• Sonuç bulunamadı

Sayın İlhan Avcı’ya çok teşekkür ederiz. Fırat Dicle konusunda Yalçın Bey konuşma ya-pacak.

YALÇIN ÖZDEMİR- Dr. İnşaat Mühendisi

Sayın Başkan; sayın hocalarım. Sizlere Fırat-Dicle su kaynakları konusunun biraz daha teknik boyutunu anlatacağım. Çünkü, önceki konuşmacılar daha çok konunun politik bölümlerini anlattılar, tekrar olmaması için ben havzada neler yaptık, neyimiz var neyi-miz yok, neyi planlıyoruz? O konularda size teknik bilgi vereceğim.

Keban Barajı ile 1974’lerden beri kontrol ettiğimiz Fırat sularının Karababa Boğazı’na akışını görüyorsunuz. Fırat Nehri’nden bir görünüm. Aynı şekilde Dicle anayatağının, Hasankeyf’ten geçişi, tarihi köprü ve yeni köprü. Bu iki büyük ana kol, aslında bir akarsuyun, bir akarsu havzasının iki büyük ana kolu niteliğinde. Şekilde gördüğünüz gibi, Doğu Anadolu’nun kuzeyinden baş-layan Fırat Nehri, Suriye, ve Irak içinden akmağa devam eder. Basra’nın kuzeyinde Al-Kut bölgesinde Dicle’yle birleşir. Dicle de ülkemizde yol aldıktan sonra Suriye’yle Türkiye arasında yaklaşık 80 kilometrelik bir sınır oluşturur, daha sonra Irak toprak-larına geçen ana kol, Fırat ana kolu ile bir-leşerek Şat-el Arap ismiyle 130 kilometre daha akarak, Körfez’e ulaşıyor (Şekil 1).

Havzanın genel sınırlarına baktığımız za-Şekil 1: Fırat-Dicle havzası

man, bu büyük akarsu havzası, -rakamlar olarak da vereceğim, ama şimdi genel olarak haritada inceleyelim- Türkiye’den başlayarak, hiçbir su katkısı olmayan Suudi Arabis-tan, Dicle’nin doğu kolları açısından önemli miktarda su katkısı sağlayan İran, Suriye ve Irak da yer almaktadır. Bunları rakamlarsak; Türkiye'nin Fırat’ta uzun dönem ortalama debisi 32 milyar metreküp, (İran’ın Fırat’a herhangi bir katkısı yok) toplam da Fırat’ta, 37 milyar metreküp gibi bir uzun dönem ortalama potansiyel oluşmaktadır. Dicle’de de 58 milyar metreküplük ortalama su potansiyeli vardır. Fırat – Dicle havzası toplamı 95 milyar metreküp/yıl olmaktadır (Tablo 1).

Buradaki birçok yayında yer almayan İran’ın katkısını dikkatinize çekmek isterim.

İran’dan yaklaşık yılda 10 milyar metreküplük bir su katkısı Dicle’ye eklenmektedir.

Tablo 1: Fırat-Dicle ülkelere göre ana yatak su potansiyelleri

Ülke Fırat Dicle

Türkiye 32 24

Suriye 4 0

Irak 1 23

İran - 11

Ara toplam 37 58

Toplam 95 milyar m3/yıl

Bu havzada neler yapıyoruz; bu sularla ilgili Türkiye'de neler yaptık? GAP kapsamında Aşağı Fırat’ta 53, Batı Dicle’de 15 baraj ve Yukarı Fırat, Doğu Dicle’deki irili ufaklı barajla-rı da topladığımız zaman, Fırat-Dicle Havzası’nda yaklaşık 200 barajımız ve 130’a yakın hidroelektrik santralimiz planlanmış, inşa halinde veya işletmede olan tesislerdir.

Ülkeler açısından su potansiyellerine baktığımız zaman, Fırat’ın 37 milyar metreküplük suyunun yüzde 86’sı Türkiye topraklarından kaynaklanmaktadır. Irak’ın çok küçük bir katkısı var Fırat’a, Suriye’nin de yaklaşık 4 milyar metreküplük yüzde 10 mertebesinde bir katkısı var. Dicle sularına grafik olarak baktığımız zaman, Irak yüzde 40, Türkiye yüz-de 41, İran yüzyüz-de 20 mertebelerinyüz-de bir katkı sağlıyor.

İki ana kolun toplam su potansiyeline baktığımız zaman, 95 milyar metreküplük orta-lamanın, yaklaşık yüzde 60’ı Türkiye'den kaynaklanıyor, yüzde 40’ı diğer havzadaş ülke-lerden kaynaklanıyor.

Peki, Türkiye’nin Fırat ana kol üzerinde yaptığı çalışmalara bakacak olursak, hepsini bi-tirmiş olduğumuz, işletmede olan Keban, Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış ba-rajlarıyla, ana yataktaki bütün su kuvveti potansiyeli bir metre bile boşluk kalmadan değerlendirilmiş durumdadır. Yani, buradaki kotlara bakacak olursanız, Keban’ın 845 kotundan, sınırımızdaki yaklaşık 325 kotuna kadar, bu boy kesitteki bütün enerji po-tansiyeli hem düzenlenmiş, hem de değerlendirilmiştir.

Fırat sularını 1974’ten beri düzenleyen, Fırat’ın ana kilit tesisi, 25 milyar metreküplük aktif hazne hacmine sahip Keban barajı. Aslında bu aktif haznenin yaklaşık 10-15 mil-yar metreküpünü kullanıyor. Genelde Fırat akışlarında büyük düzensizlik var. Keban, bu

düzensizliği sönümleyen başlıca tesistir.

Karakaya Barajı temelden 173 metre yükseklikte planda kemerli beton ağırlık barajı, türünün dünyada belli başlı örneklerinden birisi. Birçoğumuzun çok iyi bildiği Atatürk Barajı’ndan bir görünüm, 48 milyar metreküplük dev bir hazne. Fakat, bu haznenin hep-sini kullanmıyor, aktif hacim olarak bunun 12 milyar metreküpü kullanılıyor. Türkiye'nin en güçlü hidroelektrik santrali, en büyük barajı, en büyük yapay gölü, bunları söyleme-mize gerek bile yok.

Hemen altında Birecik Barajı mansabında sınırda Karkamış Barajı ana yatak üzerindeki tesisler görevlerine devam ediyorlar.

Dicle’ye geçtiğimiz zaman, Dicle’de ana yatak üzerinde, Kralkızı, Devegeçidi gibi işlet-medeki başlıca barajlarımız ve planlanan barajlarımız var. Diğer yan kollardan Batman ve Garzan üzerinde de hidroelektrik santrallerimiz var. Dicle ana yatak üzerinde plan-lamada Ilısu Barajı var, tartışması devam ediyor. Birçok karşı görüş var, Ilısu Barajı’yla il-gili. Dicle Barajı işletmede. Boykesitte hidroelektrik potansiyeli açısından baktığımızda bir boşluk var. Bu boşlukta Dicle Havzası’na yapılacak sulamalar yer almaktadır. Dicle Barajı’ndan bir görüntü.

Bu suları, bu barajlarla değerlendirdiğimiz zaman, düzenlediğimiz zaman, kullanım açısından -hocalarım bahsetti, İlhan Bey bahsetti- en büyük suyu tüketen ya da düzeni değiştiren etmen “sulamadır” diyebiliriz. Enerji amaçlı kullanımda herhangi bir su tü-ketimi yok. Enerjide suyu sadece zaman içinde farklı zamanlarda kullanabiliyorsunuz, sadece bir düzenleme yapıyorsunuz. Bunun mansap ülkelere faydası var, zararından söz etmeleri mümkün değildir.

Sulama açısından veya endüstriyel kullanımlar açısından Fırat’ta bütün düzenlemeleri yaptığımız zaman, Türkiye bütün projelerini gerçekleştirdiği zaman su miktarlarında ve düzeninde değişmeler olacaktır. Uzun dönem akışlarını inceleyen arkadaşlarımız mut-laka vardır aramızda, Fırat kar erimesinde taşkında 3 bin - 4 bin metreküp/saniyelere çıkar. Yaz aylarında 250 metreküp/saniyelere düşer, bu mertebelerde farklılık gösterir.

İlhan Hocam da grafiklerde gösterdi. Çok büyük değişimler, mevsimsel değişimler yıllar arasında değişimler gösteren bir akarsudur. Biz şu anda ana yatak üzerinde toplam 70 milyar metreküp hazne hacmi ile Fırat’ın sularının çok büyük bir bölümü düzenleyebi-liyoruz. Yıllar arasında düzenleme yapıyoruz. Haznelerimizde rüsubat hareketini büyük şekilde engelliyoruz. Taşkın kontrol hacimleri bütün barajlarımızda var. Bu hazneler sa-yesinde taşkın kontrollerini sağlıyoruz. Yaz aylarında suyun gerçekten sıkıntılı olduğu dönemlerde bile Fırat’ın akımlarını daha üst seviyelere çektiğimiz için, mansapta daha etkin bir kullanım sağlanabiliyor.

Şu düzenlemeler, mevsimler ve yıllar arasındaki düzenlemenin mansap ülkelerdeki ba-rajların işletilmesinde çok büyük yarar sağlıyor. Güvenilir enerji artışı sağlıyor bizdeki hazneler. Bu hazneleri o ülkelerde yapmamız mümkün değil. Çünkü, buharlaşmalar çok daha yüksek, topografyaları buna müsait değil. Eğer siz Fırat-Dicle havzasını bir bütün havza olarak alıp, sadece kendi iç suyumuz gibi değerlendirdiğimizde, Gediz’i planlarken yaklaştığımız şekilde yaklaştığımızda, bu hazneler mutlaka Türkiye'de ol-ması gerekecektir. Çünkü, Türkiye'deki 70 milyar metreküplük hazne yaklaşık 4-4,5 mil-yar metreküplük kayıp, buharlaşma yapıyorsunuz, buharlaşmalar nedeniyle bir su kay-bınız var. Ama siz bu hazneler Irak’ta, daha güneyde, Suriye’de olsaydı, bu rakamın 3-4 katı mertebesinde bir buharlaşma kaybımız olacaktı ve komşu ülkelerde o hacimdeki

haznelerin oluşturulması zaten mümkün değildir.

Uzun dönemde çok büyük faydalar sağlıyor diğer ülkelerin enerji üretimlerine. Bu ça-lışmalarda orta doğu suları konusunda Türkiye'nin üç aşamalı planı da vardı, önerilen gerçekleşmeyen çalışma planı. Dünya literatüründeki çeşidi belli rakamlara baktığımız zaman, Fırat’ta 37, Dicle’de 58 milyar metreküp maksimum yıllık uzun dönem ortala-ma potansiyel sayılarını görüyoruz. Topladığında, 95 milyar metreküp (biraz önce size verdiğim) rakamlar oluşuyor. Bazı ülkelerde, özellikle Irak veya ona yandaş kişilerin verdiği rakamlarda yalan da değil, İran’dan gelenleri söylemiyorlar, “bizden şu kadar su çıkıyor” dediklerinde, yaklaşık Dicle’de 42 milyar metreküp, Fırat’ta da 29-30 milyar metreküp sayıları ortaya çıkıyor. Bakın, temel fark bu havzanın, toplam su potansiyel-linde 24 milyar metreküplük bir tutarsızlık var. Karşılıklı farklı rakamlar nedeniyle. Bu bazı kesimlerin verdiği rakamlar aşağı çekilmiş durumda, kendilerininkini aşağı çekip, diğerini yukarı çıkartıyorlar

Eğer, uzun dönemde bu su kaynaklar gerçekçi bir şekilde düzenlenip, gerçekçi bir şe-kilde ele alınır ve her ülkenin gerçek ihtiyaçları doğrultusunda planlanırsa, bölgede ye-terli su vardır. En azından iyi kullanıldığında, iyi yönlendirildiğinde, ama uzun dönemde bu rakamların netleşmesi ve suyun nerede kullanılacağının netleşmesi gerekiyor; bu çalışmaların tamamlanması gerekiyor, ama şu aşamada bunlar biraz zor ve bunların belirlenmesi için daha süre geçmesi gerekiyor.

Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Benzer Belgeler