• Sonuç bulunamadı

yapılan araştırmalarla saptanan yetersiz beslenmeyle ilgili sağlık sorunlarının başlıcaları; 0-6 yaş grubu çocuklarda protein-enerji malnütrisyonu, anemi (kansızlık), raşitizm, okul çağı çocuklar ve gençlerde zayıflık ve şişmanlık, anemi, iyot yetersizliği hastalıkları, vitamin yetersizlikleri ve diş çürükleridir (Şanlıer, 1999).

4.5. Okul Öncesi Çocuk Beslenmesinde Mönüde Yer Alacak Besin Grupları

1.Grup

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru fasulye, mercimek gibi besinler iyi kalite protein ve minarelerden zengin besinler yer alır. Kasların güçlenmesi, kan yapımı, vücudun sağlıklı büyümesi ve sağlıklı bir yaşam için gereklidir. Tek tip protein kaynağı tüketimini engellemek için grup içindeki besinlerden değişim yağmak gerekir. Bu grup besinlerden 2 veya 3 porsiyon tüketilmelisi bu dönem çocukları için yeterli olacaktır.

2.Grup

Süt, yoğurt, peynir, çökelek ve benzeri besinler yer alır. Bu besinler kemiklerin, dişlerin gelişimi, sinir ve kasların düzenli çalışması için gerekli kalsiyum, A vitamini, B vitaminleri ve iyi kalite protein sağlarlar. Bu grup besinlerden günde 500 ml süt veya yoğurt ve 1 kibrit kutusu kadar peynir veya çökelek verilmelidir. Eğer çocuğun sevmediği bir besin var ise çeşitlerden kullanmak veya çeşitli yemeklerin içinde kullanmak gerekebilir.

3.Grup

Günlük enerjinin çoğu bu grupta yer alan tahıllar ve tahıl grubu gıdalardan sağlanır. Bu gruptaki besinlerde bitkisel protein ve B vitaminleri bulunur. Bu besinler pilav makarna, çorbalar içinde, sütle veya yoğurtla zenginleştirilerek verilmelisi uygundur. Günde 4 porsiyon tüketilmesi önerilmektedir.

4.Grup

Bu grupta C vitamini ve liften zengin sebze ve meyveler bulunur. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, A vitamini, C vitamini ve B grubu vitaminlerden zengindir. A ve C vitaminleri çocuğun büyümesi ve hastalıklardan korunması için gereklidir. Günde 4 porsiyon veya daha fazlası önerilmektedir. Sebze yemekleri veya çiğ olarak salata ve meyve olarak tüketilmelidir.

5.Grup

Şeker şekerli besinler ve yağlardan oluşan bu gruptaki besinler vücuda enerji sağlarlar. Bunlar şeker ve şekerden yapılmış besinler, pekmez, bal, reçel, tereyağı, zeytinyağı, ve diğer bitkisel sıvı yağlardır.Gün içinde en az tüketilmesi önerilen besin grubudur.Gerek diş sağlığının korunması gerekse çocukluk çağı şişmanlığının önlenmesi için önem taşımaktadır (Anon, 1999).

BÖLÜM V

5. YARATICI DRAMA YÖNTEMİNİN ETKİLİLİĞİ İLE İLGİLİ YAPILAN ÇALIŞMALAR

Üstündağ (1992) “Dramatizasyon Ağırlıklı Yöntemin Etkililiği” başlıklı araştırmasında ilkokulda dramatizasyon ağırlıklı yöntemin, takrir yöntemine göre daha etkili olduğunu savunmuştur.Araştırma ilkokul2. sınıfa giden 84 çocuk üzerinde yapılmıştır. Bunun için “Çevremizde Sonbahar “adlı ünite ele alınmış, deney grubundaki çocuklara bu ünite dramatizasyon ağırlıklı yöntemle, kontrol grubuna ise takrir yöntemi ile öğretilmiştir. Çocukların konuyla ilgili bilgilerini ölçmek amacıyla ön ve son test olarak yazılı yapılmıştır.Sonuç olarak dramatizasyon ağırlıklı yöntemin , takrir ağırlıklı yönteme göre daha etkin olduğu ortaya çıkmıştır.

Çevik (1988) ise “Dramatizasyonun Çocuk ve Oyuncu Eğitimindeki Yöntemsel Kullanımı” adlı kaynak taramasına dayalı araştırmasını, dramatizasyonun çocuk ve oyuncu eğitiminde kullanılması gerekliliği üstünde duran kurumsal bir çalışma olarak yapmıştır.

Aynal (1989) tarafından yapılan “Dramatizasyon Yönteminin Yabancı Dil Üzerindeki Etkisi” başlıklı araştırmada ilkokul 1. sınıf İngilizce dersinde yer alan emir cümleleri, meyve ve hayvan isimleri ile saatlerin öğretiminde dramatizasyon ağırlıklı yöntemin, takrir ağırlıklı yönteme göre etkinliğini araştırmış, dramatizasyon ağırlıklı yöntemin daha başarılı olduğunu bulunmuştur.

Ömeroğlu ise (1991) “Anaokuluna Giden Beş-Altı Yaşındaki Çocukların Sözel Yaratıcılıklarının Gelişimine Yaratıcı Drama Eğitimini Etkisi” başlıklı araştırmasını 80 çocuk üzerinde yürütmüştür. Araştırma sonucunda yaracılık yeteneğinin kişide doğuştan varolduğu, uygun çevre koşularında ve ortamda eğitimle geliştiği ve günümüzde önemli bir eğitim modeli olan yaratıcı dramanın çocukların yaratıcılık yeteneklerinin gelişmesinde uygun bir araç olarak kullanılabileceği vurgulanmıştır.

Kalkancı (1991) “Dramatizasyon Yönteminin Okul Öncesi, Eğitimde Kullanımı” başlıklı araştırmasında okul öncesi eğitim kurumlarında yaratıcı drama yönteminin kullanılmasının faydaları ve gerekliliği incelenmiştir.. Araştırma kavramsal ve kuramsal bilgilerden oluşmuştur. Araştırmada 4-6 yaş grubundan 12 çocukla yapılan bir uygulamada yer almıştır. Araştırma sonucunda okul öncesi eğitimde dramatizasyonun yararlı ve geleceğe dönük bir yöntem olduğu vurgulanmıştır.

Okvuran (1994) “Yaratıcı Drama Eğitiminin Empatik Beceri ve Empatik Eğilim Düzeylerine Etkisi” konulu araştırmasını A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi öğrencileri üzerinde

uygulamıştır.Araştırma deney grubundan 15, kontrol grubundan 20 öğrenci ile başlamış ve 14 hafta boyunca düzenli olarak yaratıcı drama çalışmasına devam edilmiş. Araştırma verileri Empatik Beceri Ölçeği –B Formu kullanılarak elde edilmiştir. Sonuçta Empati Ölçekleriyle olumlu sonuç elde edilememiş ve ölçeklerin araştırma gruplarına tekrar test edilmesi gerekliliği vurgulanmıştır.

BÖLÜM VI

6. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

İnsan yaşamının en fazla etkili dönemlerinden biri olan okulöncesi dönem, çocukların gizli yeteneklerinin keşfedilmesinde önemli bir dönemdir. Bu dönemde çocuklar sözel yollardan daha çok davranışlarıyla kendilerini ifade eder, yaparak ve yaşayarak öğrenirler (Yılmaz, 1999).

0–6 yaş döneminde çocuğun yeteneklerinin ortaya çıkarılması okul öncesi eğitimin niteliğine bağlıdır. Çocuğun doğuştan getirdiği yeteneklerinin en iyi şekilde kullanılması için, uygun bir ortamın hazırlanması gerekir (Genç, 2001).

Okulöncesi eğitim kurumlarında çocuğun bu yeteneklerini ortaya çıkaracak onun sosyal, bilişsel ve psiko-motor gelişimini en üst düzeye çıkaracak zengin etkinliklere yer verilmelidir. Ayrıca okul öncesi eğitimde kullanılan modern ve sistemli eğitim yöntemleri, eğitim programlarına dengeli bir şekilde yerleştirilmesi de gereklidir (Karadağ, 2001).

Okulöncesi dönemi (0–6 yaş), çocuğun çevresini araştırıp tanımaya çalıştığı, çevre ile iletişim kurmaya istekli olduğu, içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını ve toplumun kültürel yapısına uygun davranış ve alışkanlıkları kazanmaya başladığı bir dönemdir. Kişiliğin temellerinin atıldığı bu dönemde çocuğun bilinçli bir rehberliğe gereksinimi vardır (Yavuzer, 1990).

Okulöncesi dönemdeki bir çocuk için en etkili öğrenme ortamı, sağlıklı bir aile ortamı ve iyi bir anaokulu ortamıdır. İyi bir anaokulu ortamında çocuklara sağlanacak uygun eğitim fırsatları (oyun ortamı ve eğitsel etkinlikler) ile onların tüm gelişlim alanlarının gelişimi desteklenebilmektedir (Güneysu, 1990).

Okulöncesi eğitim kurumlarında birçok eğitim programı ve modeli uygulanmaktadır. Bununla birlikte yaratıcı drama çalışmalarının bu eğitim programlarında yeterli düzeyde kullanılmadığı görülmektedir. Oysaki yaratıcı drama; çocuğun kendini daha iyi ifade etmesinde, var olan yeteneklerinin ortaya çıkarılmasında, toplumsal rolleri benimsemesinde etkili bir yöntem olarak görülmektedir (Öz, 1990).

Çocuğun bedensel, dokunsal gelişimini ve sosyal davranışlarını doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biri yaşına, cinsiyetine ve aktivitesine uygun olarak yeterli ve dengeli beslenmesidir (Ünüsan, 2001).

Çocukların beslenmesi fiziksel gelişmeyi sağlamanın yanı sıra çocukların hastalıklardan korunması açısından da önemlidir (Şanlıer, 2003).

Milli Eğitim Bakanlığı okulöncesi kurum yönetmeliğinde okulöncesi eğitimin ilkeleri açısından çocukların temizlik, doğru ve dengeli beslenme alışkanlığını kazanmaları yer almaktadır (Yılmaz, 1999).

Küçüklüğünde doğru beslenme alışkanlığı kazanmamış bireylerin yetişkinliklerinde de bu alışkanlıklarından kurtulması oldukça zor olmaktadır (Merdol, 1999).

Yaratıcı drama eğitimi sistemimizdeki asıl yerini yeni yeni bulmaya başlamış olan bir eğitim yöntemidir. Ezbere dayalı bir eğitim çocuğun zihinsel gelişimini araştırmasını, paylaşmasını ve öğrenmeyi engeller. Yaratıcı drama ise çocuğu geliştiren, yetiştiren başlı başına bir eğitim alanıdır. Yurt içinde ve yurt dışında yapılan birçok araştırmayla yaratıcı dramanın çocukların tüm gelişim alanlarına olumlu katkılar sağladığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle çocukların ilk defa okulla tanıştığı dönem olan okulöncesi eğitim kurumlarında önemli bir yer tutmaktadır (Önder, 2004).

Yaratıcı dramanın en önemli işlevi insanı geliştirmesi ve ona özgüven kazandırmasıdır. Bu eğitici işlevinden dolayı çocuk eğitiminde yaratıcı dramanın kullanılabileceği düşünülmüş, eğitimde yaratıcı dramanın nasıl kullanılacağı üzerinde önemle durulmuştur (Şimşek, 2004).

Bu bakımdan çocuğun gelişimi açısından önemli olan beslenme alışkanlıklarının çocuğa kazandırılırken yaratıcı drama eğitiminin etkisi düşünülmüştür.

Bu araştırma yaratıcı dramanın, okulöncesi eğitimine devam eden 6 yaş grubundaki çocukların beslenme alışkanlıklarına etkisini belirlemek amacıyla planlanıp yürütülmüştür.

Benzer Belgeler