Olay Örgüsü

Roman giriş bölümü hariç 3 bölümden oluşmaktadır. Her bölümde kendi içinde birçok bölümden oluşur. Bölümler birbirinin devamı niteliğindedir. Yani bölüme bağlı olarak anlatılan olay ya da kişi değişmez. Dolayısıyla bölümler arasındaki geçişler de bir bütünlük ifade eder. Ancak ana bölümler, zaman ve olay açısından birbirinden ayrılır. Her ne kadar kronolojik sıra takip edilse de, bazı bölümler geriye dönüşler üzerine kurulmuştur.

Giriş bölümünde, olayların geçtiği kasaba tanıtılır. Bu kasabanın geçmişten olay zamanına kadar geçen macerası kısaca anlatılır. Yazar anlatacağı romanın ipuçlarını bu bölümden itibaren vermeye başlar. Dolayısıyla mekanın olaylar üzerindeki etkisi romanın başından itibaren okura sezdirilir.

1.Bölümde küçük bir sel felaketinden bahsedilirken roman kahramanlarından bir kısmı da tanıtılır. Olaylar bu bölümde başlar. Kamil, Şerife’yi sıkıştırır ve bu durum Hatice Teyze tarafından görülür. Hatice Teyze gördüklerini biraz da abartarak Şerife’nin

ailesine yetiştirir. Şerife’nin annesi de babası da büyük tepki gösterir. Buradan itibaren düğümler atılmaya başlanır. Ayrıca roman kahramanlarının iç çatışmaları da gözler önüne serilir. Kamil Şerife’yi sıkıştırdığı gerekçesiyle, Şerife’nin babası Hafız Mustafa tarafından jandarmaya şikâyet edilir. Bu arada olaylar tüm kasabada duyulur. Kasabalının gözünde Şerife yavaş yavaş olumsuz bir kimliğe bürünmeye başlar. Bu olayların başlamasına sebep olan kişi, yani Kamil istenmez ve daha önceden Şerife’yi almak isteyen Galip’e, Hatice Teyze’nin de araya girmesiyle kız verilir. Galip de kendi içinde Şerife’nin güzelliği ile hakkında söyleneler arasında, çatışma yaşamaya başlar. Bu evlilikteki en önemli etken mal varlığıdır. Galip zengin olduğu için tercih edilmiştir. Ancak bu evlilik özellikle de Galip’in annesi Seher tarafından istenmez. Bunun sebebi Seher’in çirkin, Şerife’nin ise güzel olmasıdır. Seher’in psikolojisi üzerinde güzellik ve çirkinlik kavramlarının farklı bir yeri vardır. Kamil, bu evlilik kararını kaldıramaz. Önce Galip’i öldürmeyi düşünmüşse de araya giren dostları sayesinde, bu kararından vazgeçer ve kasabadan kaçar. Birinci bölümde olaylar çok hızlı gelişir ve sonuca bağlanır. Đkinci bölüme geçerken akıllarda kalan soru işaretleri Kamil’in ne yaptığı, Şerife’nin evlendikten sonraki durumu ve davranış şeklidir.

Đkinci bölüm başladığında Şerife evleneli dört ay olmuştur. Geriye dönüşle bu dört ay anlatılır ve bir önceki bölümde atılan düğümlerin bir kısmı çözülür. Şerife’yi gerdek gecesinden itibaren bir yarım kalmışlık hissi rahatsız etmeye başlamıştır. Galip’i sevemez. Ayrıca yeni evinde bir hizmetçi gibi kullanılmaktadır. Kaynanası ile arası çok kötüdür. Kaynanasının ev işlerine yardım amacıyla yanına aldığı Fadime bile, daha büyük bir itibar sahibidir. Bu sıkıntılara dayanamayan Şerife babasının evine döner. Ama bu gidiş çok sürmez ve Galip’in diretmesiyle Şerife geri getirilir. Bu arada Şerife’nin kayınpederi Nalbantoğlu Yahya Efendi, Fadime’yle birlikte olur. Fadime çok çirkindir, üstelik hamile kalmıştır. Yahya Efendi, bu olayın duyulmasından çok, Fadime gibi oldukça çirkin bir kızla birlikte olmasından dolayı insanların kendisiyle alay edeceğinden korkar. Fadime ise tehditle para sızdırmaya başlamıştır Yahya Efendi’den. Bu arada Şerife ile kayın biraderi Şükrü arasında bir elektriklenme olmaya başlar. Şerife’nin evde yalnız olduğu bir gün Şükrü eve gelir ve yıkanmakta olan Şerife’ye saldırır ve Şerife’yle birlikte olur. Şerife de bu işe gönülsüz yaklaşmamıştır. Bu olaydan sonra Şükrü de Şerife de büyük bir çatışmaya sürüklenmiştir. Şükrü yaptığı hatayı

kaldıramaz ve arkasında “günahkârım” yazılı bir not bırakarak intihar eder. Şükrü ile Şerife’nin yaşadıklarını hiç kimse öğrenemez. Bu arada Yahya Efendi, oğlunun intihar etme sebebi olarak Fadime’yle ilişkisini ortaya atar. Burada bir babanın babalık duyguları ile kendi itibarı arasındaki çatışmaya tanık oluruz. Babalık duyguları kaybeder. Fadime’nin hamileliği, ölmüş Şükrü’nün üzerine kalır ve Yahya Efendi’nin otelinde çalışan Yakup’la evlendirilir. Bu arada Şerife’nin aklı hala Kamil’dedir ancak Kamil’den hiçbir haber yoktur. Bölümün sonuna doğru olaylar biraz durulmuşken Şerife’nin arkadaşı Ayşe, Kamil’den bir mektup getirir. Kamil mektupta sevdiğini yazmaktadır. Şerife mektubu yakmaya kıyamaz ve saklar. Mektup bir hafta sonra Galip tarafından bulunur ve Şerife kendini Galip’in elinden zor kurtarır. Galip Şerife’yi hemen boşar ve olaylar bütün kasabada duyulur. Şerife büyük bir tepki toplar. Baba ocağında kimse yüzüne bakmaz. Hatta babası yataklara düşer ve insan içine çıkamaz çünkü yapılan büyük bir namussuzluktur. Burada Şerife’nin babası Hafız Mustafa Efendi’nin iç çatışması önemlidir. Hafız Mustafa Efendi bu olayları hak etmediğini düşünürken, kendi günahlarıyla da hesaplaşır. Ama bu hesaplaşma Şerife’ye karşı olan davranışlarını değiştirmez. Bu bölümden geriye kalan en büyük soru işareti, Kamil’in bundan sonraki tavrının ne olacağıdır.

Üçüncü bölüme başlandığında aradan on yıl geçmiştir. Şerife evlenmiş ve biri erkek biri kız, iki çocuk sahibi olmuştur. Bu on yıllık süre geriye dönüşle ana hatlarıyla anlatılmıştır. Baba evinde büyük sıkıntılar çekmiş, dışarı çıkmasına izin verilmemiş, uzun süre camın önünde bile oturamamıştır. Dışarıya çıkmaya başladıktan sonra, ilk önce Teyzesinin oğlu Osman’ın tecavüzüne uğrar ancak bu tecavüz de, Şükrü olayında olduğu gibidir. Yani Şerife’nin karşı koyması söz konusu değildir. Bir süre sonra da derenin yanında ayaklarını yıkarken üç adam tarafından kaçırılır ve tecavüz edilir. Bu olay da bütün kasabada duyulur. Aradan geçen zamanın ardından, hiç de iyi şöhreti olmayan Hüseyin Çavuş’la evlenir. Hüseyin Çavuş, evliliğin ilk zamanlarında iyi olmasına rağmen eski alışkanlıklarına geri döner. Ama yine de memnundur. Hüseyin Çavuş’la evli olması sayesinde, erkeklerin tacizinden kurtulmuştur. Bu bölümde Sait’le Atiye’nin öyküsü de karşımıza çıkar ancak bu öykü de olumlu sonuçlanmaz. Şerife ile Hüseyin Çavuş’un arası giderek bozulmaktadır. Hüseyin Çavuş’un eve kadın getirmesi, bunu da Şerife’nin yanında yapması Şerife’yi çok kızdırır. Durmuş Çavuş adlı biriyle

birlikte olmaya başlar. Bunu öğrenen Hüseyin Çavuş, Şerife ile Durmuş Çavuş’u aynı yatakta basar ve ikisini de öldürür. Bu olaylardan sonra Kamil kasabaya gelmiştir. Đstanbul’da iyi bir düzen kurmuş, bir kamyona ortak olarak şoförlük yapmaya başlamıştır. Şerife’nin başına gelenleri öğrenir. Olayların sorumluluğunu biraz da kendinde görür. Böylelikle romanın sonunda bütün düğümler çözülmüş olur. Romanın trajik bir biçimde ölümle bitmesi ve çarpıcı son, yazarın yazım tekniğinin bir özelliği olarak değerlendirilecektir.