• Sonuç bulunamadı

Mundell – Fleming Modeli

3.3. İkiz Açık Hipotezini Açıklamaya Yönelik Yaklaşımlar

3.3.1. Geleneksel Yaklaşım

3.3.1.2. Mundell – Fleming Modeli

Bütçe açığındaki artışların dış ticaret açığında bir artışa neden olacağı hipotezi Mundell-Fleming modelinde açıklamaktadır. Mundell-Fleming modeli, IS-LM modelinin açık bir ekonomide genişletilmesi şeklinde oluşturulmaktadır. Keynesyen açık ekonomi modeline sermaye hareketlerinde serbestlik varsayımı ilave edilerek bu model geliştirilmiştir. Bu model, uluslararası sermaye hareketlerinin serbestliği varsayımı

altında değişik döviz kuru rejimlerinde para ve maliye politikalarının sistematik bir şekilde analiz edilmesi ile ekonomik literatüre önemli bir katkı sağlamaktadır (Günaydın 2004: 146).

Bu modelde mal piyasasında dengeyi gösteren IS ve para piyasasında dengeyi gösteren LM dışa kapalı bir ekonomi için denge şartı sağlarken, dışa açık bir ekonomide bunlara dış dengede dengeyi ifade eden ödemler dengesi (ÖB) de dahil edilmektedir. Bu modele göre bir ekonomide denge olması için IS=LM=ÖB sağlanması gerektiğini ifade edilmektedir. Mundell-Fleming modeli, dışa açık küçük bir ekonomide fiyatlar genel düzeyinin dengede olduğu, toplam arzın tam esnek olduğu, bugünkü döviz kuru ile gelecek döviz kuru beklentilerinin aynı olması sebebiyle sınırsız sermeye hareketliliğinin olduğu, kısa dönemli bir model üzerine kurulmuştur (Karatay, 2008: 108). Mundell- Fleming yaptığı çalışmasında kamu harcamalarındaki artış ya da vergi oranlarında indirim gibi sebeplerle meydana gelen bütçe açığını tüketim harcamalarının izlediğine, ithal mallara yönelim olduğuna ve ticaret açığının meydana geldiğine de değinmektedir (Özmen ve Biçer, 2015: 282).

Mal piyasanı gösteren IS (Investment - Saving, Yatırım - Tasarruf) eğrisi, faiz oranı ve ulusal gelir düzeyi bileşimlerini göstermektedir. Eğrinin elde edilmesinde, ulusal gelir ve faiz oranları dışındaki tüm faktörler (örneğin fiyatlar) sabit varsayılmaktadır. Negatif eğimli bir eğridir. Bunun nedeni, faiz oranlarındaki düşüşlerin yatırım harcamalarını artırması dolayısıyla toplam harcamaları ve denge milli gelir düzeyini genişletici etkide bulunmasıdır. Faizlerdeki yükselme durumunda ise kuşkusuz bu etkilerin tersi söz konusu olmaktadır. IS eğrisinin eğimi yatırım harcamalarının faiz oranına ne ölçüde tepkide bulunduğuna ve doğal olarak çoğaltan katsayısına bağlı olmaktadır (Seyidoğlu, 2017: 900-902).

Para piyasasını gösteren LM eğrisi, reel para talebini reel para arzına eşitleyen faiz oranları ile ulusal gelir düzeyi bileşimlerini gösteren bir doğrudur. LM eğrisi boyunca, para piyasasında denge sağlanmıştır. Pozitif eğimli bir eğridir.Yani para piyasasındaki dengenin sürdürülebilmesi için gelir artışlarını faiz oranlarındaki artışlar izlemektedir (Seyidoğlu, 2017: 902-904).

Dış ekonomik dengeyi gösteren ödemeler dengesi eğrisi (Balance of Payments, ÖB) ise, cari işlem hesabi ile sermaye hesabının toplamının sıfır olduğu yurtiçi faiz haddi

hasıla bileşimlerinin geometrik yerini belirtmektedir. Tam sermaye hareketliliğinin olduğu varsayımı altındaÖB eğrisi, yatay eksene paralel ve dünya faiz haddi düzeyinden geçen bir doğru haline gelmektedir. Eğrinin üzerindeki kasımda yerel faiz haddi dünya faiz haddinin üzerinde olacağından ülkeye sermaye girişi olmaktadır. Eğrinin altındaki kasımda ise yerel faiz haddi dünya faiz haddinin altında kaldığından ülkeden dışarıya sermaye çıkışı meydana gelmektedir (Gök, 2006: 31).

Aşağıda yer alan şekillerde genişletici maliye politikasının esnek ve sabit döviz kuru sistemi ve tam sermaye hareketliliği varsayımı altında, küçük açık ekonomideki etkileri irdelenmektedir.

Şekil 3: Esnek Döviz Kuru Sistemi ve Tam Sermaye Hareketliliği Varsayımı Altında Küçük Açık Ekonomide Genişletici Maliye Politikası

Kaynak: Gök, 2006: 30.

Şekil 3’te esnek döviz kuru sistemi ve tam sermaye hareketliliği varsayımı altında küçük açık ekonomide genişletici maliye politikasını etkileri gösterilmektedir. IS mal piyasasını, LM para piyasasını ve ÖB ödemler dengini göstermektedir. İ* dünya faizini, İ yerel faizi, Y milli geliri ifade etmektedir. IS, LM ve ÖB eğrilerinin kesiştiği E0 noktasında ekonomi dengededir. Genişletici maliye politikası uygulandığında IS1 doğrusu sağa kayarak IS2 konumuna gelmektedir. IS ve LM denge noktası E1 olmakta ve faiz oranı dünya faiz oranının üzerine çıkarak İ1 konumuna gelmektedir. Ülke faiz

oranlarının artması sermaye girişine neden olmaktadır. Faiz oranlarının artması yerel paranın değer kazanmasına neden olmakta, ithalata attırmakta, ihracatı azaltmaktadır. Bunun sonucunda da cari işlemler açığı ortaya çıkmaktadır. Ülkeye giren sermaye girişi zamanla faiz oranlarını düşürerek, tekrar dünya faiz oranına geri hareket etmektedir. Bunun sonucunda IS eğrisi eski denge durumuna dönmektedir. Böylece ekonomik denge yeniden sağlanmaktadır.

Sabit Döviz Kuru Sistemi ve Tam Sermaye Hareketliliği Varsayımı Altında Küçük Açık Ekonomide Genişletici Maliye Politikası uygulaması Şekil 4’te gösterilmektedir.

Şekil 4: Sabit Döviz Kuru Sistemi ve Tam Sermaye Hareketliliği Varsayımı Altında Küçük Açık Ekonomide Genişletici Maliye Politikası

Kaynak: Gök, 2006: 33.

Ülkede genişletici maliye politikası uygulandığında IS1 doğrusu sağa kayarak IS2 konumuna gelmektedir. IS2 eğrisiyle LM1 eğrisinin kesiştiği E1 noktasında faiz oranı dünya faiz oranının üzerindedir. Bu durum ülkeye sermaye girişine yol açmaktadır. Ülkede sabit döviz kuru sistemi uygulanmakta olduğundan gelen sermaye yerli paraya dönüşmek üzere Merkez Bankası’na gitmektedir. MB dövizi satın almakta ve yerine yerli para vermektedir. Böylece ülkedeki para arzında bir artış ortaya çıkmaktadır. Artan para arzı LM1 eğrisini sağa doğru kaydırarak LM2 eğrisi haline gelmesine neden olmaktadır.

LM eğrisindeki bu kayma (para arzındaki artış) ya da bir başka değişle ülkeye sermaye girişi, yerel faiz haddinin tekrar dünya faiz haddi düzeyine gelene kadar sürmektedir. E2 noktasında ekonomi yeniden dengeye gelmektedir. Ancak yeni denge noktasında ekonomi bir öncekinden daha yüksek bir gelir düzeyinde dengeye gelmektedir. Bu noktada artan milli gelire bağlı olarak ithalat artmakta ve cari açık ortaya çıkmaktadır. Bu artış ödemeler bilançosunda sermaye hesabı fazlasıyla dengelenmektedir. Böylece bütçe açığına sebep olan genişletici maliye politikası sabit döviz kuru rejiminde de cari işlemler açığının artmasına neden olmaktadır (Gök, 2006: 32-33).

Mundell-Fleming modelinde, maliye politikasının etkisi çeşitli faktörlere bağlı olmaktadır. Döviz kuru rejimi bu faktörlerin en önemlisidir. Sabit döviz kuru rejiminde, mali teşvik daha yüksek reel gelir veya fiyatlar meydana getirir. Bu durum ise ticaret açığını kötüleşmesine neden olmaktadır. Esnek döviz kuru rejiminde, bütçe açığındaki bir artış toplam talepte bir artışa neden olmakta ve iç reel faiz oranları üzerinde yukarıya doğru bir baskı yapmaktadır. Yüksek faiz oranları dış sermaye girişlerine neden olmakta ve böylece ülkenin parasının değeri artırmaktadır. Ülkenin ulusal parasının değerinin artması ise sonradan net ihracatı azaltarak, dış ticaret açığında bozulmaya neden olmaktadır. Böylece Mundell-Fleming modeli, iletme mekanizmaları farklı olmasına rağmen hem esnek hem de sabit döviz kuru rejimlerinde bütçe açığının eninde sonunda cari işlemler açığını artıracağını ifade etmektedir (Günaydın 2004: 146).