• Sonuç bulunamadı

Psikolojik Sağlamlıkla İlgili Yurtdışında yapılan Araştırmalar

2. Bölüm, Araştırmanın Kuramsal Çerçevesi ile İlgili Araştırmalar

2.2. İlgili Araştırmalar

2.2.3. Psikolojik Sağlamlıkla İlgili Araştırmalar

2.2.3.2. Psikolojik Sağlamlıkla İlgili Yurtdışında yapılan Araştırmalar

Psikolojik sağlamlık üzerine yapılan araştırmalar 1992’ de Emmy Werner ve Ruth Smith tarafından yapılan o çok bilinen çalışma ile başlamıştır. Araştırmacılar bu

59

tarihten önceki 40 yılı aşkın bir süre olumsuz koşullar altında dünyaya gelen ve risk altında olan 700 Hawaii vatandaşı üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Araştırmacılara göre bu 700 kişinin 200’ü yüksek risk altındadır. Grup büyük anne-babaları Asya ve Avrupa’ dan göç etmiş yoksul ailelerin çocuklarından oluşuyordu. Gözlemler sırasında çocukların 2/3’ünün belirli problemlerle karşı karşıya kaldığı, 1/3’ünde ise hiçbir ciddi problemin olmadığı gözlendi. Deneklerin 30’ lu yaşlarına geldikleri zaman hemen hemen hepsinin sorumluluk sahibi ve motivasyonu yüksek bireylerler haline geldikleri gözlendi. Psikolojik olarak sağlam bu bireylerin paylaştığı ortak özellik, duyarlı ve sorumluluk sahibi bir anne-baba ya da başka bir yetişkin ile uzun süreli yakın ilişki kurmuş olmalarıydı. 700 kişilik gruptan sadece 30 kişi kadarı etkin bir biçimde uyum gösteremedi. Bu araştırmada rastlanan önemli bir bulgu ise sosyo-ekonomik düzeyin ve etnik kökenin ayırt edici bir faktör olmamasıydı (Chavkin ve Gonzalez, 2000; akt. Gürgan, 2006).

Matthews (2000) New York’ un metropol bölgesindeki düşük gelir grubundan gelen kadın üniversite öğrencileri üzerinde geniş çapta bir betimsel çalışma yapmıştır. Çalışmaya katılan denekler sosyo-ekonomik düzeyi düşük ve anne-babalarıyla yaşayan kimselerdir. Bu kişiler büyürken fazla kalabalık aile, zararlı alışkanlıklar, açlık, çocuk istismarı gibi risk faktörleriyle karşılaşmışlardır. Ancak bu risk faktörlerine rağmen liseyi bitirmişler ve üniversiteye devam etmeyi başarmışlardır. Rutter’ in (1979) İngiltere’ de yaptığı araştırmada psikolojik sağlamlık kavramına ışık tutacak önemde bir çalışmadır. Araştırmacı anne- babası evlilik sorunları yaşayan, düşük sosyo-ekonomik düzeyden olan, kalabalık ve geniş aileden gelen, annesinde psikopatolojik özelliklere rastlanan ve devlet bakımından yararlanan çocuklarla çalışmıştır. Yapılan gözlemler ve araştırmalar sonucunda, tek bir risk faktörünün büyük bir etkiye sahip olmadığı, birden fazla risk faktörünün bir araya gelmesinin, olumsuz sonuçların ortaya çıkma olasılığını arttırdığı gözlenmiştir. Yani birden fazla risk faktörü diğer risk faktörlerinin etki düzeyini arttırmaktadır (akt. Rak ve Patterson, 1996).

Werner ve Smith (1992) tarafından yürütülen boylamsal çalışmalar, anne-babaların alkolik, istismarcı, suç işlemiş, ruh sağlığı bozuk olduğu ailelerde ya da savaş, yoksulluk gibi risk faktörlerinin bulunduğu toplumlarda büyüyen çocukların yarısı ile 2/3’ ü arasında sayıdaki bireyin bu koşulların üstesinden geldiğini ve bunu “psikolojik sağlamlığa” çevirebildiklerini ortaya koymuştur.

60

Kırsal kesimde yaşayan Afrika kökenli Amerikan ailelerin kazançları ile gençlerin yeterlilikleri arasındaki ilişkinin gözlendiği bir çalışma da Brondy, Stoneman ve Flor (1996) tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda ailenin kazancıyla psikolojik işlevsellik ve bakım ilişkilerinin kalitesi arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur. Kazancı yüksek olan ailelerde depresif belirtiler daha az gözlenmiş ve daha iyimser oldukları tespit edilmiştir. Ailelerin kazancıyla dengeli bir evlilik ilişkisi ve babanın bakıma destek vermesi arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur. Ailesel iyimserlik bir koruyucu faktördür. İyimser ve kendine güvenen aileler, destekleyici bir aile ilişkisi oluşturarak iş stresiyle baş edebilmektedirler; bu da koruyucu bir işlev görmektedir.

Finn ve Rock (1997) bir çalışmalarında akademik anlamda başarılı öğrencileri, başarısız öğrencileri ve okulu bırakan öğrencileri belli özelliklerine göre karşılaştırmışlardır. Sonuçta gruplar arasındaki okul katılım düzeyinde anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Katılımı yüksek olan öğrencilerin akademik anlamda psikolojik sağlamlık düzeyleri yüksek bulunmuştur. Benlik saygısıyla içsel kontrol arasında güçlü bir ilişki tespit edilmiştir. Çocukların akademik olarak başarılı ya da başarısız olmaları aile yapıları, anne-baba eğitim ve gelir düzeyiyle yakından ilişkili bulunmuştur. Risk altında fakat psikolojik sağlamlığı yüksek çocuklar aile ortamından bağımsız olarak hareket etmede çok başarılıdırlar. Benlik saygıları yüksektir, başarı ya da başarısızlıklarından kendilerini sorumlu tutarlar.

Rolf ve Johnson’ a (1999) göre eğitim ortamındaki sıkıntıların üstesinden kolayca gelen çocukların hayatlarında ailesel yeterlilik önemli bir koruyucu faktördür. Yaptıkları araştırmada bebeklikte anne-babayla kurulan olumlu etkileşimin iki yaşında daha yüksek özerklikle ve sosyal olgunlukla ilişkili olduğunu bulmuşlardır.10 yaşında ise bu durum zihinsel yeterlilikle ilişkilendirilmiştir.

Fiziksel yetersizliğe sahip çocukları olan annelerin psikolojik sağlamlık düzeyleri önemli bir araştırma konusunu oluşturur. Fiziksel yetersizliğe sahip çocukları olan annelerin strese karşı aldıkları sosyal destek ve umudun sağladığı koruyucu faktör etkisinin araştırıldığı böyle bir çalışma Horton ve Wallander (2001) tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda çocuklarını farklı ortamlarda büyüten annelerin yaşadıkları stresle, umut ve sosyal destek arasında negatif bir ilişki bulunmuştur. Stres yüksek olduğu zaman algılanan umut koruyucu faktör görevi görmektedir.

61

Benard’ a (1995) göre psikolojik yılmazlık ile ilgili yapılan araştırmalar insanın gelişimi ile ilgili olarak daha önce ortaya koyulan teorileri doğrular niteliktedir. Yazar her bireyin doğuştan psikolojik olarak sağlam olduğunu ve bu sayede sorun çözme becerileri, eleştirel düşünce tarzı, özerklik ve sosyal yetkinlik kazandığını savunmaktadır.

Literatür incelendiğinde yurtdışında gerçekleştirilen bu araştırmaların yanında psikolojik sağlamlığı ölçmek amacıyla geliştirilmiş önemli ölçeklere de rastlamak mümkündür. Wagnild ve Joung’ un (1993) Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği, Sinclair ve Walltson’ ın (2004) Kısa Psikolojik Dayanıklılık Baş Etme Ölçeği, Oshio, Koneko, Nagamine ve Nakaya’ nın (2003) Yetişkinler İçin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği, Connor ve Davitson’ un (2003) Connor-Davitson Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği, Bruth ve Carroll’ un (2002) Bruth Koruyucu Faktörler Envanteri bu alanda ilgi çekmiş psikolojik sağlamlık ölçekleridir.