• Sonuç bulunamadı

B. Güncel Kaynaklar

1. BÖLÜM

1.8. OSMANLI PARA VAKIFLARI VE KARZ UYGULAMASI

1.8.3. PARA VAKIFLARININ TARİHİ GELİŞİMİ

Para vakıfları, Osmanlıya özgü bir model olarak tarihte yer edinmiştir. Bu vakıfların kuruluşu ve faaliyete geçme süreçleri oldukça sıkıntılı olmuştur. Çünkü İslam’da faizin yasak oluşu dolayısıyla para vakıfları kolay kabul edilmemiş ve yüzyıllardır tartışmalara sebep olmuştur.253

Para vakıfları, menkul malın yani belirli bir paranın vakfedilmesi ile oluşan vakıflardır. Vakfedilen para, tek başına ebediliği sağlayamayacağı için menkuller, gayrimenkullerle birlikte vakfedilmiştir. Böylece vakıf müesseselerinde ebediliğin esas olmasından dolayı, vakfı kuranlar veya yönetenler, vakıfların ebediliğini sağlayabilmek için bu vakıflara mali kaynak tahsis etmiş olmaktadırlar.254

Mısır’da Memlükler devrinde para vakfı faizle para ürettiği için tartışılmış ve Osmanlı Devleti’ne kadar uygulamasına rastlanmamıştır.255 Bilinen ilk para vakfı Fatih Sultan Mehmet’in vakfıdır. Fatih Sultan Mehmet, geliri yeniçeri ocaklarına verilen etlerin desteklenmesinde kullanılmak üzere 24.000 altın vakfetmiştir.256

Osmanlıda XV. yüzyıldan itibaren para vakıfları yaygınlık kazanmaya başlamıştır. İlk başlarda para vakıfları meşruiyet açısından âlimler arasında ciddi bir görüş ayrılığına sebep olmamıştır. Molla Husrev (ö. 1480) kitabında, İmam Züfer’in

252 Cantürk Kayahan, vd. "Osmanlı Dönemi Para Vakıflarıyla Günümüz Katılım Bankaları

Karşılaştırması", Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Avrasya Özel Sayısı, (2016), 71.

253 Murat Çizakça, Osmanlı Dönemi Vakıflarının Tarihsel Ve Ekonomik Boyutları. (İstanbul, Bahçeşehir

Üniversitesi, 2000), 24.

254 İsmail Kurt, Osmanlı’da Para Vakıfları ve Ekonomik Hayat. Sivil Toplum Dergisi, İstanbul, 19

(2007).

255 Bahaeddin Yediyıldız, “Vakıf”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV yayınları,

2012), 42/484.

256 Hamdi Döndüren, "Osmanlı Tarihinde Bazı Faizsiz Kredi Uygulamaları ve Modern Türkiye’de

öğrencisi Muhammed b. Abdullah el-Ensârî’nin görüşünü tartışmaksızın nakletmiştir.257 Bazıları da Molla Husrev’in para vakıflarını onayladığını ileri sürmüştür. Ahi Çelebi (ö. 1496) ise hocası Molla Husrev’in aksine para vakfı ile ilgili tartışmalara yer vermiş ve para vakfının caizliğini örfle temellendirmiştir.258 Ancak özellikle XVI. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı ulemâsı ve şeyhülislâmlar arasında para vakfının caizliği konusunda ciddi tartışmalar yapılmaya başlanmış, konu hakkında birçok risâle yazılmıştır. Bu tartışmalar, vakıf paralarının işletilmesi yollarından biri olan “mu’âmele-i şer’iyye” usulünün İslâm’ın yasakladığı faiz ile yakından ilgisinin bulunmasından dolayıdır.259 Tespitlere göre Şeyhülislâm Kemâlpaşazâde para vakıflarının meşruiyetine dair “Risâle fî cevâzi vakfi’d-derâhim ve’d-denânîr” adıyla ilk müstakil risâleyi kaleme almıştır. Osmanlının bu husustaki resmî görüşünün belirlenmesinde etkili olmuş ve kendisinden sonra konuyu ele alıp inceleyen Sofyalı Bâlî Efendi ve Ebüssuûd Efendi gibi meşruiyet taraftarlarına öncülük etmiştir.260

Rumeli Kazaskeri Ebüssuûd Efendi, menkul malların ve para vakfının cevazı ve vakıf paraların “mu’âmele-i şer’iyye” usulü ile işletilmesinin câiz olduğuna dair fetva vermiştir. Anadolu Kazaskeri Çivizâde Muhyiddin Mehmed Efendi ise, Ebüssuûd’un para vakfına cevaz veren fetvasına karşı çıkmış261 ve 1538 yılında Kanûnî Sultan Süleyman’ı ikna ederek para vakıflarının yasaklanmasını sağlamıştır. Çivizâde’nin bu fetvası esas alınarak yürürlüğe konan para vakfı yasağı 1548 yılına kadar devam etmiştir. 1545 yılında şeyhülislâm olan Ebüssuûd Efendi tarafından 1548 yılında para vakfını yasaklayan “hükm-i şerîf”in” yürürlüğüne son verilmiş ve Kanûnî

257 Kâşif Hamdi Okur, “Para Vakıfları Bağlamında Osmanlı Hukuk Düzeni ve Ebüssuûd Efendi’nin

Hukuk Anlayışı Üzerine Bazı Değerlendirmeler”, Gazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 4/7- 8 (2005), 57.

258 Okur, Para Vakıfları Bağlamında Osmanlı Hukuk Düzeni, 41.

259 Hacı Mehmet Günay, “Vakıf”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV yayınları,

2012), 42/477.

260 Şükrü Özen, “Kemalpaşazâde”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (İstanbul: TDV yayınları,

2002), 25/241.

261 Abdulkadir Atar, XVIII. Yüzyıl’da Yayımlanmış Fetva Mecmualarına Göre Osmanlı’da İktisadî Hayat, (İstanbul: Marmara Üni. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi, (2015), 127

tarafından çıkarılan yeni bir fermanla para vakıfları resmî ve bağlayıcı bir uygulama haline gelmiştir.262

Gayrimenkul vakıflarına kıyasla daha esnek bir yapıda olan para vakıfları, başlangıçtaki faaliyet alanlarına yenilerini ekleyerek Osmanlı toplumunda önemli bir ekonomik ve sosyal dayanışma müessesi olmuşlardır.263

Kanuni döneminde meşru bir zemine kavuşturulan para vakıfları, Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar varlığını sürdürmüştür.264

Sultan II. Mahmud döneminde 1826’da Evkâf-ı Hümâyun Nezâreti yani Evkâf Bakanlığı kurulmuş, bu nezârete, bazı vakıfları yönetme ve bazı vakıfları da murakabe etme görevi verilmiştir. II. Meşrutiyet yıllarında nezâretin teşkilat yapısında değişiklikler yapılmış ve merkez teşkilatında para vakıflarına bakmak üzere Terekât ve Nükûd-ı Mevkûfe Müdüriyeti adıyla bir müdürlük kurulmuştur.265 Cumhuriyet döneminde 2 Mayıs 1920’de Şer’iyye ve Evkâf Vekâleti kurulmuş, vakıfların idaresi bu vekâlete devredilmiştir. İlga edilen Evkâfı Hümâyun Nezâreti bünyesindeki Nukûd-ı Mevkûfe müdürlüğü vekâletin bir şubesi haline getirilmiştir.266 Şer’iyye ve Evkâf Vekâleti, 3 Mart 1924’te Başbakanlığa bağlı olarak kurulan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne dönüştürülmüştür. Vakıfların paralarının değerlendirilmesi, çağdaş bankacılık yönetim ve çalışma anlayışı ile ülkenin tasarruf birikimine katkıda bulunmak ve toplanan tasarrufları koruyarak ekonomik kalkınmanın gereklerine göre değerlendirme amacı ile 11 Ocak 1954 tarihinde 6219 sayılı Özel Kanunla, Türkiye Vakıflar Bankası Ticaret Anonim Ortaklığı (Vakıfbank) 50.000.000 TL kuruluş sermayesi ile 13 Nisan 1954 tarihinde bankacılık faaliyetlerine başlamıştır. Kasım 2005 tarihinde sermayesinin %25,18’i halka arz edilmiş, kalan sermayenin %43’ü Vakıflar Genel Müdürlüğü nezdindeki mazbut vakıflara, %15,64’ü mülhak

262 Mehmet Gel, “Kanûnî’nin Para Vakfı Yasağını Kaldıran 1548 Tarihli ‘Hükm-i Şerîf’nin Yeni Bir

Nüshası”, Gazi Akademik Dergisi, 4 (2010), 7/185.

263 Özcan, Osmanlı Para Vakıfları Kanuni Dönemi Üsküdar Örneği, 79. 264 Özcan, Osmanlı Para Vakıfları Kanuni Dönemi Üsküdar Örneği, 87.

265 Nazif Öztürk, “Evkāf-ı Hümâyun Nezâreti”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (İstanbul:

TDV yayınları, 2002), 11/523.

266 Ali Akyıldız, “Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (İstanbul:

vakıflara, %16,10’u mensuplarının üyesi olduğu Türkiye Vakıflar Bankası Emekli Sandığına, kalanı ise diğer hakiki ve hükmî şahıslara aittir.267

İstanbul kadı sicil kayıtlarına göre, Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine intikal eden dört bine yakın para vakfı bulunmaktadır. Bu vakıflara ait paralar, 1954’te kurulan Vakıflar Bankasının sermayesine intikal ettirilmiş ve böylece para vakıfları yürürlükten kalkmıştır.268