• Sonuç bulunamadı

Nişancızâde’nin Konuları Yerinde Zikretme Çabası

1. Üslup-Telif Tarzından Kaynaklanan Farklılıklar

1.2. Nişancızâde’nin Konuları Yerinde Zikretme Çabası

Nişancızâde bazen Şeyh Bedreddin’in bir başlık altında naklettiği bazı örnekleri o başlık altında zikretmeyip başka bir başlık altında zikretmiştir. Bazen de aynı başlık altındaki bir konunun iki kısımda incelendiği durumlarda örneklerin nakledildiği kısımları değiştirmiştir. Bu değişikliklerin sebebi Nişancızâde’nin o örneklerin içeriğini başka bir konu kapsamına daha uygun görmesi olabilir. Bu gibi durumlarda bazen o başlık altında Şeyh Bedreddin’in zikredip kendisinin zikretmediği meselelerin bulunduğu yerlere atıf yaparak okuyucuyu oralara yönlendirmiştir.

Örnekler:

1- “Bir kimse şuf‘a hakkından vazgeçmeyeceğine dair yemin ettikten sonra bu hak konusunda dava açmayıp şuf‘a hakkı sonra ererse yeminini bozmuş olmaz.”62

Bu örnek “Sükutla İlgili Meseleler” başlığında nakledilmiştir. Nişancızâde bu örneği, “Sükutun rıza yerine geçmediği meseleler” kapsamında zikrederken Şeyh Bedreddin “Sükutun rıza yerine geçtiği meseleler” kapsamında zikretmiştir.

Yeminin bozulmamasının sebebi Bedâiu’s-Sanâi’de63 şu şekilde açıklanmıştır: Çünkü susan kişi rıza göstermiş olmaz, talep etme hakkından vazgeçerek hakkını düşürmüş olur.64

62 Şeyh Bedreddin, Câmi‘u’l-Fusûleyn, s. 356b; Nişancızâde, Nûru’l-‘Ayn, s. 229a. 63 Alâüddîn Ebû Bekr b. Mes‘ûd b. Ahmed el-Kâsânî’nin (ö. 587/1191) eseridir. 64 "بلطلا نع ضارعلإاب هقح طقسم وه امنإو ملسمب سيل تكاسلا نلأ"

27

2- “Başkası üzerindeki alacağını bir ay müddetle tehir etmeyeceğine dair yemin eden kişi, bir ay tehir etmese ancak onu alma konusunda dava açmayıp bir ay müddet dolsa yeminini bozmuş olmaz.”65

Bu örnek de aynı şekilde “Sükutla İlgili Meseleler” başlığında nakledilmiştir. Nişancızâde bu örneği “Sükutun rıza yerine geçmediği meseleler” kapsamında zikrederken Şeyh Bedreddin “Sükutun rıza yerine geçtiği meseleler” kapsamında zikretmiştir.

Yeminin bozulmama sebebini Kasânî şöyle açıklamıştır: Çünkü tehir etmek ileri bir tarihe ertelemektir. Dava açmamak ise ertelemek değildir. Bu Ebu Hanife’nin görüşüdür.66

3- “Bir kimse, filancanın kölesini istihdam etmeyeceğine dair yemin ettikten sonra onun isteği olmadan o kişi köleyi ona hizmet ettirdiğinde susarsa yemini bozulmuş olur.”67

Şeyh Bedreddin “Sükutla İlgili Meseleler” başlığında geçen bu örneği sükutun rıza yerine geçmediği meseleler kapsamında zikrederken Nişancızcâde sükutun rıza yerine geçtiği meseleler kapsamında nakletmiştir. Nişancızâde, kişinin köleyi istihdam etmeyeceğine dair yemin etmesine rağmen kölenin onun için hizmet ettirilmesine sessiz kalmasını bu duruma rıza göstermesi olarak varsaymış olabilir.

4- “İnan ortaklığı olan iki kişiden biri diğerine ‘Bu cariyeyi sadece kendim için satın alıyorum’ dediğinde diğer ortak sükut edip o da satın alsa diğeri ‘Evet’ demedikçe cariye onun olmaz.”68

(Kâsânî, Bedâ’i’s-Sanâ’i fî Tertîbi’ş-Şerâʾiʿ, 2. Baskı, cilt 3, Beyrut: Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, 1974/1394, s. 86.

65 Şeyh Bedreddin, Câmi‘u’l-Fusûleyn, s. 356b; Nişancızâde, Nûru’l-‘Ayn, s. 229a. 66 ليجأتب سيل يضاقتلا كرتو ليجأتلا وه ريخأتلا نلأ ةفينح يبأ لوق اذهو (Kâsânî, Bedâ’i, cilt 3, s. 86.) 67 Şeyh Bedreddin, Câmi‘u’l-Fusûleyn, s. 356b; Nişancızâde, Nûru’l-‘Ayn, s. 230a. 68 Şeyh Bedreddin, Câmi‘u’l-Fusûleyn, s. 357b-358a; Nişancızâde, Nûru’l-‘Ayn, s. 229a.

28

Bu örnek, Câmi‘u’l-Fusûleyn ve Nûru’l-‘Ayn’da “sükutun rıza yerine geçmediği meseleler” kapsamında zikredilmiştir. Ancak el-Eşbâh’ta “sükutun rıza yerine geçtiği meseleler” kısmında zikredildiği için69 Nişancızâde, İbn Nüceym’i eleştirmiştir. “Bu

örneğin el-Eşbâh’ta sükutun rıza yerine geçtiği meseleler kapsamında zikredilmesinin muteber kaynaklarda geçtiği şekline muhalefet etmesi sebebiyle büyük bir yanlışlık olduğunu belirtmiştir. Meselenin ihtilaflı olması ve hakkında iki rivayet bulunması ihtimalinin ise uzak olduğunu, çünkü ikinci bir rivayet olması durumunda, ondan nakilde bulunan muteber kaynaklardan birinin buna mutlaka itiraz etmiş olacağını söylemiştir.70

5- Şeyh Bedreddin, “Borç ve Vadeyle İlgili Hükümler” başlığının son kısımlarında, Kitâbu’l-Fevâid71, el-Muhît ve Bakkâlî’nin72 (ö. 562/1167) eserinden içinde ibrâ

meselesinin olduğu örnekler nakletmiştir.73 Nişancızâde ise bu örnekleri borç ve vade ile

ilgili hükümler arasında zikretmek yerine, bir sonraki başlık olan “İbra ile İlgili Meseleler” kapsamında nakletmeyi tercih etmiştir. el-Muhît’ten naklettiği “Alacaklı alacağını borçludan temin ettikten sonra onu borcundan ibra etse aldığını iade edeceği de etmeyeceği de söylenmiştir.” örneğiyle ilgili hüküm bildiren başka bir örnek daha önceki konuda geçtiği için “Bu fakir der ki” şeklinde söze başlamış ve meselenin ayrıntısının “Borçla İlgili Meseleler” başlığının ilk kısımlarında yer aldığını beyan etmiştir.74

6- Şeyh Bedreddin, “Başkasının Malını İmar Etme” başlığının sonlarında, “fâsid bir satışla satın almak” ve “şart koşulan şeyin bilinmezliği nedeniyle kiralama akdinin fâsid

69 Zeynüddin b. İbrâhim b. Muhammed (İbn Nüceym), el-Eşbâh ve’n-Nezâîr, thk. Muhammed Mutî’ el-

Hâfız, 2. Baskı, Dimeşk: Dârü’l-Fikr, 1986, s. 180.

70 Nişancızâde, Nûru’l-‘Ayn, s. 229a.

71 Bu kitapla ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. (Şahıs ve Kitaplar Sözlüğü, s. 1190)

72 Ebü'l-Fazl Muhammed b. Ebi'l-Kasım b. Bâbcûk (Baycûk) el-Hârizmî el-Bakkalî. Tefsir, nahiv ve fıkıh

alanında tanınmıştır. Başlıca eserleri şunlardır: el-Fetâvâ, Tefsiru’l-Bakkâlî, Ezkâru’s-Salât, Cemu’t-

Tefârik fi’l Furû’, Menâzilu’l-Arab.

Bu örnekte hangi eserinden alıntı yapıldığına dair bir bilgiye ulaşılamamıştır. (Şahıs ve Kitaplar Sözlüğü, “Bakkâlî”, s. 1183)

73 Şeyh Bedreddin, Câmi‘u’l-Fusûleyn, s. 373b. 74 Nişancızâde, Nûru’l-‘Ayn, s. 248a-248b.

29

olması” gibi içinde fâsid şart ve fâsid akit meselelerinin bulunduğu örnekler nakletmiştir. Nişancızâde ise bu başlıkta bu örneklere yer vermemiştir. Şeyh Bedreddin, içinde fâsidlikle ilgili meseleler barındıran örneklerden biriyle ilgili “Bu, Kitâbu’l-icâre ve Kitâbu’l-müzâraa’da zikredilen deskere75 meselesidir.” şeklinde bir beyanda

bulunmuştur.76

7- Şeyh Bedreddin’in “Temlik Cihetiyle Mülkiyet İfade Eden Sözlerle İlgili Meseleler” başlığı altında naklettiği ve içinde mehrin ödenmesi konusunda hangi tarafın sözünün geçerli olacağına dair meselelerin bulunduğu örnekleri77 Nişancızâde kitabında,

“Ödeme Yapanın Sözünün Geçerli Olduğu ve Olmadığı Durumlar” şeklinde adlandırdığı başlıkta zikretmemiştir. Bunun yerine, konunun sonunda bu hususla ilgili birçok meselenin yirminci fasılda mehir davası ve çeyiz konularında geçtiğini ve bu konuların önemine binaen oraya bakılması gerektiğini belirtmiştir.78