• Sonuç bulunamadı

3. AYŞENİL ŞAMLIOĞLU’NUN SAHNELEDİĞİ OYUNLAR

3.2. Grotesk Üslupta Oyunlar

3.2.10. Orhan Asena’nın Sığıntı Adlı Oyunu

Sığıntı oyununun yazarı Orhan Asena, yazarlık serüvenine şiir ile başlamıştır.

Diyarbakır’da ilk ve ortaöğrenimini yapan yazar, lisenin çıkardığı ‘Dicle Kaynağı’

adlı dergide ilk şiirleri yayımlanırken 13 yaşındadır. Yazarın Devlet Tiyatroları’nda

56

ün yapmasını sağlayan ilk tiyatro eseri ‘Tanrılar ve İnsanlar’ (Gılgameş) adlı oyunudur. Orhan Asena’nın ‘Sığıntı’ adlı eseri Devlet Tiyatroları repertuarına 1982 yılında girmiş ancak 2004 yılına kadar hiç sahnelenmemiştir. Ayşenil Şamlıoğlu yazarın bu eserinin dünya prömiyerini gerçekleştiren ilk yönetmendir.

“Orhan Asena ‘Sığıntı’ da Osmanlı tarihinin pek de bilinmeyen bir aşamasını irdeler. Yüzeysel öyküde ‘taht kavgası’ vardır. Kanuni Sultan Süleyman’ın Hürrem Sultan’dan olan ve hayatta kalabilen iki oğlundan Şehzade Selim ile Şehzade Bayezid’in, geleceğin ‘sultan’ı olma umutlarının, onları ulaştırdığı kırılma noktasında yer alır. Şehzade Bayezıd’in, babasının gözünden düştüğü ve on beş bin kişilik ordusuyla Acem diyarında Şah Tahmasp’a sığındığı aşamada açılır oyun. ‘Yükseliş’ döneminin doruğuna ulaşmış Osmanlı İmparatorluğu’nun denetiminde olan Ortadoğu’da dengelerin yeniden gözden geçirilmesine fırsat tanıyan bir tarihsel ortam yaratılmıştır böylece. Osmanlı boyutundaki ‘iktidar kavgası’, Ortadoğu düzleminde, uluslararası boyutta bir ‘güç mücadelesi’ne bel vermiştir.”

(Yüksel,2004).

Yazar eserinde taht kavgasını esas almıştır. Yüzelsel görüntüde bu vardır. Oyunun özüne indiğimizde verilen mesaj;

“Devlet adamlarının, yaşamları söz konusu olsa bile ödün vermemesi gerektiği” dir (Şamlıoğlu,2004).

Oyun, Bayezid’in Şah Tahmasp’a sığınması ile başlamaktadır. Bu durum Osmanlı’da taht kavgalarının meşhur olduğu bir dönemde, Şah’ın eline geçen büyük bir fırsattır.

Birine sığınıyorsanız bunun belli bir diyeti de mutlaka olacaktır. Şah Tahmasp eline geçen bu büyük fırsatı iyi değerlendirmek düşüncesindedir. Şah’ın amacı Bayezid’i kızıyla evlendirmek ve kendi desteğiyle Bayezid’in Osmanlı tahtına oturmasını sağlamaktır. Kendi kızından olacak erkek çocuğun da Bayezid’tan sonra Osmanlı İmparatorluğunun başına geçmesini arzulayan Şah Tahmasp, bütün planlarını bu doğrultuda gerçekleştirmek istemektedir.

“Oyun Kanuni Sultan Süleyman’ın oğulları Selim ve Şehzade Bayezid’in arasındaki taht kavgası sonucunda Bayezid’in İran Şahı Tahmasp’a sığınmasını anlatıyor. Tahmasp’ın Bayezid üzerinde kurduğu planlar, onu bir tutsağa dönüştürüyor. Bayezid, Tahmasp’ın beklentilerini yerine getirerek ödün vermektense başını vermeyi tercih ediyor.” (Tanrısever,20004).

“Ayşenil Şamlıoğlu, Orhan Asena’nın eserinde, inançlara, ideolojilere, kendilerinden başkasına sorgusuz sığınanların ödeyecekleri bedelleri düşünüp düşünmedikleri sorunsalına ve ülkenin bir başka ülkeye sığınmasının trajik sonuçlarına parmak bastığını vurguladı.”

(Şamlıoğlu,2004).

“Orhan Asena’nın “Kanuni Sultan Süleyman Dörtlemesi” diye anılan oyunlarının sonuncusu olan “Sığıntı”, Şehzade Bayezid’in iktidar (erke) savaşımın sonunu konu alıyor. Orhan Asena’nın “Hürrem Sultan” ile (1959) başlayan ve birbirini doğuran bu dörtleme “Ya Devlet Başa, Ya Kuzgun Leşe” ve “İlk Yıllar (Roksolan)” ile birlikte Osmanlı Devleti’nin en güçlü ve

57

parlak dönemi sayılan bir evrede Kanuni’yle şehzadelerinin taht kavgalarının devlete yön veren olumsuz etkilerini anlatıyor.” (Sav,2004).

Ayşenil Şamlıoğlu, Sığıntı oyununda uyguladığı rejide, sahneyi üç bölüme ayırmıştır. Romantik Dönem’in sahneleme tekniklerinde karşılaşılan boyalı panolar gibi değişen boyalı perdeler bazı sahnelerin arka fonunu oluşturmaktadır. Bu uygulama sahne trafiğinin akıcı bir şekilde işlemesine ve eserin içinde yer alan eylemsel tabloların net ve temiz bir görüntü ile aktarılmasında oldukça işlevsellik katmıştır.

Ayrıca saydam perdeler ile sahne değişimlerinde gölge oyunları yapılarak oyunun akışı görsellikle zenginleştirilmiştir. Müzikler eşliğinde yapılan gölge oyunları, doğunun dans figürlerini ve Türk tiyatrosunun zengin motiflerini andıran hareketler ile yapılmaktadır. Gölge oyunları, genellikle kullanılan sahne değişimlerindeki sıkıcı ışık kapatma yerine Şamlıoğlu tarafından belirlenen reji uygulaması olarak, oyunu dinginlikten ve monotonluktan kurtarmaktadır.

Şamlıoğlu, “Sığıntı” oyununda makyaj tasarımında diğer oyunlarına göre daha yumuşak tonlamalar kullanmıştır. Bu uygulaması ile oyuncuların yüzlerinde ve sahnede görmek istediği karakterlerde maske oluşturmayı tercih etmemiştir.

Yalnız “Sığıntı” oyununda ön plana çıkan makyaj uygulaması, Şamlıoğlu’nun kadın makyajlarını erkek karakterlerin makyaj seçimine göre daha abartılı ve bir kaç ton daha belirgin yaptırmış olmasıdır. Şamlıoğlu’nun reji hamlesi olan bu uygulama ile sanatçı, kadın karakterlerin oyundaki baskın kişiliklerini görsel olarak belirginleştirmiş olmasıdır. Yalnız, kadın karakterlerdeki bu makyaj uygulamasının çok abartılı olmaması, Şamlıoğlu’nun sahne dramaturjisinin organik yapısının ve sahne görüntüsünde dengenin korunmasını sağlamıştır.

58

Şekil 3.12: Sığıntı, Ankara Devlet Tiyatrosu, 2004

“Şamlıoğlu oyunu üç ayrı düzlem oluşturan platformlara yerleştirmiş.

Platformlar arasında da saydam perdeler yer alıyor. Sık sık değişen tablolar, farklı niteliklerine göre değişik düzlemlerde yer alıyor. Mekanın değiştiği tabloların akışı – sahne karartma yerine – farklı ışık kullanımıyla yapılan

‘gölge oyunu’yla sağlanıyor. Görsel zenginlik de sağlayan bir akış...

başkişilerin duygu/düşünce düzeyinde yoğun bir deneyim ya da ilişki sergilediği tablolar ön düzeyde ve parlak ışık altında oynanıyor. Yazarın daha az yoğunlukla vurguladığı ilişkiler ise ikinci düzlemde, yer yer ‘stilize’

bir anlatımla, zaman zaman da saydam perdenin gerisinde yansıtılıyor. Bu düzlemde Şamlıoğlu çoğunlukla Türk ve Acem minyatürlerinin jest ve duruşlarını yansıtıyor.” (Yüksel,2004).

Şamlıoğlu, birçok oyununda karakterlere belirgin duruş imgeleri vermektedir. Bu oyunda da her karakteri ince işçilikten geçiren Şamlıoğlu, herbirine sahnede ayrı bir duruş görüntüsü kazandırarak izleyicilerin imgelemlerinde kalıcı bir karakter görüntüsü oluşturmuştur. Şamlıoğlu’nun bu uygulaması karikatür dergilerinde görülen karakter duruşlarını anımsatmaktadır. Sanatçının reji hamlesi olan bu uygulama ile Şamlıoğlu, sahnede gerçekliği kırmıştır. Özellikle kadın oyuncuların hareketsel devinimlerini müzik eşliğinde koreografik ve esnek bir şekilde tasarlatan Şamlıoğlu, sahnede gerçekliği kırarken, oyuna sanki bir karikatür dergisinin sayfalarını çeviriyormuşcasına bir izlenim katmıştır. Ayrıca bu karakteristik imgeler oyuna masalsı bir atmosferde kazandırmıştır.

“Oyuncular ‘tonlama’ dan ‘telaffuz’a ‘kusursuz’ bir Türkçe seslendiriyor, Şah Tahmasp’ı canlandıran Rüştü Asyalı’nın Şehzade Bayezid’de Tayfun

59

Erarslan’ın başı çektiği ekip (İhsan Sanıvar, Kurtuluş Şakirağaoğlu, Osman Nuri Ercan, Nesrin Üstkanat, Şahin Ergüney, Tolga Tuncer, Evren Çağrı Turan, Didem Hun, Celal Murat Usanmaz ve Hüseyin Yunus Çakıroğlu) oyunu alıp götürüyor.” (Yüksel,2004).

Dekor tasarımlarını Suar Şeylan’ın yaptığı, giysi tasarımı Funda Karasaç, ışık tasarımı Mehmet Yaşayan, müzikler Can Atilla ve hareket düzeni Handan Ergiydiren Yakut’a ait olan Sığıntı oyunu; yönetmen Ayşenil Şamlıoğlu’na 2005 yılında ‘Sanat Kurumu Yılın Yapımı Ödülü’nü kazandırmıştır.