• Sonuç bulunamadı

1. KUVVETLER AYRILIĞI TEORİSİ

2.7. Parlamenter Sisteme Yapılan Eleştiriler

2.7.1. Olumlu Eleştiriler

Tam olarak yeterli olmasa da Montesquieu’nun kuvvetler ayrılığının uygulanması parlamenter hükümet sisteminin yararlarından biri olarak kabul edilir (Hekimoğlu, 2009: 119).

Parlamenter hükümet sisteminde devlet başkanının yetkileri semboliktir. Hükümet ile parlamento arasında çıkacak herhangi bir uyuşmazlıkta devlet başkanının tarafsız olmasından dolayı uyuşmazlıkların çözümünde hakem rolü oynayacak ve sorunların

çözümü kolaylaşacaktır. Parlamenter hükümet sistemlerinde devlet başkanı, devletin başı ve milli birliğin temsilcisi olduğundan olası uyuşmazlıkların çözümüne ve bu anlayışın pekişmesine katkıda bulunacaktır. Dolayısıyla tarafsız devlet başkanı, devletin organları arasında çıkacak uyuşmazlıları, sistematik tıkanıkları ve kilitlenmeleri uzlaştırıcı ve birleştirici vasıfları ile sorunların çözümüne katkı sağlayacaktır. Bu durum ise parlamenter hükümet sisteminin faydası olarak kabul edilir (Hekimoğlu, 2009: 122). Parlamenter hükümet sisteminde hükümet parlamentonun güvenine bağlı olarak faaliyetlerini yürütür. Koalisyon ortaklığının bozulması, çoğunluk partisinden istifaların meydana gelmesi gibi herhangi bir durumdan dolayı hükümet parlamentonun desteğini kaybedebilir. Bu durumda ya hükümet düşer ya da parlamentonun desteğini almış yeni bir hükümet kurulur. Ancak hükümet kurulamazsa fesih yoluyla seçime gidilir. Dolayısıyla yasama ve yürütme organları arasında ortaya çıkacak herhangi bir siyasi uyuşmazlık neticesinde çıkmaza girecek bir tehlike söz konusu değildir. Bu hükümet sisteminde siyasi bunalımlara neden olacak siyasi kilitlenme yaşanmaz (Tunçkaşık, 2015: 14).

Parlamenter hükümet sistemi kutuplaşmaya yol açmaz. Parlamenter hükümet sisteminde seçimi kazanan siyasal partinin her şeyi kazandığı söylenemez. Çünkü hükümetin görevde kalabilmesi için parlamentoda yapılacak güven oylamasında, güvenoyu alması gerekir. Bu hükümet sisteminde seçimi kazanamayan siyasi parti ise dışlanmaz. Onlarda görevini muhalefet olarak yaparlar (Gözler, 2013: 97).

Parlamenter hükümet sisteminin önemli avantajlarından biri de sistemin esnek oluşudur. Dolayısıyla değişen şartlar ve durumlar karşısında kolaylıkla çözümler geliştirilebilir. Örneğin meydana gelebilecek herhangi bir siyasi kriz güvensizlik oyu veya erken seçim gibi araçların kullanılmasıyla bu siyasi krizler çözülebilir (Korkmaz, 2016: 50).

2.7.2. Olumsuz Eleştiriler

Parlamenter hükümet sistemi zayıf hükümetlerin kurulmasına neden olabilmektedir. Bunun temel nedeni ise parlamenter hükümet sistemlerinde görülen koalisyon hükümetleridir. Dolayısıyla koalisyon ortakları arasında farklı nedenlerden dolayı uyuşmazlıklar meydana gelir. Bunun dışında koalisyon hükümetleri hızlı karar alamazlar.

Bunun nedeni koalisyon ortaklarının öncelikle kendi aralarında anlaşma yapmalarıdır. Bu anlaşma ise uzun pazarlıklar sonucunda gerçekleşir (Gözler, 2013: 98).

Parlamenter hükümet sisteminde koalisyon hükümetleri oluştuğunda ve bu koalisyon hükümetleri kayda değer herhangi bir icraat yapmadığında veya uyguladıkları politikada başarılı bir sonuç alınmadığı takdirde koalisyon ortakları genellikle birbirlerini suçlamaktadırlar. Kimin sorumlu tutulacağını belirlemek seçmen için oldukça zor bir durumdur (Erdoğan, 2012: 218-219).

Parlamenter hükümet sisteminde meydana gelen koalisyonlar neticesinde ülkenin iç ve dış sorunları ile yeteri derece de ilgilenilememekte hatta bu sorunlar birikerek kurulan bir sonraki hükümete devredilmektedir. Bundan dolayı siyasi partiler sorumluluk almaktan kaçmakta ve diğer siyasi partilerin kuracağı koalisyon hükümetine dışarıdan destek vermeyi yeğlemektedirler. Bu koalisyon hükümetlerinden dolayı devlet işlerinin yürümesinde aksaklıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Gidersoy, 2017: 515). Koalisyon hükümetlerinde koalisyon ortakları arasında meydana gelen tartışmalar ve sürtüşmeler ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik istikrarına zarar verebilmektedir. Koalisyon ortağı olan siyasi partiler her konuyu kendilerinin siyasi çıkarı ve menfaatlerinden yana kullandıklarından dolayı ülkenin milli çıkarlarını ikinci planda tutabilmektedirler ve koalisyonlar uzlaşma kültürü olmayan ülkelerde sosyal tabanda var olan siyasi ayrılıkları arttırmaktadır (Aktaş, 2016: 219).

Türkiye’de parlamenter hükümet sisteminde yürütme organına karşı etkin bir yasama denetimi yapılamamaktadır. Bunun nedeni siyasi parti rejimlerindeki sıkı parti disiplini anlayışından kaynaklanmaktadır. 1961 Anayasasında yasama organı güçlüdür. Ancak 1961 Anayasasından günümüze değin meclisin denetleme araçlarından biri olan gensoru hakkında meclise gelen 251 gensorudan 2’si kabul edilmiş, 249’u ise reddedilmiştir. Meclise gelen 644 adet meclis soruşturmasından sadece 14’ü işleme konulmuştur. Meclise gelen 888 adet meclis araştırmasından sadece 14’ü sonuçlanmıştır ve yine meclise gelen 285 adet genel görüşmeden sadece 53’ü görüşülmüştür. Bu durum meclisin denetleme fonksiyonunun kullanmadığının göstergesidir (Kuzu, 2011: 97).

Parlamenter hükümet sistemi düşük nitelikli bir demokrasinin ortaya çıkmasına neden olur. Çünkü bu hükümet sisteminde halk doğrudan doğruya hükümeti belirlememektedir. Halk parlamento üyelerini yani milletvekillerini seçer, parlamento üyeleri de hükümeti

seçer. Bundan dolayı düşük nitelikte bir demokrasinin ortaya çıkmasına sebep olur (Gözler, 2013: 98).

Parlamenter hükümet sistemi istikrarsız ve güçsüz hükümetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda parlamenter hükümet sistemi kalitesiz demokrasiye de neden olur. Bu olumsuzluklar Türkiye ekseninde göz önünde bulundurulduğunda demokrasinin kesintiye uğramasıyla neticelenen girişimlere de neden olunmaktadır (Erim, 2017: 140). Parlamenter hükümet sistemini eleştirenler kuvvetler ayrılığı ilkesinin uygulanmasının oldukça zorlaştığını savunmuşlardır. Çünkü kuvvetler ayrılığı ilkesinin en önemli görevlerinden biri siyasal iktidarı sınırlandırmaktır. Siyasal iktidarda meclis içinden çıkmakta ve meclis siyasal iktidarı yeteri kadar kontrol edememektedir. Bu durum hükümetin meclis üzerinde etkin olmasına neden olmakta ve bu durumda ise siyasal istikrarın olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır (Fendoğlu, 2012: 48).

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ

Mevcut haliyle ülkemizde siyasal sistem ve yeni Anayasa arayışı devamlılık arz etmiştir. Ülkemizde tarihi kökeni meşrutiyete kadar dayanan parlamenter hükümet sisteminin değiştirilmesi yönündeki talepler 1980 yılında Tercüman Gazetesi’nin düzenlemiş olduğu Anayasa seminerinde Yeni Forum Dergisi tarafından önerilmiş ve burada tartışılmıştır (Uluşahin, 2011: 30).

Ülkemizde parlamenter hükümet sisteminin geleceğinin sorgulandığı ve parlamenter hükümet sisteminin alternatifi olarak da başkanlık sisteminin önerildiği tartışmalar sıklıkla gündeme gelmiştir. Bu tartışmalar ya Cumhurbaşkanlarının yetkileri bakımından tatminsizliğinden ya da koalisyon hükümetleri dönemlerinde yürütme organının zayıflığından veya istikrarsızlığından rahatsız olanlar tarafından gündeme getirilmiştir (Çolak ve Uzun, 2017: 204).

Ülkemizde Başkanlık sistemi tartışmaları ciddi anlamda ve ilk defa Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde kamuoyunun gündemine gelmiştir. Cumhurbaşkanı Özal Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanının yetkilerinin fazlalığından şikayetçi iken kendisi Cumhurbaşkanı olduktan sonra bu düşüncelerinde değişme meydana gelmiştir. Özal’dan sonra ise Başkanlık sistemi tartışmalarını Süleyman Demirel kamuoyunun gündemine taşımıştır ancak kamuoyunda fazla yankı bulmamıştır. 2002 yılından sonra ise Başbakan Recep Tayyib Erdoğan, Prof. Dr. Burhan Kuzu ve Cemil Çiçek Başkanlık sistemi tartışmalarını kamuoyuna sunmuşlardır (Yaman, 2014: 94).

Türk tipi başkanlık sistemi tartışmalarından hareketle adlandırılan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi 16 Nisan 2017’de yapılan halk oylaması neticesinde halk tarafından kabul edilmiştir (Aydın ve Durgun, 2017: 156).

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçebilmek için Anayasanın bir dizi maddeleri değiştirilmiştir. Bu değişiklikler, konumuzu ilgilendirdiği ölçüde aşağıda ele alınıp irdelenmiştir.

3.1. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Önceki Türk Anayasaları ile