• Sonuç bulunamadı

Bir inanış olarak her toplumda mevcut olan nazar Azerbaycan toplumunda da oldukça yaygındır. Azerbaycan Türkçesine “nazar” için daha çok “göz değmesi”213

ifadesi kullanılır. İnanışa göre güzel bir şey görüldüğü zaman oluşan haset duygusu, gözden çıkan bir tür enerji, bakılan eşyalara veya canlılara olumsuz etki eder.

Ancak şu hususu özellikle belirtmek gerekir. Nazar her zaman kıskançlıktan, çekememezlikten veya düşmanlıktan kaynaklanmaz. Fakat çoğu zaman böyle düşünülebilir. Bazen insan çok sevdiği birisine, anne evladına, dede torununa, kadın kocasına, nazarıyla zarar verebilir. Azerbaycanın bazı yerlerindeki inanışa göre de buna mahal vermemek için, karşısındaki şahsa bakan insan, eğer hemen burnunun ucuna bakarsa, nazarın tesiri hemen bozulur.

İnsanların, mahsulün ve hayvanların nazardan korunması için birtakım pratiklerin yapılması, inşaat halindeki binalara, ambarlara, ahırlara nal asılması geleneği Azerbaycan halkı arasında da yaygındır. Nazara gelmesi muhtemel hayvanların ya boyunlarına dağdağan asılır, ya da alınlarına muska takılır. Göz alıcı çocukları nazardan korumak için yüzlerine kömür sürerler. Köy, kasaba gibi küçük yerleşim yerlerinde nazarı keskin olanlar herkesçe bilinir. Onların nazarlarından korunmak için, onları

212 a.y. 213

115 gördükleri zaman yol değiştirirler. Yol değiştirme fırsatı olmayanlar ise kaba etlerini kaşırlar. Zayıf bir ihtimal da olsa, işi şansa bırakmamak için, "maşallah" demek lazım. Nazardan korunmak için yapılan nazarlıklara sarımsak konulduğu da görülmektedir. Bu uygulama Türk dünyasının birçok yerinde yapılmaktadır.

Azerbaycanda nazardan korunmanın en etkin silahlarından biri de üzerliktir. Azerbaycan'ın bazı yörelerinde doğumdan sonra on, bazen da kırk gün süreyle yakılan üzerliğin külünü hem annenin, hem de bebeğin alnına sürerler. Bu pratikle, her ikisinin de muhtemel tehlikeye karşı korunduğuna inanılır. Yine bazı yörelerde hamamdan gelen gelin, kız veya damadın önünde üzerlik yakılır. Böylece onların nazardan korunduklarına inanılır. Üzerlik, Azerbaycan manilerinde de yerini almıştır.

Üzerliyim çatlasın Yaman gözler patlasın Ağrım, belam dökülsün Dert üstünden addasın.

Üzerliksen havasın Bin bir derde devasın Her yerde sen olasın Kaza-bela savasın Üzerlik dene dene Dökülsün herze çene Gohum ola, yâd ola Gözü bu odda yana.

Üzerlik, kök üzerlik Başında börk üzerlik Bize yaman bakanın Gözlerin dök, üzerlik!

116 Atın taydı üzerlik

Donun ağdı üzerlik Müşkül işe düşmüşem Hovdu, hovdu üzerlik.214

Azerbaycan'da gelini şer güçlerden, nazardan korumak ve sıkıntılı kadınların onu kendi dertlerine ortak etmemeleri için geline duvak götürülür ve şöyle bir mani söylenir:

Zülf dökmüş yüze dilber Çıkmıştır düze dilber Duvak çekin yüzüne Gelmesin göze dilber.215

Azerbaycan'da bazı yörelerde doğumdan sonra on gün, bazen de kırk gün süreyle üzerlik yakılır ve külü hem annenin hem de bebeğin alnına sürülür. Bu uygulama ile muhtemel kötülüklere karşı, bebek ve anne korunmuş olur. Bazı yörelerde hamamdan gelen kız, gelin ve damadın önünde üzerlik yakılarak nazardan korunmaya çalışılır.216

Nazara karşı en etkili koruma vasıtalarından biri de Azerbaycanda “göz muncuğu” diye tabir edilen nazar boncuğudur. Göz boncuğu uygulaması, daha ziyade çocuk, iş yeri, ev, hayvan, gelin, son zamanlarda arabalarda kullanılması yaygındır.

Söz konusu bölgede göz/nazar boncuğuna ilâve olarak, dağdağan ağacının genellikle üçgen şeklinde yapılan dağdağanlar da çocukların sırtına veya yakasına takılır. Üzeri Arap harfleri ile yazılı olan ve "dağdağan" denilen üçgen şeklindeki bir levha, hayvanın alnına veya boynuna takılır. Bağa, bostana nazar değmemesi için de ölmüş hayvan kellesinin bir ağacın başına geçirilip, tarlanın ortasına dikelmesi adeti de çok yaygındır.

214 Seyidov, Azerbaycan Mifik Tefekkürünün Kaynakları, s.95. 215 Makas, a.g.e., s. 136.

216

117 Eskiden nazarı keskin olanlar eskiden çok mecbur kalınmadıkça düğün-dernek gibi yerlere davet edilmezlerdi. Yıllar sonra çocuk sahibi olanlar, çocuklarının ileride nazar kurbanı olmaması için, erkek çocuklarına Nazaralı/Nezereli adını verirler. Ali adından Hz. Ali kastedilmektedir. İsmin bir başka anlamı ise, Hz. Ali'nin nazarı üzerinde olsun demektir. Dolayısıyla kem gözler ve nazar tesirsiz olur.

Sık sık çocuğu ölen kadınlar, çocuğun yakasına gözboncuğu ile birlikte sarımsak ve köpek pisliği karışımı bir şey takar. Nazarı keskin olanlar genellikle bilindiğinden böyle biriyle karşılaşıldığında apış arası kaşımak suretiyle, nazarı etkisiz hale getirilmeye çalışılır. Böyle biriyle karşılaşan kimse çoğu zaman yolunu değiştirir, adakta bulunur, uzak bir sefere çıkacaksa genellikle bundan vazgeçer. Nazarın tesirini ortadan kaldırmak için bazen tabak, bardak gibi ev eşyalarından biri kırılır. Nazarı keskin olanlar umumi yerlere, özellikle düğünlere mecbur kalınmadıkça çağrılmaz. Bunlar genellikle mavi gözlü, köse sakallı ve seyrek dişli insanlardır. Bunlara gözükmek iyi değildir. 217

Burada kotü nazarlı kimsenin nazarını etkisiz hale getirmede üzerlik, karadiken ve toprağın gücü kullanılıyor. Ve okunup tükürüldükten sonra artık nazarın etki etmeyeceğine inanılıyor.

Nazarla bağlı diğer bir büyü ise nazara genel bakış, onun sürati, güçlü tesirini etkisiz hale getiren üzerlik bitkisinin önemi görülüyor.

Çıktım Hicran dağına Üzerliksen havasın,

Çağırdım yardım et, ay ağa, Her bir derde davasın

Sordu nedir, de kara Bednazardan bela gelip

Dedim eyle derde çara Onu da sen savarsın. Dedi git üzerlik at ocağa Üzerlikler çırtlasın, Üzerlik hene-hene. Yaman gözler pırtlasın, Döküldü herzi sene, Atın ağdı üzerlik, Dost ola, düşman ola, Her derdin dermanısın Nazarı bu odda yana Hov günüdür üzerlik

217

118

Gara çavış, gada savış.218

Dağa çıkarak ağadan (ermişten) nazara karşı yardım etmesini isteyen kişiye, ateşe üzerlik atması emrediliyor. Aslında bu şiir-afsun, baştan sona kadar, üzerlik yakma ve tütsüsünü nazar değmiş kimseye verme ayini esnasında okunur. Üzerlik, Azaerbaycanda nazara karşı en çok kullanılan bitkidir.

Nazarla bağlı afsunlarda kötü göz lanetlenir, üzerlik, nazarı kıran bitki olarak vasfolunur.

Koynunda üzerlik astırmışam Gözünün oku toprağa Sırtında karadiken bastırmışam Ahın toprağa, ufun toprağa

Kalkan sındıran gözüne Kalkan sındıran gözüne

Kel çatlatan sözüne Kel çatlatan sözüne

Tfu Tfu... Tfu tfu tfu, tfu tfu tfu...

Nazarın bir türü de “gösterme”dir. Gösterme, sözün insan gözü karşısında baş veren mucizevi etkisidir. Göstermeler nazar veya göz değmesi ile alakalı olup sözün yöneldiği objenin kısa zaman içinde ifliç olması, bozulması, kırılması, düşmesi ve genellikle mahvolmasıdır. Bütün bunlar ise insanın gözü karşısında gerçekleşiyor. Gerçekleşen olayla ilgili durumu kendi gözü ile görenler, bunu akıllara kazıyor, hafızalara yerleştiriyor ve böylece gösterme halk arasında yayılıyor. Göstermenin bir kişiden diğerine geçmesi ve yayılması ile bağlı göstermenin çeşitli versiyonlarının oluşması da mümkündür.

Meryem nine nahırın karşısına çıkmıştı. Ala ineğin dolu memelerine bakıp dedi:

- Oy, of, of! İneğin olduğu zaman da keşke böylesi ola!

Bir az geçti, ala inek düz yolda yere düştü. Dediler ki ineğin kalbi çatlamış”219

218 Nebiyev, Azerbaycan Folklorunun Janrları, s. 67. 219 Nebiyev, Azerbaycan Halk Edebiyatı, s. 362.

119

Bu örnekte ineğin kalbini çatlatan kötü nazardır. Ancak “gösterme” türünde nazar (göz değmesi), etkisini hemen gösteriyor.

Belgede Azerbaycan halk inanışları (sayfa 124-129)

Benzer Belgeler