuĢu’nda görülen bu kurgu yazarın hemen hemen bütün eserlerinde karĢımıza aynı Ģekilde çıkar ki bu özelliği ile ReĢat Nuri eleĢtirel gerçekçi bir roman yazarı unvanını alır.

ReĢat Nuri’nin romanlarında aĢk esas tema olmakla beraber bu aĢk platonik bir aĢktır, maddi hazlar peĢinde koĢulmaz, “romantik aĢk” temele alınır ve kahramanları arasındaki bu aĢk zaman içinde geliĢir ve olgunlaĢır.

ReĢat Nuri kimi romanlarında zengin sınıfın içinde yer alırken kimi romanlarında da zengin sınıfla halk sınıfı arasında var eder kendini. Anadolu’yu çok gezmiĢ ve tanımıĢ olduğu için bol bol yerli renk, yerli malzeme, yerli konular ve temalar iĢlediği, yoğun bir yurt ve insan sevgisi ve cıvıl cıvıl yaĢama sevinci tüttüğü için eserleri çok okunan bir yazar olmuĢtur. Halkı hiçbir zaman küçümsememiĢ bilakis ona çok değer vermiĢtir. Ayrıca üslubundaki akıcılık, teknik ve tahkiye ustalığı, her satırını bir sıcakkan gibi dolaĢan mizah, fazla ayrıntıya ve derinleĢmeye gitmeyen tasvirlerle tahliller ReĢat Nuri romanının sevilen özeliklerindendir. 30

27

ReĢat Nuri’nin romanlarında dikkate değer bir baĢka nokta da döneminin sosyal geçiĢlerini satırlara yansıtmıĢ olmasıdır. Yazarın yaĢadığı yıllar dikkate alınacak olursa Osmanlı Devleti’nin çöküĢ süreci, kurtuluĢ mücadelesi ve ardından Cumhuriyetin ilan edilmesi toplumsal görünümü çalkantılı bir hale getirmiĢ, bu sosyal değiĢim ile birlikte toplumu oluĢturan birey de değiĢmeye baĢlamıĢtır. ReĢat Nuri de bu “sosyal” ve “bireysel” değiĢimleri, kendinden önceki yazarların roman tekniğine yaptıkları katkılardan da destek alarak ve özellikle Servet-i Fünun döneminin usta kalemi Halit Ziya’nın da etkisiyle romanlarına “psikolojik çözümlemeler” ile yansıtmayı baĢarmıĢtır. 31

Toplumsal değiĢmeyi yakından takip eden ReĢat Nuri, yazın hayatı boyunca bireysel psikolojileri yakalamaya özen göstermiĢtir dedik. Kendisinin de “bir tür polemik roman” olarak nitelendirdiği YeĢil Gece’de, bahsi edilen bu bireysel çatıĢmalara rastlanır. Bu romanda laik düĢünce ile dinsel düĢünce arasındaki gerilimin Cumhuriyet’in ilk yıllarına özgü biçimleniĢini anlatırken öğretmen ġahin’in de süreç içinde yaĢadığı düĢünsel dönüĢümünü vermiĢtir.

“Son Sığınak”ta yine sorunlar yaĢayan bireyleri anlatmıĢ; “Kavak Yelleri”nde taĢraya çekilerek törel, siyasal değiĢimleri ve dalgalanmaları taĢra okumuĢları ve eĢrafı içinden betimlemiĢ; “Dudaktan Kalbe” eserinde aslında trajik bir çöküĢ öyküsünü beylik bir aĢk hikâyesinin ardında dillendirmiĢtir. 32

Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının öncü yazarlarından ReĢat Nuri Güntekin, özel yaĢamını eserleri dıĢında bırakmayı bilmiĢ, eserlerini belli bir idealizm doğrultusunda kendine özgü tavır ve alıĢkanlıklarla oluĢturduğu bir yazın hayatına imza atmıĢtır.

31 M. Fatih Kanter, Ölümünün 50. Yılında Belgelerle Reşat Nuri Güntekin. ( Ġstanbul: Ġnkılâp

Kitabevi, 2006) 31.

32

Ahmet Oktay, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı 1923-1950. ( Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1993) 711.

28

ReĢat Nuri’nin romanlarında etik değerlerin duyguda açığa çıkması ve bir duygu olarak yaĢanması söz konusudur. Bu, belki de, yazarın sanatına dair en belirgin özellik olan “popülarite” nin de sebebi olmaktadır. O, roman ya da hikâyelerinde bu türlerin getirisi olarak “kurmaca” yı kullanırken bunu somutlaĢtıran bir duygusal boyut yakalamayı bilmiĢtir. Kurgu ve anlatım tekniklerini eserlerinde neredeyse saydamlaĢtıran yazar için bu, aynı zamanda okuyucunun asıl ilgisini çeken ve eserlerinde düĢünsel, politik, ideolojik düzeylerin fazlaca fark edilmesini engelleyen bir özelliktir. Zaman zaman yazınsalı dıĢlıyormuĢ etkisi yaratan bu yazma stili sayesinde okuyucu onun eserlerinde daima bir “düz anlam” bulmuĢ, anlamsal düzeye fazla kafa yormak zorunda kalmamıĢtır. Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Yaprak Dökümü gibi pek çok eserinde okuyucuyu içine çeken çöküĢ süreci, bu çöküĢün nedenlerinden çok daha önem arz etmiĢtir okuyucu için. Yazarın eserlerini takip eden okur, düĢünsel anlamda bir kabul veya ret içine girmek yerine bunu duygusal düzlemde yaĢar. Batı yazarlarında görülen satır aralarına düĢünce yerleĢtirerek okuyucuyu bu düzlemde yolculuğa çıkarma, kendi düĢünce sisteminde okuru ile düĢünce paylaĢma gayreti ReĢat Nuri’nin eserlerinde görülmez. O, kabul ettiği etik değerleri duyguda açığa çıkarmak ve yaĢayıp yaĢatmak yolundadır. 33

Romanlarındaki karakterlere bakıldığında birçok romanında bütün olayın bir kahramanın kiĢiliği etrafında merkezleĢtiği görülür. Çok ferdî gibi görünen tek kiĢi bütün dikkati çeker ve yazar bu baĢkiĢisini çok kuvvetli kılmak adına tüm gücünü kullanır. Kahramanın mizacı ve kiĢiliği konuya yön verir ki bu baĢkarakter çoğu zaman yazarın kendisidir. Çalıkuşu’nda Feride, Yaprak Dökümü’nde Ali Rıza Bey,

Yeşil Gece’deki Ali ġahin birer taraflarıyla hep yazarından izler taĢır. ÇalıkuĢu’ndaki

sevimli Doktor Hayrullah Bey, yazarın askerî doktor olan babasından esinlenmiĢtir. Çok kuvvetli olan roman kahramanları okuyucu ile bütünleĢir. Adeta bu karakterlerde birer parçalarını bulan okuyucu, yazar tarafından arıtma ve aklama isteği ile oluĢturulmuĢ, büsbütün kötü olmayan, hoĢ ve mutlu yanları sergilenen karakterlerle baĢ baĢa kalır ve onları sever. Acımak’taki MürĢit Efendi’yi her düĢüĢünde biraz daha sevdiği gibi. Onun yarattığı tipler fazla karmaĢık ve derin bir

29

ruh taĢımazlar. Yazar, Halit Ziya’da olduğu gibi kiĢilerini sayfalar süren ruh incelemeleri ile vermez. 34

Türk romanında mekânı Ġstanbul dıĢına taĢıyıp bireysel konuları iĢlerken çevre- birey iliĢkisini de baĢarıyla kuran yazar, romanlarında taĢra kasabalarını, töre ve adetleri, gelenekleri, zihniyetleri, sosyal dertleri ile yaĢatmıĢtır. Yeri geldiğinde acı gerçekleri sunmuĢ fakat bunu yaparken memleketi pek kötü, sefil bir durumda göstermekten de kaçınmıĢtır. ReĢat Nuri, yeri geldiğinde kahramanlarından birine söylettiği tek bir cümle ile bütün bir dönemin halktan kopuk, yüzeysel yeniliklerine karĢı, BatılılaĢma özentisine karĢı halkın tepkisini büyük bir ustalıkla vermeyi baĢarır. 35

Kurgu açısından baktığımızda ReĢat Nuri’nin, romanlarındaki olay örgüsünü ikinci derecedeki olaylarla geliĢtirdiği bir basitlik içinde kurduğu gerçeği ile karĢılaĢırız. Romanın baĢlangıcında karmaĢık gibi görünen bu kurgunun roman bitiminde oldukça basit olduğu ortaya çıkar ki bu da yazarın eserlerinin kolay okunabilirliği açısından önemli bir noktadır.

Eserlerinde daima sade, açık, samimi bir üslubu tercih eden ReĢat Nuri, hitap ettiği halkın beğenisine uygun eserler vermiĢtir. Onun eserlerinin en kayda değer yanı doğallığı ve bu doğallık içinde millî kültür unsurlarıyla bezenmiĢ oluĢudur. Çocukluğu Anadolu’da geçen, müfettiĢ olduktan sonra Anadolu’yu gezip yakından tanıma fırsatı bulan bir yazar olarak müĢahedelerini tüm gerçekliği ile gözler önüne sermiĢtir. Tanık olduğu Anadolu gerçeğini millî ve mahallî özellikleriyle yansıtmıĢtır.

34Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı, C.III. ( Ankara: Türkiye Yayınevi, 1966) 357. 35 Fethi Naci, Türk Romanında Ölçüt Sorunu. ( Ġstanbul: YKY, 2002) 57.

30

ReĢat Nuri, ilk romanı “Gizli El”in “Bir Romanın Romanı” baĢlıklı sunumunda, bu romanın ilk kalem tecrübesi olduğunu belirtir. Bu eserin basım tarihi çoğu kaynakta 1922 olarak gösterilse de Türkan Poyraz ve Muazzez Alpbek, bu tarihin 1924 olduğunu ve romanın 1336 senesinde “Dersaadet” gazetesinde tefrika edildiğini belirtirler. Bu eserin kitap halinde basımı 1924 olduğuna göre inceleme esnasında ÇalıkuĢu baĢa alınmaktadır.

Yazar, ÇalıkuĢu romanını bilindiği üzere ilk olarak “Ġstanbul Kızı” adıyla dört perdelik bir piyes Ģeklinde yazmıĢ, Darülbedayi’de oynanması uygun görülmeyince yine yazarı tarafından ÇalıkuĢu adıyla kitap haline getirilmiĢtir. ReĢat Nuri, bu kitabı ilk üç baskısından sonra adeta yeniden yazarcasına değiĢtirmiĢtir.

ReĢat Nuri, o dönemin genç kızlarında neĢe ve serbestliğin iyi sayılmadığını, ecnebi mekteplerinde yahut ileri aile muhitlerinde yetiĢmiĢ tek tük kızların iyi görülmediğini belirtmiĢtir. “Ġstanbul Kızı”nda, bir genç kızda biraz tahsil, biraz neĢe, hafiflik ve serbestliğin pek korkulacak bir Ģey olmadığını, böylelerinin zamanı gelince yahut hayatın müĢkül saatlerinde kendilerini en ağır yaĢlılardan daha iyi çekip çevireceklerini göstermek istediğini vurgulamıĢtır. Bu amaçla kaleme alınmıĢ olan eser; dönemin Darülbedayi anlayıĢına uymamıĢtı. Aynı zamanda eserdeki kızın Türkçeyi iyi konuĢamayan o zamanki kadın artistlerden birine oynatılması yazarının hoĢuna gitmiyordu. Bu sebeplerden dolayı “Ġstanbul Kızı” artık “ÇalıkuĢu” olmuĢtu.36

ReĢat Nuri’nin romancılığına dair söylenecekler elbette ki ÇalıkuĢu ile baĢlar. Bu roman, yazarına, sanatının daha ilk yıllarında çok büyük bir baĢarı kapısı açmıĢtır. Ġsmail Habib’e göre, yazarı için bir Ģans ama aynı zamanda bir talihsizlik de denebilecek olan romanın bu büyük baĢarısı, ReĢat Nuri için sanatının ilerleyen yıllarında bunun üzerine çıkamayıĢı ile neticelenmiĢtir. Bazı Ģahsiyetler vardır ki yazın hayatlarına yavaĢ yavaĢ baĢlarlar ve ilerleyen yıllarında daima bir önceki

36

Türkan Poyraz - Muazzez Alpek, Reşat Nuri Güntekin Hayatı ve Eserlerinin Tam Listesi. ( Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1957) 6.

31

baĢarılarının üzerine geçecek eserler ifĢa ederler. Tıpkı Mimar Sinan’ın çıraklık, kalfalık, ustalık eserlerinin belli bir sıra ile gelerek bir öncekinden yüksek değerde olması gibi. Diğer tarafta ortaya koydukları her eser ayrı ayrı birer kıymet olsa da birbirinden üstün olmayan eserleri yaratanlar vardır ki ReĢat Nuri de bu kategoride değerlendirilebilir.37

Her sınıf halkın anlayabileceği günlük konuĢma diliyle yazılmıĢ olması ÇalıkuĢu’nun baĢarısını sağlayan en temel özelliktir. Bunun yanı sıra birbirini seven iki gencin kavuĢmakta güçlüklerle karĢılaĢması gibi gerek Divan edebiyatımızda, gerek Halk edebiyatımızda sıkça iĢlenen ve sevilen bir konunun ReĢat Nuri tarafından yeni hayat koĢulları altında yeni bir biçimde ele alıp iĢlemesinin de kitabın sevilmesinde etkisi vardır. Yakup Kadri’nin de belirttiği gibi bu romanın baĢarılarından biri de Türk romanında Feride ile ilk ideal kahramanı yaratmıĢ olmasıdır.38

ReĢat Nuri’nin romanlarında anlatım çok kuvvetlidir. Olayları en iyi Ģekilde ve en ilginç yönleri ile anlatmayı baĢarır. Öyle ki bir yerde verdiği bir olayın, kiĢinin ya da aracın baĢka bir yerde bir görevi muhakkak vardır. Bu tavrı ile Anton Çehov’un, bir tüfekten söz ediyorsam o tüfek bir yerde patlayacaktır sözünü de sürdürür adeta. Zihnindekileri tam olarak verebilmek ve olaylar arsındaki bağlantıyı kurabilmek adına kitabın anlatıcısını kahramanı yapar. Onun notlar halinde ve mektup Ģeklinde yazılmıĢ birkaç eserini saymazsak diğer romanlarında anlatıcı yazar değil kahraman olmuĢtur. Böylelikle yazarın sorumluluğunu kahramana yükler. Tüm bu anlatıĢlarında olayları birbirine bağlamada usta bir yazar kimliğini kaybetmez.39

Romancılığı hakkında verilen bilgilerin ardından öncelikle yazarın, Acımak ve

Yaprak Dökümü adlı eserleri incelenecek daha sonra da eserlerde baba motifi ele

alınacaktır.

37 Poyraz- Alpek, 4.

38 Cevdet Kudret, Türk Edebiyatında Hikâye ve Roman II, ( Ġstanbul: Ġnkılâp Kitabevi, 1987) 316. 39

Muzaffer Uyguner, Reşat Nuri Güntekin Hayatı Sanatı Eserleri. ( Ġstanbul: Varlık Yayınevi, 1967) 19.

32