• Sonuç bulunamadı

Probleme dayalı öğrenme yöntemine ilişkin literatürde birçok tanım vardır. Krynock ve Robb (1999) probleme dayalı öğrenmenin yapılandırmacı yaklaşımın özü olduğunu ifade etmişlerdir. Özvarış ve Demirel (2002)‟e göre, probleme dayalı öğrenme bir problemden yola çıkan ve tartışma merkezli olarak yürütülen bir eğitim biçimidir. Probleme dayalı öğrenme yöntemi, sınıf ortamında öğrencilere, günlük hayattaki olası problem durumlarının sunulduğu ve öğrencilerin bu probleme ilişkin düşünmeleri sağlayan, olası çözüm yolları üretmelerini hedefleyen, aynı zamanda öğrencilerin zihinsel becerilerini geliştirerek birer bilim adamı edasıyla olaylara yaklaşmayı öğreten bir öğretim yöntemi olarak tanımlanmaktadır (Şenocak, 2005). Probleme dayalı öğrenme yöntemi, öğrenme hedefler ve kazanımlarının bir problem durumuna aktarıldığı, öğrencilerin bu problem durumunda yer alan problemi analiz ettiği, küçük grup tartışmaları ile problemin neden olduğu temel olumsuzlukların ve süreçlerin anlaşılmaya çalışıldığı, bu probleme ilişkin çözüm önerilerinin sunulduğu ve kendi kendine yönlendirilen öğrenmeye rehberlik eden bir süreç olarak tanımlanılmaktadır (Dolmans, 1994; Akt. Davis ve Harden, 1999).

Aynı zamanda probleme dayalı öğrenme yöntemi, öğrencileri motive eden, ilgili kavramları araştırmaya yönelten, işbirlikli çalışma sağlayan, iletişim becerilerini artıran, gerçek dünya problemlerini kullanan güçlü bir sınıf süreci ve yaşam boyu öğrenme alışkanlığını destekleyen bir stratejidir (Çiftçi, Meydan ve Ekten, 2005). Yapılandırmacı yaklaşımın en modellerinden ve örneklerinden biri olan probleme dayalı öğrenme yöntemi (Barrows, 1985; Wilson, 1996), öğrenenlerin sınıf ortamında öğrenmeye aktif olarak katılmalarını sağlarken, aynı zamanda onların problem çözme becerilerini geliştiren ve konu ile ilgili temel bilgileri kazanmalarını sağlayan, gerçek hayatla bağlantılı bir öğretme – öğrenme yöntemi olarak

18 nitelendirilebilir (Baturay ve Bay, 2010; Savery ve Duffy, 1995). Aslına bakıldığında, probleme dayalı öğrenme, bilgiyi yapılandırma sürecinin öğrencilerin ön bilgilerini aktive ederek, iyi yapılandırmamış problemlerin çözüm yollarının grup içi ve diğer sosyal çevreler ile beyin fırtınası, grup tartışması ve araştırmalar ile sağlandığı bir öğrenme yöntemidir (Koçakoğlu, 2010). Söz konusu bu becerilerin kazanılmasında öğrencilerin aktif rol oynaması ve öğrencilerin kendi öğrenmelerinde yine kendileri sorumlu olması gerektiği söylenebilir.

Probleme dayalı öğrenme, öğrencilerin işbirlikli öğrenme ortamlarında günlük hayattan seçilen bir probleme ilişkin çözüm yolları ürettikleri yapılandırmacı yaklaşıma dayalı bir öğrenme yöntemidir. Söz konusu bu yöntemde, gerçek hayat problemlerinin araştırılması ve çözümlenebilmesi için öğrencilerin hem zihin hem de beceri yönünden aktif katılımlarını gerektiren, tecrübeye dayanan öğrenmeyi temsil eder (Torp ve Sage, 1998). Aynı zamanda probleme dayalı öğrenmede öğrencilere; gözlem, sınıflandırma ve ölçüm yapabilme, iletişim kurabilme, tahmin edebilme, veri toplama, değişkenleri belirleme ve kontrol edebilme, tanımlama yapabilme, hipotez oluşturabilme, deney yapabilme ve model oluşturma ve kullanabilme gibi üst düzey beceriler gerektiren bilimsel işlem becerilerini kazandırma amaçlanır (Dökme, 2005; Hsu, 1999). Fogarty (1997) söz konusu yöntemin amacını öğrenciye düşünmede ve problem çözmede yoğunlaşarak, problem çözmenin basamaklarından soyut ve somut düşünmede deneyimlerini artırması olarak ifade etmiştir. Bu bağlamda, probleme dayalı öğrenme yöntemi, öğrencilerin bilimsel süreç becerileri kazanmasını sağladığı düşünülebilir.

Probleme dayalı öğrenmede, öğrencilerin belli üst düzey becerileri kazanmasını sağlarken bazı temel birimlere dayandığı ifade edilebilir. Probleme dayalı öğrenme yaklaşımının söz konusu bu temel birimleri, öğrencilerden ve bir yönlendiriciden oluşan küçük gruplardır (Newstetter, 2006). Bir başka deyişle öğrenme için bir uyarıcı olarak gerçek yaşam problemlerinin kullanımına dayanan probleme dayalı öğrenme yönteminde senaryolarda yer alan problemler üzerinde öğrenciler 5-12 kişilik küçük gruplar şeklinde çalışmaktadırlar (Arts, Gijselaers ve Segers, 2002; Berkel ve Schmidt, 2000). Küçük öğrenci grupları halinde öğrenme

19 etkinlikleri içeren dersler; öğrencilerin akademik başarıları, dersleri takipleri ve öğrenmeye karşı tutumları üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir (Springer, Stanne ve Donovan, 1999). Probleme dayalı öğrenmede öğrenciler, öncelikle günlük hayattan yola çıkılarak hazırlanan problem durumunu tanımlamakta daha sonra problem durumu için gereksinim duydukları bilgileri belirleyip söz konusu bilgileri araştırmakta ve problemin çözümüne ilişkin çözüm yolları geliştirmektedirler (İnel, 2009). Daha sonra öğrenciler işbirlikli gruplarda araştırmaları sonucunda elde ettikleri bilgileri grup arkadaşlarıyla paylaşarak problemi birlikte çözüme ulaştırmaktadırlar. Ancak söz konusu süreçte, probleme çözüm bulmaktan çok çözüm bulma aşamasında kaynaklanan öğrenme daha büyük önem taşımaktadır (Peterson ve Treagust, 1998). Bu nedenle probleme dayalı öğrenme yönteminde öğrencilerin söz konusu problemlere en doğru çözümü bulmalarından daha çok onları hayat boyu öğrenen ve yaşamları boyunca karşılaşabilecekleri problemleri çözüme ulaştırabilmeleri için onlara problemlerin çözüm sürecini öğretmenin önemli olduğu ifade edilebilir.

Probleme dayalı öğrenme süreci, öğrencilerin günlük hayatta yer alan problemin yer aldığı senaryodaki problemi belirlenmeleri ve analizi etmeleri ile başlamaktadır. Sonraki aşamada öğrenciler grup tartışması yoluyla problemin çözümü için fikirler üretmektedir. Daha sonra öğrenciler, problemin çözümü için gerekli olan bilgileri saptamakta ve bilgi kaynaklarına ulaşmaya çalışmaktadırlar. En son aşamada ise, öğrenciler ellerindeki verilerden yola çıkarak problemin çözümü için olası çözüm yollarını sunmakta ve bu çözüm yollarının uygunluğunu bilimsel yollarla test etmektedirler. Ayrıca probleme dayalı öğrenme sürecinde, öğrenciler birbirlerinden ve eğitim yönlendiricisinden aldıkları geribildirim ve açıklamalar sayesinde sürekli gözden geçirilir (Akpınar ve Ergin, 2005). Söz konusu bu süreçte öğrencilere kendi problemlerini oluşturmaları, bilgilere nasıl erişecekleri, neyi araştıracakları ve öğrenmeyi nasıl değerlendirecekleri gibi konularda izin verilmesi gerektiği söylenebilir. Bu yaklaşım öğrencilerin neyi ve niçin öğrendikleri konusunda bilgi sahibi olmalarını sağlar (Chin ve Chia, 2004). Probleme dayalı öğrenme yöntemiyle;

20

 Günlük hayattan karşılaşılan olaylarla ilgili kavramların ve bilgilerin öğrencilere öğretilmesi

 Öğrencilerin problem çözme becerilerinin geliştirilmesi

 Küçük öğrenci gruplarında öğrenmenin gerçekleştirilmesi

 Öğrenci merkezli öğrenmenin gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır (Jonhstone ve Biggs, 1998).

Probleme dayalı öğrenme yönteminin özünde bireye kendi kendine öğrenme becerilerinin kazandırması var olduğu söylenebilir. Kendi kendine öğrenme, öğrencilerin öğrenme faaliyetlerini kendilerinin yönetip kendilerinin planlaması ve böylelikle kendi öğrenmelerini kendileri yürütebilecek bir nitelik kazanmasında eğitim yönlendiricisinin rehber olması onların belli özelliklere sahip olması gerektirmektedir (Tatar, Oktay ve Tüysüz, 2009). Bu bağlamda probleme dayalı öğrenme yönteminin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi ve öğrenmenin sağlanabilmesi için eğitim yönlendiricilerinin ve öğrencilerin belli özelliklere sahip olması gerekmekten (Khoo, 2003) söz konusu bazı özellikler şu şekilde ifade edilebilir:

 Soru sorma

 Dinleme

 Doğruluğunu sorgulama

 Motive etme

 Çözümler ileri sürme (Hutchings ve O‟rourke, 2002).

Ayrıca, probleme dayalı öğrenme yöntemi, üç amaç üzerine kurulmuştur (Yaman ve Yalçın, 2005). Bunlardan birincisi, öğrencilerin belli bir problemi sistematik olarak araştırma yeteneklerini ve anlamalarını geliştirmektir. İkincisi, öğrencinin kendini yönlendirerek öğrenmesini sağlamaktır. Bu sayede öğrenciler kendini yönlendirerek öğrenmede “ne bilmeye ihtiyacım var?”, “ne biliyorum?” ve “ne bilmiyorum?” gibi sorular cevaplanmaya çalışılır. Üçüncüsü ise içerik kazanımıdır. Söz konusu bu üç amacında gerçekleştirilebilmesi için öğrencilerin sahip olması gereken en önemli üst düzey bilişsel becerilerinden biri yaratıcı düşünme becerisidir. Roberts (2003)‟a göre yaratıcılık her insanda bulunan bir

21 özelliktir ve bireyin bir etkinlik yaparken hayal gücünü kullanarak yeni ve özgün şeyler bulma yeteneğidir. Bazı insanlarda yaratıcılık diğer insanlardan daha önce ortaya çıkabilir çünkü ne kadar fazla etkinlik yapılırsa birey o kadar yaratıcı olur. Bunu sağlayan ise yaratıcığın özel bir yetenek değil, zihinsel bir özellik olması olduğu düşünülebilir. Bu bağlamda, probleme dayalı öğrenme öğrenciler için karmaşıklığı gidererek, gerçek ile problem durumu arasındaki ilişkileri bulma ve eğlenmeyi mümkün kılar ve yaratıcılık kapasitelerini geliştirir (Sage, 1996). Probleme dayalı öğrenme yönteminde, hayal güçlerini ve farklı zihinsel becerileri bir arada kullandıklarından yaratıcı düşünme becerilerinin geliştiği ifade edilebilir. Çünkü söz konusu bu yöntem, öğrencileri senaryolarda yer alan problemleri çözerken çoklu düşünmeye sevk ederek birçok zihinsel etkinliğe yönlendirdiğinden, yaratıcı düşünme becerilerinin gelişimine olumlu katkı sağlar (Yaman ve Yalçın, 2004).

Probleme dayalı öğrenme yönteminde, öğrencilerin yaratıcılık becerileri gibi birçok yönden gelişmesini sağlamak için probleme dayalı öğrenme sürecinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi gerekir. Bu nedenle probleme dayalı öğrenme kendi içerisinde bütünlük taşıyan belli basamaklardan meydana gelmektedir.