• Sonuç bulunamadı

Bilimsel araştırmaların sonuçlarının inandırıcılığı araştırmanın önemli ölçütlerinden kabul edilmektedir. Bu nedenle “güvenirlik” ve “geçerlilik” araştırmalarda kullanılan iki önemli ölçüttür. Nicel araştırmalarda özellikle bilimselliği belirlemesi açısından bu iki kavram oldukça önemlidir. Nitel araştırmalarda ise geçerlilik ve güvenilirlik kavramları yerine farklı kavramlar kullanıldığı görülmektedir. Bu çerçevede, “iç geçerlilik” yerine “inandırıcılık”, “dış geçerlilik” yerine “aktarılabilirlik”, “iç güvenilirlik” yerine “tutarlılık” ve “dış güvenilirlik” yerine “teyit edilebilirlik” kavramları kullanılabilmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2016; Creswell, 2020; Merriam, 2018).

Nitel araştırmada geçerlilik, araştırılan olgunun olduğu gibi ve mümkün olduğunca yansız bir şekilde gözlemlemesidir. Araştırma alanına yakınlık, yüz yüze görüşmeler sayesinde ayrıntılı ve derinlemesine bilgi toplama, gözlem yoluyla olayın gerçekleştiği ortamda doğrudan bilgi toplama, elde edilen bilgilerin teyit edilmesi

68

için alana geri gidebilme ve ek bilgi toplama gibi özellikler nitel araştırmada geçerliliği oluşturmayı sağlayan önemli unsurlar arasındadır (Yıldırım ve Şimşek, 2016; Merriam, 2018). Katılımcılara görüşmelerde sık sık “Bunu mu kast ettiniz?” veya “Sözlerinizden bunu mu anlamalıyım?” gibi geri dönüşlerle bulunarak katılımcı teyidi almak da geçerliği artırmaktadır. Araştırmacının elde ettiği verilerin başka bir uzman tarafından incelenmesine izin vermesi, yani uzman teyidini sağlaması da araştırmanın geçerliliğine olumlu bir katkı sağlamaktadır (Denzin ve Lincoln, 2008; Şimşek ve Yıldırım, 2016). Bununla birlikte elde edilen verilerin ayrıntılı bir şekilde rapor edilmesi ve araştırmacının sonuçlara ne şekilde ulaştığını açıklaması araştırmanın geçerliliğini sağlayan önemli ölçütler arasında yer almaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2016; Merriam, 2020). Nitekim bu araştırma kapsamında yapılan yüz yüze görüşmelerle derinlemesine ve ayrıntılı bilgi toplanmıştır. Toplanan bu veriler katılımcılar tarafından onaylanmış ve toplanan veriler ayrıntılı olarak rapor edilerek araştırma sonuçlarına nasıl ulaşıldığına dair açıklamalar yapılmıştır.

Nitel araştırmalarda geçerliliğin sağlanması konusun da araştırmacıya birtakım stratejiler sunulmaktadır. Bu stratejiler iç ve dış geçerlik olarak iki şekilde incelenebilmektedir. Merriam (1998) durum çalışmalarında iç geçerliliği sağlamak için çeşitlemenin kullanılmasını, uzun süreli gözlem yapılmasını, bulgular hakkında uzman görüşü alınmasını, veriyi veri kaynağına kontrol ettirilmesini, araştırmacının kendi görüş ve düşüncelerini çalışmanın başında belirtmesini ve katılımcıların bütün sürece dâhil edilmesini önermiştir. Kısacası iç geçerlilik, araştırma sonuçlarının anlamlı ve tutarlı olması, sonuçların farklı veri kaynakları, veri toplama yöntemleri ve analiz stratejileri kullanılarak teyit edilmesi, yapılan tahminler ve genellemelerin elde edilen verilerle uyumlu olmasını ifade etmektedir.

İç geçerliliği arttırmak için uygulanan bir diğer strateji ise üçgenleme tekniğidir. Bu teknik, araştırmacının araştırma sürecinde toplanan verilerin çeşitliliğini artırmak ve araştırmaya mümkün olduğunca çeşitli bakış açılarını dahil etmek için yaptığı uygulamaları kapsamaktadır (Merriam, 2003). Bu sayede araştırmanı hem tutarlılığı, anlaşılabilirliği ve güncelliği hem de inanılırlığının artırılmasına katkı sağlamaktadır (Yaşar, 2018).

Yapılan bu araştırmada toplamda 38 kişi ile görüşülmüş, bu görüşmelerin ilgili yerel paydaşlar, akademisyenler ve geleneksel peynir üreticileriyle yapılması araştırmaya

69

farklı açılardan yaklaşılmasını yani veri çeşitlemesi sağlamıştır. Veri toplama yöntemi olarak görüşme ve doküman incelemesi olmak üzere iki farklı teknik kullanılmış ve veri analiz stratejisi olarak içerik analizi türlerinden olan frekans analizi ve çapraz tablo analizi kullanılmıştır. Tüm bunlar elde edilen sonuçların kavramsal çerçeve ve verilerle uyumlu olduğunu ve aynı zamanda araştırmanın da iç geçerliliğe sahip olduğunu söylenebilir.

Diğer bir strateji olan dış geçerlilik ise, araştırma sonuçlarının evrensel niteliğe erişmesi veya genellenebilirliği olarak ifade edilmektedir. Ancak sosyal olayların, bulundukları ortama göre değiştiğini varsayarsak araştırma sonuçlarının benzer grup ya da ortamlara doğrudan genellenememesi nitel araştırmaların zayıf yönü olduğu söylenebilir (Baltacı, 2018; Creswell, 2002; Guba ve Lincoln, 1994; Merriam, 2018; Teddlie ve Yu, 2007). Bu nedenle araştırmacı araştırmasını belirli ölçülerde genellenebilir olmasını ve aynı zamanda dış geçerliği sağlamak için bazı soruları dikkate almalıdır; “Araştırma örnekleminin, ortamının ve süreçlerinin özellikleri başka örneklemlerle karşılaştırma yapabilecek düzeyde ayrıntılı olarak tanımlanmış mıdır? Örneklem genellemeye izin verecek ölçüde çeşitlendirilmiş midir? Araştırma sonuçları araştırma sorusu ile ilgili kuramlarla tutarlı mıdır? Araştırma bulguları benzer ortamlarda kolaylıkla test edilebilir mi?”. Tabi ki nitel araştırma yapan her araştırmacı bahsedilen sorulara uygun cevaplar veremeyebilir ama araştırma sonuçlarının benzer durum, olay ve ortamlara genellenebilmesi için araştırmacının okuyucuya yaptığı çalışmanın tüm aşamaları hakkında ayrıntılı bir şekilde bilgilendirerek okuyucuyu ikna etmesi gerekmektedir (Connelly, 2016; Creswell, 2020; Golafshani, 2003; Hay, 2000; Makatouni, 2002; Şimşek ve Yıldırım, 2016). Kısacası dış geçerlilik, örneklemin ayrıntılı tanımlanması ve genellemeye uygun olacak şekilde çeşitlendirilmesi, araştırma sonuçlarının araştırma sorusuyla tutarlı olması ve araştırma bulgularının benzer durum/ortamlarda da kolaylıkla test edilmesi anlamına gelmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2016; Merriam, 2018). Yapılan bu araştırmada da amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örneklemesi ile kartopu örnekleme yöntemi tercih edilmiştir. Ayrıca araştırma sonuçlarının, araştırma sorularıyla tutarlı ve benzer ortamlarda da test edilmesinin mümkün olduğu görülmektedir. Bu bilgiler dahilinde yapılan araştırmanın dış geçerliliğe sahip

70

olduğunu ve okuyucular tarafından dolaylı genelleme yapılmasına olanak tanımaktadır.

Nitel araştırmalarda araştırma sonuçlarının inandırıcılığın sağlanması açısından güvenirlik oldukça önemlidir (Yıldırım ve Şimşek 2013). İnandırıcılığı sağlamak için araştırmacının, kendisinin veri toplama aşamasına dahil olması, araştırma ve veri analiz süreci ile ilgili detaylı bilgi vermesi, toplanan verilerin metne aktarılarak doğrudan alıntılara yer verilmesi, kod şeması kullanılarak kodlama yapılması ve bu kodlamanın en az iki farklı kodlayıcı tarafından yapılması ve araştırmacılar arasında kod şemasının geliştirilmesi, kod şemasının metne uygulanması, ve kategoriler belirlenme aşamasında tartışmaların yapılması gibi yollar bulunmaktadır (Kozak, 2014; Elo vd., 2014; Hall ve Valentin, 2005; Graneheim ve Lundman, 2004). Yapılan bu çalışma da araştırma yöntemi ve süreci ile ilgili detaylı bilgi verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca veriler ile sonuçlar arasındaki bağlantıları göstermek amacıyla analiz edilen metinden katılımcıların ifadeleri doğrudan alıntı olarak verilmiştir.

Bunun yanı sıra içerik analizinin inandırıcılığının sağlanması konusunda önemli bir hususta kodlama işlemine bağlı olduğu ve bu kodlamalarında en az iki farklı kodlayıcı tarafından yapılması gerektiği yönündedir (Hall ve Valentin, 2005). Kodlayıcı güvenilirliği, farklı kodlayıcıların analiz edilecek metinleri benzer şekilde kodlamaları ile ilgiliyken, kategorilerin güvenilirliği açık-seçik olmalarına bağlıdır çünkü belirsiz olan kategoriler, güvenilirliği azaltmaktadır (Bilgin, 2014). Bu bağlamda analiz sürecinin güvenirliğinin sağlanması konusunda analiz edilen metinler üzerinde araştırmacı tarafından kodlama yapılarak, kod şeması oluşturulmuştur. Ardından üç farklı araştırmacı belirlenerek araştırma ile ilgili bilgiler verilerek görüşme metinleri üzerinden kodlama ve temalar oluşturması istenmiştir. Daha sonra hem araştırmacı hem de diğer araştırmacıların oluşturmuş olduğu kod ve temalar karşılaştırılarak tartışılmıştır.

Kodların metne uyarlanması ve kategorilerin belirlenmesi sürecinde ortaya çıkan bu farklı görüş ve tartışmalar da karşılıklı uzlaşıya varılarak ilk önce ortak kodlara sonra da temalara ulaşılmıştır. Oluşturulan bu kategoriler de gastronomi alanında uzman iki kişi tarafından da incelenerek görüş ve önerileri alınmıştır. Uzaman görüşleri karşılaştırılarak üzerinde tartışılmış ardından kategorilerin oluşturulması ve isimleri üzerinde uzlaşılarak tartışmalar sona ermiştir.

71

Tüm bu bilgiler dahilinde çalışma verilerine ait kod ve temalarının oluşturulmasında uzmanlar tarafından görüş alınması çalışmanın güvenilirliğine katkı sağlamıştır. Böylece hem araştırma kapsamında yapılan içerik analizinin hem de belirlenen tema ve alt temaların anlaşılır, açık-seçik ve araştırmanın amacıyla uyumlu olduğu düşünülmektedir. Araştırmanın içerik geçerliliğini belirlemek içinde en çok kullanılan kelimeler belirlenerek kelime frekanslarına yer verilmiştir. Ayrıca bu araştırmada nitel veri analizi programlarından biri olan “MAXQDA Analytics Pro 2020” kullanılarak elde edilen sözel veriler sistematik hale getirilmiş, içerik analizi yapılarak kavramlar arasındaki ilişkilerin görsel olarak da ortaya konulması analizlerin geçerliliği ve güvenilirliği pekiştirilmiştir.