• Sonuç bulunamadı

Çok Partili Hayata Dönüş ve Anavatan Partisi’nin Siyasal Đslam ile Đlişkis

A) 1980 ASKERĐ DARBESĐ VE DARBEĐ TÜRKĐYE’DE YARATTIĞI ORTAM

3) Çok Partili Hayata Dönüş ve Anavatan Partisi’nin Siyasal Đslam ile Đlişkis

MGK’nın, 1982 Anayasasının halk oylaması ile kabulünden sonra da anayasanın gerektirdiği düzenlemeleri yapma şansını yeni açılacak Meclise bırakmadığı ve bu görevi 13 ay süreyle kendisinin üstlendiği görülmüştür. MGK bu hızlı yasama dönemi içerisinde geçici 15. madde ile birlikte, 12 Eylül 1980 ile TBMM’nin Başkanlık Divanı’nın oluşacağı tarihe kadarki işlemlerinin anayasa yargısı denetimi dışında olduklarını ve olacaklarını ilan etmiştir177. Böylece anayasa içerisinde yer almayan antidemokratik hükümler ve MGK eylemlerinin anayasaya aykırılığı öne sürülemeyecek, anayasa güvenoyu aldığı için de işin meşruluk yönü tartışma olmaktan çıkacaktır.

Anayasanın kabulü ile birlikte demokrasiye yeniden dönülmesi yönünde bir adım atılmış ancak bu çok partili hayatın başladığı anlamına gelmemiştir. Kenan Evren de yaptığı konuşmalarda sık sık siyaset yasaklarının devam ettiğini hatırlatmıştır178. Ayrıca bu konuşmalarda Evren’in yaptığı bazı vurgular siyasette yeni bir dönemin

175

Cumhuriyet, 2 Aralık 1925.

176

Mustafa Kemal Atatürk, 9utuk, 4. Baskı, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara, 1999, s. 995.

177

Sina Akşin, Bülent Tanör, v.d., a.g.e., s. 54.

178

başlayacağının işaretlerini vermektedir. Evren’e göre; artık halk, yeni temsilciler bulmalı ve yepyeni partiler kurmalıdır179. Nihayet bu telkinler eşliğinde MGK, Nisan ayında seçmen kütüklerinin düzenlemesi yönündeki kararını yayınlayarak seçimlere doğru ilk adımını attı180. Bunu aynı ay içerisinde çıkarılan Siyasi Partiler Kanunu izledi181. Bu yönde atılmış en önemli adım bu kanunla bir çıkan, siyasal faaliyetleri serbest bırakan 76 sayılı MGK kararı oldu. Ancak bu kararın da önemli kısıtlayıcı yönleri vardı. Çünkü, feshedilmiş parti yöneticileri yeniden siyasete dönemeyecek, eski partilerini veya kendilerini savunamayacaklardı. Yeni kurulacak partiler ise eski partilere yönelik olumlu veya olumsuz propaganda ve söylem içerisine girmeyeceklerdi. Askeri darbe sonrası gerçekleşen icraatlar eleştiri konusu olmayacaktı. Tüm bu düzenlemelerin ardından Evren’in milletvekili genel seçimlerinin 6 Kasım 1983 tarihinde yapılacağını açıklayan demeci geldi182.

12 Eylül yönetiminin kendisine özgü bir siyasal düzen getireceği belli olduktan sonra yeni partiler kurulmaya başlandı. Bunlar içerisinde adını ilk ve en çok duyuran eski bir ordu üyesi Em. Org. Turgut Sunalp’ın kurduğu Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) oldu. MGK’nın da iktidara gelmesini açıktan umduğu bu parti 1983 Nisan’ında kuruluş dilekçesini Đçişleri Bakanlığı’na vererek askeri darbe sonrası kurulan ilk siyasi parti olma unvanını aldı183. Bu partiyi merkez sağ görünümlü Anavatan Partisi ve merkez sol görünümlü Halkçı Parti izledi184. Daha sonrasında ise Sosyal Demokrasi Partisi ile Refah Partisi kuruldu185. Ancak kurulan bütün partilerin MGK’dan onay aldığını söylemek güçtür. Örneğin kapatılan Adalet Partisi’nin devamı sayılan Büyük Türkiye Partisi (BTP) MGK’nın 79 sayılı kararı ile kapatıldı186. Bunun yerine Doğru Yol Partisi (DYP) kuruldu. Ayrıca MGK’nın 166 sayılı ve 30 Eylül 1983 tarihli kararıyla serbest bırakılan ancak Çanakkale’de zorunlu ikamete tabii tutulup siyasi yasak konulan 16 siyasetçi mevcuttu. Bunlar arasında Süleyman Demirel, Saadettin

179

Cumhuriyet, 12 Mart 1983 ve Milliyet, 10 Nisan 1983.

180

Resmi Gazete, 7 Nisan 1983.

181

Resmi Gazete, 24 Nisan 1983.

182 Tercüman, 30 Nisan 1983. 183 Cumhuriyet, 17 Mayıs 1983. 184 Milliyet, 21 Mayıs 1983. 185

Hürriyet, 7 Haziran 1983 ve 20 Temmuz 1983.

186

Bilgiç, Nahit Menteşe, Đhsan Sabri Çağlayangil, Deniz Baykal, Celal Doğan, Yüksel Çakmur, Hüsamettin Cindoruk ve Mehmet Gölhan gibi isimler mevcuttu187.

Yine bu kısıtlamanın dışında iki türlü yasak daha yürürlüğe konulmuştu. Bunun ilki, Siyasi Partiler Kanunu’ndan doğan, ikincisi ise Milletvekili Seçimi Kanunu’ndan doğan yasaklardı. Birincisi parti kuruculuğuna, ikincisi ise milletvekili seçilmeye konulan engelleri kapsamaktaydı. Tüm bu yasaklar süzgecinden ancak üç parti geçebilmiş ve Kasım ayında yapılacak genel seçimlere girme hakkını elde etmişti. Bunlar; Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP), Anavatan Partisi (ANAP) ve Halkçı Parti (HP) idi. Aslında bu durum liderlerin darbe yönetimi ile ilişkilerine bakıldığında anlamlı görünmekteydi. Çünkü her üçü de geçmiş dönemlerde devlet mekanizması içerisinde memur veya bürokrat olarak görev almış kişilerdi. MDP Lideri Turgut Sunalp eski bir generaldi ve MGK’nın en gözde lideri konumundaydı. Kendisine adeta yeni başbakan olarak bakılıyordu. Turgut Özal başbakan yardımcısı ve DPT Başkanlığı görevlerinde bulunmuştu. Necdet Calp ise Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü yapmıştı188.

6 Kasım 1983 tarihinde yapılacak seçimlerden önce Cumhurbaşkanı Kenan Evren televizyona çıkarak bir konuşma yaptı. Burada ANAP Genel Başkanı Özal’a çatan Evren seçmeni bu partiye oy vermemeye davet etti. Ancak Evren’in yönlendirmesinin MDP için pekte iyi olmadığı sonuçlar açıklanınca anlaşıldı. ANAP oyların % 45’ini alarak iktidar oldu. Đkinci sırada sol oylara talip olan HP geldi ve oyların % 30’unu aldı. Evren’in desteklediği ve Başbakanlık uman Sunalp’ın MDP’si ise % 23 oy alabilmişti189. Bu oy oranına rağmen Milletvekili Seçim Kanunu’na göre gerçekleşen dağılımda ANAP Meclisteki sandalyelerin % 52’sini, HP % 29’unu, MDP ise % 17’sini elde etme olanağı buldu190.

Hükümet programının Mecliste okunmasının ardından 213 güvenoyu ile Turgut Özal hükümeti resmen görevine başlamış oldu191. Gerek askeri rejimin varlığını sona erdirecek bir dönemi başlatması bakımından, gerekse de 1980 öncesi çalkantılı döneme

187

Resmi Gazete, 1 Ekim 1983.

188

Sina Akşin, Bülent Tanör, v.d., a.g.e., s. 60.

189

Resmi Gazete, 14 Kasım 1983.

190

Hürriyet, 8 Kasım 1983.

191

bir daha dönülmemesi için MGK’nın gerekli önlemleri alması nedeniyle, Turgut Özal’ın iktidarı pek çok bakımdan farklılıklar göstermiştir. Asker-sivil ilişkilerinde Milli Güvenlik Kurulu’nun 1982 Anayasası ile birlikte yetkilerini genişletmesi ve sivil üye çoğunluğunu kaybetmesi hükümet üzerinde etkisini göstermiştir. Yeni yapılanmaya karşın ANAP yönetimi, Milli Güvenlik Kurulu’na mutlak etki eden ve darbeyi gerçekleştiren ekip içerisinde yer alan MGK üyelerini hoş tutma yolunu seçmiştir. Hava Kuvvetleri eski komutanı ve Konsey üyesi Tahsin Şahinkaya hakkındaki yolsuzluk iddiaları ile ilgili araştırma önergesi ANAP’lıların ve bağımsızların red oylarıyla sonuçsuz kalmıştır192. Eski MGK ve hükümet üyeleri arasındaki işbirliğinin bir başka göstergesi ise muhalefetin bütün ısrarına rağmen geçici 15. maddenin kaldırılmasına ANAP’lıların sıcak bakmaması olmuştur.

Bununla birlikte darbe yöneticilerinin uygulamak istedikleri anti-komünist ve dine dayalı toplum yapısının gerçekleşmesi için Özal hükümeti doğrudan ya da dolaylı olarak bir çok girişimde bulunuyordu. Örneğin iktidarının ilk yıllarında Ankara’daki Hitit anıtı ile uğraşan ANAP’lı yöneticiler 1984 yılının Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamalarında “Bu camızları kaldıracağız” beyanatları vermiştir193. Atatürk döneminde, Anadolu kültürüne sahip çıkmak ve Türklerin yaşadığı topraklarla bağını kuvvetlendirmek amacıyla gerçekleştirilen ve Cumhuriyet döneminin önemli kültür mirasları arasında görülen Hitit Güneşi’ne yönelik tepkiler, ANAP iktidarının düşünce yapısını gösteren ilk ve önemli örnekler arasındadır. Kaldı ki 19 Mayıs törenleri sırasında gösteri yapan gençlerin de şort yerine paçalı donla sahne almaları bu zihniyetin bir başka uzantısı olarak belirmiştir194. Yine aynı dönemde ANAP’lı bir grup milletvekili bira reklamlarının yasaklanmasına yönelik bir önerge vermişlerdir195. Önergenin gerekçesinde biranın, alkolizmi körüklediği, ahlakı kemirdiği söylenmiş, bira reklamlarının yayınlanamaması ve kahvehanelerde satışının yasaklanması istenmiştir. Bu isteklerinde başarıya ulaşan ANAP’lı milletvekilleri, bira üreticilerinin, sorunun

192

Tercüman, 26 Kasım 1986.

193

Halil Nebiler, Türkiye’de Şeriatın Kısa Tarihi, Ütay yay., Đstanbul, 1994, s. 72.

194

Cumhuriyet, 20 Mayıs 1984.

195

alkol tüketiminde değil, Atatürk ilkelerinin kemirilmekte olduğuna dikkat çeken tam sayfa gazete ilanlarını pek umursamamışlardır196.

ANAP iktidarının ilk yıllarında en önemli ve radikal değişiklikler ekonomi alanında gerçekleşmiştir. Katma Değer Vergisi Kanunu, devletleştirmeler, serbest bölgeler, KĐT’lerin ve fonların Meclisçe denetlenmesi hakkındaki yasalar, Turgut Özal öncülüğünde kurulan I. ANAP Hükümeti döneminde çıkarılmıştır197. Ayrıca Đslamcı kesimin ekonomisini güçlendirecek uygulamalara da gidilmiştir198. 1984 Ağustos’unda merkezi Đstanbul’da bulunan Al Baraka Türk adlı özel finans kurumunun kuruluşuna olanak tanıyan Bakanlar Kurulu kararı, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Başbakan Turgut Özal’ın imzalarıyla Resmi Gazete’de yayınlanmıştır199. Ayrıca Faisal Finans Kurumu’nun kurulmasına ilişkin ayrıntılı bir kararname de dikkati çekmektedir. Böylece Suudi Arabistan merkezli anti-laik Aramco şirketi Türkiye’ye girmiştir. Bu gelişmede, Türkiye’deki laik yapılanmadan memnun olmayan Araplar ve onların ortağı Amerikan sermayesi bulunmaktadır200. Doğrudan Suudi-ABD ortaklığı olan Aramco'nun yan kuruluşu gibi kabul edilebilecek olan Al Baraka Türk'ün kurucu ortakları Turgut Özal’ın kardeşi Korkut Özal, Eymen Topbaş ve Talat Đçöz gibi isimlerden oluşmuştur. Aramco'nun Körfez Ülkeleri ve Suudi Finans Grubu içinde yer alan Đslam Kalkınma Bankası, Dubai Đslam Bankası, Katar Đslam Bankası, Bahreyn Đslam Bankası ve Ürdün Đslam Bankası'yla birlikte anılan Đslam Kalkınma Bankası'nın danışmanlığını da Korkut Özal üstlenmiştir201. Suudi sermayesi bir yandan orta çaplı kredilerle Đslamcıları palazlandırırken, diğer yandan vakıflara ve Đslamcı derneklere destek olarak şeriatçılığın yayılmasına en büyük mali olanakları sağlamıştır202. Bunu onaylayan da Atatürkçülük adına darbe yapan generaller yönetimi ve onların göreve

196

Hürriyet, 15 Haziran 1984.

197

Sina Akşin, Bülent Tanör, v.d., a.g.e., s. 65.

198

Cumhuriyet, 25 Mayıs 1984’te “Özal, Đslam dünyasında ağırlığımız hissedilmeli” dedi.

199

Resmi Gazete, 6 Ağustos 1984.

200

Cumhuriyet, 21 mayıs 1985’te çıkan bir yorumda “Eskiden yabancılar ülkemizde ev, arsa, daire

alamazlardı. Şimdi Özal’ın sayesinde Araplar ev, arsa ,daire alacaklar” denilmiştir.

201

Cumhuriyet, 1 Ağustos 1984.

202

Cumhuriyet, 16 Kasım 1984’te; Đslam ülkeleri Sanayi Komitesi’ne başkanlık eden Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, “Yapılan görüşmelerde Đslam ülkeleri arasında çeşitli sınai birlikler oluşturulması

konusunun ele alındığını, ilk olarak çimento alanında merkezi Türkiye’de olacak bir birlik oluşturulması düşüncesinin gündeme getirildiğini” söyledi.

getirdiği Turgut Özal’dan başkası değildir203. Ayrıca bu yapılanmanın içerisinde Korkut Özal’ın da olması yıllar boyu Turgut Özal için söylenecek bir takım ekonomik söylentilerin de ilk adımlarındandır.

B) SĐYASAL ĐSLAMI TÜRKĐYE’DEKĐ DĐSEL YAPILARLA