• Sonuç bulunamadı

1.2. Psikolojik Sağlamlık

1.2.2. Psikolojik Sağlamlığı Etkileyen Faktörler

Psikolojik sağlamlığı etkileyen faktörler, risk faktörleri ve koruyucu faktörler olarak ikiye ayrılmaktadır. Risk faktörleri ve koruyucu faktörler arasındaki iliĢki değerlendirildiğinde, Masten (1994) bu faktörleri iki zıt kutup olarak nitelendirmektedir (aktaran Karaırmak, 2006). Diğer taraftan, Coleman ve Hagell (2007) bu faktörlerin bir uç noktada koruyucu iken diğer uç noktada hassasiyet yaratabileceğini savunmaktadır. Örnek olarak, yoksulluk risk faktörü olarak görülürken, aĢırı zenginlik de olumlu sonuçlara neden olmayabilir.

1.2.2.1. Risk Faktörleri

Risk, geliĢim ve sağlık literatüründe, istenmeyen bir sonucun oluĢmasına yol açabilecek olasılıkların artması olarak tanımlanmaktadır. Risk faktörü, bir topluluk için istenmeyen sonuçların göstergelerini temsil etmektedir. Risk altındaki birey ise, araĢtırmaların olumsuz sonuçlarının yüksek olasılıkla geliĢtirebileceği gruptaki bir üye olarak yer almaktadır. (Obradovic, Shaffer ve Masten, 2012).

Riskle iliĢkili yapılan ilk araĢtırmalarda, problemlerin belirli ve tek bir risk faktöründen kaynaklandığı savunulmuĢ, sonraki araĢtırmalarda daha fazla risk faktörünün birlikte yer alarak çocuğun yaĢamını etkileyebileceği fark edilmiĢtir.

21

AraĢtırmalar, risk kümelerini, değiĢimlerini ve bunların etkilerini inceleme yönüne kaymıĢtır (Masten ve Gewirtz, 2006).

AraĢtırmacılar, gençlerin karĢılaĢtığı iki ayrı tip risk faktörünü belirlemiĢlerdir. Birincisi, genel nüfusun risk faktörlerini yansıtmaktadır. Ġkincisi ise, sonucunda olumlu etki düzeylerine göre farklılaĢan risk faktörlerini kapsamaktadır. Bu yüzden, psikolojik sağlamlığın bilimsel araĢtırması karmaĢık bir yapıdadır. Ancak, hangi tip olursa olsun, risk faktörlerinin anlaĢılması, bu faktörler üzerinde çalıĢılması ve psikolojik sağlamlık kapsamında konumunun belirlenmesi önem taĢımaktadır. Risk faktörlerinin analizi, psikolojik sağlamlığın klinik yapılandırmasını güçlendirmektedir (Goldstein ve Brooks, 2013).

Çocuklar için en önemli risk faktörleri, belirli sınırlar içinde olan risk faktörlerinden ziyade, kronik ve değiĢkenlik gösterebilen risk faktörleridir. Çocuklar, yakınının ölümü veya kısa süreli hastalık gibi sınırları belli olan risk faktörlerine karĢı daha fazla psikolojik sağlamlık gösterirler. Ancak, devamlılık gösteren aile içi çatıĢmalara veya yoksulluğa maruz kaldıklarında uzun süreli etkilenmekte ve daha az psikolojik sağlamlık gösterme eğiliminde olmaktadırlar (Coleman ve Hagell, 2007).

Risk faktörlerin varlığı, psikiyatrik bozuklukların ortaya çıkıĢı ile iliĢkilidir. Risk faktörüne sahip bir çocukta psikiyatrik bozukluk olma olasılığı, herhangi bir risk faktörü bulunmayan çocuklara kıyasla daha fazladır. Bu durum, risk faktörlerindeki artıĢın, psikiyatrik bozuklukların varlığını fazlaca arttırdığını göstermektedir (Garmezy, 1987).

Psikolojik sağlamlık araĢtırmalarına göre, Gürgan (2006) risk faktörlerini; erken doğum, olumsuz yaĢam olayları, deneyimler, kronik hastalıklar, ebeveynlerin sağlık ve psikopatoloji geçmiĢi, ebeveynlerin ayrı yaĢaması, boĢanması ya da tek ebeveyn ile yaĢama, yetersiz çocuk yetiĢtirme tutumu, aile içi Ģiddet, okula uyum güçlüğü, baĢarısızlık ve okulu bırakma, çocuk ihmal ve istismarı, madde bağımlılığı, maddi sıkıntılar, yoksulluk, toplumsal travmalar, doğal afetler olarak sunmuĢtur.

Doğaları gereği, çocukların çeĢitli risklere karĢı savunmasız olduğu tarih boyunca yazılmıĢtır. Dahası, ileri teknolojiyle çocuklarla alakalı yeni ve farklı risklerin ortaya çıkabilmesi mümkündür. Örneğin, büyük olasılıkla yoksulluk, tarih boyunca bir risk faktörü olarak çocukları olumsuz etkilemiĢtir. Ancak zamanın ve

22

teknolojinin etkisiyle çocukları etkileme Ģekli değiĢebilir. Bu durum koruyucu faktörlerin önemini arttırmaktadır (Goldstein ve Brooks, 2013).

1.2.2.2. Koruyucu Faktörler

Koruyucu faktörler kavramı, 1980’lerde Rutter (1979), Werner ve Smith (1982) gibi öncü araĢtırmacılar tarafından risk ve zorlukların varlığında olumlu sonuçların gözlenmesiyle oluĢturulmuĢtur (aktaran Jenson ve Fraser, 2006).

Koruyucu faktörlerin psikolojik sağlamlığın temelinde bulunması, psikiyatrik risk araĢtırmalarında odak noktası olmasına neden olmuĢtur. Zamanla psikolojik sağlamlıkla ilgili araĢtırmalardaki odak noktası değiĢmiĢ, psikolojik olarak hassas olmanın nedenleri değil de, sağlam olmanın nedenleri ile ilgili araĢtırmalar artmıĢtır. Risk çeĢitlerinden ziyade, riskli durumlar sonrası farklılaĢma süreci önem kazanmıĢtır. FarklılaĢma süreci de koruyucu faktörlere yönelimi sağlamıĢtır (Rutter, 1987).

Risk faktörlerine maruz kalmak, olumsuz sonuçların ortaya çıkma olasılığını arttırmasına rağmen bunu garanti etmeyebilir. Sadece risk faktörlerine bakarak, olası sonucu tahmin etmek mümkün olmayabilir. Çünkü diğer faktörler ve süreçler, bu riskleri ortadan kaldırmak için çalıĢıyor olabilir. GeniĢ akademik alanlarda çalıĢan araĢtırmacılar; koruyucu faktörleri belirlemek için sosyal statü, psikolojik durum, davranıĢ, eğitim ve ekonomik durum gibi değiĢkenlere odaklanmıĢlardır. Koruyucu faktörlerin ve süreçlerin benzer gruplar içinde olduğunu belirlemiĢlerdir (Murray, 2003).

Karaırmak (2006) koruyucu faktörleri, risk faktörleri sonucunda ortaya çıkabilecek yaĢantılara karĢı; olumsuz tepkiyi azaltıcı, yapıcı tepkiyi ve adaptasyonu kolaylaĢtırıcı faktörler olarak tanımlamaktadır.

Garmezy (1987), strese dirençli olarak nitelendirdiği çocuklarla yaptığı araĢtırmalar sonucunda koruyucu faktörleri 3 geniĢ kategoriye ayırmaktadır. Bunları; çocuğun kiĢilik eğilimleri, destekleyici aile ortamı ve dıĢ destek sistemi olarak sıralamaktadır. DıĢ destek sisteminin, çocuğun baĢa çıkma becerisine yönelik

23

güçlendirici ve teĢvik edici ve pozitif değerlerine yönelik telkin edici görevleri olduğunu belirtmektedir.

Werner (1989) de benzer Ģekilde, bebeklikten yetiĢkinliğe kadar yapılan boylamsal araĢtırmalar doğrultusunda, 3 tip koruyucu faktörün ortaya çıktığını ifade etmiĢtir. Bunları, ilk olarak bireyin zihinsel nitelikleri (aktivite seviyesi, sosyallik, genel zeka gibi) ve içsel kontrol durumu; ikinci olarak duygusal destek sağlayan aile üyeleri arasındaki sevgi bağı ve son olarak bireyin daha yetkin ve kararlı olmasını sağlayan ve inanç sistemini de kapsayan dıĢsal destek sistemleri olarak sınıflandırmıĢtır.

Koruyucu faktörlerden, koruyucu mekanizma veya süreçler olarak bahseden Rutter (1987), psikolojik risklere karĢı insanları koruyan 4 temel sürecin olduğunu savunmaktadır. Bunları; risk faktörlerinin etkisini azaltmak, risk faktörlerinden doğan birbiriyle bağlantılı olumsuz durumların oluĢma olasılığını azaltmak, öz yeterlilik ve öz saygının oluĢmasını veya devamlılığını sağlamak, son olarak da yeni imkan ve olanaklara açık olmak olarak belirlemiĢtir. Ġnsanların yaĢamındaki dönüm noktası olarak gördüğü bu mekanizmaların görünenden daha fazla anlamı olduğunu ve bunlara daha fazla önem verilmesi gerektiğini vurgulamıĢtır.

Greene ve Conrad (2002), koruyucu faktörlerin çocukların sağlamlığına katkı sağlaması ve stresi azaltması özelliğine dair araĢtırmacılar tarafından uzlaĢma sağlandığını belirtmiĢ; koruyucu faktörleri, içsel ve dıĢsal olarak, risk faktörünün etkisine karĢı bireyin iyileĢmesine ve dayanmasına yardımcı olan faktörler olarak tanımlamıĢlardır. Benzer Ģekilde Mandleco ve Peery (2000) de psikolojik sağlamlıkla ilgili kuramsal çerçeve önermek, bunu netleĢtirmek ve detaylandırmak için çocukların psikolojik sağlamlığını etkileyen faktörleri, içsel ve dıĢsal faktörler olarak ikiye ayırmıĢlardır. Ġçsel faktörler, biyolojik faktörleri (mizaç, cinsiyet, genetik yatkınlık vb.) ve psikolojik faktörleri (biliĢsel kapasite, baĢa çıkma becerileri, kiĢisel özellikler vb.) kapsamaktadır. DıĢsal faktörler ise, aile içi faktörlerden (ebeveynler, kardeĢler, ev ortamı vb.) ve aile dıĢı faktörlerden (akranlar, okul, kilise vb.) oluĢmaktadır. Ġçsel ve dıĢsal faktörlerdeki her bileĢenin etkisi ve önemi farklı olabilir, her bir çocukta doğrudan ya da dolaylı olarak etkisini gösterebilir veya farklı bileĢenlerle etkileĢim içinde olabilirler.

24

Fraser ve Terzian (2005) tarafından koruyucu faktörlerin 3 iĢleve sahip olduğu belirtilmiĢtir. Birincisi, risk faktörlerinin olumsuz etkilerini azaltmak ya da artmasını engellemektir. Ġkincisi, birbiriyle bağlantılı olan risk faktörleri arasındaki bağı koparmak, böylece daha sonra farklı risklere maruz kalmayı ve uzun zamanda oluĢabilecek problemleri azaltmaktır. Son olarak ise, bir risk faktörünün oluĢmasını engelleyebilmektir.

Koruyucu faktörlerin varlığı, çoğu çocuk ve genci özellikle kısa zamanlı zorluklardan koruyabilmektedir. Bu yüzden, psikolojik sağlamlık kapasitesine sahip olmak, koruyucu faktörlerin olmasına ve risk faktörlerin ise belirli sınırlar içinde olmasına bağlı olmaktadır. Pek az kiĢi, devamlılık gösteren ve ciddi düzeyde olan risk faktörleriyle baĢ edebilmektedir. Çünkü ciddi bir zorlukta, daha güçlü koruyucu faktörlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yüzden, bu bireyler koruyucu faktörlerden edindikleri güçlü yönlerle, ciddi zorluklar karĢısında sağlam durabilmektedir. Psikolojik sağlamlık düzeyini geliĢtirme sürecinde, koruyucu faktörlerin gittikçe artan zorluklar karĢısında etkili olabilmesi rol oynamaktadır (Coleman ve Hagell, 2007).

Benzer Belgeler