• Sonuç bulunamadı

Orta Yoğunlukta Kuvvet Uygulaması

Belgede Polisin zor kullanma yetkisi (sayfa 101-106)

IV- ZOR KULLANMA YÖNTEMLERİ

3. Orta Yoğunlukta Kuvvet Uygulaması

Bu aşamada aktif bir şekilde kuvvet kullanımı söz konusudur. Personelin kişiye fiziki olarak dokunması ile başlamış olan bu aşamada bir saldırıyı durdurmak veya personelin kendisini koruması gereklidir. Judo, Karate ve Aikido gibi yakın savunma sanatlarının kullanılabileceği bu aşamada cop, kelepçe ve kalkan gibi araçlar da kullanılabilir. Son zamanlarda kullanımı artan sprey türü kimyasal araçlar da bu kategoriye girer179.

Zanlının ele geçirilme yöntemlerini beş grupta ele alabiliriz. Olaylarda, olayın özelliğine göre, bu beş safhayı uygulamak veya birinden, bir diğerine geçme süresi bazen bir, iki saniye olabileceği gibi bazen bir, iki gün sürebilir. Bu beş unsur şunlardır:

a) Sesle İkaz

Zanlıyı kaçmaması için ani, habersiz şekilde ele geçirmek esastır. Bu mümkün değil ise; teslim olması için çağrı yapılır. Bazen kişi davet şeklinde ikaz edilebilir. Ses ile yapılan ikazlar aşağıda belirtilen şekillerde olabilir:

— Söz ile ikaz: Zanlıya sözlü olarak hitap edilir. Bazı durumlarda sesi yüksekten mekanik veya elektronik megafonlar veya ışıklı yazı kullanılabilir.

— Siren sesi ile ikaz: İşlenmekte olan bir olayın mahalline ekip otosunun sireni açılarak gidilir. Burada amaç suçun işlenmesini önlemek veya suçu tamamlamadan bırakmasını sağlamaktır. Bir şahsın dövülmesi veya çok sayıda kişinin karıştığı kavgada yaklaşım, şüpheli kişilerin bir evin veya otosunun etrafına dolanmalarını önlemek için başvurulur. Amaç, suçun işlenmesini önlemek veya işlenmekte olan bir suçun devamını önlemektir.

179 CERRAH, s.32–34.

— Düdük sesi ile ikaz: Polisin vazgeçilmez donanımlarından biri olan düdük, siren sesi kadar etkilidir. Düdük sesi her insanın zihninde yer etmiştir ve otoriteyi temsil eder. İşlenmekte olan bir olayın üzerine gelen veya işlenecek bir suçu önlemek için olay yerine yaklaşan polis, çaldığı düdük ile caydırıcı olacaktır. Kavganın hırsı içerisinde kendini kaybetmiş, karşısındaki kişiye saldıran bir kişiyi, “dur, yapma, sakin ol” gibi insan sesi ile uyarmak veya kolundan tutmak sureti ile ayırmak çok zordur. Kavga eden kişi kolunu tutan polisi darp edebilir. Burada düdük çalarak yapılacak bir müdahale, kişinin şuur altındaki otorite bilincini uyaracaktır180.

b) Kas Gücü ile Müdahale

Sesli ikazlar ile teslim olmayan, direnen veya kaçmaya çalışan zanlıyı yakalamak için şahsın kolundan, elbisesinden tutmak gerekir. Cüssesi ve kondisyonu zanlıdan iyi olan polis bu durum karşısında zorlanmayacaktır. Ancak aksi durumda zanlı kaçacaktır. Kas gücü ile müdahalede, kişinin karşı koyması halinde polis aşağıda gösterilen çeşitli yollara başvuracaktır.

— El ve Kol kıvırma: Meslek eğitimlerinde yakın savunma dersi almış olan polis bu iş için yeterli bilgiye sahiptir.

— Kelepçe Takma: Yakalamada etkin bir yoldur. 5271 sayılı CMK’de 1412 sayılı CMUK’de bulunmayan bu husus düzenlenmiştir. Buna göre CMK’nın 93. maddesine göre, yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına, kendisi veya başkalarının hayat ve bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hallerinde kelepçe takılabilir.

YGAİAY’nin 6. maddesinde; “yakalanan kişinin kaçmasını, kendisine veya başkalarına zarar vermesini önlemek amacıyla kaba üst araması yapılarak, silâh ve bunun gibi unsurlardan arındırılması sağlanır. Kolluk kuvveti tarafından yapılan yakalama hâlinde işlem, yakalanan kişi ve uygulanan tedbirler derhâl Cumhuriyet Savcısına bildirilir. Yakalama sırasında suçun iz, emare, eser ve delillerinin yok edilmesini veya bozulmasını önleyecek tedbirler alınır.” alınır hükmü ile yakalama

esnasında polisin bir takım tedbirler uygulayabileceği hükme bağlanmıştır. Aynı yönetmeliğin, 7. maddesinde ise yakalanan kişinin;

— direnmesi,

— saldırıya yeltenmesi,

— saldırıda bulunması, durumunda kelepçe takılır denilmektedir.

Polis, disiplinine, merasimi ve topluluklardaki rolüne ve polis karakolları teşkilatı ve vazifelerine dair talimatnamenin 237/B maddesi, sanık durumunda olan veya herhangi bir nedenle gözaltına alınan şahısların veya mahkûm durumunda olanların, bir yerden başka bir yere sevkleri sırasında daha güvenli bir şekilde bu sevk işleminin yapılabilmesi için polise kelepçe takma yetkisi vermiştir.

Şartları doğmadan kelepçe kullanılması durumunda Anayasamızın 17. maddesi ve AİHS 5. maddede belirtilen kişilere insan haysiyeti ile bağdaşmayan aşağılayıcı muamele yasağı engeli ile karşılaşılabilir. AİHM’ye göre kelepçe takma eylemi bazı şartlarda, sözleşmenin 3. maddesi çerçevesinde, aşağılayıcı muamele sayılabilir. Bu şartlar şöyle sıralanabilir:

— Yakalamanın hukuka uygun olması gerekir.

— Kelepçe takma ile kişiye verilen fiziksel ve ruhsal zararın belirli bir seviyeye ulaşması gerekir. Muamelenin bu seviyeye ulaşıp ulaşmadığının değerlendirilmesinde işlem süresi, fiziksel ve ruhsal etkisi, mağdurun cinsiyeti, yaşı ve o anki sağlık durumu gibi etkenler dikkate alınmalıdır.

— Kelepçe takma ile mağduru aşağılama, kendisine olan saygısını kaybettirme amacı taşıması ve eylem sonucu mağdurun kişiliğinin olumsuz etkilenmesi gerekir. Bu noktada, eylemin kamuoyu önünde gerçekleşmesi dikkate alınması gereken bir etkendir. Bununla beraber, kelepçelemenin kamuoyu önünde meydana gelmesi eylemin aşağılayıcı muamele sayılmasının olmazsa olmaz şartı değildir. Kelepçelemenin sonucunda mağdurun kendisine olan saygısını kaybetmesi yeterlidir.

— Kelepçelenme, yakalanan kişinin direnmesi, kendisine veya başkasına zarar vermesi ihtimali, kaçma şüphesi veya delilleri karartma tehlikesi gibi haklı bir sebebe dayanmalıdır181.

Daha önce kanunda bu yetki mevcut değildi. Özgürlük kısıtlayıcı bir işlem olduğu için bunun yasalarca düzenlenmesi isabetli olmuştur. Esas olan kelepçe takılmaması olmakla beraber yukarıda sayılan belirtilerin varlığı hallerinde bu yetkinin kullanılması mecburiyeti doğar.

Anayasamızın 13. maddesinde; “temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.” denilmektedir. Kelepçe takmak özgürlük alanı ile ilgili olduğundan yakalamanın daha önceki bölümde değindiğimiz üzere hukuka aykırı olmaması gerekmektedir182.

YGAİAY’nin 18. maddesinde, küçüklerle ilgili özel hükümler başlığı altında 18 yaşından küçüklere kelepçe takılması konusu düzenlenmiştir. Bu maddenin 10. fıkrasında 18 yaşından küçüklere kelepçe takılması ile ilgili olarak; “küçüklerle ilgili işlemler mümkün olduğu ölçüde sivil kıyafetli görevliler tarafından yerine getirilir. Küçüklere kelepçe takılamaz.” hükmü bulunmaktadır.

Çocuklara kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. ÇKK’nın 18. maddesindeki;

“çocuklara zincir, kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. Ancak; zorunlu hâllerde

çocuğun kaçmasını, kendisinin veya başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlem

alınabilir.” hükmüne ve YGAİAY’nın 7. maddesindeki; “zorunlu hallerde şüpheli veya

sanığın kaçmasına, kendisinin veya başkasının hayat, beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlemlerin alınır.” hükümlerine göre gerektiği durumlarda polisçe çocuklara kelepçe takılabilir. Ancak, bu

181 ERYILMAZ, s.174.

182 YILDIZ, Arif/ KESKİN, H. İbrahim/ SAYAR, Özgür: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Kolluğun Adli Yetkileri, İstanbul, 2005, s.39.

hallerin varlığında dahi bir zorunluluk olmadığı unutulmamalıdır183.

— Yere Yatırmak Sureti ile Koruma: Yakalanan zanlı elleri kelepçeli veya serbest olarak polisin tam kontrolünde etraftan yapılacak muhtemel saldırılara hedef almaması için yüzü zemine gelecek şekilde yere yatırılabilir. Amaç ele geçen zanlının hasımları veya diğer şahıslar tarafından yapılacak saldırılardan korunmasıdır.

— Ekip Otosuna Bindirmek: Yakalanan şüphelinin ekip otosuna bindirilmesin de dikkatli olunmalıdır. Şüpheli otoya binmek istemeyebilir. Bu bakımdan kendisine zarar vermeden araca binmesinin sağlanması gerekmektedir.

— Kapalı Bir Yere Koymak: Yakalanan şüphelinin muhafazası mümkün değil ise veya ekip otosu da mevcut değil ise şahıs kapalı güvenli bir yere konulabilir. Amaç, tahmin edilmeyen tehlikelerden şüpheliyi korumaktır.

c) Zor Kullanma

Zor kullanmanın amacı cezalandırmak değil, şüpheli veya şüphelilerin polise karşı koymalarının, direnmelerinin etkisiz hale getirilmesidir. Zor kullanma, bir taktiktir. Mesela, tazyikli su, polis köpekleri, cop gibi araçları kullanmak bu taktiklerden bazılarıdır184.

d) Göz Yaşartıcı Gaz Kullanmak

Kişilerin gözlerine ve solunum sistemlerine etki ederek etkisiz kalmalarını sağlar. İnsan sağlığına etki eden ve kısa süreli kullanım özelliği bulunduğundan daha çok toplumsal olaylarda ve uzman kişiler tarafından kullanılmalıdır185.

183 YOKUŞ, “Yakalama”, s.50–51. 184 ŞAFAK/ BIÇAK, s.196–197.

Belgede Polisin zor kullanma yetkisi (sayfa 101-106)