• Sonuç bulunamadı

1.1. İslamda Havf ve Reca Anlayışı

1.1.6. Naslarda (Ayet Ve Hadisler)Havf(Korku)

İslami müktesebatın temeli evvela, Allah’ın insanları hidayete erdirmek için, hem dünyalarını hem de ahiretlerini güzelleştirmek için, yani saadeti dareyni tesis etmek için gönderdiği ve kendisinin onu korumayı vaad ettiği “Şüphesiz ki bu Kur’an’ı biz indirdik onu koruyacak olanda biziz.”207 Kur’an-ı Azimüşşandır. İkinci temel ise, o mahfuz kitap olan Kur’an-ı Azimüşşan’ın mübelliği, mübeyyini, müfessiri, serveri enbiya, hatemül enbiya insanların en değerlisi olan Hz. Muhammed Mustafa’dan rivayet olan hadisi şeriflerdir. Bir Mü’min için en bağlayıcı olan şey ayet ve hadislerdir. Çünkü ayette şöyle buyrulmaktadır: “Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; kendilerine O’nun ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır ve Raplerine tevekkül ederler.”208 Ayeti duyduğun da kalbi titreyen Mü’min için ayet çok bağlayıcıdır. Ayet ve hadisler konuşunca bütün Mü’minler işittik ve itaat ettik demekten başka tercihleri yoktur. Allah ayette şöyle buyuruyor: “Hem Allah ve Resülü bir işe hüküm verdiği zaman, ne Mü’min bir erkek, ne de Mü’min bir kadın için (o hükme muhalif)işlerinde kendilerine (başka bir yolu) seçme hakkı yoktur! Ve kim Allah ve

205 Gökcan, Tasavvufta Havf ve Reca/ Korku ve Ümit, s.39. 206 Gökcan, Tasavvufta Havf ve Reca/ Korku ve Ümit, s.40. 207 Hicr, 15/9.

Resulüne isyan ederse, artık muhakkak ki apaçık bir sapıklık ile dalalete düşmüş olur.”209 İşte bu ayetler bize Kur’an’ın Mü’minin hayatında ne kadar önemli yeri olduğunu göstermektedir.

Evvela konumuzla ilgili ayetler daha sonra hadisler sıralanacaktır. “Ey iman edenler, Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.”210

“Ey insanlar! Rabbinizden sakının / korkun! Çünkü kıyametin zelzelesi, pek büyük (korkunç)bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emziren kadın emzirdiği (yavrusu)nu unutur ve her hamile kadın yükünü (karnında ki çocuğunu) düşürür, (o gün) insanları, sarhoşlar (gibi yalpalarken) görürsün halbuki onlar sarhoş kimseler değildir. Fakat Allah’ın azabı şiddetlidir.”211

“Sakın inkâr edenleri, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak kimseler sanma! Onların varacağı yer, ateştir. Ve o, ne kötü varılacak yerdir.”212

“Şüphesiz o kimseler ki, onlar rablerinin azabından korkarak titreyenlerdir. Hem o kimseler ki, onlar rablerinin ayetlerine iman ederler. Yine o kimseler ki, onlar rablerine ortak koşmazlar. Ve o kimseler ki, şüphesiz rablerine dönecek kimseler olduklarını bildikleri için, verdikleri şeyleri kalpleri ürpererek verirler.”213

“Onlar ne bir ticaretin, ne de bir alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namazı dostdoğru kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymadığı erlerdir! (onlar, dehşetten) kalplerin ve gözlerin kendisinde döneceği bir günde korkarlar.”214

“(Teheccüd namazı kılmak için) yanları yataklardan uzaklaşır; korkarak ve umarak rablerine dua ederler ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf ederler.”215

“Onların (ilah diye) yalvarıp durdukları şeyler, Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile ararlar, O’nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı (pek) korkunçtur.”216

“İşte (size haber getiren)o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Eğer iman eden kimseler iseniz, artık onlardan korkmayın da (ancak) benden korkun!”217

209 Ahzab, 33/36. 210 Ahzab, 33/70. 211 Hacc, 22/1,2. 212 Nur, 24/57. 213 Mü’minun, 23/57,58,59,60. 214 Nur, 24/37 215 Secde, 32/16. 216 İsra, 17/57. 217 Al-i İmran, 3/175.

“Ey İsrailoğulları! Size ihsan ettiğim nimetlerimi hatırlayın; (iman edeceğinize dair) bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, (bende cennete girme hususunda) size verdiğim sözü yerine getireyim ve artık yalnızca benden korkun!”218

“(İnsanlar ve cinlerin bir kısmı hariç, herşey) üzerinde (hakim) olan rablerinden korkarlar ve ne emrolunursa yaparlar.”219

“İnsanlardan, (yeryüzündeki) hareketli canlılardan ve sağmal hayvanlardan da böyle renkleri muhtelif olanlar vardır. Kulları içinde Allah’tan en çok âlimler korkarlar. Muhakkak ki aziz (kudreti daima üstün)dir, gafur (çok bağışlayan)dır.”220

“Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar.” “Kim Allah’a kaşı gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.”221 “Ey iman edenler; Allah’tan ona yaraşır bir şekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin.”222

“O halde gücünüz yettiği kadar Allah’tan korkun.”223

“Ey iman edenler, eğer Allah’tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.”224

“Rabbinin yakalaması çetindir.”225

“O gün insan kardeşinden, anasından ve babasından, yastık arkadaşından ve çocuklarından kaçar. O gün herkesin yetecek kadar meşguliyeti vardır.”226

“Allah kendine karşı gelmekten sizi sakındırıyor.”227

“Rabbinin, haksızlık eden memleketleri yakaladığında, onun yakalayışı işte böyledir. Çünkü O’nun yakalaması acıklı ve çetindir.

İşte bunda, ahiret azabından korkanlar için elbette bir ibret vardır. O gün bütün insanların bir araya toplandığı bir gündür ve o gün bütün mahlûkatın huzur bulduğu bir gündür.

Biz onu (kıyameti) ancak sayılı bir müddetin sona ermesi için erteledik.

O geldiği gün Allah’ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan bedbahtta vardır, mutlu olan da vardır.

218 Bakara, 2/40. 219 Nahl, 16/50. 220 Fatır, 35/28. 221 Talak, 65/2,4. 222 Al-i İmran, 3/102. 223 Teğabün, 64/16. 224 Enfal, 8/29. 225 Buruc,85/12. 226 Abese, 80/34-37 227 Al-i İmran, 3/28.

Bedbaht olanlara gelince, onlar ateştedirler, orada onların (çok feci) nefes alıp vermeleri vardır.”228

“Allah’tan korkan öğüt alacaktır.”229

“Rabbinin huzurunda durmaktan korkanlar için iki cennet vardır.”230 Cennetlikler birbirlerine dönüp sorarlar:

Derler ki: “Daha önce biz, ailemiz içinde korkardık.

Allah bize lütfetti de vucudun içine işleyen azaptan korudu.

Gerçekten biz bundan önce O’na yalvarıyorduk. Çünkü iyilik eden esirgeyen ancak O’dur.”231

“Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Ancak böyle takva sahibi olursunuz.”232

“Sizden önce kendisine kitap verilenlere ve size “Allah’tan korkun/takva sahibi olun” diye emrettik.”233

“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Fakat O’na sadece sizin takvanız ulaşır.”234

“Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır.”235 “Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlarda Allah’tan hoşnut olmuşlar. Bu müjde, Rabbinden korkanlar içindir.”236

“Rablerinden korkanlar için hidayet ve rahmet vardır.”237 “Umarak ve korkarak bize dua ederler.”238

Bu ayetler genel olarak insana bir hayat biçimi vermektedir. İmam Nevevi bu durumu şöyle izah etmektedir: “Ayetlere göre söz ve fiille Allah Teala dan korkmak vaciptir. Allah Teala’dan korkmak zorluklardan kurtulmaya ve helal rızık kazanmaya sebeptir. Ve kim Allah’tan korkmaya devam ederse, Allah onun kalbine ve aklına öyle

228 Hud, 11/102-106. 229 A’la, 87/10 230 Rahman, 55/46. 231 Tur, 52/25-28. 232 Bakara, 2/21. 233 Nisa, 4/131. 234 Hacc, 22/37. 235 Hucurat, 49/13. 236 Beyine, 98/8. 237 A’raf, 7/154. 238 Enbiya, 21/90.

bir nur koyar ki, onunla hakkı tanır ve ona tabi olur; batılı ayırır ve ondan uzak durur böylece Allah’ın affı ve mağfireti onun üzerine yağmur gibi yağar.”239

Abdullah İbnu Amr (r.a) anlatıyor: “Resulullah (a.s)’a: “En efdal insan kimdir?” diye sorulmuştu. “Kalbi mahmun (pak), dili doğru sözlü olan herkes” buyurdular.” Ashab: “Doğru sözlülüğün ne demek olduğunu biliyoruz. Mahmumu’l-kalp ne demektir?” diye sordu.

“Mahmum kalp, Allah’tan korkan tertemiz kalptir, içinde günah yoktur, zulüm yoktur, haset yoktur, kin yoktur.” buyurdular.”240

Ebu Hureyre (r.a) diyor ki: “Ey Allah’ın Resulu, insanların en şereflisi kimdir, dediler. O da: Allah’tan en çok korkandır, dedi.”241 İnsan Allah’tan korktuğu oranda şerefe ve makam kazanır.

“Allah’ım, senden hidayet, takva, iffet, ve zenginlik isterim.”242

“Allah’tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, ramazan orucunuzu tutun; mallarınızın zekâtını verin ve başınızda ki idarecilere itaat edin; o zaman Rabbiniz cennetine girersiniz.”243

“O gün cehennem yetmiş bin yularla getirilir; her yulardan yetmiş melek tutup onu çekerler.”244

“Kıyamet gününde cehennemliklerin en hafif azap görenişudur: Adamın ayaklarının altına iki kor parçası konur; bunlardan beyni kaynar. Kendisi de cehennem halkının en şiddetli azap çekeni olduğunu zanneder; halbuki en hafifidir.”

“Cehennem de ateş kimini topuklarına kadar, kimini dizlerine kadar,kimini beline kadar, kimini de köprücük kemiklerine kadar tutar.”245

“İnsanlar alemlerin Rabbi Allah’ın huzurunda dururlar; öyle ki kimilerikulaklarının ortasına kadar tere batar.”

“Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız, dedi. Resulullah sallAllahu aleyhi ve selemin ashabı yüzlerini kapattılar; hıçkırarak ağlamaya başladılar.”246

239 İmam Nevevi, Riyaz’us-Salihin Tercemesi ve Şerhi, Nüzhetü’l-Muttakin, terc. Abdulvehhab Öztürk,

Kahraman Yayınları, İstanbul 2016, Cilt 1, s.104.

240 Kütüb-i Sitte, Vera’ ve Takva, c.17, Akçağ Yayınları, s.621. 241 Nevevi, Riyaz’us-Salihin Tercemesi ve Şerhi, c.1, s.104. 242 Nevevi, a.g.e, c.1, s.106.

243 Nevevi, a.g.e, c.1, s.107. 244 Nevevi, a.g.e, c.1, s.363. 245 Nevevi, a.g.e, c.1, s.364. 246 Nevevi, a.g.e, c.1, s.365.

“İnsanlar kıyamet gününde terleyecekler; öyle ki terleri yerin dibine yetmiş arşın işleyecektir. Ter yular gibi kulaklarına kadar çıkacaktır.”

“Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: Resulullah sallAllahu aleyhi ve selemin’in yanında idik; bir gürültü duydu; “bunun ne olduğunu biliyormusunuz?” dedi. Biz de, Allah ve Resülü daha iyi bilir, dedik. Bu, yetmiş sene önce cehenneme atılan bir taştır; düşüyordu; şimdi dibine ulaştı. İşte işittiğiniz gürültü odur, dedi.”247

Hz. Ayşe (r.a) şöyle demiştir:

Rasülullaha: “Ey Allah’ın Resülü! Senin ümmetinden cennete hesabı görülmeden girecek kimse olur mu? Diye sordum. Resul Hazretleri şu cevabı verdi:

“Olur. Onlar da günahlarını anarak ağlayan Mü’minlerdir!”

“Hak Teala’nın katında, Allah korkusundan akan gözyaşı damlasından daha aziz bir katre yoktur. Nitekim Hak Teala’nın yolunda dökülen kan damlasından da aziz damla yoktur.”

“Yedi kimse Hak Teala’nın arşının gölgesinde bulunur. Bunlardan birisi Hak Teala’nın korkusundan ağlayandır.”

Hanzala, (r.a) şöyle bir olay rivayet eder:

Resülullah’ın yanındaydım. Bize öğüt vermekteydi. Öyle ki, gönüllerimiz incelir, yumuşuyordu. Gözlerimizden yaşlar aktı. Ben eve geldim. Ev halkım, karım, çocuklarım konuşmağa başladık. Dünya işlerine daldık. Az sonra Resülullah’ın öğütlerini ve ağladığımı hatırladım. Sokağa fırladım:

Hanzala munafık oldu! Dedim.

Böyle diyerek sokakta giderken Ebu Bekir (r.a) Hazretine rast geldim. Bana: Öyle deme! Sen munafık olmadın! dedi.

Ben direk Resulullah’ın katına vardım. Kendilerine: Hanzala munafık oldu! dedim.

Resülullah:

Hanzale hiçbir zaman munafık olmadı! diye buyurdu: Az sonra olan hali kendisine anlattım. Şöyle buyurdu:

“Ya Hanzale! Eğer bizim huzurumuzda bulunduğun hal üzere kalsaydın melekler gökten iner, yollarda, evlerinizde sizinle el sıkışırlardı. Lakin eu Hanzale, saat saate uymaz. Bir saat bir türlü, bir saat bir türlü olur.”248

247 Nevevi, a.g.e, c.1, s.367.

“Ben Hak Teala’yı sizden çok biliciyim. Hak Teala’dan en çok korkan da benim.” “Ey Davut! Benden hışımla arslandan korkar gibi kork.”249

“Hikmetin başı Allah korkusudur.”250

“Allah korkusundan kalbi ürperip titreyen Mü’minin hataları ağaçtan yaprakları döküldüğü gibi dökülür.”251

“Kabir ya ateş çukurlarından bir çukur ya da cennet bahçelerinden bir bahçedir.”252

Hz. Ayşe (r.a) aktarıyor:

“Hava bozup fırtına estiğinde Allah Resulünün çehresi değişir, kalkar odada dolaşır, dışarı çıkar, içeri girerdi. Tüm bu hareketleri, Allah’ın azabından korktuğundandı.”253

“Ebu’d-Derda aktarıyor: ”Rahman’ın dostu Hz. İbrahim, namaza durduğu vakit Rabbinin korkusundan meydana gelen kalbinin cızırtısı bir mil mesafeden duyulurmuş.”254

“Yine rivayetlere göre Allah Resulu namaza durduğunda göğsünden kaynamakta ki tencerenin sesi gibi sesler duyulurmuş.”

“Cebrail bana ne zaman gelmişse, muhakkak Cebbar-ı Teala’nın korkusundan titrerdi.”255

1.2. Reca (Ümit)