• Sonuç bulunamadı

3.3 Likidite Ölçütlerinin Uygulanması

3.3.2 Para Piyasaları

Para piyasası kavramı, bir yıldan daha kısa vadeli menkul kıymetleri, teminat karşılığı ya da teminatsız kısa vadeli borçlanma işlemlerini, döviz swap işlemlerini, ve bazı durumlarda ileri tarihli faiz oranı anlaşmalarını (forward rate agreements-FRA) içermektedir.

Doğrudan para ya da fonların borç alınıp verilmesi kavramını içerdiğinden para piyasaları da likit bir piyasa olarak kabul edilir. Para piyasalarının likiditesi son borç verme mercileri olan merkez bankalarının garantisi altındadır. Buna rağmen piyasada yaşanan bazı dengesizlikler sebebiyle para piyasası enstrümanlarının likiditeleri kaybolabilir.

Kullanılan para piyasası araçları ülkeden ülkeye değişim göstermektedir. Bazı ülkelerdeki yasal kısıtlamalar sebebiyle bazı para piyasası araçları kullanılamamaktadır. Türkiye’de döviz işlemleri üzerinden alınan BSMV sebebiyle, döviz swap işlemlerinin uzunca süre gelişememesi buna bir örnektir. 2008 yılı Mayıs ayında bu verginin sıfırlanmasıyla birlikte bu işlemlerin önü açılmış ve kısa vadeli bankalar arası borçlanmalarda bu enstrüman da sık kullanılır hale gelmiştir.

Para piyasalarında da bir alış satış makası testi yapmak mümkündür. OTC piyasalarda katılımcı kuruluşlar borçlanma faizlerini alış borç verme faizlerini de satış fiyatı olarak ilan etmektedirler. Faizler arasındaki farkın yüzdesel olarak ifadesi sonucunda likidite karakteristikleri ortaya konulabilir.

68

Para piyasaları özellikle kriz dönemlerinde likidite konusunda önemli bir gösterge olarak kabul edilirler. Krizlerin yaşanmadığı ülkelerde dahi para piyasaları likidite yönünden dalgalanmalar gösterebilmektedir.1997 yılının dördüncü çeyreğinde yaşanan Asya krizi esnasında Singapur para piyasası alış satış makasları incelendiğinde yaklaşık %900 oranında bir artış olduğu görülmüştür.1998 yılının üçüncü çeyreğinde yaşanan Rusya krizi esnasında ise benzer bir durum Polonya para piyasalarında yaşanmıştır.44

Tablo-5’te Singapur ve Polonya’da para piyasalarının çeşitli vadelerinde alış satış makaslarında yaşanan gelişim ortaya konulmuştur.

Tablo 5 Singapur ve Polonya Para Piyasası Kotasyon Genişlikleri

Kaynak:Galati,G. (2002)

2001 finansal krizi esnasında Türkiye’deki para piyasalarının en aktif enstrümanı olarak gecelik repo kullanılmaktaydı. Gecelik repo faiz oranları, IMKB Repo/Ters Repo Piyasası’nda gerçekleşen işlemler ile belirlenmekte, bankalar ve aracı kurumlar alış ve satış kotasyonlarını bu piyasada ilan ederek işlemleri gerçekleştirmekteydi. Döneme at verilerde alış satış makası verileri TCMB sisteminde de IMKB sisteminde de bulunamadığından, para piyasası likiditesindeki değişimi göstermek amacıyla aynı dönemdeki gecelik repo faizlerinin ağırlık ortalamaları kullanılmıştır. Faizlerdeki sert değişimler, kriz anlarında beklenen bir etki olan borçlanma maliyetlerindeki yükselmeyi dramatik bir şekilde ortaya koymaktadır. TCMB

44

69

veri setinde dahi dönem ile ilgili veri kesiklikleri olduğundan tablodaki tarihler düzenli bir şekilde ilerleyememektedir.

Tablo 6 Türkiye APİ Gecelik Faiz Oranları Gelişimi

Kaynak: TCMB Elektronik Veri Dağıtım Sistemi

Kasım 2000 krizinde, sert artış gösteren faiz oranları, Demirbank’a TMSF tarafından el konması döneminde yüksek kalmış, aralık ayı boyunca da bu seviyesini korumuştur. Bu dönem para piyasası likiditesinin kaybolduğu bir dönem olarak hatırlanmaktadır. Ocak 2001’de gevşeme gösteren ve kısmi likiditeye kavuşan para piyasalarında faizler Şubat 2001 krizi ile birlikte yeniden artış göstermiş, geçiş döneminde Mart 201’de yine düşük likidite koşulları altına girmiştir. Daha sonra TCMB’nin sürekli olarak piyasaya likidite vermesi ile sabitlenen faiz oranları para piyasalarının da likiditesini kazandığını göstermektedir.

Para piyasası likiditesi açısından araştırmacılarca çok fazla irdelenmeyen ancak uygulamada likiditenin önemli bir göstergesi olan fiyat kavramı Türkiye örneğinde likidite koşulları hakkında yararlı bilgiler vermektedir. Faiz oranlarının daha önceki denge seviyesinin birkaç misline çıktığı para piyasalarında, hem para piyasalarındaki likidite hem de menkul kıymet piyasalarındaki likidite koşullarının bozulduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Elinde plase etmek için fon bulunan piyasa katılımcıları bu fonları mümkün olduğunca yüksek faizle değerlendirmek için çaba gösterdiklerinden işlem sıklığı ve hacimlerinde düşüşler meydana gelebilir. Aynı şekilde yanlış karar vermenin maliyeti faizlerin

Aylar Gecelik Repo Faiz Ortalaması (%)

Ocak 2000 17.30 Şubat 2000 32.23 Mayıs 2000 49.94 Temmuz2000 16.25 Kasım 2000 165.75 Aralık 2000 504.98 Ocak 2001 63.23 Şubat 2001 364.53 Mart 2001 103.01 Eylül 2001 62.00 Ekim 2001 62.00 Şubat 2002 62.00

70

seviyesinden ötürü yüksek olacağından, piyasa katılımcılarının işlem yapma iştahları da etkilenecek, bu durum da likiditeyi olumsuz yönde etkileyecektir.

Para piyasaları kısa vadeli para alış verişlerinin dolayısıyla risksiz faiz oranlarının belirlendiği piyasalar olduğundan diğer menkul kıymetlerin değerlemeleri ile likiditeleri açısından da önem arz etmektedir. Para piyasalarında likiditenin kaybolması durumunda diğer menkul kıymet piyasalarındaki katılımcılar yatırımlarını finanse etmekte güçlük yaşayacakları endişesine düşebilirler. Bu nedenle de diğer menkul kıymet piyasalarının işlerliğinin tehlikeye gireceği endişesiyle merkez bankaları para piyasalarına likidite vermeyi tercih etmektedirler. 2001 krizi sonrasında TCMB’nin piyasaları APİ ile fonlaması, Eylül 2008’de Lehman Brothers’ın iflası sonrasında FED’in acil durum likidite önlemleri kapsamında, sadece piyasa yapıcıları değil, tüm bankaları likidite penceresinden yararlandırması, 2009 yılında başlayan ve 2010 yılında da devam eden dünya çapında önlemler ile bir çok merkez bankasının birbirlerine swap işlemleri ile likidite sunmaları para piyasalarındaki likiditeyi koruyarak menkul kıymet piyasalarını destekleme amacı taşıyan önlemlere birer örnektir.