• Sonuç bulunamadı

2.1. Tabiat ile İlgili Halk İnanışları

2.1.5. Nevruz ve Hıdrellez Hakkında Değerlendirme

Türk toplumundan doğa ile iç içe bir yaşamın olması baharın gelişi çiçeklerin açılışı gibi doğa olaylarını bayram havasına çevirmişlerdi. 21 Marttaki Nevruz ve 6 Mayıstaki Hıdrellez bayramları asırlarca Türk toplumun bayramı olarak kutlanmış ve kutlanmaya da devam etmektedir. Bayramlar bir nevi kaynaşma ve bütünleşme dilek dileme, eğlenme günleridir. Türklerin en eski bayramı ise nevruzdur. Türk kültürünün bir parçası olan Nevruz yüzyıllardan beri nesilden nesile intikal etmek suretiyle günümüze kadar ulaşabilmiştir. Nevruz/yenigün gecelerin kısalmaya başlayıp gündüzlerin uzamaya başladığı ve 21 Mart’a kadar devam eden günden farklı bir anlam içerir. Güneşin koç burcuna girdiği bu günden farklı bir anlam içerir. Göktürklerde Ergenekon bayramı denir. Nevruzun Türk tarihindeki izlerinin M.Ö. VIII. yy’a kadar uzandığı gösteren çalışmalarda vardır.190

Rûmî Takvimde Mart'ın dokuzuna, Milâdî Takvimde ise, Mart'ın yirmi birine tekabül etmektedir. Bilindiği gibi, tarihî vesikalara göre, 21 Mart, Türk Milleti'nin Ergenekon'dan çıktığı gündür. Ayrıca, bugün 12 Hayvanlı Türk Takviminde'' ve Büyük Selçuklu Hükümdarı, Sultan Melikşah'a (1055-1092) izafeten yapılan ve Celâliye (Tarih-i Celâli, Tarih-i Melik'i) ismini alan takvimde de yılbaşı olarak kabul edilmiştir. Gerek Selçuklu, gerek Osmanlı Devleti zamanında Sultan Nevruz bir millî bayram olarak kutlandı. 9 Mart (21 Mart)'a tekabül eden gün, şairler, Bahariye/ Nevruziye adlı methiyelerini, hekim başı çeşitli baharatlardan hazırlanan Nevruziye adlı macunu sultana sunuyorlar ve "Nevruz bahşişi" alıyorlardı. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla birlikte, kutlamalar da resmî nitelikli olmaktan çıkıp "Mesir şenliği",

"kıra çıkma", "an bırakma", "sinsin oynama", hâline dönüşmüş. Anadolu’nun

189 Ataibiş, Hüseyin, Hıdır Abdal Delisiz, Yol Çalısız Olmaz, İstanbul, 2006, s.37. 190 Kalafat, Yaşar, Hz. Hızır’dan Sultan Nevruz’a, Ankara, 2011, s.92.

çeşitli yerlerinde çeşitli bölgelerinde ilkbaharda çıkan ve baharın müjdecisi olarak bilinen nevruz çiçeğidir. Nevruz çiçeği kar altında, Şubat sonları ile Mart ayları içinde bitmeye başlayan içi mor damarlı, duru beyaz bir çiçektir.191

Türkler Nevruz’u ‘Nevruz-ı Sultani’,’Sultan Nevruz’ veya Orta Asya Türk topluluklarında görüldüğü üzere ’Sultan Navrız’ olarak kutlanmaktadır. Türklerde görülen rivayetlerin en önemlisi bugünün bir kurtuluş günü olarak kabul edilmesidir. Bu bakımdan bugün ‘Ergenekon’ veya ‘Bozkurt’ bayramı olarak kabul edilmektedir.192

Nevruz kutlamalarının İslamiyet ile ilgisi yoktur, hâlen Hıristiyan Gagauzlar, Yakutlar, Çuvaşlar da bu şenliği yüzlerce yıldır yaşatan Türk boylan olduğuna göre, Nevruz millî bir bayramdır. Müslüman oluşla beraber, eski bayram âdetlerine – İslamiyet’in içinde yaşatmak üzere-yeni gerekçeler arayan Türkler, bu rasyonalizasyon (aklîleştirme)'da da başarılı oldular. Türk toplulukları, İslâmiyet’ten önce ise bu kutlamayı, millî diriliş, devlet kurma günü, tabiattan emeğinin karşılığını isteme şenliği olarak anlamlandırıyordu. Ergenekon destanı bu anlamlandırmanın tarihî, sosyolojik, filolojik ve edebî bir örneğidir.

Kemaliye, eski takvime denk gelen dokuz martta nevruz kutlanırmış. Genelde Türk bayramı olan nevruzun ilçe kutlanmaya devam etmiş. Şu anda artık nevruz köylerde eğlence şeklinde olsa da ilçe de artık nevruz ilgili herhangi bir eğlence görülmemektedir.

Nevruzda olduğuna inanılan bazı rivayetler;

Ulu tanrı dünyayı gece ve gündüzün eşit olduğu Nevruz’da yaratmıştır.

İnsanlığın atası kabul edilen Hz. Âdemin çamuru Nevruz’da yoğrulmuştur. Böylece ilk insan Nevruz’da yaratılmıştır.

Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın dünya sürgünün sonu olan Arafat’ta buluşmaları Nevruz’da olmuştur.

Nuh tufan sonrası Hz. Nuh’un yere ayak bastığı gün Nevruz idi.193

Hıdrellez, bütün mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs eskiden

191 Çay, Abdulhaluk, Türk Ergenekon Bayramı, Ankara, 1993, s.236. 192 Çay, age., s.12.

kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır. Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır. Hızır ve Hıdrellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdrellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Oysaki Hıdrellez Bayramı’nı ve Hızır inancını tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Yunanistan ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle ilgili bazı tanrılar adına çeşitli tören ve ayinlerin düzenlendiği bilinmektedir. Hızır, yaygın bir inanca göre, hayat suyu (ab-ı hayat) içerek ölmezliğe ulaşmış; zaman zaman özellikle baharda insanlar arasında dolaşarak zor durumda olanlara yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan, Allah katında ermiş bir ulu kişidir. Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli değildir. Hızır, baharın, baharla vücut bulan taze hayatın sembolüdür. Hızır inancının yaygın olduğu ülkemizde Hızır’a atfedilen özellikler şunlardır:

Hızır, zor durumda kalanların yardımına koşarak insanların dileklerini yerine getirir.

Kalbi temiz, iyiliksever insanlara daima yardım eder. Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar. Dertlilere derman, hastalara şifa verir.

Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.

İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder. Uğur ve kısmet sembolüdür.

Mucize ve keramet sahibidir.

Hızır, bu nitelikleriyle mitoloji dünyasının kendilerine üstün yetenekler atfedilen tanrılarını hatırlatmaktadır. Ülkemizde Hıdrellez Bayramı 6 Mayıs tarihinde kutlanır. Bugün Hıristiyanlarca da baharın ve doğanın uyanmasının ilk günü olarak kabul edilir; bu günü Ortodokslar Aya Yorgi, Katolikler St. Georges Günü olarak kutlamaktadırlar. Mevsimlik bayramlarımızdan biri olan Hıdrellez, ülkemizde yaygın olarak kutlanmaktadır. Büyük şehirlerde daha az olmak üzere, kasaba ve köylerde hıdrellez

için önceden hazırlıklar yapılır. Bu hazırlıklar, evin temizliği, üst-baş temizliği, yiyecek-içeceklerle ilgili hazırlıklardır. Hıdrellez gününden önce evler baştanbaşa temizlenir. Çünkü temiz olmayan evlere Hızır’ın uğramayacağı düşünülür. Hıdrellez günü giyilmek üzere yeni elbiseler, ayakkabılar alınır.194

Bu coğrafyada diğer birçok yer gibi Uluğ Türkistan, Kafkasya, Balkanlar, Orta Doğu’da Hızır inancı yaşanmaktadır. Hızır bazılarına göre peygamber, bazılarına göre ise Evliyaullah’tan biri, diğer bir görüşe göre de efsanevi bir kahramandır195.