• Sonuç bulunamadı

Küreselleşme, ülkeler arasındaki ekonomik uyum ve keskinleşen rekabet gibi önemli süreçler varlığını sürdürmek isteyen işletmeleri hızla bu değişimlere uymaya zorlamaktadır.

Başarının giderek daha çok bilgiye bağlı hale gelmesi ile de nitelikli işgücüne olan talep yoğunlaşmaktadır. Özellikle ülkemiz gibi nüfus artış hızı yüksek, okullaşma oranı yeterli düzeye ulaşamamış, dolayısıyla genel eğitim düzeyi düşük kalmış olan ülkeler için bu ihtiyaç daha da yoğun bir şekilde hissedilmektedir.

Nüfusun nicel büyüklüğü Türkiye için bir avantaj oluşturmakla birlikte, nitelikleri açısından ele alındığında AB standartlarının çok gerisinde bir nüfusa sahip olduğumuz söylenebilir.

Eğitim alanında yapılacak düzenleme sonuçlarının, diğer alanlardan farklı olarak uzun vadede alınabilecek olması dikkate alınırsa, bugün yapılacak bir reform, sonucunu en iyimser tahminle on-on beş belki de yirmi yıl sonra verecektir. Dolayısıyla, bugünden yarına ertelenen her reformun, yirmi yıl kadar sonraki geleceğimizi ertelemek anlamına geldiği düşünülebilir.

Bu nedenlerle, eğitim alanında atılacak adımlar hem eğitim sisteminin kendi içinde, ilköğretimden yüksek öğretime her kademede ve hem de iktisat, siyaset ve kültür alanlarında çok boyutlu sonuçlar doğuracak ve mevcut kurumsal yapıların ve eğitim personelinin intibakı aracılığıyla sonuçları ancak uzun vadede elde edilebilecek adımlardır. Günümüz koşullarında, bu tür adımların atılmasında, mevcut durumun yanı sıra ihtiyaç ve beklentilerin bilimsel araştırmalarla ortaya konulması vazgeçilmez bir önem arz etmektedir.

Her birey, çalıştığı meslek alanı sayesinde toplumsal gelişmeye katkıda

gerekmektedir. Mesleki eğitim; bbireye iş hayatındaki belirli bir meslekle ilgili bilgi, beceri ve iş alışkanlıkları kazandıran ve bireyin yeteneklerini çeşitli yönleri ile geliştiren eğitim sürecidir.

Meslek liselerinin temelleri 1860 yılında atılmış ancak 1927'ye kadar çok önem verilmeyen teknik eleman yetiştiren bu okullara daha sonraki yıllarda özel önem verilmeye başlanmış. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planında; örgün ve yaygın mesleki-teknik eğitime ağırlık verilmesi, ortaöğretimde mesleki ve teknik ortaöğretimin payının artırılması, üniversitelere giriş sınavlarında normal liseler ile mesleki ve teknik lise mezunları arasındaki farklı değerlendirmelerin kaldırılarak, mesleki ve teknik eğitimin yaygınlaştırılmasının teşvik edilmesi, mesleki-teknik eğitim programlarının meslek standartlarına dayalı olarak yapılmasının sağlanması ve çalışma hayatı ile işlevsel işbirliği geliştirilmesi hedeflenmiştir.

Mesleki ve teknik eğitim bireyleri meslek hayatına ve yüksek öğretime hazırladığından kalkınma sürecinde önemli bir yere sahiptir. Ancak Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim almış eleman sayısı ve eğitimin kalitesi istenen düzeyde değildir. Bu nedenle kalkınma planları ve hükümet programlarında yer alan ilke, hedef ve politikalar ile 15. ve 16.

Millî Eğitim Şûralarında alınan kararlarda ve Bakanlığımızın 2001-2005 Çalışma Programında; mesleki ve teknik eğitime önem, öncelik ve ağırlık verilmesi gerektiği belirtilmiş, ortaöğretim çağ nüfusunun % 65’inin mesleki ve teknik eğitim, % 35’inin de genel eğitim görmesi hedeflenmiş olmasına rağmen bu oranlara yaklaşılamamıştır.

1999’a kadar uygulanan üniversiteye giriş sisteminde ortaöğretim kurumunun sosyal alanından mezun olan öğrenci fen alanında tercih ettiği herhangi bir eğitim bölümüne girebiliyordu. Yine fen alanından mezun olan bir öğrenci de dilerse sosyal alanda bir yüksek öğretim kurumuna girebiliyordu. Ayrıca, meslek lisesi mezunları da kişisel başarısına bağlı olarak kendi alanı dışındaki bir yüksek öğrenim kurumuna da gitme şansına sahipti. Sınav sistemi daha çok bilgi ve birikimi ölçmeye yönelik olup, ham puan yani sınavdaki net sayısı yerleştirmede ağırlıklı etken oluşturuyordu.

Ortaöğretim kurumlarından genel liselerde bu sistemle “alan seçmeli sınıf geçme sistemine” geçilmiştir. Ancak meslek liselerine bu tür alan seçme verilmemiştir. Alan seçme verilmemesinin sonucu olarak meslek liseleri kendi alanlarıyla ilgili yükseköğretim

bir bölüme girmelerinin güçleştiği 2003’te yapılan sistem değişikliği ile daha da ağırlaştığı görülmektedir.

Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) puan hesaplama yöntemi ile tavan ve taban puanlar değiştirilirken, meslek lisesi öğrencilerinin önünü kapatan konularda düzenleme yapılmadı.

Yeni sisteme göre, adayların ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının ÖSS yerleştirme puanı içindeki payı artırıldı. Buna göre alanı dışında tercih yapacak adayların tercih ettikleri programları kazanma şansının azaldığı düşünülmektedir.

Üniversiteye yerleştirmede meslek lisesi mezunlarının alanları belirlenirken sadece eğitim fakülteleri bu alanların devamı kabul edilmiştir. Örneğin endüstri meslek lisesi bilgisayar bölümü mezunu için yalnızca bilgisayar öğretmenliği kendi alanı sayılmış, bilgisayar mühendisliği vb. bölümler alan dışı kabul edilmiştir.

Ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının ÖSS içindeki payları karşılaştırıldığında, alanı dışında bir programı tercih edecek öğrencilerin tercih ettikleri programı kazanma şanslarının da azaldığı görülmektedir.

Meslek liselerine uygulanan katsayı farklılığı nedeniyle okullardaki öğrenci sayısının azalacağı ve birçok okulun kapatılma noktasına geleceği düşüncesiyle çözüm olarak 2001-2002 öğretim yılından itibaren yapılan değişikliklerle meslek lisesi öğrencilerine ön lisans programlarına sınavsız geçiş hakkı tanınmıştır. Ancak bu uygulamanın da yüksekokullarda öğrenci kalitesinin düşmesine neden olduğu yönünde şikayetler doğurduğu görülmektedir.

Üniversiteye girişte yürürlüğe sokulan yeni sistem sonrasında meslek liselerini tercih eden öğrenci kalitesinde düşüş yaşanacağı ve meslek liselerini büyük oranda başka hiçbir okulu kazanamayan vasat ve vasatın altındaki öğrencilerin tercih edeceği gibi olumsuzlukların yaşanacağı fikri ortaya çıkmaktadır.

Mesleki ve teknik ortaöğretim sisteminde ve yükseköğretime geçişte yapılan yeni düzenlemeler mesleki ve teknik ortaöğretim için hedeflenen % 65’lik okullaşma oranına ulaşmada olumsuz etkileri olacağı yönünde endişeler yaşanmaktadır.

Tablo-1’de yıllara göre genel ve meslekî teknik ortaöğretim öğrenci sayıları ile okullaşma oranları verilmiştir. Buna göre 1995-96 öğretim yılında % 57.44 olan genel ortaöğretim okullaşma oranı 2004-05 öğretim yılında % 63.73’e yükselmiş, 1995-96 öğretim yılında % 42.56 olan mesleki ve teknik ortaöğretim okullaşma oranı 2004-05 öğretim yılında

% 36.27’ye düşmüştür.

Tablo-1 Yıllara Göre Genel ve Mesleki – Teknik Ortaöğretimde Öğrenci Sayıları ve Okullaşma Oranları

Eğitim Öğretim

Yılı

Genel Ortaöğretim Meslekî ve Teknik Ortaöğretim

Öğrenci Sayısı Erkek Teknik Kız Teknik Ticaret Turizm Diğer (*)

Öğrenci Sayısı Okullaşma (%) Yeni Kat Toplam Okullaşma (%) Öğrenci Sayısı Okullaşma (%) Öğrenci Sayısı Okullaşma (%) Öğrenci Sayısı Okullaşma (%) Öğrenci Sayısı Okullaşma (%)

1995-96 1.277.115 57,44 321.344 946.121 42,56 386.611 17,39 95.265 4,28 211.770 9,53 252.475 11,36 1996-97 1.252.189 56,27 329.448 973.153 43,73 390.806 17,56 98.617 4,43 224.489 10,09 259.241 11,65 1997-98 1.313.892 58,05 317.772 949.504 41,95 472.344 20,87 73.610 3,25 237.360 10,49 166.190 7,34 1998-99 1.094.610 54,37 304.939 918.542 45,63 367.866 18,27 102.379 5,09 251.961 12,52 196.336 9,75 1999-00 1.506.379 61,63 277.675 938.028 38,37 351.292 14,37 100.005 4,09 255.346 10,45 231.385 9,47 2000-01 1.704.279 65,37 255.169 902.715 34,63 382.849 14,69 108.651 4,17 265.365 10,18 145.850 5,59 2001-02 1.908.493 66,83 298.178 947.358 33,17 392.158 13,73 152.424 5,34 279.598 9,79 123.178 4,31 2002-03 2.053.735 67,67 320.356 981.224 32,33 429.680 14,16 166.381 5,48 275.873 9,09 109.290 3,60 2003-04 2.463.923 68,57 356.265 1.129.481 31,43 491.756 13,68 210.876 5,87 290.100 8,07 136.749 3,81 2004-05 1.937.055 63,73 380.123 1.102.394 36,27 475.487 15,64 210.642 6,93 274.216 9,02 142.049 4,67

(*) Bu sütunda Din Öğretimi, Özel Eğitim, Anadolu Sağlık Meslek Lisesi, Özel Öğretim ve Diğer Bakanlıklara bağlı meslek liselerinin toplamı verilmiştir.

Tablo-2’de görülebileceği gibi mesleki teknik eğitimde yaşanan talep azalması ticaret meslek liseleri ve Anadolu ticaret meslek liselerini de aynı yönde etkilemiştir. 1995-96 öğretim yılında % 8.84 olan okullaşma oranı 2004-05 öğretim yılında % 5.88’e düşmüştür.

Üniversiteye girişte 1999 yılında yeni katsayı uygulamaları, 2002 yılında sınavsız geçiş hakkı ve 2004 yılında ek puan vb. düzenlemelerin meslekî ve teknik ortaöğretim öğrenci sayısında dalgalanmalara neden olduğu ve mesleki-teknik ortaöğretime olan talebi olumsuz etkilediği görülmektedir. Bu araştırmanın problemi, yüksek öğretime geçiş sistemindeki değişikliklerin Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı ticaret meslek ve

Tablo-2 Yıllara Göre Ticaret Meslek Liseleri ve Anadolu Ticaret Meslek Liselerinin Öğrenci Sayıları ve Okullaşma Oranları

Eğitim

Ticaret meslek lisesi Anadolu ticaret meslek

lisesi Toplam (TML+ATML)

Araştırmanın genel amacı, Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğüne bağlı ticaret meslek lisesi ve Anadolu ticaret meslek liselerinde öğrenim gören öğrencilere yüksek öğretime geçiş sisteminin etkilerini belirlemek bu çerçevede yaşanan sorunları tespit etmek ve varsa sorunların çözümüne yönelik öneriler geliştirmektir.

Bu genel amaca ulaşabilmek için aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:

1. Üniversiteye giriş sisteminin bu okullara öğrenci talebine etkisi konusunda okul müdürleri, öğretmenler ve öğrencilerin görüş ve öneriler nelerdir?

2. TML ve ATML öğrencilerinin aldıkları eğitimin üniversiteye girişteki yeterlilik derecesine ilişkin okul müdürleri, öğretmenler ve öğrencilerin görüş ve öneriler nelerdir?

3. Üniversiteye girişte bu okul öğrencilerinin yaşaması muhtemel sıkıntılar ve çözüm önerileri nelerdir?

4. Üniversiteye giriş sisteminde sıkça yapılan değişikliklerin bu okullardaki öğrencilere etkileri hususunda okul müdürleri, öğretmenler ve öğrencilerin görüş ve öneriler nelerdir?

Benzer Belgeler