• Sonuç bulunamadı

KATILIM BANKALARINDAKİ VADESİZ/CARİ ALTIN MEVDUAT HESABI VE KARZ

B. Güncel Kaynaklar

2. BÖLÜM:

2.2. KATILIM BANKALARI VADESİZ HESAPLARI VE KARZ UYGULAMASI

2.2.3. KATILIM BANKALARINDAKİ VADESİZ/CARİ ALTIN MEVDUAT HESABI VE KARZ

Altına endeksli para ikrazı şu şekillerde olmaktadır: Müşteri borç alacağı para kadar altını kuyumcudan ikraz edip altınları aynı ya da başka bir kuyumcuda bozdurur nakdi temin ettikten sonra borç aldığı altını altın olarak ya da tedavüldeki parayla günün kuru üzerinden kuyumcuya öder. Kuyumcu verdiği nakit borcu o günün altın kuru üzerinden altının gramı hesabından verip ödeme de gününün kuru üzerinden yapılır. Böylelikle borcun değeri korunup borç altın olarak verilip altın olarak geri alındığı için herhangi bir değer kaybı da olmamıştır. Borçlu da nakit ihtiyacını sağlamıştır. Borç altın kurundaki dalgalanmaların bir sonucu olarak aldığı nakitten daha yüksek bir miktarı geri ödeyebilecek durumda olmasından dolayı bu uygulama sadece kuyumcularla yapılmayıp her türlü zimmet borçlarında paranın değer kaybından olumsuz etkilenmemek için gerçekleştirilmektedir.331

Din İşleri Yüksek Kurulunun konuyla ilgili fetvası şu şekildedir; ‘Altın, mislî mallardandır. Dolayısıyla altının, cumhuriyet altını gibi tane ile alınıp satılanlarının sayı ile; 22 ayar bilezik gibi tartı ile alınıp satılanlarının ise tartı ile borç (karz) verilmesi caizdir. Fakat geri ödenirken ne eksik ne fazla, alınanın tam olarak misli verilmelidir. Bunun yanında tarafların kabul etmesi halinde, alınan altın borcu, para olarak da ödenebilir.332

Para borcundaki enflasyon farkını telafi etmek için borcun altına endekslenmesi para borçlarının nominal (mislî) veya reel değeriyle (kıymet) ödenmesi gerektiğiyle ilgili iki görüş vardır. Altının aynının teslim edilmeyip sadece değer kaydıyla varlığını ispat etmek ve böyle işlem yapmak caiz değildir. Taraflar bu işlemi gerçekte herhangi bir altın alım satımı olmadığı halde böyleymiş gibi

331 Gezgin, Fıkhi Açıdan Altın Mübadele İşlemleri, 270.

332ttps://kurul.diyanet.gov.tr/cevap-ara/958/altininkarz-borc-verilmesi-caiz-midir-,(Erişim

gerçekleştirmektedir. Sarf akdine uygun olmayan bu durum bazı İslam hukukçuları tarafından altın değer kaydıyla borç işlemini vadeli sarf akdi olarak nitelendirilmiş nesîe ribâsı gerekçesiyle caiz olmadığı belirtilmiştir. Başlangıçta karz olan bu işlem şeklinin vadeli sarf akdi olarak nitelenmesi isabetli olmayıp, eğer bir sarf akdinden bahsedilecekse bu da borcun alım zamanında reel olmayan bir sarftan ve aynı şekilde borcun ifasında reel olmayan bir sarf akdinden bahsedilmelidir.333

Borçlu, kuyumcudan aldığı altını alış kurundan başka bir yerde bozdurduğunda belirli bir miktar zarara uğrayacak, borcun ifa zamanında da altın borcunu ödemek için elindeki nakitle satış kurundan altın alacaktır. Bu sebeple borçlu hem borçlanırken hem de borcunu öderken zarara uğrayacaktır. Nakit ihtiyacı olan ve faizsiz olarak nakit borç bulamamış kişilere, kuyumcunun altın değer kaydıyla borç vermesi caiz olup bu şekilde borç vermek reel olmayan altınların sarfı olması yönüyle kıyasen caiz olmadığı söylenebilir. ‘Arâya akdindeki gibi tarafların(borçlu/alacaklı) maslahatına binaen istihsânen caiz denilebilir. Kıyasen borçlu ve alacaklı reel olmayan bir altın alım-satımı yapmış olsa da taraflar bilkuvve/potansiyel olarak altın alıp- satabilirler. Bu da işlemin sanal olmadığını göstermesi sebebiyle önemli görülmüştür. Böylece karz akdinin uygulanma pratiği de artmış olacaktır.334

Katılım bankaları cari hesaplarına cari-katılma hesapları veya vadeli-vadesiz mevduat şekillerinde açılabilen altın hesapları da dahil edilebilmekte ve TL veya döviz üzerinden açılan hesaplardan bir farkı bulunmamaktadır. Vadeli-vadesiz mevduat hesapları için belirtilen hükümler altın hesapları içinde geçerlidir. Bu sebeple altın hesapları da temelde bir karz akdidir. Dolayısıyla altın katılım hesabı diğer katılım hesaplarından farklı bir yönünün olmaması sebebiyle TL veya döviz cinsinden açılan katılım hesabı gibi mudârebe akdi niteliğini taşımaktadır. Altın bankacılığı hesapları; altın alımı, alınan altınların hesaba kaydı ve altın satım işlemi şeklinde oluşan fıkıh açısından altın olması yönüyle sarf akdinin, işlem sonrası alınan kaydî altınların bankaya yatırılması yönüyle de karz akdinin özelliklerini taşır. Vadesiz- cari altın hesapları TL hesapları gibi karz akdi olarak değerlendirilip karz akdinin hükümlerine haiz kabul edilmektedir. Bu sebeple bankanın müşteriye karşı sorumluluğu hesapta

333 Gezgin, Fıkhi Açıdan Altın Mübadele İşlemleri, 270. 334 Gezgin, Fıkhi Açıdan Altın Mübadele İşlemleri, 270.

bulunan altın üzerinden değerlendirilir ve altının gramında bir artma veya eksilme olmamaktır. Alım-satım esnasında TL bazında değerinin yükselmesi ve düşmesi ekonomik sebeple oluşur. Banka ile mûdi arasında yapılan vadeli altın depo hesabı sözleşmesi kanuni açıdan karz akdi, İslam hukuku açısından ise faiz unsurunu içeren karz akdi niteliği taşımaktadır.335

Fiziki altın karşılığında cari hesap/vadesiz mevduat üzerinden açılan altın hesabı akdin mahallinin altın olması dışında TL veya döviz cinsinden açılan cari hesaplardan farklı olmayıp TL veya döviz cinsinden açılan altın hesabı ile ilgili görüşler fiziki altın karşılığı açılan altın hesabı için de geçerli görülmüştür. Fiziki altın karşılığında cari hesap/vadesiz mevduat olarak açılan altın hesabı TL ve döviz cinsinden açılan cari hesaplar gibi fıkhî acıdan karz akdi olarak değerlendirilmiştir. Karz akdinin en önemli şartlarından biri olan karz mahallinin mislîliği, alınan ve verilen malların mislîliği zorunluluğu altın hesabı açısından değerlendirildiğinde TL bazında verilen ve alınan miktarlar arasında bir denkliğin olmadığı düşünülebilir. Ancak altın hesabında verilen/hesaba yatırılan, TL değil hesapta gram olarak gözüken altındır. TL, işlemin yapıldığı anda altına çevrilmekte ve hesaba gram altın olarak kaydedilmektedir. Hesapta durduğu sürece altının gramında artma ya da eksilme gibi bir değişiklik olmamaktadır. TL bazındaki değişiklik altının değer kazanmasına bağlı olarak tamamen piyasa dinamikleri sebebiyledir. Bu değişiklik her zaman olumlu yönde olmamakta, altın değer kaybettiğinde de negatif yönde olmaktadır. Altın hesabında ortaya çıkan bu değişiklik sadece itibari olan TL’ de söz konusudur. Bu sebeple faiz olarak görülebilecek bir şart söz konusu değildir. 336

Karz akdinin diğer önemli şartı olan faiz sayılan başta şart koşulmuş menfaatin olmaması açısından altın hesabı değerlendirildiğinde; akdin yapıldığı anda müşteri verdiğinden daha fazlasının ödenmesini bir şart koşmamaktadır. Bankanın da daha fazlasıyla ödeme yapma vadi bulunmamaktadır. Ödeme miktarını tümüyle altına değer kazandıran veya kaybettiren ekonomik etkenler belirlemektedir. Her zaman daha fazlasıyla da olmamakta altın değer kaybettiğinde özellikle kısa vadeli işlemlerde

335 Mehmet Gürbüz, İslam Hukuku Açısından Altın Bankacılığı, (Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü İslam Hukuku Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, 2016), 72.

mudinin zarar etmesi mümkün olabilmektedir. Yapısal olarak karz akdi niteliğinde olan cari hesap/vadesiz mevduat niteliğindeki altın hesabında işlem altın üzerinden olduğu için bankanın mudiye karşı sorumluluğu altın üzerindendir. Hesapta duran altın gram olarak hep aynı kalmakta, hesap devam ettiği takdirde altının gramında herhangi bir değişme olmamaktadır. Altını ilk satın alırken ödenen TL ile fiziki altın teslim seçeneğini sunan bankalarda mudinin talebi ile sunmayan bankalarda ise ikinci bir sarf işlemiyle mudiye ödenen TL arasındaki nominal farklılık altının değer kazanmasına sebebiyle sadece piyasa dinamiklerinden kaynaklanıp olumlu yönde de kısa vadeli işlemlerde olumsuz yönde de olabilir. Neticede yapısal olarak karz niteliği taşıyan altın hesabı; karz akdinin mislîliği ve önceden şart koşulmuş menfaatin olmaması şartları açısından sorun teşkil etmemektedir.337

Câri hesaplar ticari bankacılıkta vadesiz mevduatlarla benzerlik gösterir. Katılım bankaları gerçek veya tüzel kişilerden fon kabul ederek, mudi ile banka arasında yapılan sözleşme ile câri hesabın kanuni niteliği oluşmaktadır. Modern hukukta bu sözleşmenin niteliği katılım bankalarının topladıkları fonları aynen değil mislen iadeyi kararlaştırmaları yönü ile usulsüz vedîa / tevdî sözleşmesi ya da ticari karz olarak görülür. Taraflar arasındaki ticari ilişki ile katılım bankaları kendilerine tevdî edilen bu paraları işletmektedir. Yatırılan para iade edildiğinde mislî eşya sayılmaktadır. Katılım bankası fonları tam olarak ne karz ne de usulsüz mevduat olarak değerlendirildiğinde bazı akitlerin tesirinde kalan ve ticaret hukuku sahasına giren müstakil birer sözleşme sayılır. Câri hesapların karz ya da usulsüz vedîa akitlerinden hangisinin kapsamında değerlendirileceği hususunda tarafların niyetini esas alarak câri hesap sahibi eğer parasını koruma amacıyla yatırıyor, banka da muhafaza etmek üzere kabul ediyorsa usulsüz vedîa; mevduat sahibi parasını değerlendirilmesi için yatırıyor, banka da parayı yapacağı işlerde kaynak olarak kullanmak üzere kabul ediyorsa karz akdidir. Banka ile mudi arasındaki ilişkinin ticari karz akdi olduğunu söyleyen hukukçulara göre; ticari karz sözleşmelerinin bir sonucu olarak eğer faiz oranı taraflar arasında kararlaştırılmamış olsa bile faiz gerekmektedir. Bazı hukukçular ise vadeli

337 Dumrul, Fıkhi Açıdan Altın Hesabı, 266.

hesapların ticari karz, vadesiz hesapların ise usulsüz tevdî sözleşmesi olduğunu savunmaktadırlar.338

Kanaatimizce katılım bankaları vadesiz cari altın hesapları üzerinden verilen altın ikrazı ile yeterli miktara ulaşınca oluşturulan bir katılma fonunda sarraflar ile birlikte yürütülen bir mudârebe akdi gerçekleştirilebilir. Fiziki altın ikrazı ile katılma fonuna gerekli birikim sağlanıp sarraflar üzerinden işletilerek de altın hesabını oluşturan altın alımı, hesaba kaydı ve satımı gerçekleştirebilir. Ya da altın hesabına verilen fiziki altın ikrazı katılım bankası tarafından üretim, hayvancılık, işletme gibi küçük ölçekte ihtiyaç sahibi için karz finansmanı sağlayabileceği kanaatimizi de mülahazalarımız sonucunda ifade edebiliriz.