• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM – MUHAMMEDİYE’NİN METNİ

3.2. NÜSHA DEĞERLENDİRMESİ

Bu bölümde eserin nüshaları istinsah tarihleri, beyit sayıları, benzerlik ve farklılıklar ile imla özellikleri bakımından ele alınacak; ortaya konan verilere göre nüsha şeceresi çıkarılacaktır.

3.2.1. İstinsah Tarihleri

Muhammediye’nin yazma nüshalarından BY ve AÜ’nün son kısımları eksiktir, diğer nüshalarınsa hiçbirinde temmet kaydı yoktur. Dolayısıyla nüshaların hangi tarihlerde ve kimler tarafından istinsah edildiklerine dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. İstinsah tarihlerine bakarak bir nüshayı öncelemek bu nedenle mümkün görünmemektedir. Bununla birlikte nüshalardan ikisinin iç kapağında kayıtlı bulunan tarihlere bakılarak bu nüshaların yazılma tarihlerine dair bir tahminde bulunulabilir. İÜ’nün zahriyesindeki temellük kaydında H 1171 (1758) tarihi göze çarpmaktadır. BY nüshasının da zahriyesinde üç tarih kayıtlı olup bunların en eskisi H 1162 (1749)’dir. Söz konusu iki nüsha bu tarihlerden önce istinsah edilmiş olmalıdır.

3.2.2. Beyit Sayıları

MK ve AÜ nüshaları, nüsha karşılaştırmasına dâhil edilmediği için91 bu nüshaları beyit sayıları açısından ayrı değerlendirmek yerinde olacaktır. AÜ nüshası, beyit sayısı olarak en eksik nüshadır. Çünkü bu nüshanın, bir sayfadaki satır sayısına göre tahminen, baştan iki ve orta kısımlarda ise farklı yerlerde toplam beş yaprağı eksiktir. Tenkitli metnimize göre 128-6476 arasındaki beyitleri içeren nüsha, sondan da epeyce eksiktir. Büyük ihtimalle bu kısım nüshadan kopmuştur. Dolayısıyla bu nüshanın beyit sayısı olarak, eserin yarısından biraz fazlasını ihtiva ettiği söylenilebilir. MK nüshasının ise baştan iki yaprağı eksik olup ilk beyti, tenkitli metnimizin 50. beytine karşılık gelmektedir. Nüshada ayrıca, bir yaprak kopmuş durumda olup münferit olarak eksik bulunan çok sayıda beyit vardır.

Karşılaştırmaya dâhil edilen nüshalardan beyit sayısı bakımından, diğerlerine göre, en eksik nüsha BY’dir. Bu nüshada dizi hâlinde eksik bulunan beyitlerin

91 Bu nüshaların, nüsha karşılaştırmasına neden dâhil edilmedikleri “Metni Kurarken İzlenilen

sayısına92 bakıldığında toplamda sekiz yaprak nüshadan kopmuş olmalıdır. Ayrıca,

metin içinde farklı yerlerde münferit olarak eksik bulunan 35 beyit daha vardır. SK nüshası tenkitli metnimize göre 163 beyit eksiktir. Bunlardan 28’inin (4511-4538. beyitler) bir dizi hâlinde olup diğerlerinin münferit olması, nüshadan kopan yaprak bulunmadığını göstermektedir. Nüshada bu kadar çok sayıda beytin eksik olması, müstensihin dalgınlık neticesinde beyitleri atlamasından kaynaklanmış olmalıdır.

Eserin beyit sayısı bakımından diğerlerine göre tama daha yakın nüshaları AG ve İÜ’dür. Her iki nüshanın da başı ve sonu tamdır. Nüshalardan kopan yaprak bulunmamaktadır. İÜ nüshası tenkitli metnimize göre 55 beyit eksiktir; bunlardan 51’i AG nüshasında da eksik olan beyitlerdir.

Metinde, esas vezinden farklı bir vezinle yazılmış yedi beyit bulunması da ayrıca dikkate değer bir durumdur. Bu beyitler İÜ, AG ve MK nüshalarında bulunmakta olup diğer üç nüshada yoktur.

3.2.3. Benzerlikler ve Farklılıklar

Eksik beyitler, takdim-tehirler, hatalarda müştereklik, tekrarlı beyitlerin metin içinde bulunduğu yerler gibi hususlar dikkate alındığında nüshalar arasındaki yakınlık ve benzerlik üç grup hâlinde kendini gösterir.

Bu gruplardan ilki İÜ, AG ve MK nüshalarının oluşturduğu gruptur. İÜ ve AG aynı nüshadan çoğaltılmış olmalıdır. MK nüshası ise İÜ ve AG ile aynı kaynaktan değil, AG’den istinsah edilmiş olmalıdır. Çünkü bu iki nüshanın farklılaştığı durumlarda daima AG nüshasını takip eder. AG nüshasında İÜ’den çok daha fazla sayıda takdim-tehir vardır. MK, bu hususta da AG nüshasının izinden gider. Bu nüshada, İÜ ve AG nüshalarındaki hatalardan ayrı, çok fazla sayıda yazım hatası da mevcuttur. Nüsha farkları bakımından metne katkısı AG nüshasından ileride değildir. Buna göre bu grubun şeması şu şekilde ortaya konabilir:

İkinci grup, SK ve BY nüshalarının oluşturduğu gruptur. Bu iki nüsha aynı kaynaktan çoğaltılmış olmalıdır. Bu nüshalardan birinin diğerinden çoğaltılmış olabileceği akla gelse de nüshalarda eksik bulunan beyitlerin farklılık göstermesi bu ihtimali zayıflatmaktadır. Buna göre bu grubun şeması şu şekilde ortaya konabilir:

Üçüncü grupta, tek başına kalan AÜ nüshası yer alır. Bu nüsha ile ilgili dikkat çeken ilk husus, sadece bu nüshada olup da diğer nüshaların hiçbirinde bulunmayan dokuz beyti ihtiva etmesidir. Ayrıca, metinde yirmi altı yerde bu nüshaya müracaat edilerek anlam, vezin ve kafiye/redif açısından kusurlu yerler düzeltilmiştir. Bu özellikler, hacimce her ne kadar yarım olsa da, tamamlayıcı olması açısından nüshayı değerli kılmakta ve diğer nüshalardan daha üst bir konuma yükseltmektedir. Bu nedenle bu nüsha, müellif hattı olan nüshadan çoğaltılmış gibi görünmektedir.

Nüshaların hatalar bakımlardan birbirine benzediği ve birbirinden farklılaştığı durumlar ile örnek beyitleri şöyle sıralayabiliriz:

İÜ, AG ve MK nüshalarının hatalarda müşterekliği: Örnek 1: Geçüp andan irişdi müntehāya

Dinilür Sidre hem işbu araya (3166)

İkinci mısradaki “dinilür” kelimesi İÜ, AG ve MK nüshalarında “diyenler” olarak geçmektedir. Anlam bakımından bu nüshaların varyantı hatalıdır.

Örnek 2: Bu biş vaḳtüñ ẟevābın daḫı iy yār Digil kim olavuz andan ḫaberdār (3948)

İkinci mısradaki “digil” kelimesi İÜ, AG ve MK nüshalarında “degül” olarak geçmektedir. Anlam bakımından bu nüshaların varyantı hatalıdır.

Örnek 3: Ki ḥattā ben tamām idem duāmı Girü cem ide olduḳda tamāmı (4224)

İlk mısradaki “duāmı” kelimesi İÜ, AG ve MK nüshalarında “duāyı” olarak geçmektedir. Kafiye bakımından bu nüshaların varyantı hatalıdır.

Örnek 4: Buyurdı girü ol ḥāli peyem-ber Çıḳa Deccāl öñince pīş-revler (6629)

İkinci mısradaki “pīş-revler” kelimesi İÜ, AG ve MK nüshalarında “tīş-revler” olarak geçmektedir. Kelime bu hâliyle yanlış yazılmış olup anlamsızdır. Dolayısıyla bu nüshaların varyantı hatalıdır.

İÜ’nün hatalarda AG ve MK nüshalarından farklılaşması: Örnek 1: Sensin ḥabīb-i cāvidān kim bī-nişān senden nişān

Sensüz şehā bu cism cān bulmaz vücūd olur fenā (598)

İkinci mısradaki “fenā” kelimesi İÜ’de, AG ve MK nüshalarının aksine, “vefā” olarak geçmektedir. Dolayısıyla anlam bakımından İÜ nüshasının varyantı hatalıdır.

Örnek 2: Kerem ḥaḳḳı ki ervāḥ-ıla ḳılduñ Raḳam ḥaḳḳı ki levḥa anı urduñ (6230)

İlk mısradaki “kerem” kelimesi İÜ’de, AG ve MK nüshalarının aksine, “gerek” olarak geçmektedir. Anlam bakımından İÜ nüshasının varyantı hatalıdır.

Örnek 3: Meẓālim bī-ḥad oldı boynumuzda Ḫalāṣa yoḳ-durur dermān bizde (8940)

İkinci mısradaki “bizde” kelimesi İÜ nüshasında, diğer iki nüshanın aksine, “bizden” olarak geçmektedir. Kafiye bakımından İÜ nüshasının varyantı hatalıdır.

İÜ ve AG’nin hatalarda farklılaştığı durumlarda MK’nin AG nüshasını takip etmesi:

Örnek 1: Telef oldı ḳamu ömrüm dirīġā

Heves göñlümde vü başumda sevdā (910)

İkinci mısradaki “sevdā” kelimesi AG ve MK nüshalarında, İÜ’nün aksine, “şeydā” olarak geçmektedir. Anlam bakımından AG ve MK nüshalarının varyantı hatalıdır.

Örnek 2: Bize bu uḳdeyi ḥall it keremden Ola kim ḳurtarasın bizi ġamdan (1365)

İkinci mısradaki “bizi” kelimesi AG ve MK nüshalarında, İÜ’nün aksine, “bizi bu” şeklinde geçmektedir. Vezne göre “bu” kelimesi fazladır. Dolayısıyla AG ve MK nüshalarının varyantı hatalıdır.

Örnek 3: Meger evvel Arab dilin o yazmış

Hem Ādem sözini naẓm üzre düzmiş (2305)

İkinci mısradaki “düzmiş” kelimesi AG ve MK nüshalarında, İÜ’nün aksine, “dimiş” şeklinde geçmektedir. Kafiye ve redif bakımından AG ve MK nüshalarının varyantı hatalıdır.

Örnek 4: Didi İblīs çoḳdur aḳribāsı

Bunı itmeñ ki degüldür revāsı (3703)

İkinci mısradaki “bunı” kelimesi AG ve MK nüshalarında, İÜ’nün aksine, “bunuñ” şeklinde geçmektedir. Dil bilgisi bakımından AG ve MK nüshalarının varyantı hatalıdır.

SK ve BY nüshalarının hatalarda müşterekliği: Örnek 1: Ki her bir ḳaşları beñzer hilāle

Siyāhet içre ṭan ider Bilāle (738)

İkinci mısradaki “siyāhet” kelimesi SK ve BY nüshalarında “siyāset” olarak geçmektedir. Anlam bakımından bu iki nüshanın varyantı hatalıdır.

Örnek 2: İkinci ḳapunuñ adı Caḥīmdür Aẕābı ehline ġāyet elīmdür (1138)

İkinci mısradaki “ehline” kelimesi SK ve BY nüshalarında “derdine” olarak geçmektedir. Anlam bakımından bu iki nüshanın varyantı hatalıdır.

Örnek 3: İkinci cürmine iḳrār ideler

Ḥaḳuñ ḳatında çoḳ aẕār ideler (8220)

İkinci mısradaki “aẕār” kelimesi SK ve BY nüshalarında “itiẕār” olarak geçmektedir. Vezin bakımından bu iki nüshanın varyantı hatalıdır.

Örnek 4: Şu deñlü eyleye ol arż-ı ḥācet Ki rāżī ola andan yüce ḥażret (8913)

İlk mısradaki “ḥācet” kelimesi SK ve BY nüshalarında “ḥācāt” olarak geçmektedir. Kafiye bakımından bu iki nüshanın varyantı hatalıdır.

AÜ’nün diğer nüshaların hatalı/eksik kısımlarını tamamlaması: Örnek 1: Bil imdi kim ki itse küfr-i nimet

Ṭoḳınur boynına şemşīr-i saṭvet (1829)

İlk mısradaki “itse” kelimesi diğer nüshalarda “olsa” şeklinde geçmektedir. Anlam gereği AÜ nüshasından tamamlanmıştır.

Örnek 2: Rıżā az ola öẕr itmeye maḳbūl Günehde cüst ola ṭāatde süst ol (3441)

İkinci mısradaki “günehde” kelimesi diğer nüshalarda “günāha” şeklinde geçmektedir. Anlam gereği AÜ nüshasından tamamlanmıştır.

Örnek 3: Bu kez Yāsīnden işitgil ḥikāyet

Resūl-i Ḥaḳdan olmışdur rivāyet (4740)

İlk mısradaki “işitgil” kelimesi diğer nüshalarda “işit” şeklinde geçmektedir. Vezin gereği AÜ nüshasından tamamlanmıştır.

3.2.4. İmla93

Muhammediye’nin tenkitli metnini oluştururken kullandığımız yazma nüshalarda (İÜ, AG, SK ve BY nüshaları) dikkat çeken imla özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

 Bazı kelimelerin son hecesindeki yükleme durumu ve iyelik eki ünlüleri (ı/i)nin hareke ile gösterilmesi, en çok BY nüshasında görülen bir yazım özelliğidir. En az da AG nüshasında görülür: idrāki (İÜ, 13a94), sulṭānıdur (İÜ, 361b), ahdi (İÜ,

2201a), bostānı (AG, 188a), kevni (SK, 9a), ḥāli (SK, 57a), anı (SK, 258a), çavuşı (BY, 53a), yüzi (BY, 83a), aṣḥābı (BY, 109a).

 Görülen geçmiş zaman kipi 3. tekil kişi çekiminde ı/i ünlülerinin hareke ile gösterilmesi en çok BY nüshasında, en az da AG nüshasında görülen bir yazım özelliğidir: buldı (İÜ, 372b), baṣdı (İÜ, 2157a), geydi (İÜ, 3664b), oldı (AG, 874a), gördi (SK, 3710a), itmişdi (SK, 3807b), ḳıldı (SK, 5388a), idindi (BY, 75a), itdi (BY, 98b), düşdi (BY, 3595b).

Yönelme durum eki ünlüleri (e/a)nin harekeyle gösterilmesine sadece birkaç kelimede rastlanılır: kevne (İÜ, 2457a), arşa (SK, 3189b), nefse (SK, 3465b), ceyşe (BY, 4532a), Allāha (BY, 9227a).

Atıf vavlarının ötre ile gösterilmesi nüshaların hepsinde görülen bir yazım özelliğidir: ervāḥu hem ecsād (İÜ, 435a), feyżü cūd (İÜ, 620a), zülfü çeşm (İÜ, 1616b), fıḳhu Ḳurān (AG, 356b), tesbīḥu taḥmīd (AG, 1422a), keyfü kem (SK, 7a), feryādu ġulġul (SK, 188b), kūhu ṣaḥrā (BY, 119a), şādu ḫandān (BY, 178b), merdūdu maġbūn (BY, 6920a).

 Atıf vavları nadiren esre ile de gösterilmiştir: ḳadri māye (AG, 2446b), düni gün (SK-BY, 6836b).

93 İmla ilgili hususlar bu başlık altında nüshalardaki yazımlara uygun şekilde gösterilmeye çalışılmış,

tenkitli metindeki esaslara uyulmamıştır.

Tamlamalardaki izafet kesresinin ötre ile gösterilmesi, SK ve BY nüshalarında karşımıza çıkmaktadır: aḳlu evvel (SK, 12a), ẕātu ekber (SK, 477a), yevmü ibādet (SK, 7022a), izzü ḥażret (BY, 113b), tācu izzet (BY, 3885a).

 Tamlamalardaki izafet kesresinin “ye-ی” harfi ile yazılması, İÜ ve BY nüshalarında yaygın biçimde görülür: aṣlı ḥaḳāyıḳ (İÜ, 54a), keşfi maānī (İÜ, 133b), aḥvāli ālem (İÜ, 703a), eşyāyı bī-ad (SK, 14b), murġı seḥer-ḫīz (SK, 184a), nūrı Ḫudā (SK, 2882b), ġamı nefs (BY, 150b), şarābı maġfiret (BY, 579b), rūzı ḳıyāmet (BY, 1565a).

 Sonu e ünlüsü ile biten bazı Arapça ve Farsça kelimelere getirilen yükleme durum ekinin bazen esreli hemze ( ِء) ile yazılması, nüshaların hepsinde görülen bir yazım özelliğidir: uḳdei (İÜ, 180a), cümlei (İÜ, 1670a), tevbei (İÜ, 1950b), nüktei (AG, 180b), cümlei (AG, 328b), Kabei (AG, 4057b), penbei (SK, 1238a), secdei (SK, 2752b), şemmei (SK, 3527a), secdei (BY, 2752b), Mekkei (BY, 4477a), perdei (BY, 8704a).

Sonu i ünlüsü ile biten bazı Arapça kelimelerle kimi Türkçe kelimelere de esreli hemze getirildiği görülür: yanii (İÜ-AG, 4781a), manii (İÜ-AG, 4781b), kimsei (BY, 3999a), aḳçai (İÜ-AG-SK-BY, 5383a), kişii (AG, 5994a).

Farsça bazı kelimelerdeki “ẕ” harfinin “d” ile yazılması hususunda nüshalar arasında belli bir ayrım söz konusudur. İÜ ve AG nüshalarında bazen “ẕ”li, bazen “d”li yazımlar görülürken SK ve BY nüshalarında çoğunlukla “ẕ”li yazımlar görülmektedir: ḫıẕmet (İÜ, 164a), ümīẕ (İÜ, 171a), dīdār (İÜ, 131b), Ḫudā (İÜ, 1996a), ḫıdmet (AG, 1388a), dīẕār (AG, 1409b), ümīd (AG, 1992b), bürāẕer (AG, 2064a), Ḫuẕāyā (SK, 42a), cüẕā (SK, 5677b), dīdār (SK, 10326b), pāẕişāh (BY, 74a), üstād (BY, 3911a), ümīẕ (BY, 6291a).

Asıl yazımında hemze bulunan bazı Arapça kelimelerin Farsçanın etkisiyle “ye-ی”li yazıldığı görülür: dāyim (İÜ, 6284b), dāyimā (İÜ, 10531a), ṣāyim (AG, 7723b), ḳāyim (AG, 11389a), ġanāyim (SK, 3057a), ġarāyib (SK, 11719b), nefāyis (BY, 3486a), acāyib (BY, 7253b), nāyim (BY, 10402b).

idi (ek-fiilin görülen geçmiş zaman çekimi), imiş (ek-fiilin öğrenilen geçmiş zaman çekimi), ise (ek-fiilin şart çekimi ve edat), ile (bağlaç ve edat), iken (zarf-fiil eki) kelimelerinin “i” ünlüsü, genellikle, elif harfi düşürülüp araya bir “y” ünsüzü

alarak önce gelen kelimeye bitişik yazılır. İÜ ve AG nüshalarında kimi kelimelerde ayrı yazıldığı da olur: nūr idi (İÜ, 94b), ola-y-ıdı (İÜ, 97b), var-ımış (İÜ, 4311a), zehr imiş (İÜ, 6053b), yoġ-ısa (İÜ, 576a), cürm ise (İÜ, 2470a), cān-ıla (İÜ, 576b), İblīs ile (İÜ, 1758a), bulmış-iken (İÜ, 1747b), naṣīb iken (İÜ, 3664a), olmış-ıdı (AG, 619a), ḳısm idi (AG, 1312a), eyler-imiş (AG, 1685b), var-ısa (AG, 6823b), mekān ise (AG, 10323a), ṣavt-ıla (AG, 10406a), imām ile (AG, 10448b), yaş iken (AG, 9169a), ṣāf-iken (AG, 10621a), söz-idi (SK, 9299), var-ımış (SK, 6697b), naẓm-ısa (SK, 11711a), sırr-ıla (SK, 10149b), aġlar-iken (SK, 5914a), bu-y-ıdı (BY, 8517a), var-ımış (BY, 1684a), müştāḳ-ısañ (BY, 4915a), mār-ıla (BY, 7997b), içre-y-iken (BY, 5413a).

Vezne bağlı yazım değişiklikleri: Med yapılması gereken yerlerin harekeyle belirtilmesi, zihaflı hecedeki uzun ünlünün yazılmaması, imâle gereken hecelerin uzun ünlülerle belirtilmesi, vezin gereği bazı Arapça kelimelerde ses (hece) türetilerek bunun hareke ile gösterilmesi, bazı kelimelerde görülen hece düşmeleri vezne bağlı olarak ortaya çıkan yazım değişiklikleridir. Bu yazım değişikliklerini şöyle örneklendirebiliriz:

Medde bağlı yazım değişiklikleri: vaḳti (İÜ, 2426b), pīşüvā (İÜ, 593a), kārubān (AG, 3310b), vaḥyi (AG, 3620b), ışḳu-bāzī (SK, 121a), mekri (SK, 3604a), pākü-ẕāt (SK, 4907b), ṣabu (BY, 173a), baḥrıdan (BY, 3762b), hefti- kişvere (BY, 2394b).

Zihafa bağlı yazım değişiklikleri daha çok SK ve BY nüshalarında karşımıza çıkar: āṣiyi (İÜ, 7727a), rāżıyam (AG, 3418b), maḫfi (SK, 2867b), tekmilin (SK, 4568a), iḳlime (SK, 6814a), āli (BY, 65a), erzāni (BY, 136a), āṣilere külli (BY, 1023b).

İmaleye bağlı yazım değişiklikleri daha çok İÜ ve AG nüshalarında görülür: sini bini>یناب یناس (İÜ-AG, 5430b), menzil>لیزنم (İÜ-AG, 60b), ṣalavāt>تاو�ص (İÜ-AG- BY, 7810a).

Vezin gereği yapılan ses (hece) türemelerinin harekeyle gösterilmesi: şükür (İÜ, 1955b), ömür (AG, 4806a), aḳıl (SK, 6964a), fikir (BY, 6965a).

Vezin gereği bazı kelimelerde hecelerin düşürülmesi: berekāt>berkāt (İÜ-AG, 4176a), Fāṭımanuñ>Fāṭmanuñ (İÜ-AG, 5946a), ceberūt>cebrūt (BY, 3193a), kelimāt>kelmāt (BY, 5854a).

Kafiye gereği bir iki kelimede ünsüz benzeşmesi görülmesi dikkat çekicidir: firişte/inişte (İÜ-AG, 6656b), ferişte/görişte (İÜ-AG, 10560b).

 Bazı kelimelerin yazımında “kef-ك” ve “ye-ی” harfi ile birlikte hemze (ء) kullanılması, özellikle İÜ nüshasında görülen bir yazım özelliğidir: kimi (İÜ, 29a), velīkin (İÜ, 285b), ile (İÜ, 1450a), iletdi (İÜ, 2195b), īmān (İÜ, 2323b), yimekligi (İÜ, 3972a), gidüben (BY, 756b), ki (BY, 1454b).94F

95

 Ünsüz benzeşmesine işaret etmek için şedde kullanılması, İÜ nüshasında yaygın görülen bir yazım özelliğidir: yaratdı (İÜ, 397a), ḳıyāmetde (İÜ, 533b), firḳatden (İÜ, 1470a), itdükde (2199a), itdiyse (İÜ, 3327a), işitdiler (İÜ, 5527a).96

 SK nüshasında bazı kelimelerin yazılışı ve harekelenmesi, yakın dönem imlasının özelliklerini yansıtmaktadır. Bu yazım hususiyeti az da olsa BY’de de karşımıza çıkar: zamānıñ (SK, 138b), görünürdi (SK, 205b), oġluna (SK, 512b), üstüne (SK, 1043b), işim (SK, 1846a), ileri (SK, 2081b), meyvelerde (SK-BY, 10705b), inip (BY, 59b), degil (BY, 215b), cismüñdaġı (İÜ, 5838a) / cismüñdaḫı (AG) / cismüñdeki (SK-BY).

Metinde hece birleşmeli ulama yapılması gereken yerlere sad harfi (ﺼ) ile işaret edilmesi, AG nüshasının dikkate değer yazım özelliklerinden biridir: baṣdı_anuñ (AG, 2157a), yigirmi_üç (AG, 2769a), ne_iş (AG, 3910b).96F

97

Yazım hataları açısından bakıldığında en çok hatanın görüldüğü nüshaların başında SK gelmektedir. İkinci sırayı ise İÜ nüshası alır. AG ve BY nüshalarında ise diğerlerine göre daha az sayıda yazım hatası mevcuttur.

3.2.5. Nüsha Şeceresi

Şu ana kadar yapılan kütüphane ve katalog taramalarında Muhammediye’nin müellif hattı olan nüshasına ulaşılamamıştır. Eldeki altı yazma nüshadan hiçbirinin

95 kimi: , velīkin: , ile: , iletdi: , īmān: , yimekligi: ,

gidüben: , ki: .

96 yaratdı: , ḳıyāmetde: , fürḳatden: , itdükde: , itdiyse: ,

işitdiler: .

istinsah tarihi ve müstensihi belli değildir. Bu nedenle müellifin kaleminden çıkan esere en yakın metne ulaşabilmek için mevcut nüshaların karşılaştırılması suretiyle tenkitli metin hazırlama zarureti doğmuştur.

Muhammediye’nin altı yazma nüshasının baştan sona okunması neticesinde istinsah tarihi, beyit sayısı, benzerlik ve farklılıklar, imla gibi çeşitli hususiyetlere bakılarak üç grup teşekkül ettiği daha önce belirtilmişti. İlaveten belirtmek gerekir ki, birinci grupta yer alan İÜ nüshasının AG’den veya tam tersi şekilde AG’nin İÜ nüshasından istinsah edilmiş olabileceği akla gelmektedir. Ancak, nüshaların benzer hatalar yapmasının yanında birbirinden kopya edilmediğini ortaya koyacak kadar farklı hataları da mevcuttur. Aynı durum, ikinci gruptaki SK ve BY nüshaları için de geçerlidir. Bu nedenle söz konusu nüshalar, alt nüshalardan çoğaltılmış olmalıdır. AÜ nüshası ise diğer nüshalardan hiçbirinde bulunmayan beyitleri ihtiva etmesi ve pek çok yerde metnin eksikliklerini tamamlaması sebebiyle alt bir nüshadan değil, doğrudan müellif hattı olan nüshadan istinsah edilmiş olmalıdır.

Netice olarak mevcut verilere göre Muhammediye’nin yazma nüshalarının şeceresi aşağıdaki biçimde oluşmaktadır:

3.3. METNİ KURARKEN İZLENİLEN YÖNTEM

Benzer Belgeler