• Sonuç bulunamadı

Saray ve Orduda Eğitim Kurumları

A. OSMANLI DEVLETİ’NDE KLASİK DÖNEM EĞİTİM SİSTEMİ

2. Saray ve Orduda Eğitim Kurumları

a. Saray Mektepleri

Şehzadegan Mektebi

Osmanlı Devleti’nde XVI. yüzyıl sonlarına kadar şehzadeler, Lala ve Atabey unvanını taşıyan aydın, tecrübeli kimseler eşliğinde sancak beyliğine, eyalet valiliğine atanır ve burada özel bir eğitim eşliğinde bizzat tecrübe kazanarak yetişirlerdi.

I. Ahmet devrinden itibaren başlayarak şehzadelerin sarayda denetim altında tutulmaları yeni bir eğitim düzenini kaçınılmaz kılmıştır. Bu sebeple Darüssade ağasının dairesinin üst katında hanedan mensuplarına özel bir mektep olan Şehzadegan Mektebi açılmıştır. Kur’an okuma, yazı, ilmihâl, hanedan tarihi dersleri alan kız ve erkek çocuklar 8-10 yaşlarına gelene kadar burada eğitimlerine devam etmiştir30.

29 Fahri Unan, a.g.m., s. 92, 97-100, 102-104.

30 Necdet Sakaoğlu, Osmanlı Eğitim Tarihi, İletişim Yayınları, İstanbul 1993, s. 47.

Enderun Mektebi

Osmanlı sarayı padişahların yaşam yeri olmasının yanında aynı zamanda devletin en yüksek idare merkeziydi. Bu nedenle saray teşkilatı devletin gelişmesine paralel olarak gelişmekteydi. Osmanlı saray teşkilatı Bursa ve Edirne’den sonra31 İstanbul’un fethedilmesiyle inşa edilen Topkapı Sarayı ile son şeklini almıştır. Saray birun, enderun ve harem olmak üzere başlıca 3 kısımdan oluşmaktaydı32

Enderun, sarayın iç kısmı anlamına gelmekteydi ve aynı zamanda bir eğitim kurumuydu. Bu eğitim kurumunun temel amacı; sarayda, orduda ve devlet işlerinde görev alacak donanımlı kişiler yetiştirmekti. Fatih Sultan Mehmet zamanında açıldığı33 bilinen bu mektebe Türkler alınmaz, mektebin talebelerini devşirmeler oluştururdu34. Mektepten seçilen gençler Edirne Sarayı, Galata Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı ve İskender Çelebi Sarayı gibi hazırlık saraylarına gönderilir, burada başarılı olanlar Saray-ı Hümayuna alınır, diğerleri ise Yeniçeri, Sipahi Ocağı gibi yerlerde görevlendirilirdi. Enderun-ı Hümayuna geçenler kendi aralarında kademelere ayrılarak eğitim göreceği odaya gönderilirdi35.

Enderun mektebinde eğitim başlıca altı kadamede verilirdi ve bunların çeşitli görevleri vardı36. Kapı ağasının maiyetinde olan büyük ve küçük odalar, padişahın av esnasında kullandığı doğanlara bakan doğancılar odası, hünkârın çamaşırları, elbiseleri ile ilgilenen seferli odası, sarayın yiyeceği ve içeceği ile ilgilenen kiler odası, hazinenin korunması ile meşgul olan hazine odası ve gece gündüz padişahın hususi hizmetinde bulunan kapı ağasından sonra en rütbeli kişilerin eğitim aldıkları has odadan oluşmaktaydı37.

31 Ülker Akkutay, Enderun Mektebi, Gazi Üniversitesi Yayınları No: 38, Ankara 1984, s. 19.

32 Topkapı Sarayı ve sarayın kısımları hakkında ayrıntılı bilgi için Bkz: Necdet Sakaoğlu, Saray-ı Humayun, Denizbank Yayınları, İstanbul 2002; Ahmet Şimşirgil, Topkapı Sarayı, Timaş Yayınları, İstanbul 2016.

33 İlhan Başgöz, Türkiyenin Eğitim Çıkmazı ve Atatürk, TC. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1995, s. 156.

34 Osman Ergin, Türkiye Maarif Tarihi, Cilt I, Osmanbey Matbaası, İstanbul 1939, s. 6.

35 İlhan Tekeli-Selim İlkin, a.g.e., s. 19.

36 Ülker Akkutay, a.g.e., s. 3, 6.

37 Osman Ergin, a.g.e., s. 7-8

Bu odalarda eğitim sekiz yıl zorunlu olmak üzere toplamda 12-14 yıl sürüyordu. Kadroların boşalması, padişah cülusu vb. nedenler dolayısıyla yayımlanan fermanlarla odalarda 20-30 kişi bırakılarak, öğrenciler ya bir üst odaya gönderilir ya da görevlerine başlarken alt kademeden gelenlerle aynı odalara alınır ve yeni düzenlemeler yapılırdı. Her ne kadar okutulan dersler, medresede okutulan dersleri kapsıyor olsa da Enderun Mekteplerinde Türkçe ile Edebiyat, Coğrafya, harita yapımı, tarih, siyaset, savaş sanatı, hattatlık, tezhip, oymacılık, minyatür yapımı, mimarlık ve musiki eğitimi gibi dersler de yer alıyordu. Öğrencilerin yeteneklerine göre eğitim görmelerine olanak tanınıyordu. Türkçe okuma-yazma, Arapça, Kur’an ve din dersleri tüm öğrencilerin gördüğü dersler arasında idi38.

Öğrencilerin devşirmelerden seçilmesi dinsel eğitimin yanında farklı alanlarda da eğitim vermesi ve bünyesinde barındırdığı öğrencilerin hiçbir sınıf, soyluluk farkı gözetilmeksizin devletin en yüksek kademelerinde görev almaları Enderun Mekteplerinin en önemli özelliklerini oluşturmuştur. Bu mektep de hafızlar, müezzinler, şairler, bestekârlar, askerler, nakkaşlar, mimarlar, veziriazamlar, tarihçiler vb. pek çok alanda önemli şahıslar yetiştirilmiştir. II. Mahmut’un 1826’da yeniçeri ocağını kaldırması ve reformlara başlaması nedeniyle değişimlere ayak uyduramayan Enderun Mektebinin resmi statüsü kaldırılmış39 ve 1909 senesinde tamamen kapatılmıştır40.

38 İlhan Tekeli-Selim İlkin, a.g.e., s. 19-20.

39 Cahit Yalçın Bilim, a.g.e., s. 13-14.

40 Ülker Akkutay, a.g.e., s. 19.

b. Askeri Mektepler

Acemi Oğlanlar Mektebi

Osmanlı Devleti’nin kısa zaman içinde Anadolu ve Rumeli’de hızla fetihler yaparak topraklarını genişletmesi memleketin memura, askere ve saray için hizmetlerde bulunacak kişilere olan ihtiyacını arttırmıştı. Devlet de bu açığını kapatmak için savaşlarda ele geçirilen esirlerden yararlanma yoluna gitti. İslamî esaslara göre savaşlarda ele geçirilen esirlerin beşte bir padişaha ait idi41. Acemi Oğlanlar adı verilen bu devşirme çocuklarının yaşları 8-20 arasında idi. İstanbul’a getirilerek burada yeniçeri ağası tarafından kontrol edildikten sonra uygun olanları acemi defterine kayıt edilir ve sünnet ettirilerek Müslüman olmaları sağlanırdı.

Genelde yeniçeri ağası tarafından kontrol edilen bu çocuklar padişahın kontrolünden de geçer yetenekli, gösterişli olanlar yetiştirilmek üzere Edirne Sarayı, Galata Sarayı, İbrahim Paşa Sarayı, İskender Çelebi Saraylarına gönderilirlerdi. Vücut olarak gelişmiş, iri yarı olan çocuklar Bostancı ocağına gönderilirken geri kalanı ise 3-8 yıl süre ile Türk ailelerin yanına yerleştirilerek Türk-İslam yaşam tarzını öğrenmeleri sağlanırdı. Bu ailelerin yanında Türkçeyi öğrenen, memleketin yaşam şartlarına alışan acemi oğlanlar bu aşamadan sonra askerî anlamda kendilerini yetiştirmek üzere Gelibolu ve İstanbul’da kurulmuş olan acemi oğlanları ocaklarına yollanırlardı.

Buradaki eğitimin tamamlanmasından sonra da yeniçeri ocağına gönderilirdi42. Okuma-yazma öğretilmeyen bu ocakları tam manasıyla mektep olarak adlandıramayız fakat burada eğitilen kimselere yeni bir kimlik ve kişilik kazandırması, askeri manada eğitim vermesi ve askeri disiplin çerçevesinde talimler yaptırması açısından önemli olmuştur. Acemi oğlanlar ocağı, varlığını XVIII.

yüzyılın sonlarına kadar sürdürmüş ancak bu tarihten itibaren devşirme sisteminin işlerliğini kaybetmesiyle birlikte kapanmıştır43.

41 Osman Ergin, a.g.e., s. 21.

42 Hasan Ali Koçer, a.g.e., s. 19.

43 Necdet Sakaoğlu, Osmanlı…, s. 44.

c. Diğer Mektepler

Osmanlı eğitim sistemi içerisinde yer alan tam anlamıyla bir mektep olarak değerlendiremeyeceğimiz bir takım kurumlar da mevcuttu. Top yapılan ve top yapımına dair birtakım bilgilerin öğretildiği Tophane, kılıçhane, tüfekhane, humbarahane, mehterhane gibi kurumları bu bağlamda sayabiliriz.

Memur Mektepleri

Bir memur okulu mahiyetinde olan Babıâli kendisine bağlı Divan-ı Hümayun, Bab-ı Seraskeri, Bab-ı Fetva vb. dairelerde çalışan tecrübeli memurlar, yeni atananlara bildiklerini aktararak onların alanlarda uzman bir memur olmalarına vesile olmuşturlar44. Bu okullar Tanzimat Döneminde de devlet dairelerine, Donanma ve orduya memur yetiştirmeye devam etmiştir45.