• Sonuç bulunamadı

1.5. Çocuklarda Görülen Bazı İstenmeyen Davranışlar

1.5.8. Olumsuz Sosyal Gelişim

Sosyal yönden geli şmiş olan bir kişi, içinde yaşadığı toplumun beklentilerine ve kurallar ına uygunluk gösterir. Kendi ihtiyaçlar ı ve istekleri ile toplumun ihtiyaçları arasında dengeyi sağlayabilir. Birlikte yaşadığı insanlarla yardımlaşmayı, paylaşmayı, işbirliği içinde ya şamayı başarır ve duygular ını içinde ya şadığı kültüre uygun bir biçimde ifade edebilir. Bu nedenle çocu ğun bu özellikleri kazanabilmesi, özgüvenini geli ştirebilmesi, çevresindekilerle iyi ili şkiler kurabilmesi, topluma iyi uyum sa ğlayabilen bir yeti şkin olabilmesi büyük ölçüde okulöncesi dönemdeki deneyimlerine dayanmaktad ır. Bu geli şmede çocu ğun çevresindeki insanlar ın davranışlarını gözlemlemesiyle sa ğlanmaktadır (Yavuzer, 1985; Ça ğdaş, 2000; Kulaksızoğlu, 2003). Çünkü hiçbir çocuk sosyal ve antisosyal olarak do ğmaz. Çocuğun ilk y ıllarındaki sosyal geli şim, onun daha sonraki sosyal davran ışlarının temelini olu şturur (Ça ğdaş, 2000; Kulaks ızoğlu, 2003). Kre şe ba şlamak ilk akran gruplarıyla kar şılaşma oldu ğu için önemli bir geli şimsel ad ımdır ve bu dönem davranışsal ve duygusal zorluklara neden olabilir (Perren, Wyl, Stadelmann, Bürg ın ve Kl ıtzıng, 2006:867). Ayr ıca çocuklar ın akran ili şkilerinin niteli ği sonraki yıllardaki duygusal sa ğlıkları ve geli şimleri için önemlidir (La Greca ve Stone, 1993:17).

Ya şamın ilk ba şlangıcında görülen sosyal davran ış, bebeklerin annelerine olan ba ğlılığıdır (Gizir, 2002). Aile içinde ba şlayan bu sosyal geli şim, arkada ş ilişkileri ve okuldaki yaşantılarla devam eder (Gizir, 2002).

Ya şamın ikinci y ılındaki h ızlı geli şme, çocu ğun birçok yönden çevresi ile bağımsız ili şkiler kurmas ına imkân sa ğlar (Gizir, 2002). Bütün bu ili şkiler sonucunda, taklit, utanma, fiziksel ve sosyal ba ğımlılık, otoritenin kabulü, rekabet, sosyal i şbirliği, kar şı koyma gibi sosyal tepkiler görülmeye ba şlar (Yavuzer 1985; Aslan, 1997). Çocuk kendisini özerk bir varl ık olarak tan ımaya ba şlar, karars ız ve isyankârdır (Baykan, Ömero ğlu ve Temel, 1998; Ayd ın ve Ayd ın, 1999). Üç

yaşında çocuk; ba şka çocuklarla ili şkilerini geli ştirir, grup halinde oynamaya ve oynarken birbirleriyle konu şmaya ba şlar, kendini daha iyi tan ır ve yabanc ılara yaklaşmakta ki ürkek tutumu azalır (Yavuzer, 1985; Baykan ve ark., 1998; Aydın ve Aydın, 1999; Oktay, 2000). Dört ya şına gelen çocuk, daha sakin, daha uyumlu ve hareketlerini kontrol edebilecek durumdad ır. Sürekli soru sorar, konu şma ve etkinliklerinde mizah anlay ışını sergiler ve çevresini tan ıma çabas ı içindedir (Yavuzer, 1985; Oktay, 1995; Cirhinlio ğlu, 2001). Be ş ya ş, çevresine ili şkin keşiflerde bulundu ğu, çevresini giderek geni şlettiği, yeti şkin deste ğine daha az ihtiyaç duyduğu, kimi sorumlulukları almaya hazırlandığı bir dönemdir ve ba şladığı işi bitirmeyi sever (Ayd ın ve Ayd ın, 1999; Oktay, 2000). Be ş ya ş çocu ğu yüksek düzeyde toplumsalla şmış bir birey görünümündedir (Yavuzer, 1985:120). Alt ı yaşında ki çocuk ise; yeti şkinlere daha az ba ğımlı olarak arkada şlarıyla daha çok ilişki kurar, sosyal bilinci artm ıştır, davran ışları daha dü şünceli ve i şbirliklidir, gelişimleri aç ısından büyük a şamalar kaydetmi şlerdir ve k ızlarla erkekler aras ında roller ve kulland ıkları malzemeler konusunda farkl ılıklar görülür (Oktay, 2000; Cirhinlioğlu, 2001; Gizir, 2002).

Willoughby ve arkada şlarının (2001) 3-5 ya ş aras ı çocuklarda yapt ıkları incelemelerde, çocuklar ın %40’ ı her gün en az bir antisosyal davran ış göstermi ş ancak çocuklar ın sadece %10’unda çok yüksek oranlarda antisosyal davran ış görülmüştür (Akt. Hay ve ark., 2004: 91).

Baz ı çocuklar, ço ğu akran ı taraf ından kabul görürken baz ıları reddedilir. Akran kabulü çocu ğun ruhsal bozukluk ya şama riski aç ısından önemlidir. Öte yandan bozuklu ğu olan çocuklar akranlar ı taraf ından reddedilir (Hay ve ark., 2004:91). Arkada şlık seçimlerinde ya ş büyüdükçe cinsiyet fark ı artarak önem kazanır (Gleason, Gower, Gleason ve Hohmann, 2005:341). Benenson (1993) okul öncesi dönemde k ız çocuklar ının iki veya üç ki şilik arkada şlıklar, erkek çocuklarının ise daha geni ş grup arkada şlıklar kurduklar ını belirtmi şlerdir (Akt: Gleason ve ark., 2005:343).

Palut (2003) okulöncesi k ızların erkeklere oranla daha kolay arkada ş edindiklerini, kız çocuklarının hem erkeklerle hem k ızlarla oynadıkları halde, erkek çocukların sadece erkeklerle arkada şlık kurmayı tercih ettiklerini ara ştırması sonucu belirtmiştir (Palut,2003:316).

1.5.9. Güvensizlik

Çocuklar ın kendilerine güvenmeleri onlar ın ileri y ıllarda ba şarılarında etkendir. Ebeveynler ve ö ğretmenler çocu ğun davran ışlarına dayal ı olarak kendine güveni konusunda ç ıkarımlarda bulunabilir. Davran ışsal zorluklar ço ğunlukla çocuğun kendine güveninin dü şük olmas ıyla ili şkili görülür. Kendine güven çocuğun ruh haliyle kendini gösterebilir. Olumlu ruh halinde olan çocuk s ınıf faaliyetleriyle ilgili ve co şkulu şeklinde alg ılanabilir. Olumsuz ruh haline sahip çocuklar ise çevresinden daha fazla ilgi görebilir (Fuchs-Beauchamp, 1996:

204,205). Çocuklar ın kendilerini farkl ı bir nesne olarak dü şünmeleri ve düşüncelerini ba şka ki şilere söylemekte zorluk ya şamaları ayr ıca kendine güveni

tam olarak yans ıtacak maddelerin belirlenmesindeki zorluklar çocuklar ın

kendilerine güvenlerinin ölçülmesini zorla ştırmaktadır (Fuchs-Beauchamp, 1996:204).

Lindenf ıeld (1997:10-19), özgüveni iç ve d ış olarak ikiye ay ırmıştır. İç özgüveni kişinin kendisinden memnun ve kendisiyle bar ışık olduğuna dair inancı ve bu konuda hissettikleri; d ış özgüveni ise, ki şinin dışarıya kendisinden emin oldu ğu görüntüsünü vermesi ve davranmas ı şeklinde aç ıklamış ve çocuklarda güvenin temelini atmaya çal ışırken iç ve d ış özgüven aras ındaki dengenin iyi kurulmas ı gerektiğini belirtmi ştir. Çocuklara özgüveni kazand ırmada gerekli olan özellikleri ise; sevgi, güven, model, ili şkiler, sa ğlık, kaynaklar, destek ödüller olarak 8 kategoriye ayırmıştır.

Humphreys (1999:12,155,156) özgüvenin sevilebilir olma duygusu ve yeterli olma duygusu şeklinde iki merkezi boyutunun oldu ğunu belirtmi ş ve çocuklar ın özgüvenini yükseltmek için yap ılması gerekenleri s ıralamıştır: Samimi olmak, çocuklara kişisel zaman ayırmak, yaşamı çocuklarla paylaşmak, çocuklardan yardım ve öneri istemek, sözlü ve sözsüz olumlu davranışlar.

BÖLÜM 2