• Sonuç bulunamadı

İKİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE

2.4. Program Geliştirme

Çağımıza damgasını vuran gelişim ve değişim gibi kavramlar sonucunda ortaya çıkan yeni yaşam ve düşünme biçimlerine uyum sağlamak, toplumsal gelişim ve değişimin ancak etkili eğitim sistemi ile mümkün olabileceğine inanan; akılcı, üretken, aydınlanmacı, yaratıcı, toplumsal sorunlara sahip çıkan ve çözüm üreten bireylerin yetişmesine bağlıdır. Bu gerekçelerle, çağa uyum sağlayacak etkili bireylerin yetiştirilmesi önem kazanmaktadır. Etkili bireylerin yetiştirilmesi, etkili eğitim

programlarının oluşturulmasına bağlıdır. Bu da, eğitim programlarının, sürekli ve koşullara uygun bir gelişim içinde olmasını gerektirmektedir. Çeşitli alanlardaki dinamizm eğitim programlarının da dinamik olmasını gerektirmektedir. Eğitim programlarındaki dinamizm, objektif süreçlerle yönlendirilerek, bireyleri toplumun istekleriyle tutarlı biçimde ve standartlarda yetiştirmek mümkün olacaktır. Eğitim programlarının çağın koşullarına yanıt verebilecek ölçütlerde düzenlenmesi ve geliştirilmesi, sürekli, kapsamlı ve bilimsel bir sistematikle yapılmasına bağlıdır. Bu nedenle program geliştirme, eğitim sistemi içinde önemli bir yere sahiptir (Varış, 2005, 16).

Öğrenen bir birey, eğitsel çevresindeki dinamizmden etkilenmekte ve sürekli olarak değişmektedir. Eğitsel çevredeki bu dinamizmin programlara yansıması beklenmektedir. Örneğin; öğrenilen bilginin yapısı, bilim ve teknolojide meydana gelen çok hızlı değişmeye paralel bir şekilde gelişme gösterirken, programın bu gelişmeyi yansıtmaması program uygulamalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple, program geliştirme devamlılık arz eden bir süreçtir (Selvi, 2006, 183).

Programların geliştirilme amacı, çağın gerektirdiği insan niteliklerinin tanımlanmasıdır. Bu nitelikler bir çerçeve içinde düzenlenmekte ve sistemli hale getirilmektedir. Programlar, nitelik olarak daha iyi olacak şekilde geliştirilmekte ve bu gelişmeye paralel olarak eğitimin niteliğinin de artması beklenmektedir. Eğitimde program geliştirmenin temelinde, sosyo-kültürel ve bilimsel-teknolojik dinamizmin, her geçen gün daha nitelikli insan gücü gerektirmesi yatmaktadır. Program geliştirme, düzenlenen programın masa başında değiştirilmesi, bazı konuların çıkarılması veya yenilerinin yamanması değildir. Bir süreç olan program geliştirme, eğitim süreci ile ilgili olan bütün koşulların, bireylerin, ders kitapları ve araçların sürekli olarak geliştirilmesidir (Varış, 2005, 16).

Varış (2005, 17) program geliştirmeyi, “gerek okul içinde, gerekse okul dışında, Milli Eğitimin ve okulun amaçlarını etkinlikle gerçekleştirmek üzere düzenlenen içerik ve etkinliklerin uygun yöntem ve tekniklerle geliştirmesine yönelik koordine çabaların tümü” olarak tanımlamaktadır. Feyereisen, Fiorino ve Nowak’a göre program geliştirme, “zaman, yer, materyaller, ekipman ve personel elemanlarını düzenli bir şekilde koordine etmek için yapılan çevreyi düzenleme planıdır”. Program geliştirme sürecinde yapılan faaliyetleri dikkate

alan Good ise program geliştirmeyi, “okul sistemine uygun bir programın geliştirilmesi, uzman görüşleri altında çalışan komitelerin organizasyonunun sağlanması, öğretimin genel ve özel amaçların belirlenmesi, program materyallerinin, öğretim materyallerinin, öğretim metotlarının ve değerlendirme biçiminin seçimi, resmi öğretim programlarının hazırlanması ve hazırlanan bu eğitim programının adapte edilmesi” şeklinde açıklamaktadır (Aktaran: Yüksel, 2000, 3-4). Senemoğlu’na (2005, 34) göre program geliştirme, “öğretim programının tüm öğelerini daha etkili ve yeterli hale getirme sürecidir”. Demirel (2008, 5) ise program geliştirmeyi, “eğitim programının hedef, içerik, öğrenme-öğretme süreci ve değerlendirme öğeleri arasındaki dinamik ilişkiler bütünüdür” şeklinde tanımlanmaktadır. Programın öğeleri birbirlerine bağlı ve etkileşim halindedir. Bu öğelerden biri diğerlerinden etkilenmekte aynı zamanda diğerlerini de etkilemektedir. Örneğin, öğrenme-öğretme süreçlerinde yer alacak bir değişme veya ölçme değerlendirme sisteminin değişmesi programın diğer öğelerini de etkilemekte ve değişmesine neden olabilmektedir. Bunun sonucunda sistemin tamamı bu durumdan etkilenmektedir. Eğitim programlarının yapısal öğelerinin birbirlerine bağlı ve etkileşimli olduğu düşünüldüğünde, bu öğelerden yalnızca birine ağırlık vermek yanlış bir uygulama olacaktır. Yapılacak yeniliklerin bu öğelerden birinde veya birkaçında yapılacak ekleme veya çıkarmalardan çok, eğitim alanında yapılan araştırmaların bulgularından yararlanılarak yapılmalıdır. Bilimsel ölçütlere göre yapılacak olan değişiklikler programın tüm öğeleri göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Ancak, bu yolla yapılacak değişiklikler, programın sürekli gelişmesini sağlamaktadır (Savage, 2003, 201).

Erden (1998, 4) program geliştirmeyi, “eğitim programlarının tasarlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi sonucunda elde edilen verilere göre yeniden düzenlenmesi süreci” olarak tanımlamaktadır. Küçükahmet (2001, 21) ise program geliştirmeyi, “hazırlanmış programın, uygulamada araştırma sonuçlarına göre devamlı olarak geliştirilmesi” olarak ifade etmektedir. Bu bağlamda program geliştirme bitmeyen bir süreçtir. Eğitim programı ne kadar titizlikle hazırlanırsa hazırlansın tam olarak bitmiş bir program yoktur. Programlar her defasında yeniden değerlendirilmeli, gözden geçirilerek düzenlenmelidir. Programın geliştirilmesi yani

iyileştirilmesi, program geliştirme sürecine müdahale etmek ve aksayan yönleri belirlemektir. Bu nedenle program geliştirme süreci; programın (i) tasarlanması, (ii) uygulanması, (iii) değerlendirilmesi ve (iv) yeniden düzenlenmesi aşamalarından oluşmaktadır (Erden, 1998, 4).

Ralph W. Tyler (1950) program geliştirmeyi; hedeflerin saptanması, öğrenme yaşantılarının seçilip düzenlenmesi ve öğrenme yaşantılarının etkililiğini, yani amaçlara ne derece ulaşıldığını ortaya koyacak şekilde değerlendirmeyi içine alan bir döngü olarak görmektedir (Aktaran: Mersinligil, 2002, 47). Tyler (1950) program geliştirme sürecini dört soru ile açıklamaktadır:

1. Okul ne tür eğitim amaçları geliştirme gayreti içinde olmalıdır?

2. Bu amaçları gerçekleştirmek için ne tür eğitim yaşantıları sağlanacaktır? 3. Bu eğitim yaşantıları etkili bir şekilde nasıl düzenlenebilir?

4. Bu amaçların gerçekleştiği nasıl tespit edilebilir? (Aktaran: Korkmaz, 2006, 8).

Taba (1962), Tyler’ın program geliştirme modelini genişleterek bu sorulara başka maddeler eklemiştir:

1. Öğrenci gereksinimlerinin tespiti 2. Amaçların belirlenmesi

3. İçeriğin seçilmesi 4. İçeriğin düzenlenmesi

5. Öğrenme yaşantılarının seçimi 6. Öğrenme yaşantılarının düzenlenmesi

7. Nelerin nasıl değerlendirileceğinin belirlenmesi (Aktaran: Mersinligil, 2002, 48).

Program geliştirme sürecinde cevaplandırılması gerekli unsurlar şu şekilde belirtilmektedir:

1. Eğitim hedefleri neler olmalı, yani öğrencilere hangi davranışlar kazandırılmalıdır? 2. Kendilerinde bu davranışların gelişmesi için öğrenciler hangi yaşantıları geçirmeli, yani hangi eğitim durumlarında bulunmalıdırlar?

3. Bu durumlar nasıl örgütlenirse istendik öğrenci davranışlarını geliştirme bakımından en verimli olur?

4. İstendik davranışların isabetlilik durumlarında (istendik davranışları geliştirme yönünden) etkinlik derecesi nedir?

5. Dördüncü sorunun ışığında mevcut yetişekte (programda) ne gibi değişiklikler gereklidir? (Sezgin, 2000, 4-5).

Yüzyıllar boyunca insanoğlu, program geliştirmenin bilimsel bir konu olduğunu düşünmemiştir. Çağın gereklerinin artması, insanoğlunun öğrenmesi gereken alanların fazlalaşması ve çağın donanımlı bireylerle daha

iyi yaşanılabilir olacağı fikri, programların üzerinde hassasiyetle ve uzmanlarınca durulması gerektiğini göstermiştir (Dilmaç, 2008, 13). Özellikle ülkemizde 1990’lı yıllara gelindiğinde Milli Eğitim Bakanlığı program geliştirme ve değerlendirmeye ayrı bir önem vermeye başlamıştır. Program geliştirme süreci iyi bir ekip çalışmasıdır. Bu süreç, kendi içerisinde sistemli bir şekilde bazı bölümlerden oluşmaktadır. Bunlar; hedeflerin belirlenmesi, içeriğin belirlenmesi, öğrenme yaşantıları ve değerlendirmedir. Diğer bir deyişle, “neyi”, “nasıl”, “ne zaman” ve “ne kadar” sorularının cevabıdır (Demirel, 2004, 49-50).

Program geliştirme, sistemli bir şekilde ve araştırmalara dayalı olarak yapılması gerektiği için, bilgi, beceri ve uzmanlık gerektiren bir süreçtir. Bunun için, bir ekip çalışmasına ihtiyaç vardır. Eğitim programlarının, hem toplumun büyük kesimini ilgilendirmesi, hem de program geliştirmenin oldukça kapsamlı ve karmaşık olması, program geliştirmede geniş ölçüde katılımı gerektirmektedir (Yüksel, 2000, 6). Program geliştirme çalışmaları için oluşturulacak çalışma grubunun, programın hazırlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesinde sürekli görev yapacak bir komisyon olması gerekmektedir. Bu komisyonda görev alacak kişiler, programı geliştirecek alanın uzmanları, öğretmenleri ve eğitimcileri olmalıdır (Demirel, 2008, 69). Programın gelişme sürecinin daha etkili olabilmesi için, programla ilgili teorisyenlerin, araştırmacıların ve özellikle uygulama ile ilgilenenlerin sürece katılması gerekmektedir. Bu, Türkiye’de bütün okullarda, öğretmen, öğrenci ve diğer ilgili kişilerin program geliştirme ile ilgilenmeleri anlamına gelmektedir (Varış, 2005, 30).

Program geliştirme eğitim ve öğretimin amaçlarını çağın gerektirdiği nitelikte yerine getirmek üzere yapılan, koordineli çalışmaları içerisine alan sistemli bir süreçtir. Bu süreç her zaman eğitim öğretimi daha iyi nasıl yaparız sorusuna cevap niteliğindedir (Akkuş, 2008, 7). Kısaca program geliştirme, “program öğelerinin, çağın ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenmesidir” (Kaya, 2008, 12). Uygulanan programlar bilim ve teknoloji ile toplumdaki değişmelere göre yeniden düzenlendikçe, eksikleri giderildikçe yani programlar geliştirildikçe eğitimin niteliği de artacaktır (Erden, 1998, 10). Toplumsal değişmeler ve gelişmeler programların da dinamik olmasını ve sürekli geliştirilmesini gerektirmektedir. Çünkü yaşanan gelişmeler

yetiştirilecek insan tipinin tanımını değiştirmektedir. Toplumların gereksinim duyduğu insan tipinin yetiştirilmesinde, uygulanan eğitim programlarının rolü büyüktür. Bu durum eğitim programlarının işlerliğinin kontrol edilmesini ve aksaklıkların giderilmesini zorunlu kılmaktadır (Öztürk, 2008, 74).

Bir eğitim programının ideal olarak ulaşmak istediği nokta ile gerçekte ulaşabildiği nokta arasındaki fark ne kadar küçükse, program o düzeyde başarılıdır (Demirel, 2004, 31). Değişimin sürekli olduğu düşünülürse, ideal bir programın yakalanıp sürekli kullanılması da pek mümkün değildir. Bu yüzden program geliştirme, süreklilik gerektirmektedir. Diğer bir deyişle, bir program çok iyi hazırlansa bile, değişim karşısında bir süre sonra yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple, hazırlanan programın, sürekli değerlendirilip eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir. Program geliştirme, bir ulusun geleceğini biçimlendirmesinde, çağa uygun insan tipini yetiştirmede önemli bir yere sahiptir. Bilim ve teknolojide sürekli yaşanan değişim, eğitim programlarına yansıtılmalı, bundan dolayı eğitim programları sürekli değerlendirilerek geliştirilmelidir (Ayten, 2006, 19).