• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

2.3. OKUL ETKİLİLİĞİ

2.3.2. Etkili Okulun Boyutları

2.3.2.6. Okul Çevresi ve Veliler

Okul yönetiminde rol oynayan iç ve dış öğeler bulunmaktadır. Yöneticiler, öğretmenler, öğrenciler, memurlar ve diğer personel iç öğeler arasında yer alır. Anne- babalar, baskı grupları, kamu yönetiminin yapısı, iş piyasası gibi öğeler ise okul dışı öğeler içinde gösterilebilir. Tüm bu öğeler okul ile işbirliği içinde çalıştıkları zaman

67

okulun etkililiği artmaktadır (Bursalıoğlu, 2005, s. 39). Okul hayatın içinde, hayat için ve hayatla beraber teşkilatlanmak, içiçe olmak ve faaliyette bulunmak zorundadır. Her okulun çevresinden etkilenmek ve çevresini etkilemek gibi iki görevi beraber yapmak durumunda olduğu unutulmamalıdır. Okullarda yapılan eğitimin başarılı olması ve amaçlarına ulaşabilmesi isteniyorsa, öğrencinin ailesinin ilgi ve yardımına mutlaka ihtiyaç bulunmaktadır (Taymaz, 2001, s. 190).

Bir okulun çevresini, okulun etkileşim içinde olup, girdilerini aldığı ve çıktılarını sunduğu, etkilendiği varlık, olay, olgu ve oluşumlarının tümü olarak tanımlamak mümkündür. Öncelikle veliler okulun doğal çevresini oluşturmaktadır. Okulun bulunduğu yerleşim birimindeki resmi ve yerel yönetimlerle sivil toplum kurum ve kuruluşları da düşünürsek okulun çok büyük bir çevresinin olduğunu söylemek mümkündür. Okulun etkililiği ise hem iç hem de dış güçlerle olan uyumuna bağlıdır (Yiğit ve Bayrakdar, 2006, s. 9-10).

Okullar sosyal örgütlerdir. Okulda çalışanların arasında birbirine bağımlılık, iş birliği ve bağlılık olmaksızın okullar sadece bina, tahta ve kâğıttan ibaret algılanmaktadır. Tipik olarak eğitimde gelişmede kâğıt üzerinde olmaktan ziyade insanların birbirine bağımlılığı ve işbirliği daha önemlidir. Oluşan bağlılıkta da değişim daha hızlı olacaktır. Okul geliştirilmesinde gösterilen çabalar genellikle bireyler olarak sadece müdür ve öğretmenleri etkilemekle kalmaz, aynı zamanda müdür ve öğretmenler arasındaki ilişkileri; öğrenciler ve aileler arasındaki kolektif ilişkileri de etkilemektedir. Örneğin, eğitim programı veya öğretimdeki iyileştirmelere hemen hemen daima okuldaki değişmeler ve yetki, iletişim, statü ve hatta arkadaşlık gibi ilişkiler eşlik etmektedir. Bilinçli olarak istenilen bir yenileşmeyi ortaya koymak ve dengelemek için bu tip olgulardan yararlanmak sadece okulun değil, genel anlamda örgütsel gelişimin de temel sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır (Akdoğan, 2014, s. 67).

Okulun çevresi çok geniştir ve pek çok paydaşa sahiptir. Ancak öğrencinin etkili olmasında iç paydaşlar olarak öğretmen ve yöneticiye daha çok iş düşmektedir. Görev ve sorumluluk bilinciyle hareket eden öğretmenler okul çevresi ve velilerle iyi iletişim kurarak etkin rol oynarlar. Bu anlamda okul çevresinin geniş olması, her bir paydaşın sağlayacağı katkı önemlidir fakat bu çevre ve velilerle öğretmen köprü görevi görerek dengeyi sağlamaya, okula katkı sağlanmasına yardımcı olmaya çalışmaktadır. Okul

68

çevre ilişkisinde başrol öğretmen ve yöneticidedir. Veli ile ilişkilerde öğretmenin, çevre ile ilişkilerde de yöneticini sorumlulukları farklılaşmaktadır.

Her çocuk birbirinden farklıdır. Okul- veli ilişkisinin arttırılmasında en önemli bireyler öğretmenlerdir. Okul -aile ilişkisini başlaması amacıyla öğretmenin, öğrenci velileri ile genel bir tanışma toplantısı yaparak başlaması yerinde olacaktır. Öğretmen çocuğun etkin olması için, ilgi ve yeteneklerini, farklılıklarını görebilmesi gerekmektedir. Öğrencinin ailesini tanımak, öğrencinin tanınması için öğretmene yardımcı edecektir. Ayrıca öğretmenin aile ile iletişim içerisinde olması, çocuğun sınıfta da rahatlamasını sağlayarak öğrenciye yardımcı olacaktır. Öğrencilerin ders dışı faaliyetlerini, sosyoekonomik ve sosyokültürel yapısı ile ailelerini tanıyan öğretmen, derslerde dikkat çekme, motive etme ve örneklendirme yaparken zorlanmayacak ve hedeflediği davranışları gerçekleştirmek için zamandan da tasarruf sağlayacaktır (Özden, 2002, s. 46).

Bir eğitim örgütü olan okulun çevresinde, işyerleri, merkez yöneticileri, baskı grupları ve aileler bulunmaktadır. Bunların içinde ailenin ayrı bir önemi olduğu ileri sürülmektedir. Eğitimin amacının bireyde istendik davranış değişikliği yaratmak olduğu düşünülürse, öğrencide istendik düzeyde bir davranış değişikliği oluşturmanın öğrencinin sadece okulda geçirdiği saatler içerisinde gerçekleştirilemeyeceği aşikardır. Okulda verilen eğitim ve öğretimin amacına ulaşabilmesi için öğrenci aileleri ile işbirliğine gereksinim vardır. Çünkü bireyin toplumsallaşma süreci ailede başlamakta akran gruplarında ve okulda devam etmektedir (Koçak, 1991).

Okulun amaçlanın gerçekleştirebilmesi, okul ve ailenin amaçlarının ortak olması ve bu iki kurumun amaçlara uygun eylemlerde bulunmasıyla söz konusu olabilir. Bunun sağlanabilmesi için, okulun amaçlarının aileler tarafından iyi anlaşılması, okul ve aile arasında karşılıklı güvenin oluşturulması, okulun önderliğinin kabul edilmesi, öğrencilerle ilgili konularda okula danışılmasının sağlanması, tüm bunlar için de okul ve aile arasında sağlıklı bir iletişimin var olması gerekmektedir (Koçak, 1991).

İyi ve sağlıklı bir eğitim ortamı sağlanması için ilk önce öğretmen ve aile işbirliğini sağlamak faydalı olacaktır. Aile ve öğretmen arasında karşılıklı sevgi, saygı, işbirliği, hoşgörü gibi olumlu duyguların olması, etkin, iyi bir iletişimin varlığı öğrencinin yeteneklerinin ve becerilerinin tanınmasına, kendi potansiyeli doğrultusunda eğitilmesine hem akademik hem duygusal hem de sosyal alanlarda başarılı olmasına da

69

büyük bir katkı sağlayacaktır (Ataç, 2001, s. 25-30). Öğretmen öğrencinin ailesini tanıdığı takdirde, öğrenciye sağladığı fayda değişecek ve artacaktır. Öğrencilerin yeteneklerini, sosyo-kültürel yapısını tanıyan öğretmen ders içerisinde konuyla ilgili örnekler verirken zorlanmayıp öğrencilerin ilgileri doğrultusunda onların dikkatini çekerek istediğine hızlı bir şekilde ulaşmayı başaracaktır (Şişman, 2002, s. 46).