• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM

2.2. Veri Toplama Araçları

2.2.4. Đlişkide Yükleme Ölçeği

Đlişkide Yükleme Ölçeği (Relationship Attribution Measure), ikili ilişkilerde eş davranışlarını açıklamak amacıyla Bradbury ve Fincham (1992) tarafından geliştirilmiştir. Đlişkide yükleme, 6 basamaklı Likert tipi 24 maddelik

bir ölçektir. Ölçekte yüklemeler dört varsayımsal eş davranışı ile değerlendirilir. Ölçeğin Türkçe’ye uyarlaması Tutarel- Kışlak (1995) tarafından yapılmıştır. Ölçeğin nedensellik ve sorumluluk olmak üzere iki alt boyutu vardır. Her iki alt boyutun da üçer alt boyutu vardır. Nedensellik boyutunda, odak, istikrar ve genellik; sorumluluk boyutunda ise, niyet, güdü ve suçlama alt boyutları vardır. Ölçekte her bir madde 1 ile 6 arasında puan almaktadır. Đlişkide Yükleme Ölçeği ile yüklemelere ilişkin toplam puan hesaplanabilmesinin yanında nedensel ve sorumluluk yüklemelerine ve bunların alt boyutlarına ilişkin puanlar da hesaplanabilmektedir. Yükleme boyutlarının iç tutarlılık katsayıları .71 ile .91; test-tekrar test güvenirlik değerlerinin ise .56 ile .82 arasında değiştiği belirtilmiştir. Ölçekte ters puanlanan madde bulunmamaktadır.

2.3. Đşlem

Veri toplama araçları bölümünde söz edilmiş olan ölçeklere bir adet yönerge de eklenerek ölçek bataryası oluşturulmuştur. Ölçek bataryaları her birey için ayrı zarflara konularak hazırlanmıştır. Katılımcılardan kimlik bilgileri istenmemiştir. Ölçeklerin uygulanması 30-35 dakika arasında değişmiştir.

3. BÖLÜM

BULGULAR

Bu araştırmanın amacı, evli bireylerin olumlu yanılsama düzeyleri, yüklemeleri ve ilişki bağlanımları arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Bu bağlamda, öncelikle evli bireylerin cinsiyet ve eğitim düzeylerine göre sözü edilen değişkenler açısından farklılık gösterip göstermedikleri araştırılmıştır.

Daha sonra, olumlu yanılsama düzeyi düşük ve yüksek olan grupların ilgili değişkenler açısından karşılaştırılması amaçlanmıştır. Son olarak da, aşamalı regresyon analizi ile evlilikte olumlu yanılsamayı yordayan değişkenlerin belirlenmesi amaçlanmıştır.

3.1. Katılımcıların OÇÖ, ĐĐÖ ve ĐYÖ ile Đlişkisel Değişkenlerden Aldıkları Puanlara Đlişkin Bulgular

Bu çalışmada, katılımcıların olumlu yanılsama, ilişki istikrarı ve ilişki yükleme düzeylerinin ve ilişkisel değişkenlerden aldıkları puanların cinsiyet ve eğitime göre farklılaşıp farklılaşmadığının bulunması amaçlanmıştır. Bu amaçla, öncelikle katılımcıların eğim düzeyleri kategorik bir değişken haline getirilerek, düşük eğitim ve yüksek eğitim olmak üzere iki düzeye getirilmiştir.

Buna göre, “ilköğretim ve lise mezunu” olanlar düşük eğitim grubu, “üniversite ve lisansüstü mezunu” olanlar ise yüksek eğitim grubu olarak ele alınmıştır.

Daha sonra, örneklem grubuna cinsiyet (2) x eğitim (2) faktöriyel desenine uygun çok yönlü varyans analizi (MANOVA) uygulanmıştır.

Çok yönlü varyans analizi sonuçlarına göre, cinsiyet ve eğitim temel etkileri ile cinsiyet- eğitim ortak etkisinin Wilks’ Lambda değerleri bazı bağımlı değişkenler yönünden anlamlı farklar olduğuna işaret etmektedir (Wilks’

Lambda değerleri sırasıyla .74, .84, .90; F değerleri sırasıyla 6.93, 3.55, 2.13;

p<.05). Tüm değişkenlere uygulanan MANOVA sonuçlarından elde edilen ANOVA’lar Đçin F Değerleri Çizelge 1’de gösterilmiştir. Bulunan sonuçlar alt başlıklar halinde aşağıda gösterilmiştir.

Çizelge 1. Tüm Değişkenlere Uygulanan MANOVA Sonuçlarından Elde Edilen

ANOVA’lar Đçin F Değerleri (Tüm Analizler Đçin s.d= 1-343)

Değişkenler Cinsiyet Eğitim CinsiyetXEğitim Hata

Varyansı

3.1.1. Olumlu Yanılsama Ölçeğinden Alınan Puanlar ile Đlgili Bulgular

Eğitim düzeyi düşük ve yüksek olan kadın ve erkek katılımcıların, olumlu yanılsama ölçeğinin toplam puanı ve ölçeğin alt boyutlarından aldıkları puanların ortalamaları Çizelge 2’de gösterilmektedir.

Çizelge 2. Katılımcıların Olumlu Yanılsama Ölçeğinden ve Ölçeğin Alt Boyutlarından Aldıkları Puanlara Đlişkin Ortalamalar

Cinsiyet ve Eğitim Ortak

Cinsiyet temel etkisinin katılımcıların olumlu yanılsama ölçeğinden

idealleştirilmiş çarpıtma düzeyi üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (F1-343= 5.52; p<. 05, 2 η2= .02). Çizelge 2’de de görüldüğü gibi, erkeklerin idealleştirilmiş çarpıtma düzeyleri (x= 19.01, s= 3.99) kadınlarınkinden (x= 18.06, s= 4.64) anlamlı olarak yüksektir. η2 η

Etkisi araştırılan bir diğer değişken de eğitimdir. Sonuçlara bakıldığında, eğitimin olumlu yanılsama ölçeğinden alınan toplam puanlar üzerinde anlamlı etkisinin olduğu görülmektedir (F1-343= 20.67; p< .05, 2 η2=

.06). Eğitim düzeyinin olumlu yanılsama ölçeğinin alt boyutları olan evlilik doyumu (F1-343= 21.16; p<. 05, η2= .06), idealleştirilmiş çarpıtma (F1-343= 14.45; p<. 05, η2= .04) ve evliliğe ilişkin ideallerden (F1-343= 19.13; p<. 05, η2= .05) alınan puanlar üzerinde de anlamlı etkisinin olduğu saptanmıştır.

Bu sonuçlara göre, eğitim düzeyi yüksek olan bireylerin (x= 39.51, s=

6.52), eğitim düzeyi düşük olanlara göre (x= 35.88, s= 7.62) evlilik doyumu puanlarının anlamlı olarak yüksek olduğu görülmektedir. Eğitim düzeyi yüksek olan evli bireylerin idealleştirilmiş çarpıtma puanlarının da (x= 19.37, s= 4.07) eğitim düzeyi düşük olan evli bireylere göre (x= 17.53, s= 4.51) anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıştır. Bir başka olumlu yanılsama alt boyutu olan evliliğe ilişkin idealler açısında da benzer sonuçlara ulaşılmıştır.

Eğitim düzeyi düşük olan (x= 43.48, s= 9.85) evli bireylerle karşılaştırıldıklarında eğitim düzeyi yüksek olan (x= 48.03, s= 8.60) bireylerin evliliğe ilişkin idealler puanları anlamlı olarak yüksektir. Olumlu yanılsama

yanılsama düzeyleri (x= 106.92, s= 18.42) eğitim düzeyi düşük olanlara göre (x= 96.90, s= 20.86) anlamlı olarak yüksektir.

Yapılan çok yönlü varyans analizi sonuçlarına göre, cinsiyet ve eğitim ortak etkisinin olumlu yanılsama ölçeğinden alınan toplam puanlar üzerinde anlamlı etkisinin olduğu görülmektedir (F1-343= 11.61; p< .05, η2= .03). Ayrıca bu ortak etkinin olumlu yanılsama ölçeğinin alt boyutları olan evlilik doyumu (F1-343= 6.34; p<. 05, η2= .02), idealleştirilmiş çarpıtma (F1-343= 14.89; p<. 05, η2= .04) ve evliliğe ilişkin ideallerden (F1-343= 12.48; p<. 05, η2= .04) alınan puanlar üzerinde de anlamlı etkisinin olduğu saptanmıştır. Bu ortak etkinin kaynağına Tukey Kramer testiyle bakılmıştır. Yapılan analiz sonuçlarına göre, eğitim düzeyi düşük olan kadınlarla (x= 92.36, s= 20.81) karşılaştırıldığında, eğitim düzeyi yüksek olan kadınların (x= 108.94, s=

18.23) olumlu yanılsama toplam puanlarının daha yüksek olduğu görülmektedir (q1-343 = 8.30; p<.05). Ayrıca, eğitim düzeyi düşük olan kadınlarla (x= 92.36, s= 20.81) karşılaştırıldığında da, eğitim düzeyi düşük olan erkeklerin (x= 102.08, s= 19.81) olumlu yanılsama puanlarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulunmuştur (q1-343 = 4.56; p<.05). Evlilik doyumu alt boyutunda, yüksek eğitimli kadınların (x= 40.15, s= 6.29) düşük eğitimli kadınlara göre (x= 34.76, s= 7.38) daha yüksek puanlar aldıkları saptanmıştır (q1-343 = 743; p<.05). Cinsiyet ve eğitim ortak etkisinin idealleştirilmiş çarpıtma boyutu üzerindeki etkisine bakıldığında, eğitim düzeyi yüksek olan kadınların (x= 19.68, s= 4.22) eğitim düzeyi düşük olan

kadınlara göre (x= 16.23, s= 4.44) idealleştirilmiş çarpıtma puanlarının yüksek olduğu görülmektedir (q1-343 = 7.99; p<.05). Bununla beraber, eğitim düzeyi düşük olan erkeklerin (x= 19.03, s= 4.13) idealleştirilmiş çarpıtma puanları eğitim düzeyi düşük kadınlara göre (x= 16.23, s= 4.44) daha yüksektir (q1-343 = 6.07; p<.05). Benzer sonuçlarla, düşük eğitimli kadınlarla karşılaştırıldığında (x= 41.38, s= 10.08) yüksek eğitimli kadınların (x= 49.11, s= 8.42) evliliğe ilişkin idealleri puanlarının yüksek olduğu saptanmıştır (q1-343= 8.25; p<.05). Düşük eğitimli kadınlarla (x= 41.38, s= 10.08) karşılaştırıldığında da, düşük eğitimli erkeklerin (x= 45.90, s= 9.06) evliliğe ilişkin idealler puanlarının yüksek olduğu saptanmıştır (q1-343= 4.52; p<.05).

3.1.2. Đlişki Đstikrarı Ölçeğinden Alınan Puanlarla Đlgili Bulgular

Eğitim düzeyi düşük ve yüksek olan kadın ve erkek katılımcıların, ilişki istikrarı ölçeğin alt boyutlarından aldıkları puanların ortalamaları Çizelge 3’te gösterilmektedir.

Çizelge 3. Katılımcıların Đlişki Đstikrarı Ölçeğinden ve Ölçeğin Alt Boyutlarından Aldıkları Puanlara Đlişkin Ortalamalar

Cinsiyet ve Eğitim Ortak

Değerlendirme Erkek 30.84 (15.91) N=77

Cinsiyetin, ilişki istikrarı ölçeğinden alınan puanlar üzerindeki etkisine bakıldığında, cinsiyetin seçeneklerin niteliğini değerlendirme üzerinde anlamlı etkiye sahip olduğu söylenebilir (F1-343 = 15.95; p<.05, η2= .04).

Bu sonuca göre, erkeklerin seçeneklerin niteliğini değerlendirme puanları (x= 31.33, s= 14.54) kadınlarınkinden (x= 25.52, s= 12.37) anlamlı olarak yüksektir. Cinsiyetin ilişki yatırımı (F1-343 = 12.08; p<. 05, η2= .03) ve

ilişki bağlanımı (F1-343= 4.27; p<. 05, η2= .01) üzerinde de etkisi olduğu görülmektedir. Buna göre, erkeklerin (x= 47.06, s= 11.00) ilişkilerine, kadınlara göre (x= 42.86, s= 11.05) anlamlı olarak daha fazla yatırım yaptıkları söylenebilir. Đlişki bağlanımına bakıldığında ise, kadınların ilişki bağlanımı düzeyleri (x= 49.39, s= 8.90) erkeklere göre (x= 47.27, s= 9.66) anlamlı olarak yüksektir.

Eğitim açısından incelendiğinde ise, katılımcıların sadece ilişki doyumları üzerinde eğitimin anlamlı etkisi olduğu görülmektedir (F1-343= 15.06; p<. 05, η2= .05). Bu sonuca göre, eğitim düzeyi düşük olan (x= 49.95, s= 14.04) katılımcılarla karşılaştırıldığında, eğitim düzeyi yüksek olan (x= 55.22, s= 10.24) katılımcıların ilişki doyumlarının daha yüksek olduğu söylenebilir.

Đlişki istikrarı ölçeğinden alınan puanlar üzerinde cinsiyet ve eğitimin ortak etkisi anlamlı bulunmamıştır.

3.1.3. Đlişkide Yükleme Ölçeğinden Alınan Puanlara Đlişkin Bulgular

Eğitim düzeyi düşük ve yüksek olan kadın ve erkek katılımcıların, ilişkide yükleme ölçeğinden aldıkları puanların ortalamaları Çizelge 4’te gösterilmektedir.

Çizelge 4. Katılımcıların Đlişkide Yükleme Ölçeğinden ve Ölçeğin Alt

Đlişkide yükleme ölçeğinin alt boyutları üzerinde cinsiyetin etkisine bakıldığında, cinsiyet temel etkisinin sadece nedensel yüklemenin alt boyutu olan odak (F1-343= 16.94; p<. 05, η2= .05) ve sorumluluk yüklemesinin alt boyutu olan suçlama puanları (F1-343= 5.50; p<. 05, η2= .02) üzerinde anlamlı etkiye sahip olduğu görülmektedir. Çizelge 4’te de görüldüğü gibi, odak boyutunda kadınlar (x= 15.07, s= 4.47) erkeklerden (x= 13.01, s= 4.88) daha yüksek puan almışlardır. Suçlama boyutunda da benzer bir sonuçla, kadınların aldıkları puanlar (x= 10.55, s= 5.07) erkeklerinkinden (x= 9.41, s=

4.86) anlamlı olarak daha yüksektir.

Etkisi incelenen bir diğer değişken olan eğitimin ilişkide yükleme ölçeğinin nedensel yüklemeler boyutunda yer alan istikrar (F1-343= 8.81; p<.

05, η2= .03) ve genellik (F1-343= 12.68; p<. 05, η2= .04) boyutları ile sorumluluk yüklemelerinin kasıt (F1-343= 7.97; p<. 05, η2= .02), güdü (F1-343= 22.58; p<. 05, η2= .06) ve suçlama (F1-343= 13.23; p<. 05, η2= .04) olmak üzere tüm boyutlarında anlamlı etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Bu sonuçlara göre, yüksek eğitimli bireylerle (x=11.13, s=4.55) karşılaştırıldığında, düşük eğitimli bireylerin (x= 12.74, s= 5.22) istikrar boyutundan aldıkları puanlar anlamlı olarak yüksektir. Benzer bir sonuçla genellik boyutunda da, eğitim düzeyi düşük olan katılımcıların (x= 11.67, s=

4.69) genellik puanlarının eğitim düzeyi yüksek olanlardan (x= 9.84, s= 4.42) fazla olduğu görülmektedir. Aynı şekilde, kasıt boyutundan alınan puanlar açısından da, düşük eğitim düzeyinde olan bireylerin (x= 9.96, s= 4.74)

yüksek eğitimli bireylere göre (x= 8.49, s= 4.41) anlamlı olarak daha yüksek puanlar aldıkları görülmektedir. Yüksek eğitim düzeyinde olan bireylerle karşılaştırıldığında (x= 8.59, s= 4.52), düşük eğitim düzeyinde olan bireylerin (x= 11.18, s= 5.34) güdü boyutundan anlamlı olarak daha yüksek puan aldıkları saptanmıştır. Son olarak, benzer bir sonuçla, eğitim düzeyi yüksek olan bireylerle karşılaştırıldığında (x= 9.08, s= 4.52), eğitim düzeyi düşük olan bireylerin (x= 11.07, s= 5.31) suçlama boyutundan da anlamlı olarak yüksek puan aldıkları görülmektedir.

Bu temel etkiler dışında, nedensel yüklemelerin alt boyutunda yer alan genellik (F1-343= 5.18; p<. 05, η2= .02) ve sorumluluk yüklemelerinin alt boyutunda yer alan suçlama (F1-343= 5.35; p<. 05, η2= .02) boyutlarında cinsiyet ve eğitim düzeyi ortak etkisi mevcuttur. Bu ortak etkinin kaynağına Tukey Kramer testiyle bakılmıştır. Yapılan analiz sonuçlarına göre, yüksek eğitimli kadınlarla karşılaştırıldığında (x= 9.32, s= 4.28) düşük eğitimli kadınların (x= 12.17, s= 4.80) genellik boyutundan aldıkları puanların daha yüksek olduğu görülmektedir (q= 6.09; p<.05). Suçlama boyutu için de benzer bir bulgu elde edilmiştir. Buna göre, yüksek eğitimli kadınlarla karşılaştırıldığında (x= 9.09, s= 4.40) düşük eğitimli kadınların (x= 12.20, s=

5.30) genellik boyutundan da daha yüksek puanlar aldıkları görülmektedir (q=

6.20; p<.05). Son olarak, eğitim düzeyi düşük olan kadınların (x=12.20, s=

5.30) eğitim düzeyi düşük olan erkeklere göre (x= 9.77, s=5.04) suçlama

boyutundan aldıkları puanların anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmektedir (q= 4.54; p<.05).

3.1.4. Đlişkisel Değişkenlerle Đlgili Bulgular

Araştırmada, katılımcılara olumlu yanılsama ile ilişkili olabileceği düşünülen sorular sorulmuştur. Bu sorular, eşin idealdeki eşe yakınlığı, eşi ile birbiri için yaratıldığını düşünme, eşin ilişkiye bağlılığı konusudaki algı ve evliliğin ilk yılları ile karşılaştırıldığında, şimdi alınan doyum derecesi gibi ilişkisel değişkenlerle ilgilidir. Đlişkisel değişkenlerle ilgili yapılan karşılaştırma sonuçları Çizelge 5’te verilmiştir.

Çizelge 5. Katılımcıların Đlişkisel Değişkenlerden Aldıkları Puanlara

Cinsiyet temel etkisinin sadece, eşin idealdeki eşe yakınlığı üzerinde anlamlı etkiye sahip olduğu saptanmıştır (F1-343= 8.70; p<.05, η2= .03).

Çizelge 5’te de görüldüğü gibi, erkeklerin (x= 5.82, s= 1.56) eşlerini ideallerindeki eşe yakın görme puanları kadınlara (x= 5.37, s= 1.58) göre anlamlı olarak daha yüksektir.

Eğitim temel etkisinin eşin idealdeki eşe yakınlığı (F1-343= 12.64; p<.05, η2= .04) ve eşi ile birbiri için yaratıldığını düşünme puanları (F1-343= 7.45;

p<.05, η2= .02) üzerinde anlamlı etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlara göre, eğitim düzeyi yüksek olan bireylerin (x= 5.87, s= 1.28) eşlerini ideallerindeki eşe yakın görme puanları eğitim düzeyi düşük olanlara göre (x= 5.25, s= 1.81) daha yüksektir. Ayrıca, düşük eğitimli bireylerle karşılaştırıldığında (x= 6.15, s= 1.38), yüksek eğitimli bireylerin (x= 6.29, s=

1.00) eşleri ile birbirleri için yaratıldığını düşünme puanlarının da anlamlı olarak yüksek olduğu görülmektedir.

Cinsiyet ve eğitim ortak etkisinin ilişkisel değişkenlerden sadece eşin idealdeki eşe yakınlığı puanları üzerinde mevcut olduğu görülmektedir (F 1-343= 6.61; p<.05, η2= .03). Tukey Kramer testiyle yapılan ikili karşılaştırma sonuçlarına göre, yüksek eğitimli kadınların (x= 5.84, s= 1.19) düşük eğitimli kadınlara göre (x= 4.83, s= 1.80) eşlerini ideallerindeki eşin özelliklerine daha yakın gördükleri saptanmıştır (q= 6.39; p<.05). Bununla birlikte, eğitim düzeyi düşük olan kadınlarla karşılaştırıldığında (x= 4.83, s= 1.80) eğitim düzeyi düşük olan erkeklerin eşlerini ideallerindeki eşin özelliklerine daha yakın gördükleri saptanmıştır (q= 5.39; p<.05).

3.2. Olumlu Yanılsama Düzeylerine Göre Oluşturulan Grupların ĐĐÖ ve ĐYÖ ile Đlişkisel Değişkenlerden Aldıkları Puanlar Açısından Karşılaştırılması

Katılımcıları olumlu yanılsama düzeyleri açısından düşük ve yüksek grup olarak belirlemek amacıyla, öncelikle örneklem olumlu yanılsama ölçeğinden alınan toplam puan açısından ortalamanın (x= 102.15, s= 20.22) bir standart sapma üstü ve bir standart sapma altı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Buna göre, ortalamanın bir standart sapma üstü 122 ve bir standart sapma altı 82 olarak bulunmuştur. Böylece evli bireyler olumlu yanılsama düzeyleri yüksek (olumlu yanılsama>122, n=56) ve düşük (olumlu yanılsama< 82, n= 59) olmak üzere iki uç gruba ayrılmıştır. Daha sonra bu gruplar Đlişki Đstikrarı ile Yükleme Ölçeklerinden ve bazı ilişkisel değişkenlerden aldıkları puanlar açısından karşılaştırılmışlardır. Sonuçlar Çizelge 6’da gösterilmiştir.

Çizelge 6. Olumlu yanılsama ölçeğinden yüksek ve düşük puan alan grupların ilişki istikrarı ile yükleme ölçeklerinden ve ilişkisel değişkenlerden aldıkları puanlar açısından karşılaştırılması

Olumlu Yanılsama > 122 (N=56)

Olumlu Yanılsama<

82

(N=59)

x Ss x Ss T

Đlişki Đstikrarı Ölçeği

Đlişki Doyumu 63.20 2.94 34.49 14.66 14.74*

Seçeneklerin Niteliği 18.28 10.86 36.86 14.48 7.81*

Đlişki Yatırımı 49.46 10.44 36.41 10.93 6.55*

Đlişki Bağlanımı 53.54 1.56 37.76 14.40 8.36*

Đlişkide Yükleme Ölçeği

Nedensel Yükleme 27.09 10.28 47.47 11.07 10.22*

Sorumluluk Yüklemesi 16.91 5.89 43.20 13.51 13.64*

Đlişkisel Değişkenler

Eşin idealdeki Eşe Yakınlığı 6.70 .60 3.56 1.85 12.36*

Eşi ile Birbiri Đçin Yaratıldığını

Düşünme 6.63 .95 3.10 1.86 12.88*

Eşin Đlişkiye Bağlılığı

Konusundaki Algı 6.86 .44 5.15 1.89 6.73*

Evliliğin Đlk Yıllarına Göre Şuan

Alınan Doyum Düzeyi 6.71 .68 3.42 2.02 11.83*

*p<.05

Çizelge 6’da da görüldüğü gibi, olumlu yanılsama düzeyi yüksek olan bireylerin ilişkilerinden aldıkları doyum (x= 63.20, s= 2.94), olumlu yanılsama düzeyi düşük olanların ilişkilerinden aldıkları doyumdan (x= 34.49, s= 14.66) yüksektir. Buna karşılık, olumlu yanılsama düzeyi düşük olan evli bireylerin (x= 36.86, s= 14.48), yüksek olanlara göre (x= 18.28, s= 10.86) seçeneklerin niteliğini daha olumlu değerlendirdikleri bulunmuştur. Đlişki yatırımı açısından bakıldığında, olumlu yanılsama düzeyi yüksek olan bireyler (x= 49.46, s= 10.44) olumlu yanılsama düzeyi düşük olan bireylerle (x= 36.41, s= 10.93) karşılaştırıldıklarında ilişkilerine daha fazla yatırım yapmaktadırlar. Benzer bir sonuçla, olumlu yanılsama düzeyi düşük bireylerle karşılaştırıldıklarında (x= 37.76, s= 14.40), yüksek olan bireylerin (x= 53.54, s= 1.56) ilişkilerine daha fazla bağlı oldukları gözlenmektedir.

Buna karşılık, olumlu yanılsama düzeyi yüksek olan bireylerin (x= 27.09, s= 10.28) düşük olanlara göre (x= 47.47, s= 11.07) nedensel yükleme puanlarının daha düşük olduğu gözlenmektedir. Benzer şekilde, olumlu yanılsama düzeyi yüksek olan bireylerin (x= 16.91, s= 5.89) düşük olanlara göre (x= 43.20, s=13.51) sorumluluk yüklemeleri açısından da daha düşük puanlar aldıkları görülmektedir.

Olumlu yanılsama ile ilişkisel değişkenler arasındaki ilişkiye bakıldığında ise, öncelikle olumlu yanılsama düzeyi yüksek olan bireyler (x= 6.70, s= .60) düşük olanlarla karşılaştırıldıklarında (x= 3.56, s= 1.85) eşlerini

ideallerindeki eşe daha yakın gördükleri bulunmuştur. Ayrıca, olumlu yanılsama düzeyi yüksek olan bireylerin (x= 6.63, s= .95) düşük olanlara göre (x= 3.10, s= 1.86) daha fazla eşleri ile birbirleri için yaratıldıklarını düşündükleri ortaya çıkmaktadır. Eşlerinin mevcut evliliklerinde kalmaya ne derece bağlanmış oldukları sorusundan, olumlu yanılsama düzeyi yüksek olan bireyler (x= 6.86, s= .44), düşük olanlara göre (x= 5.15, s= 1.89) daha yüksek ortalamalara sahiptirler. Son olarak, olumlu yanılsama düzeyi yüksek olan bireylerin (x= 6.71, s= .61) düşük olanlara göre (x= 3.42, s= 2.02) evliliklerinin ilk yıllarıyla karşılaştırıldığında aldıkları doyumun artmakta olduğu gözlenmektedir.

3.3. Değişkenler Arasındaki Korelasyonlar

Evli bireylerin olumlu yanılsama düzeyleri ve değişkenler arasındaki korelasyon değerleri Ek- 1’de gösterilmektedir. Bu bölümde ise, sadece araştırmanın amacı için önemli görülen korelasyon değerlerinden bahsedilecektir.

3.3.1. Olumlu Yanılsamalar ve Bazı Değişkenler Arasındaki Korelasyonlar

Yapılan korelasyon analizi sonucunda, olumlu yanılsama toplam puanının; ilişki doyumu (r= .81, p<.05), ilişki yatırımı (r= .40, p<.05) ve ilişki

p<.05), evlilik süresi (r= -.09, p<.05), seçeneklerin niteliğini değerlendirme (r=

-.44, p<.05), nedensel yükleme (r= -.60, p<.05) ve sorumluluk yüklemeleriyle (r= -.69, p<.05) de olumsuz yönde anlamlı ilişkili olduğu görülmektedir.

Olumlu yanılsama alt boyutlarından olan evliliğe ilişkin idealleştirme;

ilişki yatırımı (r= .41, p<.05) ve ilişki bağlanımı (r= .63, p<.05) ile olumlu yönde, nedensel (r= -.56, p<.05) ve sorumluluk yüklemeleriyle (r= -.65, p<.05) olumsuz yönde ilişkilidir. Đdealleştirilmiş çarpıtma alt boyutu; eşin idealdeki eşe yakınlığı (r= .70, p<.05) ve eşi ile birbirleri için yaratıldığını düşünme (r= .70, p<.05) ile olumlu yönde, çocuk sayısı (r= -.17, p<.05) ve seçeneklerin niteliğini değerlendirme (r= -.43, p<.05) ile olumsuz ilişkilidir.

Son olarak evlilik doyumu alt boyutunun ise; ilişki bağlanımı (r= .51, p<.05) ve eşi ile birbirleri için yaratıldığını düşünme (r= .60, p<.05) ile olumlu yönde, nedensel (r= -.60, p<.05) ve sorumluluk yüklemeleriyle (r= -.67, p<.05) olumsuz yönde ilişkili olduğu görülmektedir (Tüm değerler için Ek -1’e bakılabilir).

3.4. Regresyon Analizi Sonuçları

Bu çalışmanın temel amacı, evli bireylerin olumlu yanılsama düzeylerini yordayan değişkenlerin belirlenmesidir. Bu amaçla, olumlu yanılsama eğilimini ve olumlu yanılsama ölçeğinin alt boyutları olan evlilik doyumu, idealleştirilmiş çarpıtma ve evliliğe ilişkin idealleri yordayan değişkenleri saptamak amacıyla aşamalı (stepwise) hiyerarşik regresyon

analizleri yapılmıştır. Analiz aşamasında her bir öçeğin alt ölçekleri bloklar halinde alınmıştır. Hem kuramsal açıklamalar hem de değişkenler göz önüne alındığında, evlilikte olumlu yanılsamaları yordaması açısından regresyon şu şekildedir. Birinci blokta, yaş, gelir, evlilik sayısı ve süresi, çocuk sayısı ve evlilik öncesi tanışma süresi demografik değişkenler olarak girilmiştir. Đkinci blokta olumlu yanılsama ile ilişkili olabileceği düşünülen ilişkisel değişkenler (örneğin; eşin idealdeki eşe yakınlığı, eşi ile birbiri için yaratıldığını düşünme, eşin ilişkiye bağlanma derecesi ve evliliğin ilk yılları ile karşılaştırıldığında şimdi alınan doyum derecesi) analize girmiştir. Üçüncü blokta ilişki istikrarı ölçeğinin ilişki doyumu, seçeneklerin niteliğini değerlendirme, ilişki yatırımı ve ilişki bağlanımı alt boyutları, dördüncü ve son olarak da ilişkide yükleme ölçeğinin odak, istikrar, genellilik, suçlama, güdü ve boyutları analize girmiştir. Aşağıda tüm katılımcılar için olumlu yanılsama eğilimini yordayan değişkenleri saptamak için olumlu yanılsama ölçeği ve alt boyutlarına yapılan regresyon analizlerinin sonuçları verilmektedir.

3.4.1. Olumlu Yanılsama Toplam Puanı Đçin Yapılan Regresyon Analizi Sonuçları

Çalışmanın amacı doğrultusunda, öncelikle olumlu yanılsama toplam puanlarını yordayan değişkenleri belirleyebilmek için aşamalı (stepwise) hiyerarşik regresyon analizi yapılmıştır. Sonuçlar Çizelge 7’de gösterilmiştir.

Çizelge 7. Olumlu Yanılsama Toplam Puanlarını Yordayan Değişkenler

Olumlu Yanılsama ile Đlişkili Değişkenler

Birbiri için yaratıldığını düşünme .49 .44 300.93 1.25 .68 .11 değişkenlerden yalnızca “çocuk sayısı”nın yordayıcı gücünün anlamlı olduğu görülmüştür (F1-345 = 17.57; p<.05). Daha sonra denkleme olumlu yanılsama ile ilişkili olabileceği düşünülen değişkenler eklendiğinde, bunlardan, eşi ile birbirleri için yaratıldığını düşünme (F2-344= 166.88; p<.05), eşin idealdeki eşe olan yakınlığı (F3-343 = 127.07; p<.05) ve eşin ilişkide kalmaya bağlanma

derecesinin (F4-342= 103.85; p<.05) olumlu yanılsamayı anlamlı olarak yordadığı belirlenmiştir. Eşi ile birbirleri için yaratıldığını düşünmenin eklenmesiyle olumlu yanılsamada açıklanan varyans %49’a yükselmiştir.

Eşin idealdeki eşe olan yakınlığının eklenmesiyle bu sayı %53’e çıkarken, eşin ilişkide kalmaya bağlanma derecesinin eklenmesiyle de açıklanan varyans % 55 olarak belirlenmiştir. Üçüncü blokta analize giren değişkenlerden ilişki doyumu (F5-341= 146.47; p<.05) ve seçeneklerin niteliğini

Eşin idealdeki eşe olan yakınlığının eklenmesiyle bu sayı %53’e çıkarken, eşin ilişkide kalmaya bağlanma derecesinin eklenmesiyle de açıklanan varyans % 55 olarak belirlenmiştir. Üçüncü blokta analize giren değişkenlerden ilişki doyumu (F5-341= 146.47; p<.05) ve seçeneklerin niteliğini

Benzer Belgeler