• Sonuç bulunamadı

1. ORTAÇAĞ’DAN MODERN DÖNEME AVRUPA’DA HARİTACILIĞIN

1.1.2. Portolan Haritalar

Doğu ve Batı arasında köprü vazifesi gören Akdeniz’den yoksun olan Avrupa, 8. yüzyıldan itibaren karaya çekilmiş ve ekonomisini tarım üzerine inşa eden bir yer haline gelmiştir. Toprak tek yaşama kaynağı ve zenginliğin de ilk koşulu olmuştur.45

11. yüzyıla kadar devam eden bu karaya sıkışmışlık hali yerini yavaş yavaş bir canlılığa bırakırken, Çinlilerin icat ettiği pusula 12. yüzyılda Avrupa’ya ulaştığında denizi kullanma imkânı artmıştır. Böylece kıyı haritalarının üretimi başlamıştır.46 13.

yüzyıl pusulanın Avrupa’da yaygınlaştığı ve böylelikle deniz haritacılığının da gelişme gösterdiği bir dönem olmuş; sonradan “portolan haritalar” olarak adlandırılacak harita türü ortaya çıkmıştır. Gelişen yeni ticaret ağları ve artan deniz taşımacılığı haritaya olan ihtiyacı artırmış ve bu dönemde ticari haritacılık faaliyetleri hız kazanmıştır. Geç Ortaçağ tarihçileri ve erken modern dönem tarihçileri portolan haritaları, haritacılık tarihi içinde köklü bir değişim olarak görmüşler ve bunların tartışmasız bir şekilde kendi zamanının coğrafi olarak en gerçekçi haritaları olduğunu söylemişlerdir.47 Pek çok yönden bu geç Ortaçağ çizimleri önceki dönemlerde yapılan

haritalar ile karşılaştırıldığında kendi içinde çok sayıda yenilik barındırır. Gerçekten de portolan haritaları ile birlikte; coğrafyayı tasvir etme yetisi olan haritacılık başka bir yöne doğru evrilmiş, artık harita yapımında bir tür standardizasyonun oluşmaya başladığı gözlemlenmiştir. Portolan çizelgeleri, genel bir şekilde ifade edilecek olursa,

45 Henri Pirenne, a.g.e., s.15-16.

46 Beau Riffenburgh, Antik Dönemden Günümüze Haritacılar, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2012, s.18.

47 Tony Campbell, “Portolan Charts from the Late Thirteenth Century to 1500”, History of Cartography, Vol. 1, s. 371.

gemilerin denizde yönlerini bulmaları amacıyla üretilmişlerdir.48 Portolan

çizelgelerini klâsik Ortaçağ mappamundilerinden ayıran en önemli özellik budur. Artık harita yapım motivasyonunun merkezinde dini mekanları merkeze alarak dünyayı tasvir etmek yerine yeryüzünün bilinmeyen noktalarını keşfetmeye ve ticari amaçlara yönelik bir anlayış mevcuttur. Coğrafi bilgiden çok felsefe, tarih ve teoloji bilgisinin bir paçası olan ve farklı amaçlar için üretilen haritalar yerine, coğrafya bilgisi standardize ve sembolize edilen, daha anlaşılır, ticaret gibi rasyonel bir amaç taşıyan ve denizcilerin yön bulması için üretilen haritalar dönemi başlamıştır. Klâsik Ortaçağ haritalarını çizenler genellikle manastırlarda yaşayan rahip bilginlerdir. Erken modern döneme girilirken bilgiyi üreten ve kullanan sınıflar da değişmeye başlamış; böylece haritaların amacı ile birlikte, haritayı çizenler ve kullananlar da zamanla değişmiştir.

İtalyanca kılavuz kitabı anlamına gelen Portolano kelimesinden türetilmiştir.49

Portolano, Ortaçağ dünyasında denize ve denizciliğe dair rehber niteliği taşıyan el kitaplarına verilen isimdir. Portolan haritalar ise muhtemelen buradan esinlenerek oluşturulmuş yeni bir tanımlamadır.50 Liman rehberi olarak anılan portolan haritaları

aynı zamanda el haritası olarak da adlandırılmıştır. Bu haritalar, yeryüzünün belli bir bölgesinin yakından, devamlı ve bilimsel sayılabilecek bir şekilde gözlemlenmesinden sonra çizilmişlerdir. Kıyı, ada, liman, nehir ağızları, kayalıklar ve sığ deniz yerleri, nadir olarak da kara içlerini göstermesi ile kendisinden önceki haritalardan ayrılmıştır. Her portolan haritasının temel özelliği Akdeniz ve Karadeniz’in basit kıyı hattını göstermesidir. Bilhassa Akdeniz’in çizilmesi oldukça önemlidir; çünkü, o dönemin dünyasında Akdeniz adeta dünyanın kalbi konumundadır. Zamanla Britanya Adaları, Kuzey Denizi ve Baltık Denizi’ni de kapsayacak şekilde batı Avrupa kıyıları da bu haritalara dahil edilmiş, sonrasında Afrika kıyıları da bu çalışmalar içinde çizilmiştir. Portolan haritaların bir diğer ayırt edici özelliği de harita üzerinde tüm boşlukları kapsayan düz çizgiler ağını barındırmasıdır. Bu çizgiler ilk bakışta keyfi bir şekilde

48 Jordan Branch, a.g.e., s.43.

49Awadh Narayan Choubey & Taruna Bansal, “Maps and Mapmaking in Medieval Times: A Retrospect”, Indian Cartographer, Vol-37, 2017, s. 43.

50 Fuat Sezgin bu isimlendirmeyi “isabetsiz” olarak yorumlamıştır. Bkz. Fuat Sezgin, İslâm’da Bilim ve Teknik III, Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, Ankara, 2007, s. 14.

çizilmiş izlenimi veriyor olsa da dikkatli bir gözle incelendiğinde belli bir sistematik ile çizildikleri anlaşılmaktadır. 51

Ortaçağ dünyasında henüz portolan haritalar üretilmeye başlanmadan önce, açık denizlere yol almak denizciler için oldukça tehlikelidir. Dolayısıyla denizler üzerindeki hakimiyet alanı da oldukça kısıtlıdır. Bu sebeple portolan haritaların bir tür kırılmayı ifade etmesi tesadüfi değildir. Yeni dünya keşfedilmeden önce ortaya çıkan bu gelişme, aslında dünyanın seyrini değiştiren küçük fakat önemli ayrıntılardan biridir. 1300 ve 1500 yılları arasında pek çok portolan haritası çizildiği tahmin edilmekle birlikte bunların pek azı günümüze ulaşmıştır. Bilinen ilk portolan haritası olan “Carte Pisana” 1270 yılında hazırlanmış ve Akdeniz kıyılarını, Manş Denizini, Ege ve Karadeniz’i göstermektedir.52 Kim tarafından çizildiği bilinmeyen bu anonim

harita, genel olarak portolan harita çizimi tekniğinin başlangıcı olarak kabul edilir.53

Pietro Vesconte’nin 1320 yılında çizmiş olduğu Batı Avrupa kıyılarını gösteren portolan haritası ise, müellifi ve tarihinin bilinmesi açısından elimizdeki ilk örnektir. Vesconte, haritalarını bizatihi kendisi imzalamış ve tarihlendirmiştir. Bu yüzden elde mevcut verilerle ilk kez portolan harita çizdiği düşünülen haritacı Pietro Vesconte’dir. Pietro Vesconte aslen Cenevizli olmasına rağmen haritalarını Venedik’te çizmiş olup İtalyan ve Katalan haritacılık geleneğinden etkilenmiştir.54

51 P.D.A. Harvey, Medieval Maps, British Library, 1991, s.39.

52 Portolan haritaların kökeni kartografi tarihi açısından son yüz elli yılın en tartışmalı meselelerinden biri olmuştur. Bu tartışmalar genelde iki görüş üzerinden cereyan etmektedir. Birinci görüşe göre bu haritalar birdenbire ortaya çıkmış ve ilk olarak Avrupalı denizciler tarafından yapılmıştır. Bir diğer görüşe göre ise, bu haritalar daha önceki farklı kültür çevreleri ile ilişkilendirilmelidir. Batılıların bilhassa Arap-İslam kültür çevresi içerisinde şekillenen kartografi bilgisinden etkilendiği düşünülmektedir. Birçok haritanın ilham kaynağı İdrisî’nin 11. yüzyılda çizdiği dünya haritası olarak gösterilmektedir. Bkz. Fuat Sezgin, a.g.e., s. 14.

53 Evangelos Livieratos, Chyrsoula Boutoura, “Carte Pisane and its Coastline Shape”, e-Perimetron, Vol. 13, No. 3, 2018, s. 161.

Harita 1-5: Pietro Vesconte’nin portolan haritası.

Bir diğer portolan harita ise Ceneviz orijinli anonim bir portolan haritasıdır ve elde mevcut en eski çizimlerden biridir. Ricc 3827 olarak isimlendirilen bu haritanın 14. yüzyılda 1300 ila 1325 yılları arasında yapıldığı düşünülmektedir. Bu portolanda Fransız Atlantik ve Güney İngiltere kıyıları, Kuzey-Batı Afrika ve Portekiz Atlantik kıyıları, Doğu, Batı ve Orta Akdeniz kıyıları, Karadeniz ve Marmara kıyı hatları net bir şekilde gösterilmiştir.55 Yine 1339 yılında Angelino Dulcert’in çizdiği portolan

haritası da bu dönemin önemli çalışmalarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.56

Ceneviz orijinli bir diğer anonim harita olan Ristow-Skelton No:3 olarak adlandırılmış portolanın da 14. yüzyılın ikinci yarısında çizildiği tahmin edilmektedir.57 Petrus

Roselli de anılan dönemin sonlarına doğru 1466 yılında bir portolan haritası çizmiştir.58

55 Roel Nicolai, “A Critical Review of the Hypothesis of a Medieval Origin of Portolan Charts”, Universiteit Utrecht, 2014, s. 215. (Doktora Tezi).

56 Roel Nicolai, a.g.e., s.226. 57 Roel Nicolai, a.g.e., s.221. 58 Roel Nicolai, a.g.e., s.226.

Harita 1-6: Petrus Roselli’nin 1466 yılında çizdiği portalan harita.

Dönemi ele aldığımızda portolan haritalarının birçoğunun İtalyan kökenli olması şaşırtıcı bir sonuç değildir. İtalyan şehir devletleri Ortaçağ Avrupası’ndaki içine kapanıklığı deniz kıyıları sayesinde aşabilmiş, ticari hayatları devam etmiş, bir şekilde diğer kültürlerle temas halinde kalmayı başarabilmiştir. Yine İspanyol ve Portekiz’de üretilen portolan haritaları da mevcuttur ve bunlar da bu geleneğin önemli bir parçası niteliğine haizdirler. Bunun yanı sıra Keşifler çağı ile birlikte harita tekniğindeki ilerleme Güney Avrupa’dan Kuzey Avrupa’ya doğru bir kayma göstermektedir.

Modern haritacılığa geçiş sürecinde portolan haritaların üretilmesi oldukça önemli bir gelişme olarak değerlendirilmiştir. İç kesimler olan karaların tasvirleri coğrafi anlamda tutarlı olmasa da kıyı bölgelerinin çizimleri oldukça başarılı olmuş, bu durum denizciliğin daha verimli bir şekilde icra edilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Artık haritalar, coğrafi gerçeklikten uzak çizimler olmaktan yavaş yavaş çıkan, bilakis topoğrafik gerçekliği sunmaya başlayan ve coğrafî bilgiyi tüm toplumsal

kesimler tarafından kullanılabilir bir semboloji ile anlamlı kılan çizimler olmaya başlamıştır. Portolan haritalar o döneme kadar üretilen tüm haritalardan çok daha ileri düzeydedir ve Ptolemy’den sonra bir teknik kullanılarak çizilen ilk haritalar olma özelliğini taşırlar.59