• Sonuç bulunamadı

2. KONAKLAMA İŞLETMELERİNDE İŞLETME SERMAYESİ DÜZEYİNİN

2.2. İşletme Sermayesi Etkinliği

2.2.1. Optimal İşletme Sermayesi Miktarının Belirlenmesi

Bir işletmenin faaliyetlerini aksatmadan yürütebilmesini sağlayacak ve aynı zamanda işletme karlılığını en fazla arttıracak düzeyde işletme sermayesini döner varlıklara bağlaması son derece önemlidir. Bu nedenle, işletme sermayesi yönetiminde etkinliğin sağlanması, öncelikli olarak işletmenin gereksinim duyduğu optimal işletme sermayesi düzeyinin belirlenmesi bağlıdır.

Çok değişik faktörlerin etkisinde bulunan, işletme sermayesi miktarının gereğinden az veya çok olmasının işletme karlılığını ters yönde etkilemesi ve işletme faaliyetleri açısından olumsuz sonuçlar doğurması konuya daha da hassasiyet kazandırmaktadır. İşletme sermayesi miktarının gereğinden az veya çok olmasının doğurduğu olumsuz sonuçları şöyle sıralamak mümkündür75.

İşletme sermayesi kalemlerine yapılan yatırımlar gereğinden çok olduğunda işletme açısından bu tür yatırımların maliyeti artacaktır. Bu durum çeşitli

nedenlerden kaynaklanabilir. Birincisi bu varlıkların finansmanında yabancı kaynaklar kullanılmış ise finansman giderleri artacak, öz kaynaklar kullanılmış ise öz kaynağın alternatif kullanım alanından sağlayacağı kardan firma yoksun kalacaktır.

İşletme sermayesi kalemlerine yapılan yatırımların gereğinden az olması da işletme açısından bir maliyet unsuru oluşturur. Örneğin işletme rakiplerinin müşterilerine tanıdığı kredi vadelerini tanıyamazsa satışları zayıflatabilir. Stok düzeyindeki yetersizlik müşteri taleplerinin karşılanamaması sonucunu doğurabilir. Bütün bunlar işletmenin potansiyel pazara girmesinin ve elindeki mevcut pazarı korumasını engelleyebilir.

İşletme sermayesi miktarındaki yetersizlik işletmenin vadesi dolmuş borçlarını ödeyememesine ve iflasa sürüklenmesine neden olabilir. Bu nedenlerden dolayı her işletmenin kendisi için optimal işletme sermayesi miktarını belirlemesi büyük önem taşımaktadır.

Bir işletmede işletme sermayesi düzeyi belirlenirken bazı noktaların dikkate alınması gerekir. Bunlar 76;

• İşletmede ne gereğinden fazla ne de gereğinden eksik nakit bulundurulmamalıdır. Dönen varlıklar arasında likiditesi en yüksek olan ve aynı zamanda karlılığı en düşük olan nakit değerlerdir. Özellikle enflasyonist ortamlarda fazla nakitler yatırımlara dönüştürülemediği sürece hızla değer kaybına uğrar. Bu nedenle, fazla nakitlerin yeni yatırımlara yönlendirilmesi gerekir.

• Günümüzde hızla gelişen para piyasaları işletmelerin likit değerlerini günlük işlemlerde değerlendirebilmelerine olanak tanımaktadır. Bu durum, işletme sermayesi yönetiminde dönen varlıklara bağlanan kaynakların karlılığını göreli olarak arttırılabilmesine ve böylece döner varlıklara yapılacak yatırımın düzeyini yükselterek daha az risk alınmasına olanak tanımaktadır.

• Son yıllardaki para piyasalarında meydana gelen değişimler, işletmelerin satışlarını artırabilmek için müşterilerine kredili satış yapmalarına zorlamaktadır. Ancak, kredili satışlar işletmenin alacaklarının düzeyini arttırmaktadır. Bu durum, daha fazla sermayenin alacaklara bağlanmasına ve

76 Münevver Nalçacı, A. g. e. , s: 9.

tahsillerde bazı sorunlara neden olmaktadır. Bu nedenle, işletmenin alacaklara bağlayacakları sermayenin getirisi ile götürüsünü iyi ayarlamaları gerekmektedir.

• Optimum stok düzeylerinin belirlenmesi, stok maliyetlerinin en aza indirilmesini ve dolayısıyla, stoklara bağlanan sermayenin etkin kullanımını sağlamaktadır. Her işletme faaliyet alanına ve kendine özgü koşulları dikkate alarak, üretimi aksatmayacak şekilde stoklara bağlanan sermayeyi en aza indirmeye çalışmalıdır.

• İşletmeler bir taraftan faaliyetlerini yürütürken en az kasa, alacak ve stok bulundurarak sermayenin karlılığını artırmak isterken, diğer taraftan da geleceğin belirsizliği nedeniyle kısa vadeli borçlarını denetim altında tutmak isterler. Böyle bir ikilem içinde, işletme sermayesi politikalarının bir bakıma risk ve kar arasında optimum bir dengenin kurulmasına dayandığını söyleyebiliriz.

2.2.2.Optimal İşletme Sermayesi Miktarının Belirlenmesinde Karlılık ve Risk Faktörleri

Bir finans yöneticisinin üzerinde durması gereken en önemli konu, işletmenin gereksinim duyduğu işletme sermayesi miktarını belirlemektir.

Döner varlıkların kendileri açısından en uygun miktarını belirlemeye çalışan yöneticiler, karlılık ve risk arasındaki değişimi göz önüne almalıdırlar77. Gelir ve risk, finansal yapının optimum olarak belirlenmesinde iki anahtar değişkendir78. Döner varlık miktarının belirlenmesinde karlılık ve risk arasında bir denge sağlama ihtiyacını doğuran temel neden döner varlıkların sabit varlıklara nazaran verimliliklerinin daha düşük olmasıdır. Varlıkların likidite değerleri arttıkça verimlilik düzeyleri azalır. Döner varlıklar içerisinde likiditesi en yüksek olan para ve para yerine geçen varlıklardır. Para doğrudan bir mal ya da hizmetin üretiminde kullanılan bir girdi olmayıp, girdilerin satın alımında kullanılan bir araç olduğu için kullanılmadığı zamanlarda değerinden kaybeder79.

77 Münevver Nalçacı, A.g. e. , s. 10. 78 Öcal Usta, A.g. e. , s. 42.

79 Osman Tekok, “Finansal Yönetim: Finansal Planlama Yatırım Politikası”, Ankara, 1977, s.146.

Para verimli yatırımlarda kullanılmadığı zaman bir maliyeti yaratır. Alacaklar ise işletmenin kredili satışları sonucunda doğar ve kredili satışlardan amaç satış hacmini arttırmaktır80.

Stoklar kasa ve alacaklara nazaran daha yüksek verimliliğe sahip iseler de, sabit varlıklar uzun süre üretim süreci içerisinde kullanılıp devamlılığı ve üretim hacminin genişlemesini sağladıkları için döner varlıklara nazaran daha verimli sayılırlar(48).

Bu nedenlerden dolayı döner değerlere gereğinden fazla yatırım yapılması, konaklama işletmeleri için daha üretken olan sabit varlıklara o oranda az yatırım yapılmasına neden olur. Böylece atıl kalan işletme sermayesi miktarının kara katkısı olmadığı halde getireceği maliyet unsurları sebebiyle karlılık azalır. Buna karşılık, döner varlıklara yapılan yatırım fazlalığı işletmede yerine getirilmesi gereken sorumluluklara karşı bir rahatlık sağlayacaktır. Böylece ödeme güçlüğü çekmeyen işletme riski de azaltmış olacaktır.

Diğer yandan, işletmenin döner varlıklara en az oranda yatırım yapması sabit varlıklara o oranda daha fazla yatırım yapması sabit varlıklara o oranda daha fazla yatırım yapmasına neden olacak ve karlılık en üst seviyeye çıkacaktır. Fakat böyle bir durum riski de yükseltir. Ayrıca işletme ödeme güçlüğü çeker ve sorumluluklarını yerine getiremeyecek duruma düşer.

Tüm bu sebeplerden dolayı, risk ve karlılık faktörleri arasında dengeyi sağlayacak optimal miktar belirlenmelidir.

İşletme sermayesinin miktarı karlılık ve risk faktörleri göz önüne alınarak tespit edilmiş olsa bile, faaliyet süresince bir takım yönetim zayıflıkları yanlış politikalar yüzünden ihtiyaca cevap veremez hale gelebilir. İşletme sermayesinin yetersiz hale gelmesinin temel nedeni faaliyet zararlarıdır. İşletmeler;

1. Satış hacminin maliyetleri karşılayacak düzeyde olmaması veya satış fiyatının maliyetlere göre düşüklüğü;

2. Maliyetler artarken satış ve hasılatın artmaması;

3. Tahsili imkânsız hale gelen alacakların yarattığı aşırı masraflar gibi nedenlerle faaliyet zararına uğrayabilirler81.

80 Münevver Nalçacı, A.g. e. , s.10. 81 Münevver Nalçacı, A.g. e. , s.11.

Faaliyet zararlarının dışında olağanüstü zararlar, stokların piyasa değerinin düşmesi, büyüyen işletme sermayesi ihtiyacının uygun fonlarla karşılanamaması, yanlış kar dağıtım politikası izlenmesi, döner fonların döner olmayan aktiflere yatırılması, vadesi dolan optigasyonlu borçların ödenmesi için gerekli fonların hazırlanmamış olması gibi nedenlerle de işletme sermayesi yetersiz hale gelebilir82. İşletme yönetiminin kontrol edebildiği zararlar, her işletme sermayesi kalemi için ayrı ayrı ele alınmalıdır. Böylece, belirlenen işletme sermayesi miktarı optimal düzeyde de tutulabilir.