• Sonuç bulunamadı

Okul Öncesi Dönemde Teknoloji Kullanımı ile İlgili Çalışmalar

2.5 Araştırma Konusu ile İlgili Yapılan Çalışmalar

2.5.1 Okul Öncesi Dönemde Teknoloji Kullanımı ile İlgili Çalışmalar

San ve Arı (1988), yaptığı çalışmada okul öncesi dönemde bilgisayar destekli öğretiminin (BDÖ) sayı ve miktar kavramları başarısına etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Çalışmanın örneklemini 28 çocuk deney, 30 çocuk ise kontrol grubu olmak üzere toplam 58 ana sınıfı çocuğu oluşturmuştur. Çalışma sonucunda deney grubunun kontrol grubuna göre, sayı ve miktar kavramlarına yönelik daha başarılı olduğu ortaya konmuştur. Sancak (2003), araştırmasında bilgisayar destekli eğitim (BDE) ile okul öncesi çocuklarının şekil ve sayı kavramlarına ilişkin başarılarına etkisini belirlemeye çalışmıştır. Çalışmanın örneklemini, 30’ar kişilik deney ve kontrol grubu olmak üzere toplamda 60 ana sınıfı çocuğu oluşturmuştur. Araştırmanın neticesinde, BDE alan çocukların geleneksel eğitim alan çocuklara göre sayı ve şekil kavramlarının kazanılmasında daha başarılı olduğu görülmüştür. Şahin (2006), çalışmasında okul öncesi dönemdeki çocuklara fen kavramlarının öğretilmesinde BDÖ’nün etkisini belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışmaya 50 çocuk dahil olmuştur. Çalışmanın sonucunda başarı ve hatırlama açısından, BDÖ yönteminin geleneksel yönteme göre daha etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda, BDÖ içeren programın çocuğu güdülediği ve fen alanında temel bilgi ve becerilerin kazanımına olumlu etkisinin olduğu, işbirliği yapma, yardımlaşma ve problem çözme becerisini geliştirdiği, çocuğun derse olan ilgisine ve dikkat süresine olumlu etkisinin olduğunu belirtmiştir. Demir (2007) yaptığı çalışmasında BDÖ ile okul öncesi dönem çocuklarının renk kavramı üzerine başarılarını belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışmanın örneklemini 20 kız 20 erkek 3 yaş grubu çocuk, 20 kız 20 erkek 4 yaş grubu çocuk

oluşturmuştur. Çalışmanın sonuçları, ara ve ana renk kavramını kazanmada deney grubunun daha başarılı olduğunu göstermiştir. Kaçar ve Doğan (2007), araştırmalarında BDE’nin okul öncesi dönemdeki yerini incelemişlerdir. Araştırmanın örneklemini farklı iki ilkokuldan katılım gösteren 42’si kız ve 38’i erkek, 80 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada okul öncesi çocuklarından oluşan deney grubuna BDE, kontrol grubuna ise geleneksel eğitim uygulanmıştır. Araştırma kapsamında çocuklara uygulanan testler sonucunda BDE alan okul öncesi öğrencilerinin daha başarılı olduğu sonucuna varılmıştır. Kol (2012) araştırmasında, 6 yaş grubu çocuklara zaman ve mekan kavramlarını kazandırma konusunda BDÖ’nün etkisi incelemiştir. Araştırmanın örneklemini 60 çocuk oluşturmuştur. Araştırmanın sonuçları, deney grubu lehine zaman ve mekan kavramlarına yönelik başarı düzeyinde anlamlı farklılık bulunduğunu ve BDÖ’nün zaman ve mekan kavram kazanımını desteklediğini göstermektedir. İncelenen çalışmalarda okul öncesi dönemde BDÖ kullanılmasının kavram ve kazanım yönünden olumlu etkilerinin olması nedeniyle BDÖ araçlarının okul öncesi eğitim ortamlarında kavram, kazanım ve başarı yönünde kullanılmasının öğrenme sürecini olumlu yönde etkileyeceği söylenebilir.

Pekçağlıyan (1990) yaptığı çalışmasında 6 yaş grubu ana sınıfı çocuklarına şekil, sayı ve renk kavramlarına yönelik tanıma, tanımlama ve ayırt etme süreçleri ile ilgili testler uygulanarak klasik öğretim yöntemleri ile BDÖ karşılaştırmıştır. Çalışmanın deney grubunu 20 çocuk, kontrol grubunu 20 çocuk oluşturmuştur. Çalışmaya toplamda 40 ana sınıfı çocuğu dahil edilmiştir. Yapılan çalışmanın sonucunda, geleneksel öğretim yöntemlerine göre BDÖ programları ile yapılan eğitimin daha etkili olduğu belirtilmiştir. Chera ve Wood (2003), yaptıkları çalışmada çocukların sözcükleri oluşturan sesleri tanıma ve ayırt etme durumları üzerinde BDÖ programlarının etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Çalışmada 60 çocuk deney grubu, 15 çocuk kontrol grubu, 15 çocukta izleme grubu olarak ayrılmıştır. Bu bağlamda çalışmanın örneklemini 3-6 yaş aralığındaki 90 çocuk oluşturmuştur. Çalışmanın sonuçları, kelimeleri oluşturan sesleri tanıma ve ayırt etme bakımından deney grubunu oluşturan çocukların daha başarılı olduklarını ortaya koymuştur. İliş (2006) çalışmasında, okul öncesine yönelik eğitim kurumlarında bulunan bilgisayar ve ana sınıfı öğretmenleri ile 6 yaş grubu çocukların, okul öncesi dönemde bilgisayar kullanımına ilişkin görüşlerini incelemiştir.

Çalışmanın örneklemini 7 bilgisayar öğretmeni, 41 ana sınıfı öğretmeni ve 145 çocuk oluşturmaktadır. Çalışmanın sonucunda, bilgisayarın görsel olması ve çoklu ortam sunmasının öğrenim sürecini kolaylaştırdığı ve dikkatlerini topladığı görülmüştür. Aynı zamanda 6 yaş grubu çocuklarının bilgisayarı ilgi çekici, eğlenceli, heyecan uyandırıcı ve farklı buldukları fakat bilgisayarda meydana gelen aksaklıkların öğrencilerdeki istekliliği azalttığı ifade edilmiştir. Weiss vd. (2006) yaptıkları araştırmada multimedya ortamlarının bireysel ve işbirlikli öğrenmeye etkilerini belirlemeyi amaçlamışlardır. Araştırmada örneklem olarak, 36 çocuk işbirlikli öğrenme grubunda, 40 çocuk bireysel öğrenme grubunda ve 40 çocukta kontrol grubunda yer almıştır. Araştırma kapsamına 4-7 yaş aralığında toplam 116 çocuktan oluşan 3 grup katılmıştır. Araştırma sonucunda, BDÖ alan deney grubundaki çocukların matematiksel becerilerde daha başarılı oldukları belirtilmiştir. Öğrenme stillerinden ise bireysel öğrenme stilinin işbirlikli öğrenmeye göre anlamlı düzeyde daha başarılı olduğu görülmüştür. Huffstetter vd. (2010), çalışmasında, çocukların dil gelişimi ve erken okumaları üzerinde bilgisayar yazılımlarının etkisini incelemeye çalışmışlardır. Çalışmada deney ve kontrol grubu oluşturularak toplamda 62 çocuk çalışma kapsamına alınmıştır. Çalışmanın sonuçları, dil gelişiminde ve okuma becerilerinde deney grubunun daha başarılı olduğunu göstermiştir. Macaruso and Rodman (2011), yaptıkları çalışmada okul öncesi dönemde kullanılan BDÖ’nün çocukların erken okuma becerileri üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Çalışmanın örneklemini 5 yaş grubu 98 çocuk oluşturmuştur. Bu çocuklardan 50 tanesi deney grubu, 48 tanesi de çalışma grubunda yer almışlardır. Yapılan çalışma neticesinde deney grubundaki çocukların kontrol grubundaki çocuklara göre erken okuma becerilerinde daha başarılı oldukları görülmüştür. İncelenen çalışmalarda okul öncesi dönemde BDÖ kullanılmasının tanımlama, sesleri tanıma ve ayırt etme aşamaları üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Ayrıca okul öncesi dönemde BDÖ kullanılmasının okuma becerileri, dil gelişimi, bireysel ve işbirlikli öğrenme üzerinde olumlu yönde etkiye sahip olduğu görülmüştür. Bu dönemde kullanılan BDÖ’nün öğrenim sürecini kolaylaştırdığı, dikkatlerini topladığı, çocukların bilgisayarı ilgi çekici, eğlenceli, heyecan uyandırıcı ve farklı buldukları fakat bilgisayarda meydana gelen sıkıntıların öğrencilerde etkinliğe karşı isteksizlik oluşturduğu söylenebilir. Bu bağlamda oluşabilecek sıkıntıları çözüme kavuşturabilmek yada önleyebilmek amacıyla okul öncesi öğretmenlerinin teknolojiye karşı bakış açıları önemli görülmektedir.

Aral vd. (2007), yaptığı çalışmasında ana sınıfı öğretmenlerinin bilgisayara yönelik tutumlarını belirlemiş ve bu tutumlarında çeşitli değişkenlerin etkili olup olmadığını incelemişlerdir. Çalışmaya ilkokul bünyesinde bulunan 102 ana sınıfı ve bağımsız anaokulunsan 111 ana sınıfı öğretmeni katılmıştır. Çalışmanın sonuçları, ana sınıfı öğretmenlerinin bilgisayara yönelik tutumlarının yüksek olduğunu ve bu tutumlar içerisinden daha önce bilgisayar eğitimi alma durumunun anlamlı düzeyde farklılık oluşturduğunu göstermiştir. Zelyurt ve Tuncer (2016), yaptığı çalışmada okul öncesi öğretmen adaylarının BDE’ye ilişkin tutumlarını bazı değişkenler yönünden analiz etmeyi amaçlamışlardır. Çalışmanın örneklemi, Okul Öncesi Öğretmenliği programında öğrenim gören 200 öğretmen adayından oluşmaktadır. Çalışmanın sonuçları, BDE’ye yönelik tutum ölçeğinin olumlu ve olumsuz alt boyutlarında cinsiyete göre anlamlı bir ilişkinin olmadığını, öğretmen adaylarının BDE’ye ilişkin tutumları ile bilgisayar eğitimi alma durumları arasında sadece ilköğretimde ve ortaöğretimde bilgisayar eğitimi alma durumları lehine anlamlı ilişkinin bulunduğunu ortaya koymuştur. Kuzgun ve Özdinç (2017) yaptıkları çalışmada okul öncesi öğretmenlerinin teknolojiye bakış açılarını, teknolojiyi kullanma durumlarını, teknolojiyi hangi amaç doğrultusunda kullandıklarını saptamak ve özel anaokulu, bağımsız anaokulu ve ilkokul bünyesinde bulunan ana sınıfının sağladığı olanaklar arasında herhangi bir farklılık olup olmadığını ortaya çıkarmayı amaçlamışlardır. Araştırmanın çalışma grubunu bağımsız anaokulunda görev yapan 2 okul öncesi öğretmeni, özel okulda görev yapan 2 okul öncesi öğretmeni ve ana sınıfında görev yapan 2 okul öncesi öğretmeni olmak üzere toplamda 6 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Yapılan araştırma neticesinde, idareciler tarafından teknolojik araç gereç önerme ve öğretmen bilinçlendirmesi yapma konusunda sadece özel okulların farklılık gösterdiği diğer konularda ise herhangi bir farklılık bulunmadığı saptanmıştır. Okul öncesi dönemde teknoloji kullanımının okul olanakları ve öğretmen yeterlilik düzeylerine göre değişim gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Okul öncesi dönemde teknoloji kullanımına yönelik öğretmen tutumları ve görüşlerine yer veren çalışmalar olduğu görülmektedir. Alanyazında bulunan bu çalışmalardan yola çıkarak okul öncesi dönemde teknolojinin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için öğretmenlerin daha önceden bilgisayar eğitimi almış olmaları gerektiği söylenebilir. Okul öncesi dönemde teknoloji kullanımının okulların sağladığı olanaklara ve öğretmenlerin teknolojik yeterlilik düzeylerine göre değişim gösterdiği görülmektedir.