• Sonuç bulunamadı

7. Afganistan’da Sağ ve Sol İdeolojisinin Temelleri

1.5. Afganistan’da Sol Görüşlü Merkez Partiler

1.5.4. Perçemcilerin Dönemi

Perçem Partisi de komünist düşünceden beslenen ve 1965’te Halk Partisinden ayrılan bir partidir. Perçem Partisinin tabanını daha çok memurlar ve öğrenciler oluşturmuştur. Bu da Halk partisine göre Perçem Partisinin avantajlı olduğunu göstermiştir. Çünkü üniversiteli gençleri daha çok partiye çekebilmiştir. Perçem Partisinin lideri Karmal, mecliste Muhammed Davut’u desteklemiş ve Kral Muhammed Zahir Şah’ı en demokrat kral olarak göstermiştir. Muhammed Davut, Babrak Kamal’ın zeki ve becerikli biri olduğunun farkına varmış ve ona güvenmeye başlamıştır.80

Bunun tersine Halk Partililer, Muhammed Davut’u diktatörlük ve mutaassıplıkla suçlamaya başlamıştır. Bazıları da Muhammed Davut ve Babrak Karmal’ın Ruslarla işbirliği yaptığını dillendirmiş, bazı kesimler de Muhammed Davut’un Ruslarla işbirliği yaptığını ve kralı düşürme ihtimali olduğunu dile getirmiştir. Muhammed Davut tüm ithamları ve iddiaları soğukkanlıca dinlemiş ve en ufak bir tepki bile göstermemiştir.81

SSCB’nin desteklediği iki sol parti Halk ve Perçem partileri her ne kadar bazı sebeplere binaen bölünse ve iç ihtilaflar yaşasalar da yine SSCB’nin girişimiyle Muhammed Davut’a karşı birleşmiş ve Muhammed Davut’u yıkmaya çalışmıştır. Halkçılar, Perçemcilerin Muhammed Davut’un yanında olduklarının ve hatta kabinede olduklarının farkında olmuştur. Bu arada SSCB Kâbil büyükelçisi her iki sol partinin liderlerini davet ederek, iç ihtilafları bir kenara bırakmaları ve böyle hassas bir zamanda birleşmeleri gerektiğini vurgulayarak, yoksa SSCB ve Afganistan Halk Partisinin hedeflerinin suya düşeceğini ileri sürmüştür.82

Her iki sol partinin itaat etme dışında herhangi bir seçenekleri olmadıkları için büyükelçinin önerisini kabul etmiş ve bir tek parti olarak çalışacaklarına söz vermiştir. Tabiî ki bu antlaşmaların samimi olmayan ve zorla dayatılan bir antlaşmadan ibaret olduğu anlaşılmıştır. Partinin genel sekreteri Hafizullah Emin seçilirken, 30 kişi siyasi büro üyesi eşit olarak iki parti üyelerinden atanmıştır. Bu

79

Bayrak Partisi anlamına gelen bu parti Halk Partisinden sol görüşlü ayrılan bir partidir. 80 a.g.e., s. 237. 81 a.g.e., s. 238. 82 a.g.e,, s. 294.

ittifak Muhammed Davut’a karşı oluşturulmuş en sağlam bir sol ittifakı anlamını taşımışır. Bu ittifakın ne anlama geldiği Muhammed Davut’a bildirilmişse de Muhammed Davut’un umursamadığı ve fazla dikkate almadığı görülmüştür. Muhammed Davut, BM’nin ve uluslararası hukukun var olduğu sürece SSCB’nin Afganistan’a saldıramayacağını düşünmüştür. Bu arada Muhammed Davut 21 Şubat 1978 tarihinde kendine siyasi ve ekonomik destek aramak için ABD ile iyi ilişkiler kurmuş, Yoguslavya ve Libya gibi ülkelere seyahate çıkmıştır.83

Ülke içinde ise hükümet yanlısı medya Muhammed Davut’un seyahatinin çok faydalı olacağını yazıp çizmiş, ülkesini çıkmazdan kurtarmak için Mısır’ın devlet başkanı Enver Sedat’ın fikirlerine başvurmuştur. Enver Sedat, bu konuda Mısır’ı örnek alması gerektiğini ve SSCB danışmanlarını tamamen ülkeden çıkartılmasını önermiştir. Ne yazık ki Muhammed Davut her yönden kaybetmiş ve KGB ajanları her tarafını sarmıştır. Bu seyahatte bile en şüpheli KGB yanlısı Muhammed Han Celaler yer almış ve gelişmeleri SSCB yetkililerine aktarmıştır. İşte bu andan itibaren Muhammed Davut’u indirme senaryoları başlamış, Nisan 1978’de sol görüşlü Perçemci Mir Ekber Heyber bir trafik kazasında öldürülmüştür. Solcular bunu eski planlama Bakanı Hürrem’in ölümüne karşı bir intikam olarak hükümetin yaptığını dillendirmiştir. Onun cenazesi bir propagandaya dönüştürülmüş, devlet memurları, üniversite ve okul öğrencileri sokağa dökülmüştür. Bu olay hükümet yetkililerini çok etkilemiş, isyana teşvik edenlerin büyükleri yakalanmış ve hapse atılmıştır. Babrak Karmal, Nur Muhammed Tarakki, Gulam Destegir Pencşiri, Dr. Şah Veli, Adbulhekim Şeri Cuzcani tutuklanırken, Hafizullah Emin, Beryaley Şafii gibi solcular da firar etmiştir.84

Bu gelişmeleri takiben 22 Aralık 1979 tarihinde85 gece saatlerinde SSCB ilk askeri uçakları Kâbil Bagram Askeri Havalimanına inmeye başlamış, ardından Pulçerhi Hapishanesi, Radyo Televizyon binası ve Hafizullah Emin’in konakladığı Taç Bek Tepesi kuşatılmış, daha önceden düzenlenmiş plana göre Emin derhal yok edilmiştir. Yerine Ruslar kendi yanlısı Babrak Karmal’ı iş başına getirmiştir.86

83 Yusofi, a.g.e., s. 80. 84 Duaguy, a.g.e., s. 370. 85 Büyükbaş, a.g.e., s. 164. 86 Saiee, a.g.e., s. 104.

Şüphesiz Rusların Afganistan’a girmesinin birkaç sebebi olmuştur. Bunların başında hiç şüphesiz Rusların sıcak sulara inme arzusu yatmıştır.87 İkinci bir hedefleri ise Afganistan’ı yanı başında Pakistan’da nüfuz eden ABD çevreleme politikası dahilinde Afganistan’da olası bir ABD askeri üssü kurmasına engel olma niyeti oluşturmuştur. Üçüncü hedefleri ise Afganistan’ı Pakistan’daki silahlı İslami hareketlerin isyanlarından korumak ve Afganistan’da kendisine itaat edecek Babrak Karmal gibi birini devlet başkanlığı koltuğuna oturmak olmuştur. İşgal gecesi Kabil kör bir ateş altına alınmış, her yerden ağır ve hafif silah sesleri halkı tedirgin etmiştir. Bu arada gece saatlerinde yurtdışında bulunan Babrak Karmal’ın ses kayıtları Tacikistan Radyosu üzerinden Afganistan Radyosuna aktarılmıştır. Kısacası Babrak Karmal dönemi, Emin ve Tarakki dönemine göre daha beter ve daha istikrarsız bir dönem olmuştur. Halka zulm ve işkence had safhaya ulaşmış, geceleri ev baskın yapılmış, istihbarat birimi HAD’in başına getirilen Dr. Necibullah daha önceki meslektaşlarından daha beter işkenceler uygulamaya başlamış, adeta ülkenin her yerinde halkı isyana teşvik etmiştir.88

Özetle, Babrak Karmal sıkıntılı bir dönemle karşı karşıya kalmış, bir taraftan İslami grupların isyanları, devlete ait yerleri yakıp yıkmaları devam ederken diğer taraftan Halkçı ve Perçemcilerin iç çekişmeleri, buna binaen Rus danışmanların doğrudan devlet işlerine müdahaleleri Karmal’ı daha yetkisiz hale getirerek daha da çıkmaza sürüklemiştir. Ülkede tüm bu kargaşalar devam ederken Babrak Karmal Kremlin’e davet edilmiş ve tam üç gün Kremlin’de kalmıştır. Ülke içinde ise Karmal’ın taraftarları psikolojik baskıya uğramış, Dr. Necibullah doğrudan KGB yetkilileriyle irtibata geçerek kendisini devlet başkanlığına hazır hale getirmiştir. Bu arada yurtdışı seyahatinde olan Karmal ülkeye dönmüş, Demokratik Partinin seçime gitmesini hoş görüyle karşılamıştır. Seçimden farklı bir sonuç çıkarak Dr. Necibullah parti genel sekreterliğine seçilmesi Karmal taraftarlarını tedirgin etmiştir. Bu arada

87

Ahmet K. Han, “Sovyet İşgali ve Sürekli Özgürlük Afganistan’a Süper Güç Müdahalelerinin Uluslararası Sisteme Etkileri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Jeopolitik İnceleme”, Orta Doğu Etütleri Dergisi, Ocak 2011, C. 2, S. 2. s.s. 65–67.

88

SSCB’nin başına gelen ve savaş yanlısı olmayan, demokrat politikalar izleyen Gorbaçov da Karmal’ın gitmesini istemiştir.89

1986 yılında Gorbaçov Rus askerlerinin ülkeyi terk edeceğini dile getirince Karmal’ın ağır tepkisiyle karşı karşıya kalmıştır. Karmal ağır bir dille bugün ülkeyi terk ederseniz yarın bir milyon asker göndermek zorunda kalacaksınız demiştir. Karmal’ın sözlerini ağır bulan Gorbeçov için artık yegane yol Karmal’ın gitmesi gerektiği fikri olmuştur. Dolaysıyla Karmal’ın bu sözü Devlet başkanlığından gitmesini ve daha önceden Demokrat partinin genel sekreterliğine gelen Dr. Necibullah’ın devlet başkanlığına gelmesini sağlamıştır.90