• Sonuç bulunamadı

4. KARAHĠSÂR-I SÂHĠB SANCAĞI‟NDA ĠDARECĠ SINIF

4.5. NAKĠBÜ‟L-EġRAF VE NAKĠBÜ‟L-EġRAF KAYMAKAMI

Hz. Peygamberin soyundan gelenlere “Seyyid” veya “ġerif” denilir. Hazreti Hasan‟ın soyundan olan erkeklerin adının önüne “ġerif”, kadınlar da “ġerife” unvanı eklenir, Hazreti Hüseyin‟in soyundan gelen erkekler “Seyyid”, kadınlar “Seyyide” unvanı alırlardı183

.

Hazret-i Peygamberin ehl-i beyti, yakın akrabası ve soyundan gelenlerin Müslümanlar nazarında önemli bir mevkileri olmuĢ ve onlarla ilgili hizmetleri ifa etmek için görevliler tayin edilmiĢtir. Böylece “nikâbet” müessesesi ortaya çıkmıĢ, bununla ilgili görevlilere de “nakîbü‟l-eşrâf” adı verilmiĢtir184

.

Bu kiĢilere aĢırı derecede saygı ve hürmetten dolayı, devlet bunları “arusiyye, tevcihiyye” gibi vergilerden, askerlik vazifesi vb. bütün kamu mükellefiyetlerinden muaf tutmuĢ ve Seyyid ve ġerif olduklarına dair ellerine “siyâdet beratı” vermiĢtir. Ayrıca vakıf mütevelliliği ve zaviye tevliyeti gibi hizmetlerin verilmesinde bunlara öncelik tanınmıĢtır185

.

182

Ġncelediğimiz defterde ġeyhülislamların atanmasına iliĢkin bir kayıt vs. yoktur. Zira ġer‟iyye Defterleri umumiyetle ait oldukları sancak veya kazanın yerel idarecilerinin atanmasına iliĢkin kayıtları ihtiva etmektedir. Ġncelediğimiz defterde iki Ģeyhülislam ismi geçmektedir. Bunların isimlerini ise müftü atamalarında ve ilmiye sınıfına mensup kimselerin sürgün ve ıtlak fermanlarında geçtiği nispette bilebilmekteyiz.

183

M. Sarıcık, “Osmanlı Devleti‟nde Nakibü‟l- EĢraflık Kaymakamı” , Türkler, C.10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s.385.

184 ġ.T. Buzpınar, “NakibüleĢraf” , TDVĠA, C.32, Ġstanbul 2006, s.322. 185

70 Nakibü‟l-eĢraflık müessesesinin Osmanlılarda ortaya çıkıĢı erken dönemlere kadar gitmektedir. Osmanlılarda Seyyidlerle186

ilgili ilk kurum, I. Bayezid döneminde 1400 yılında “Sâdât Nezareti” adıyla kurulmuĢtur. II. Bayezid döneminde nikabet ihdas edilmiĢ, bu göreve tayin edilen Seyyid Mahmut Efendi‟nin menĢuruna

“Nakîbü‟l-Eşrâf” lakabı yazılmıĢ ve kendisine günlük 25 akçe maaĢ takdir

edilmiĢtir. Seyyidlere vergi muafiyetleri de uygulanmıĢtır. Seyyidler “Yeşil Sarık” takınarak farklılıklarını gösterirler ve diğer insanların saygısını celbederlerdi187

. Nakibü‟l-eĢraflık 17. Yüzyıl sonlarına kadar yüksek ulemaya mahsus bir makam değildi. Ancak bu tarihten itibaren Ġstanbul kadısı ve kadıasker mazullerinden bu makama geçecek pek çok kimse bulunmuĢtur. Dolayısıyla nakibü‟l-eĢraf tayin edilecek kimseler bunlar arasından seçilmeye baĢlanmıĢtır188

. Osmanlı Nakîbü‟l-eĢrâfları Ġstanbul‟da ikamet eder, diğer Ģehirlerde ise sâdât arasından belli bir zaman için seçilen nakîbü‟l-eĢrâf kaymakamları olurdu. Merkezde ve taĢrada “Ģecere-i Tayyibe” denilen defterler bulunurdu ve Osmanlı Devleti‟ndeki bütün Seyyidlerin isimleri ve hüviyetleri buraya kaydedilirdi. Seyyidlik beratının verilmesi, vergi muafiyetlerinin uygulanması, Seyyidlerden suçluların cezalandırılması gibi iĢlemlerde bu deftere baĢvurulurdu. Nakîbü‟l-eĢraflar biat, muayede, kılıç kuĢanma ve mevlid gibi törenlere katılırlardı189

.

Nakibü‟l-eĢraf kaymakamları Ġstanbul‟da bulunan nakibü‟l-eĢrafın gönderdiği mektup ile atanmaktaydılar. Ġncelediğimiz dönemde Karahisâr-ı Sâhib sancağına bağlı Barçınlı, Nevahi Barçınlı ve Sincanlı kazalarında bulunan Seyyidler için nakibü‟l-eĢraf kaymakamı atanmaktaydı. Mesela, 1 Muharrem 1237 (28 Eylül 1821) tarihinde Nakibü‟l-eĢraf Mehmet Sıddık Efendi, Ġsmail Efendi‟ye bir mektup yazarak, Karahisâr-ı Sâhib, Barçınlı, Nevahi Barçınlı ve Sincanlı kazalarında bulunan Seyyidler üzerine nakibü‟l-eĢraf kaymakamı olarak atandığını kendisine bildirir. Mektupta, “sâdâd-ı kirâma” hürmet etmesini, seyyidliğin “kuzât ve kâim-i makâm senetleriyle” belgelendirilmesi gerektiğini, yalandan seyyidlik iddiasında

186

Burada Ģu hususu belirtmekte fayda vardır: Bilindiği üzere Hazreti Hasan‟ın soyundan gelenlere “ġerif” , Hazreti Hüseyin‟in soyundan gelenlere ise “Seyyid” denilmektedir. Ancak Osmanlılar döneminde de hatta günümüzde de her ikisinin de soyundan gelenler genel olarak “Seyyid” diye tesmiye edilmektedir. Buradan hareketle biz de metin içerisinde “Seyyid/Seyyidler” kavramıyla her iki koldan gelenleri kast etmekteyiz.

187

Sarıcık, “a.g.md.” , s.386-387.

188 UzunçarĢılı, a.g.e. ,s.166. 189

71 bulunanların “men„ ve def„” edilmesi, kimseye seyyidlik alâmeti vermemesi ve seyyidlik iddiasında bulunanları Ġstanbul‟a bildirmesi, ayrıca “sâdâd-ı kirâm” dan “tevcihiyye ve arusiyye” namıyla akçe almaması ve aldırmaması tenbih edilmiĢtir190

. Bölgelerinde bulunan Seyyid ve ġeriflerin imtiyazlarını korumak nakibü‟l- eĢraf kaymakamlarının en önemli vazifesi idi. Seyyidlerin kayıtlarının tutulması, bu kayıtların bir suretinin de Ġstanbul‟a gönderilmesi ve Peygamber soyundan gelmedikleri halde, “sâdâd” tan olduklarını ileri sürenlere engel olmak nakibü‟l-eĢraf kaymakamlarının vazifeleri arasında yer almıĢtır191

. Böyle sahte belge düzenleyenlerin hakkında takibat yapılarak bunların engellenmesi hususu belgelerde def„aten zikredilmiĢtir192

.

ġehrin ileri gelenlerinden olan nakibü‟l-eĢraf kaymakamı, halkı ilgilendiren bütün iĢlerde etkili olup, mühim mes‟elelerin görüĢüldüğü toplantılara katılırdı. Ayrıca ayan, Ģehir kethüdası gibi görevlilerin seçiminde de etkili rol oynamaktaydı. Mahkemelerde “Ģuhûdü‟l-hâl” denilen muteber Ģahitler arasında da yer almaktaydı.

Seyyid ve Ģeriflerin yargılanması merkezde nakibü‟l-eĢraf, taĢrada ise kaymakamları tarafından yapılırdı. Kadı ve diğer yöneticiler bu duruma müdahale edemezlerdi193.

Ġncelediğimiz defterde nakibü‟l-eĢraf kaymakamı yalnızca merkez kazada görev almamaktaydı. Birkaç kazada görev yapmaktaydı. Zira “ Karahisâr-ı Sâhib, Barçınlı ve Nevahi Barçınlı ve Sincanlı kazalarında kâim-i makâm olan… Efendi” ibaresi nakibü‟l-eĢraf kaymakamı atamalarıyla ilgili bütün mektuplarda tekrar etmekteydi194.

Nakibü‟l-eĢraf kaymakamlarının görev süreleri hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Ancak bunların kadılar gibi belli bir süre için görevlendirilmeyip, uzun yıllar görevde kaldıklarını söylemek mümkündür. Nitekim incelediğimiz defterde beĢ defa nakibü‟l-eĢraf kaymakamı tayini ile ilgili mektup gelmiĢtir ve mektupların tamamında “Ġsmail Efendi” kaymakam olarak atanmıĢtır.

190 AġS 562, 38/50 191 GüneĢ, a.g.t., s.62. 192 Bkz: AġS 562, 38/50, 50/72, 74/108, 95/131, 138/189.

193 Çadırcı, Tanzimat Döneminde… ,s.93-94. 194

72 Nakibü‟l-eĢraf ve nakibü‟l-eĢraf kaymakamları hakkında verdiğimiz bu malumatlardan sonra, incelediğimiz dönem ve belgelerde, adı geçen nakibü‟l-eĢraf kaymakamları, isimlerini ve göreve getirildikleri tarihleri tablo halinde vermenin yararlı olacağını düĢünüyoruz195

.

Tablo 21. Defterde Adı Geçen Nakibü‟l-EĢraf Kaymakamları

Ġsmi Göreve baĢladığı tarih

Seyyid Ġsmail Efendi 1 Muharrem 1237 (28 Eylül 1821)

Seyyid Ġsmail Efendi (ikinci defa) 1 Rebiülahir 1237 (26 Aralık 1821) Seyyid Ġsmail Efendi (üçüncü defa) 1 Receb 1237 (24 Mart 1822) Seyyid Ġsmail Efendi (dördüncü defa) 1 Zilkade 1237 (20 Temmuz 1822) Seyyid Ġsmail Efendi (beĢinci defa) 3 Receb 1238 (16 Mart 1823)

4.6. YARDIMCI GÖREVLĠLER

Benzer Belgeler