• Sonuç bulunamadı

4.4 Bulgular ve Tartışma

4.4.3 Psikolojik Şiddet İlişkin Bulgular

Ekler kısmında yer alan Tablo 15’te kadına yönelik şiddet türlerinden psikolojik şiddete ilişkin analiz sonuçları yer almaktadır. Kadının eğitim durumunun ilkokul olması diplomasız olmasına göre psikolojik şiddet üzerinde istatistikî olarak anlamlı bir etki yapmamıştır. Logit ve Probit tahminlerinde de benzer sonuçlar çıkmıştır.

Kadının diplomasız olmasına göre eğitim durumunun ortaokul olması psikolojik şiddeti %7, lise mezunu olması %12, üniversite mezunu olması %15 ve yüksek lisans/doktora mezunu olması %16 oranında azaltmaktadır. Logit ve Probit tahminlerine göre ise kadının eğitim durumunun ortaokul ve lise olması psikolojik şiddet görme olasılığını azaltırken; kadının eğitim durumunun üniversite ve yüksek lisans/doktora mezunu olmasının psikolojik şiddet görme olasılığı üzerinde istatistikî olarak anlamlı bir etkisi bulunamamıştır.

Kadınların eğitim seviyesindeki artışın psikolojik şiddeti de, daha önce incelediğimiz fiziksel ve cinsel şiddette olduğu gibi, azalttığı görülmektedir. Psikolojik şiddet kişilerin duygularına etki eden şiddet türüdür. Eğitim seviyesi arttıkça kadınların kendilerine olan özgüveni geliştiği için psikolojik şiddete karşı da daha güçlü durmaktadırlar. Aynı zamanda eğitim kadının potansiyel işgücü piyasasında gücünü artıran bir durum olması nedeniyle de kadınlar çalışmasalar dâhi şiddet üzerinde olumlu etki yapmaktadır. Bulgularımız Stevenson ve Wolfers (2006) ve Aizer (2010) çalışmalarındaki bulgularını desteklemektedir. Kadınların pazarlık gücünün artmasına etki eden her gelişme şiddeti azaltmaktadır.

Erkeğin eğitim durumunun ilkokul olması diplomasız olmasına göre kadına yönelik psikolojik şiddeti %2 artırmıştır. Erkeğin eğitim durumunun ortaokul, lise ve üniversite olması diplomasız olmasına göre kadına yönelik psikolojik şiddet üzerinde istatistikî olarak anlamlı bir etki yapmamıştır. Erkeğin eğitim durumunun yüksek lisans/doktora mezunu olması ise %82 artırmıştır. Logit ve Probit tahminlerine göre de erkeğin ilkokul mezunu olması psikolojik şiddet görme olasılığını arttırmıştır.

Erkeklerin eğitim seviyeleri arttıkça kadına yönelik fiziksel şiddetten ziyade psikolojik şiddet uyguladıklarını görüyoruz. Erkeklerin geleneksel yapıdan kaynaklı durumları günümüz şartlarına göre ve eğitim seviyesindeki artış sonucu bilinçlenmeyle fiziksel şiddet yerini psikolojik şiddet gösterme eğilimine sokmuştur. Guljan vd.

(2012)’nin tespitine göre; erkeklerin uyguladıkları şiddeti türü bakımından psikolojik şiddet diğer şiddet türlerinden fazla çıkmıştır. Elde ettiğimiz sonuçlar da Guljan vd. (2012)’nin sonucunu destekler niteliktedir.

Kadının ve erkeğin ilkokul mezunu olmasının psikolojik şiddet üzerinde istatistikî olarak anlamlı bir etkisi yoktur. Logit tahminine göre psikolojik şiddet görme olasılığı bu grupta artmıştır. Probit tahmininde ise söz konusu parametre anlamsızdır. Kadının eğitim durumu ilkokul iken, erkeğin eğitim durumunun ortaokul, lise veya üniversite mezunu olmasının psikolojik şiddet üzerinde istatistikî olarak anlamlı bir etkisi bulunamamıştır. Logit ve Probit tahminleri LPM tahminleri ile paralellik göstermektedir. Kadının eğitim durumu ilkokul iken, erkeğin eğitim durumunun yüksek lisans/doktora olması psikolojik şiddeti %84 azaltmıştır. Logit ve Probit tahmin parametreleri ise anlamlı değildir.

Kadının eğitim durumu ortaokul, erkeğin ilkokul mezunu olması psikolojik şiddeti %15, ortaokul mezunu olması %15 ve lise mezunu olması %10 arttırmıştır. Logit ve Probit tahminleri LPM tahmin yöntemi ile yapılan analizle paralellik göstermektedir. Kadının eğitim durumu ortaokul iken, erkeğin eğitim durumunun üniversite mezunu olmasının psikolojik şiddet üzerinde istatistikî olarak anlamlı bir etkisi bulunmamıştır. Logit ve Probit modeliyle yapılan analizle LPM ile yapılan analizle paralel sonuçlanmıştır.

Kadının eğitim durumu ortaokul, erkeğin eğitim durumunun yüksek lisans/doktora mezunu olmasının psikolojik şiddet üzerinde etkisi bulunmazken, Logit ve Probit tahminlerine göre psikolojik şiddet görme olasılığı artmıştır.

Kadının eğitim durumu lise, erkeğin ilkokul mezunu olması psikolojik şiddeti %14, ortaokul mezunu olması %15, lise mezunu olması %14 kadına yönelik psikolojik şiddeti artırmıştır. Kadının eğitim durumu lise, erkeğin üniversite mezunu olması %12 oranında psikolojik şiddeti artırmıştır. Erkeğin yüksek lisans ve doktora mezunu olması psikolojik şiddeti %73 azaltmıştır. Logit ve Probit tahminlerine göre kadının eğitim durumu lise iken erkeğin ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite mezunu olması psikolojik şiddet görme olasılığını artırmıştır. Erkeğin yüksek lisans/doktora mezunu olması ise psikolojik şiddet görme olasılığını artırmıştır. Logit ve Probit tahminleri de Doğrusal Olasılık Modeli tahminlerini desteklemektedir.

Kadının üniversite mezunu, erkeğin ilkokul mezunu olması kadına yönelik psikolojik şiddeti %26 arttırmıştır. Erkek ortaokul mezunu olduğu durumda şiddet %12 artmıştır. Erkeğin eğitim durumunun lise olması psikolojik şiddet %12 artmıştır. Erkeğin üniversite mezunu olduğu durumda ise %12 artmıştır. Kadın üniversite mezunu iken erkek yüksek lisans/doktora mezunu iken psikolojik şiddet %72 azalış göstermiştir. Logit ve Probit tahminlerine göre kadının eğitim durumu üniversite iken erkeğin ilkokul, ortaokul ve lise mezunu olmasının psikolojik şiddet olasılığı üzerindeki etkisi istatistikî olarak anlamlı değildir.

Kadının eğitim durumu yüksek lisans/doktora, erkeğin lise ve üniversite mezunu olmasının psikolojik şiddet üzerindeki etkisi anlamlı değildir. Logit ve Probit modelleriyle yapılan analiz LPM tahmin yöntemi ile yapılan analizi desteklemektedir. Kadın ve erkeğin eğitim durumlarının yüksek lisans/doktora olması psikolojik şiddeti %86 azaltmıştır.

Elde ettiği geliri kendi inisiyatifiyle harcayabilen kadınlar diğerlerine göre %2 daha az psikolojik şiddet görmektedir. Logit ve Probit tahminlerine göre de bu grupta psikolojik şiddet görme olasılığı azalmıştır. Çalışma hayatında olan ve elde ettiği geliri kendi kontrolünde kullanabilen kadınlar hane içersinde daha güçlü oldukları için daha az psikolojik şiddet görmemeleri beklenen bir sonuçtur. Kadının iş hayatında olması ve ekonomik özgürlüğüne sahip olması kadının kendine olan güvenini artırıcı etki yapmaktadır. Aile içi psikolojik şiddete maruz kalan kadın evliliğini sonlandırarak bu durumdan uzaklaşmak isteyebilir. Bunu tahmin eden erkek psikolojik şiddet uygulama eğilimini düşürmek zorunda kalır. Bu bulgularımız Kocacık vd. (2007) çalışmasının bulgularını desteklemektedir. Kadının işgücünde yer alıp gelirini kendi kontrolünde kullanması psikolojik şiddeti azaltıcı etki yapmaktadır. Ayrıca kadının çalıştığı durumda belli bir refah seviyesinde olan ailelerde ekonomik kaynaklı stres azalacağı için şiddet eğilimi olmayacaktır.

Kadınların hayatlarının büyük bir bölümünde psikolojik şiddete maruz kaldığı tabloda görülebilmektedir. 19-30 yaş aralığında kadınlarda psikolojik şiddetin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgumuz Büyükyılmaz ve Demir (2016) çalışmasının bulgularıyla benzerdir. Kadınların sosyal yaşamlarının her alanında her anında psikolojik şiddetle karşı karşıya gelebilmektedir. Erkeklerin kadınları kontrol etme isteği ve bunun beraberinde getirdiği psikolojik şiddet 47 yaş ve üstünde azalmaktadır.

Kadının son hafta herhangi bir işte çalışmış olması psikolojik şiddeti %1 artırmıştır. Logit modeli ile yapılan analizde de benzer bir etki bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar Erkekte Geri Tepme teorisini destekler niteliktedir. Erkeğin kadının güçlenmesi karşısında kendi statüsünü koruma dürtüsüyle şiddete başvurduğu bilinmektedir. Elde ettiği gelirle sağladığı finansal varlıklılarına el koyma amacıyla da şiddete başvurabilmektedir. Bu sonuçlar Macmilian ve Gartner (1999) çalışmasında elde edilen bulguları desteklemektedir.

Kadının çocuk sahibi olmasının çocuk sahibi olmadığı duruma kıyasla kadına yönelik psikolojik şiddeti %7 arttırdığı tespit edilmiştir. Çocuk sayısının iki olması psikolojik şiddeti %11, çocuk sayısının üç olması %14, çocuk sayısının dört olması %15, çocuk sayısının beş olması %14, çocuk sayısının altı olması %11, çocuk sayısının yedi olması %15, çocuk sayısının sekiz olması ise %11 oranında artırmıştır. Logit ve Probit Modelleriyle yapılan analiz sonucu da LPM tahmin yöntemi ile paralellik göstermektedir. Benson vd.(2003)’ın ve Çivi vd. (2008)’nin çalışmasındaki bulgularını da bu analiz sonucunu desteklemektedir. Çocuk sayısının artması şiddeti artırıcı etki yapmaktadır. Psikolojik şiddet aile içinde kadını etkilediği gibi çocukları da olumsuz etkileyecektir. Aile içinde baba rolündeki eşlerin eşine karşı sorumluluğu kadar çocuğuna karşı da sorumluluk bilincinde olması gerektiği gerekli politikalar ve desteklerle öğretilmelidir. Gelecek nesilleri yetiştiren ebeveynlerin daha dikkatli şekilde tutum ve davranış sergilemeleri toplum sağlığı açısından çok önemlidir.

2014 yılını 2008 ile kıyasladığımızda psikolojik şiddet görülmesi %7 artmıştır. Logit ve Probit modelleriyle yapılan analiz sonucu da LPM tahmin yöntemi analiz sonucuyla paralellik göstermektedir.