• Sonuç bulunamadı

2.1. Tabiat ile İlgili Halk İnanışları

2.1.4. Nevruz ve Hıdrellez

Nevruz ve Hıdırellez önemli iki bahar bayramıdır. Nevruz kıştan bahara hıdrellez ise bahardan yaza geçiş eğlencesi ve dileklerin ve güzel günlerde bereketlenen tabiatla hayat bulmasıdır. İki bayramda Eski Türklerden günümüze kadar gelen önemli bir gelenektir.

179 Günay - Güngör, age., s.70-71.

2.1.4.1. Nevruz

Kemaliye’de eski takvime göre Mart’ın dokuzunda yapılan bir eğlencedir. Mart dokuzu aslında miladi takvimin yirmi birine denk gelmektedir. Zaten o da baharın başlangıcı sayılır. Mart dokuzunun sabahında, genç kızlar beyaz entari giyer, başlarına beyaz tülbent örterler. Yiyecek hazırlarlar ve topluca çayırlığa giderler. Burada yemeklerini yerler dileklerini dilerler. Çayır çiğnenirse o sene sağlıklı olunacağına inanırlar. Mart dokuzu akşam elma dilimlerinin üzerine pekmez veya bal koyup sabaha kadar ayazda bekletirler. Üç sabah aç karnına bu elma dilimlerini yerler. Hastalıklara iyi geleceğine inanırlar. Mart dokuzuna nevruz denir. Nevruza ilçede Sultan Nevruz da denildiği oluyor.181

Kemaliye’de kadı gölü, küçük derenin ve hıngosorik182 deresinin olduğu yerde nevruz için toplanırlardı. Kadı gölünün üst tarafındaki Taşdidi camisinin arkasındaki yerlerde namaz kılar dua ederlerdi. Kadınlar ve erkekler sonra subaşına gelip orada kendileri için istedikleri ev olsun araba olsun onları şenliklerini taş veya topraktan yapar oraya koyarlardı. Sonra orada bulunan gül ağacına dileklerini tutar ve iplerle bağlarlardı. Orada yer içer eğlenir ve dağılırlardı.183

Ertesi sabah hingesorik deresinin oraya toplanılır ve piknik yapılırdı. Sabah kalktığımızda bağlarda hep yapılmış evler görürdük.184

Kemaliye ilçesi Ocak köyünde nevruz şöyle kutlanır; ‘Her yıl kışın sona ermesi baharın müjdecisi olan karların erimesi ile beraber buğulanan toprakta sarı beyaz mor renkli biten bir çiçek çıkar buna nevruz denir. Ocak köyünde nevruz ve nergis çiçekleri kutsal sayılır. Mart ayında köy evleri bu çiçekler ile süslenir. Her yerde saksılarda bu çiçekler bulunur. Aynı zaman da nevruz çiçeği yenilir. Ocak köyünde köy halkı akşam cem evinde toplanır. Gündüzden bir koç kesilip eti söğüş yapılır, yufka ekmek arasında dürüm yapılarak nevruz cemine katılanlara lokma olarak dağıtılır. Nevruz akşamı cem evinin orta yerine bir bakır sini ile yer sofrası konulur. Geniş bir kap içerisine süt doldurularak ortada duran sofraya konulur. Sütün içerisine iki sama çöpü atılır, saman çöpleri birleşene kadar zakirler, deyiş düvaz imam çalıp söylerler, kerbela şehitlerine ağıtlar söyleyerek ağlaşırlar. Zakirlerin görevi bitince de postunda oturan dede zakirlere dua eder. Kışın bitmesi, baharın gelmesi, doğanın ağır ağır uyandığı, davarları, malların ve insanların kazasız belasız bahara eriştikleri için Sultan Nevruz akşamı cem’de

181

Nurten Özpan, 1972 Apçağa Doğumlu, İlkokul Mezunu, Ev Hanımı.

182 Hıngosorik: 5 gün manasına gelir.

183 İsmail Bayrak, 1943 Kemaliye Doğumlu, İlkokul Mezunu, Marangoz. 184 Ahmet Özpan, 1968 Kemaliye Doğumlu, İlkokul Mezunu, Fırıncı.

Tanrıya şükür dualarında bulunurlar. Peygamber ve ehlibeytinden şefaat dilerler. İki saman çöpünün sütün içerisinde birleşmesi dualarının kabul gördüğü anlamına gelir. Süt daha sonra lokmacı tarafından cem’e katılan herkese lokma olarak dağıtılır. Hasta ve yaşlılardan cem’e katılamayanların evine lokma gönderilir.’185

2.1.4.2. Hıdırellez

Hıdırellez her yılın mayıs ayının başlarında, halk arasında dileklerinin kabul olunacağına inanılan ve bu yüzden sabırsızlıkla beklenen bir gündür. Hıdrellez gecesi çeşitli şekillerde dilekler dilenir. Gül ağacının, özellikle sarı gülün dibinde o gece namaz kılınır tespih çekilir. Burada da nevruz gibi eğlenceler yapılır, dilekler dilenir. Evi olmayanlar evin, herhangi bir eşyası eksik olanlar da o eşyanın küçük bir benzerini çamur veya çalı çırpı yaparak ayaza koyarlar, yani sabaha kadar bekletirler. Gül ağacı dalına asılarak ayaza konulmuş para cüzdanı konursa bereket getirir. Bazı aileler hıdrellez gecesi toplanıp subaşına giderler. İki rekât namaz kılar, tespih çekerken şu duayı okurlar:

Hızır İlyas karada, Hıdır nebi deryada, Erdir Allah murada.

Dileklerini bağırarak suya söylerler. O gece yedi kapı çalınır, kimin bahtına kim çıkar diye genç kızlar en aşağı kapıyı numarasından başlamak üzere sıra ile kapıyı çalar kaçarlardı. Erkeklerde gizlice evin damına saklanırlardı hangi kız hangi evin kapısını çalacak diye beklerlerdi. Hıdrellezde gecesi sandık ve dolapların ağzı açılır. Böylece kısmetin geleceği söylenir.186

Başka bir kişi ise, Hıdrellezde küçük derenin başında dilek dilendiğini ve oraya gelenlerin dileklerinin şeklini yaparak derenin başına koyup ve gittiklerini söyledi.187

Apçağa köyünde ise hıdrellez için Osman beg deresinin yakınında bulunan Emin mağarası (deliği), gidilir ve evler yapılıp, çeşitli dilekler dilenirdi. Kadınlar kıldan bir ip getirirlerdi. İp bacakların arasından geçirerek mağaraya girerlerdi. O senenin düzgün, huzurlu ve sağlıklı geçmesini dilerlerdi.188

185

Ataibiş, Hüseyin, Hıdır Abdal Delisiz, Yol Çalısız Olmaz, İstanbul, 2006, s.37.

186 Nurten Özpan, 1972 Apçağa Doğumlu, İlkokul Mezunu, Ev Hanımı. 187 İsmail Bayrak, 1943 Kemaliye Doğumlu, İlkokul Mezunu, Marangoz. 188 Kamil Karamürsel, 1943 Apçağa Doğumlu, İlkokul Mezunu, Tedaş Emekli.

Kemaliye ilçesi Ocak köyünde Hıdırellez ile ilgili uygulama şöyledir; ‘Kış yarısı geçip baharın yaklaştığı yakın Hızır lokması dağıtılır. Köyde variyetli aileler yoksul, fakir kışın yiyeceği biten ailelere yardımda bulunurlar. Evde var olan hayvanlardan birer parça tüy kıl kesilir, bununla birlikte ailede kaç kişi yaşıyorsa onlardan da bir miktar saç kılı kesilerek evin en yaşlısı tarafından dama çıkılır ve kesilen saç kılları havaya serpilir. Esen rüzgâra bağırarak ‘evimizden derdi belayı götür Hızır Baba ‘derler.’189