• Sonuç bulunamadı

3. BOYUN EĞMEYEN FRANSA HAREKETİ VE SOL POPÜLİZM

4.1. Sağ ve Sol Popülizm Karşı Karşıya

4.1.3. Le Pen ve Mélenchon’un Seçim Vaatlerinin

bildirgeler ve seçim kampanyaları boyunca yaptıkları açıklamalardan yola çıkılarak iki siyasetçinin popülizm eğilimlerinin karşılaştırmalı bir incelemesi ilginç sonuçlar ortaya koymakta; Le Pen ve Mélenchon’un bazı eğilimlerde benzer bir söylemi savunurken bazı eğilimlerde birbirlerine taban tabana zıt bir söyleme başvurabildikleri görülmektedir.

Buna göre öncelikle, Le Pen daha ziyade etnik anlamda Fransız ulusuna dayanan kısmi bir halk söylemini savunurken Mélenchon’un etnik veya sınıfsal gönderme içermeyen, yalnızca yönetici elitleri, finans çevrelerini ve medyayı dışarıda bırakan daha kapsayıcı bir halk söylemi kullandığı görülmektedir. Sistem karşıtlığı her iki liderin de

124

söyleminde rastlanan bir popülizm unsuru olmakla birlikte, Le Pen, seçimleri kazandıktan sonra kendi liderliğinde yeni bir Fransa’nın tesisini savunurken, Mélenchon halk devrimine dayalı ve kendisinin yalnızca yol gösterici olacağı bir 6. Cumhuriyetin kurulmasından yanadır. Bu çerçevede, Le Pen nispeten daha güçlü ve popülizmin iktidarından sonra da sürdürülecek bir liderlik ortaya koyarken, Mélenchon, halkın devriminin ardından sönümlenecek bir liderliği temsil etmektedir.

Le Pen toplumu ikiye böldüğü antagonistik sınırda Fransız ulusunun karşısına yabancılar, göçmenler, Müslümanlar, siyasal elitler ve AB bürokrasisini yerleştirirken, Mélenchon antagonistik sınırı Fransız halkı ile yönetici elitler, finans çevreleri ve medya arasında konumlandırmaktadır. Ayrıca, farklı tekil talepler arasında eşdeğerlik zinciri kurulması amacıyla Le Pen’in “güvenlik, barış ve sükunet” boş gösterenlerine atıfta bulunduğu, buna karşın Mélenchon’un “boyun eğmeme, halk devrimi ve vatanseverlik”

boş gösterenlerini kullandığı görülmektedir.

Göçmenlere karşı tutumları da Le Pen ve Mélenchon’u birbirinden kesin şekilde ayırmaktadır. Aşırı-sağ reflekslere sahip olan Le Pen, göçmenleri Fransa için bir tehdit olarak takdim eden bir söylem kullanırken, Fransa’ya göçün kota sistemi ile sınırlandırılması ve ülkede yasadışı biçimde bulunan göçmenlerin sınır dışı edilmesini savunmaktadır. Mélenchon ise, göçmen kotası sistemine karşı çıkmakta, göçmenlerin Fransa’ya faydalarını öne çıkaran bir söylem kullanmakta ve uluslararası göç sorununun göçmenlerin ülkelerinden ayrılmalarına neden olan koşulların ortadan kaldırılmasını sağlayacak yapısal bir dönüşümün gerçekleştirilmesi yoluyla çözülmesinden yana bir tutum almaktadır.

Her iki lider de ultra-liberal bir AB projesini eleştirmekle birlikte, Marine Le Pen Euro bölgesinden çıkarak Frank’a geri dönme fikrini savunmakta, Mélenchon ise yalnızca Euro bölgesinden çıkmanın savunulur bir tarafı olmadığını belirtmektedir. Le

125

Pen’in, Fransa’nın AB’den çıkışını referanduma sunma önerisi karşısında Mélenchon, AB anlaşmalarının Fransa’nın lehine olacak şekilde tadil edilmesi, bunun gerçekleşememesi halinde ise AB’den çekilme biçiminde koşullu bir AB karşıtlığını savunmaktadır. Nitekim, 2017 yılında yapılan bir ankete göre, Le Pen’in seçmeninin

%12’si Fransa’nın Avrupa Birliği üyesi olması hakkında olumlu görüşlere sahipken, Mélenchon’un seçmeninde bu oran %45’e yükselmektedir. Benzer şekilde, Le Pen’in seçmeninin %38’ü Euro bölgesinden çıkışı desteklerken, bu oran Mélenchon’un seçmeninde %9 düzeyindedir.285 Diğer taraftan, Marine Le Pen’in AB ve küreselleşme karşıtlığının temel hareket noktası partinin milliyetçi ve nativist yaklaşımından kaynaklanmaktayken, Mélenchon’un AB karşıtlığının daha ziyade AB’nin neoliberal ekonomi politikalarından duyulan rahatsızlığa dayandığı görülmektedir.286

Demokrasi ve halkla doğrudan ilişki kurulmasına yapılan vurguya her iki liderde de rastlanmakla birlikte, demokrasi konusunda Le Pen ve Mélenchon arasında bazı nüanslar olduğu göze çarpmaktadır. Sözgelimi, Le Pen, halkoylamasının yaygınlaştırılmasına yaptığı vurguya rağmen, odağında güçlü bir liderin yer aldığı temsili vekalet ilişkisine dayalı demokratik modele vurgu yaparken, Mélenchon tabandan gelen bir siyasi katılım ile halkın kurucu rol üstlendiği ve tüm karar alma süreçlerinde doğrudan söz sahibi olduğu, gerekli hallerde ise temsilcilerini azledebileceği emredici vekalete dayalı radikal bir doğrudan demokrasi modelini savunmaktadır.287

285 “Sondage jour du vote Second tour de l’élection présidentielle 2017,” Opinion Way (2017),

https://www.opinion-way.com/fr/sondage-d-opinion/sondages-publies/politique/presidentielle-2017.html (Erişim Tarihi: 16 Şubat 2019).

286 Ivaldi, “Populism in France,” s. 32-33.

287 a.g.e., s. 36.

126

Tablo 4. Ulusal Cephe ve Boyun Eğmeyen Fransa’nın popülizm eğilimleri

Ulusal Cephe Boyun Eğmeyen Fransa Halk Söylemi - Etnik anlamda Fransız

ulusuna dayanan kısmi bir halk söylemi

- Etnik veya sınıfsal gönderme içermeyen kapsayıcı halk söylemi

Sistem Karşıtlığı - Fransız siyasetinin kriz içinde olduğu ve mevcut Antagonistik Sınır - Fransız ulusu // yabancılar,

göçmenler, Müslümanlar, siyasal elitler, AB bürokrasisi

- Fransız halkı // yönetici elitler, küresel finans çevreleri ve medya

Boş Gösteren Güvenlik, Sükûnet, Barış Boyun Eğmeme, Halk Devrimi, Vatanseverlik

127

Son tahlilde, Fransız seçmenin 2017 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesindeki değişim talebini en iyi okuyan iki sistem dışı siyasi parti olarak FN ve LFI seçim kampanyası sürecinde ön plana çıkmış ve Fransız seçmene birbiriyle rekabet halinde iki ayrı popülizm sunmuştur. Bu bağlamda denilebilir ki, 2017 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyasi partiler arasındaki temel çekişmenin mitinglerinde yaptıkları konuşmalar ve seçim vaatleri üzerinden Le Pen ve Mélenchon arasında gerçekleşmiş olması, Chantal Mouffe’un, bundan böyle siyasi çekişmenin ana eksenini sağ ve sol popülizm arasındaki ihtilafın teşkil edeceği varsayımını doğrular niteliktedir. Bu çerçevede, Ulusal Cephe ve LFI’nin popülizm ortak paydasında birleşmekle birlikte,

“halk” kategorisi altında birbirinden tamamen farklı kesimleri bir araya getirme eğilimi gösterdikleri ve biri sağ biri sol olmak üzere birbirinden tamamen farklı ve birbiriyle çekişme halinde iki ayrı popülizm sundukları görülmektedir.