• Sonuç bulunamadı

B- ASKERÎ HAYATLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER

2- Ortadoğu’da İngiliz Taraftarlığı

Ortadoğu’daki Arap aşiretleri hem Türklerin hem de İngilizlerin aleyhine olarak zaman zaman bir takım faaliyetlerde bulunmuşlardır. Arap aşiretlerinin Türk yada İngilizlerin yanında yer almalarının veya karşılarında olmalarının genellikle çıkarları çerçevesinde şekillendiği görülmektedir. Birinci Dünya savaşının başlaması ve İtilaf Devletlerinin Araplar üzerindeki faaliyetlerinin artması, Arap milliyetçiliğini güçlendirmiştir. Bu durum, Arapların Osmanlı Devleti’ne karşı giriştikleri ayrılıkçı hareketleri hızlandırmıştır. Araplar, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Müslümanlık, din kardeşliği veya cihat ilan edilmiş olması gibi hususlara pek önem vermemişlerdir. Osmanlı Devleti’ne bir tür yabancı devlet gözüyle bakan Arap aşiretleri, hangi tarafın parasını çok gördüler ise o tarafa yönelmişlerdir. Bu durun Arap aşiretlerinin İngiliz taraftarı olmalarında ve onlara askerî destek vermelerinde çıkar konusunun belirleyici bir unsur olduğunu ortaya koymaktadır389.

Arapların İngiliz taraftarı olmaları, onların Osmanlı Devleti’ne karşı giriştikleri faaliyetlerde de kendisini göstermektedir. Araplar, İngilizlerin teşvik ve desteği ile 5 Haziran 1916 tarihinde bir ayaklanma başlatmışlardır. Bu ayaklanma hızla yayılmış ve Akabe Limanı 1917 yılında Arapların eline geçmiştir. Böylece Araplar ile İngilizler arasında fiili bağlantı kurulmuş ve Araplar, İngilizlerin de desteğini alarak Türklere karşı savaşmışlardır. Hicaz bölgesinde ise Araplar, Hicaz Emiri Şerif Hüseyin’in liderliğinde ayaklanmışlardır. İngilizler bu ayaklanmaya da destek olmuşlar ve Arapların çok güçlü saldırılarda bulunmalarına sebep olmuşlardır. Bunun üzerine bölgeye Şam’da bulunan IV. Ordu’dan takviye kuvvetler gönderilmiş ve 30 Haziran 1916’da Hicaz Kuvve-i Seferiye Komutanlığı kurulmuştur390.

389 Orhan Avcı, a.g.e., s. 212,217.

390 İsmet Görgülü, a.g.e., s.135,185.

Askerî Mecmua’da, Ortadoğu’nun Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki durumunu inceleyen bazı yazılarda İngilizlerin Arap aşiretleri üzerindeki etkileri ve Arap aşiretlerinin İngiliz taraftarlığı konusunda bir takım bilgilere yer verildiği görülmektedir. Albay M. Neşet tarafından yazılan “Büyük Harpte Suriye Cephesinde 48. Piyade Fırkası”391 isimli yazıda İngilizlerin Arap şeyhleri üzerindeki çalışmaları hakkında bilgiler yer alır. Yazar, İngilizlerin İkinci Gazze Muharebesinden sonra Arap şeyhlerini ve kabilelerini dostane yollarla elde ettiğini ve bunları kullanarak Hicaz demiryolunu Akabe’den keserek esas cepheler üzerinde etkili olmak istediğini belirtmiştir. İngilizlerin elde ettiği Arap kabilelerinin, şeyhlerin emrinde ve İngiliz subaylarının idaresinde, çok şiddetli taarruzlar yapabildikleri ortaya koyulmaktadır. Bunun yanı sıra Suriye Cephesinde Şerif Zeyt komutasındaki bir birliğin, yerli halkın da ihaneti ile Tafile’ye baskın yaparak burayı işgal ettiğini ve Tafile’ye gönderilmiş olan Türk bölüğünü esir ettiğini M. Neşet’in yazısından öğrenmekteyiz.

Tümgeneral Galip Deniz tarafından yazılmış olan “Büyük Harpte XL. Tümenin Yemen’deki Harekâtı”392 isimli yazıda ise İngilizlerin Yemen’deki faaliyetleri ve yerli halkın İngilizlerle birlikte Türklere karşı yürüttükleri faaliyetler hakkında bir takım bilgiler verilmiştir. Buna göre, İdrisi adındaki Arap şeyhinin Yemen Cephesinde İngilizlerin de desteğini almak suretiyle Türklere karşı saldırılarda bulundukları anlaşılmaktadır. Yazar, İngilizlerin, İdris’e yönelik olarak “Ya Luhye ve Hudeyde’yi istilâ edersin veyahut da tahsisatını keserim”393 şeklindeki ültimatomuna yer vermiştir. Bu ifadeler, İdris ve diğer Arap şeyhlerinin İngilizlerden para yardımı almakta olduklarını açıkça ortaya koymaktadır.

Bunun yanı sıra daha önce Türklerin yanında yer alan “Mugâbeşe, Muâvasa ve Ganeme gibi kabilelerin de bir müddet sonra açıktan açığa İdris dolayısıyla İngilizlerin tarafına geçtikleri belirtilmektedir. Yazarın çalışmasında kullanmış olduğu; “Yemen Müslümanları paralılarla veya galiplerle beraberdir”394 sözü, bölgede Arap aşiretlerinin İngilizlere olan bağlılık sebeplerini anlatır niteliktedir.

391 Neşet, a.g.m. s.10,24.

392 Galip Deniz, a.g.e.

393 Galip Deniz, a.g.e., s. 3.

394 Galip Deniz, a.g.e., s. 6.

V. BÖLÜM

ASKERÎ MECMUA’NIN TARİH YAZIMINA KATKILARI

Dergi veya diğer bir ifade ile mecmua türü süreli yayınların kültürümüzün gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir rolü bulunmaktadır. Bunun yanı sıra dergiler değişik fikir ve anlayışların geliştiği ve seslerini kamuoyuna duyurabildikleri yayınlardır. Dergilerin geniş kitlelere daha rahat ulaşma imkânı bulması bu tür yayınları daha da önemli kılmaktadır.

Radyo ve televizyon gibi dünya çapında yayın araçlarına ve basının gittikçe artan günlük yayın kitlelerine rağmen dergicilik kitlelere ulaşmakta hala etkili araçlardan biridir. Yakın tarihimizi anlayabilmek, Türk milletine sağlam bir bakış açısı kazandırmak, güvenilir bilgi edindirmek ve sürekli kaynak olmak açısından dergiler büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de dergicilik yaklaşık yüz elli yıllık bir geçmişe sahiptir. Tarih ile ilgili olarak birinci elden kaynak olma özelliği taşıyan ve ilmi olarak da değer taşıyan dergiler bulunmaktadır. Bunun dışında, doğrudan doğruya tarih ile ilgili olmamakla birlikte sayfalarında tarih konularında yazılara yer veren dergiler de vardır. Çalışmamızda incelemekte olduğumuz Askerî Mecmua bu tür dergilerden biridir395.

Askerî Mecmua, bir meslek dergisidir. Bu nedenle tarih ile ilgili yazılar yanında güncel olaylar ve askerlik mesleğini ilgilendiren teknik konularda da çok sayıda yazının yayınlanmış olduğunu görmekteyiz. Fakat tarih ile ilgili olarak yayınlanmış olan makaleler, tarih ilmi açısından önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra Askerî Mecmua’ya ek ya da tarih kısımı olarak basılmış olan bölümler de tarih ilmine katkı yapabilecek türde çalışmalar olma özelliği taşımaktadır.

Biz Askerî Mecmua’yı Birinci Dünya Savaşı Türk Cepheleri çerçevesinde incelemeye ve değerlendirmeye çalışıyoruz. Fakat Askerî Mecmua’da yayınlanmış olan yazılar Birinci Dünya Savaşı ile sınırlı değildir. Dergide askerî tarih konusunda telif ve tercüme olarak çok sayıda yazı bulunmaktadır. Tarih, araştırmacıların ortaya koydukları çalışmalar nispetinde aydınlatılabilir. Askerî Mecmua’da yayınlanmış olan çok sayıda çalışma da Birinci Dünya Savaşı tarihinin daha iyi anlaşılmasına ve incelenmemiş olan yönlerinin ortaya koyulmasında büyük öneme sahiptir. Çalışmamızda Askerî Mecmua’nın tarih yazımına katkılarını iki yönden ele almaya çalışacağız.

395 E. Semih Yalçın, Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin Kaynakları, Berikan Yay., Ankara, 2003, s.160,161.