• Sonuç bulunamadı

Nitelikli Karşılıklı İştirak

II. KARŞILIKLI İŞTİRAK TÜRLERİ

2. Nitelikli Karşılıklı İştirak

TTK. m. 197 uyarınca “Birbirlerinin paylarının en az dörtte birine sahip bulunan sermaye şirketleri karşılıklı iştirak durumundadır.” Burada ifade edilen iştirak ilişkisine “nitelikli karşılıklı iştirak” ilişkisi adı verilir.

Bu durumda, karşılıklı iştirak ilişkisi şu şekilde tanımlanabilir: sermaye şirketlerinin birbirlerinin paylarının en az dörtte birine, yani yüzde yirmibeşine sahip olması suretiyle oluşan iştirak şeklidir.

Anılan hüküm nedeniyle TTK’da bazı karşılıklı iştirak hallerinin yasaklandığı veya geçersiz sayıldığı söylenemez. Kural olarak, şirketler birbirleriyle karşılıklı iştirak ilişkileri kurabilirler ve bu ilişkiler hukuken de geçerlidir310

. TTK m. 197’de yer alan karşılıklı iştirak ilişkilerine dair düzenleme ile amaçlanan, daha önce de ifade edildiği üzere, şirketlerin birbirleriyle olan karşılıklı iştirak ilişkilerine sınırlama getirilerek ve hâkimiyet ilişkisi kurarak karşılıklı iştirak ilişkisi içinde bulunan şirketlerin de hâkim ve bağlı şirketin yükümlülüklerine ve sorumluluklarına tabi olmasını sağlamaktır311

.

Nitekim, TTK. m. 197/1’de “Anılan şirketlerden biri diğerine hâkimse, ikincisi aynı zamanda bağlı şirket sayılır. Karşılıklı iştirak durumundaki şirketlerin her biri diğerine hâkimse ikisi de bağlı ve hakim şirket kabul olunur.” denilmektedir. Buna göre, karşılıklı iştirak ilişkisi içinde bulunan şirketlerden birinin diğeri üzerinde TTK. m. 195’de sayılan herhangi bir ölçüte göre hakimiyete sahip olması halinde diğer şirket bağlı şirket sayılır312. Karşılıklı iştirak ilişkisi içinde bulunan şirketlerin

309

OKUTAN NİLSSON, s. 170-192 vd.

310 PULAŞLI, s. 160.

311 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Madde Gerekçeleri,

http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/maddegerekçe6102.htm

312

121

aynı zamanda birbirleri üzerinde karşılıklı hakimiyete de sahip olması durumunda ise, bu şirketler aynı zamanda hem hâkim şirket hem de bağlı şirket olarak kabul edilir.

Şirketlerin birbirleriyle karşılıklı iştirak ilişkisi içinde olmaları durumu, bu şirketler arasında doğrudan bir hâkimiyet ilişkisi olduğu anlamına gelmeyip, hâkimiyet durumunun TTK. m. 195’de açıklanan ölçütler çerçevesinde ayrıca araştırılması gerekir.

Daha önce de ifade edildiği üzere, karşılıklı iştirak ilişkisinin bulunup bulunmadığının tespit edilebilmesi için öncelikle, söz konusu şirketlerin paylarının hesaplanması gerekir ve pay hesaplamaları yapılırken de TTK. m. 196’da belirtilen esaslar uygulanır. TTK. m. 197 hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, şirketler arasında karşılıklı iştirak ilişkisinin olup olmadığı, şirketlerin birbirlerinde sahip oldukları sermaye oranlarına göre tespit edilir. Karşılıklı iştirak ilişkisinin tespitinde, şirketlerin birbirlerinde oy haklarının çoğunluğuna sahip olmaları, yönetim organlarında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyelerin seçimini sağlayabilecek haklara sahip olmaları gibi TTK. m. 195’de sayılı olan fiili hakimiyet ilişkisi sağlayan hakimiyet ölçütleri önemli değildir313

.

Pay oranlarının hesaplanmasına ilişkin olarak TTK. m. 196’nın birinci fıkrasında “Bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketindeki iştirakinin yüzdesi, o sermaye şirketindeki payının veya payların itibarî değerleri toplamının, iştirak olunan şirketin sermayesine oranlanmasıyla bulunur. Sermaye şirketinin hem kendi hem de onun hesabına alınmış olup da üçüncü kişilerin elindeki kendi payları, hesaplamada o şirketin esas veya çıkarılmış sermayesinden düşülür.” ; ikinci fıkrasında, “Bir ticaret şirketinin bir sermaye şirketinde sahip olduğu paylar hesaplanırken ona bağlı şirketlerin sahip oldukları veya onun hesabına alınmış olup üçüncü kişilerin elindeki paylar da hesaba katılır.” denilmektedir.

Anılan fıkra hükümleri uyarınca, karşılıklı iştirak ilişkisi içinde bulunan şirketlerin birbirlerinde olan sermaye oranları hesaplanırken, karşılıklı iştirak ilişkisi içinde bulunan şirketlerin birbirlerinde sahip oldukları hisselerin itibari değerlerinin314

toplamlarının şirketlerin sermayelerine oranlanması gerekir. Buna

313 OKUTAN NİLSSON, s. 187. 314

122

göre, karşılıklı iştirak ilişkisinin tespitinde; iştirak ilişkisi içinde yer alan bir şirketin doğrudan doğruya kendi malvarlığı içinde yer alan diğer şirket hisseleri ile o şirket hesabına alınmış olup üçüncü kişilerin elinde bulunan ve dolaylı olarak kontrol edilen diğer şirket hisseleri hesaplamaya dâhildir. Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de karşılıklı iştirak ilişkisinin tespiti için yapılan hesaplamada dolaylı iştiraklere ilişkindir. Dolaylı iştiraklerin karşılıklı iştirak ilişkilerinin tespiti için yapılan hesaplamaya dâhil edilebilmesi için şu şartlardan birinin bulunması gerekir: 1) Arada bulunan şirketlerin hakimiyet altında bulunması ya da 2) Arada bulunan şirketlerin hisseleri iştirak eden şirket hesabına tutuyor olması315

.

§ 9. BİLDİRİM TESCİL VE İLAN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

I. GENEL OLARAK

TTK. m. 198’e göre; (1) Bir teşebbüs, bir sermaye şirketinin sermayesinin, doğrudan veya dolaylı olarak, yüzde beşini, onunu, yirmisini, yirmibeşini, otuzüçünü, ellisini, altmışyedisini veya yüzde yüzünü temsil eden miktarda paylarına sahip olduğu veya payları bu yüzdelerin altına düştüğü takdirde; teşebbüs, durumu söz konusu işlemlerin tamamlanmasını izleyen on gün içinde, sermaye şirketine ve bu Kanun ile diğer kanunlarda gösterilen yetkili makamlara bildirir. Payların yukarıda belirtilen oranlarda kazanılması veya elden çıkarılması, yıllık faaliyet ve denetleme raporlarında ayrı bir başlık altında açıklanır ve sermaye şirketinin internet sitesinde ilan edilir. Payların yüzdelerinin hesaplanmasında 196 ncı madde uygulanır. Teşebbüsün ve sermaye şirketinin yönetim kurulu üyeleriyle yöneticileri de, kendilerinin, eşlerinin, velayetleri altındaki çocuklarının ve bunların, sermayelerinin en az yüzde yirmisine sahip bulundukları ticaret şirketlerinin o sermaye şirketindeki payları ile ilgili olarak bildirimde bulunurlar. Bildirimler yazılı şekilde yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan olunur. (2) Birinci fıkrada öngörülen bildirim ile tescil ve ilan yükümlülüğü yerine getirilmediği sürece, ilgili paylara ait oy hakkı dâhil,

315

123

diğer haklar donar. Bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesine dair diğer hukuki sonuçlara ilişkin hükümler saklıdır. (3) Hâkimiyet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için bu sözleşmenin ticaret siciline tescil ve ilanı şarttır. Sözleşmenin geçersizliği, bu Kanun ile diğer kanunlardaki şirketler topluluğuna dair yükümlülüklere ve sorumluluklara ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz.”

Anılan madde hükmü ile edinilen veya elden çıkan paylar açısından bildirim, tescil ve ilan; hâkimiyet sözleşmesi açısından tescil ve ilan yükümlülüğü düzenlenmiştir. Yani; şirketler topluluğu ilişkisi içinde bildirim, tescil ve ilan yükümlülüğünün bulunduğu halleri şöyle sıralayabiliriz:

1- Edinilmiş veya elden çıkarılmış olan paylardan dolayı bildirim yükümlülüğü; a) Bir teşebbüs veya ticaret şirketinin bildirim yükümlülüğü

b) Yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerin bildirim yükümlülüğü 2- Hâkimiyet Sözleşmesi nedeniyle doğan bildirim yükümlülüğü.

II. EDİNİLEN VEYA ELDEN ÇIKAN PAYLARDAN DOLAYI