• Sonuç bulunamadı

Muhalif Seslere ve CHP’ye Karşı Alınan Tedbirler

B- DP İCRAATLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELERİ

3- Muhalif Seslere ve CHP’ye Karşı Alınan Tedbirler

Nadi, CHP iktidarı ile büyük sorunlar yaşamış olmasına rağmen 1950’li yılların en başından itibaren demokrasiye olan inancı nedeniyle muhalefet partisi olarak CHP’ye karşı yapılan haksız uygulamaları eleştirmiştir. 1959 ve 1960 yıllarında DP, CHP’ye karşı sert tedbirlerini arttırmıştır. Toplantı ve mitinglerini, kongrelerini engellemek boyutuna varan bu tedbirlerin yanı sıra İsmet İnönü’nün her gezisinde bir olay

çıkmasına neden olmuştur. Bu olaylar İstanbul’da İnönü’nün linç edilmesi girişimine kadar varmıştır. Nadi, CHP’ye karşı alınan bu tavrı sert bir dille eleştirmiş ve bu konuda Hükümet’i uyaran yazılar kaleme almıştır.

Nadi, DP’nin bu tarz tedbirleri 1954 yılından beri aldığını ve gerekçesini de halkın huzuru ve güvenliği olarak belirttiğini, ancak bu tedbirlerle bu huzurun sağlanamayacağını düşünmüştür. DP’nin muhalefetten ve basından sürekli şikayetçi olduğunu düşünen Nadi, huzursuzluğun başlıca nedeni olarak DP’yi görmüştür.

İsmet İnönü’nün, CHP Kayseri Kongresi’ne katılımının Hükümet tarafından talimat alan vali tarafından engellenmesi, sadece bu kongreye değil Kayseri’ye dahi alınmaması üzerine Nadi, “ Ey Sağduyu Neredesin” başlıklı bir yazı kaleme almış ve bu yazıda DP’nin aldığı bu tedbirleri çok sert bir dille eleştirmiştir. Zaten bu dönemde Nadir Nadi imzalı çıkan hemen hemen her yazı bu tarz tedbirleri, uygulamaları konu almıştır.

Nadi, bu yazısında DP’nin şu kuralı unuttuğunu düşünür: “Demokrasi bizi

iktidara taşıyacağı gibi iktidardan da düşürebilir”102

CHP 29 Nisan 1959’da Büyük Taarruz adını verdikleri bir propagandaya başladı. Bu hareket Uşak’ta başladı. Çünkü burası İsmet İnönü’nün İstiklal Savaşı sırasında Yunan generali Trikopis’i esir ettiği yerdi. Sembolik olarak burası seçilmişti. Uşak’ta İnönü’yü kalabalık bir grup karşıladı. Ancak burada olaylar çıktı. İsmet İnönü ve beraberindeki heyetin buradan Manisa’ya geçti. Burada da ilgi ve kalabalıkla karşılandı. Ancak aynı şekilde burada da olaylar çıktı. Demokrat Parti yönetimi Valilikler aracılığı ile CHP’nin gittiği her ilde keyfi yasaklar koydu. İnönü bu gezisini İzmir ve İstanbul’a giderek sürdürdü. İstanbul’da İstanbul Topkapı Olayları olarak tarihine geçen üzücü ve demokrasinin geldiği noktayı göstermesi açısından çok düşündürücü bir olay yaşandı. İsmet İnönü’nün içinde bulunduğu araç bir grup tarafından saldırıya uğradı. Olay yerinde tesadüfen bulunan bir asker grubunun müdahalesi ile İnönü linç edilmekten kurtarıldı. İsmet İnönü Ankara’ya döndüğünde de büyük bir kalabalık tarafından sevinçle karşılandı ancak DP’li gruplarla karşılaşınca yine olaylar çıktı. Tüm bu gezi programı boyunca DP

hükümeti basına en sert denetlemeyi koydu. Bu gezi boyunca çıkan olayları Meclis’te görüşmek isteyen CHP’liler ile buna karşı çıkan DP’liler arasında büyük kavgalar yaşandı. Eylül 1959’a gelindiğinde ise bazı DP’lilerin CHP’yi kapatmaya kadar varan istekleri Meclis’te duyuldu.103

CHP’nin gezileri sonucu çıkan olaylar Çanakkale ve Konya’da da devam etti. DP son dönemlerini CHP’yi kapatmak, dağıtmak için uğraştı. Menderes “yeni tarz” bir demokrasi kurma niyetine girdi.104 CHP’yi baskı altında tutma çabası öyle bir noktaya geldi ki İsmet İnönü’nün Meclis’te yaptığı şu konuşma ardından Meclis’te on iki oturuma girmeme cezası aldı.

“Biz aldığımız tedbirleri aldık, yürüteceğiz diyorsunuz. Gayrimeşru baskı rejimine girmiş olan idarelerin hepsi böyle söylemişlerdir. Siz de öyle diyorsunuz. Fakat muvaffak olamayacaksınız. Kore Başkanı Syngman Rhee kurtuldu mu? Üstelik onun ordusu, polisi, memuru elinde idi. Halbuki sizin elinizde ne ordu var ne memur, ne üniversite ve hatta ne de polis. Olur mu böyle baskı rejimi. Muvaffak olunur mu bu? Bir baskı rejimi kurulduğu zaman onu kuranlar artık Mukavemet kalmayacak zannederler. Bizdeki baskı rejimini kuranlar da öyle zannediyorlar. Baskı tertipçileri bilsinler ki, Türk Milleti Kore Milleti’nden daha az haysiyetli değildir.105

İnönü bu konuşmasında Türkiye’de demokrasinin ve Demokrat Parti’nin birlikte çıktıkları yolculukta ne duruma geldiklerini özetlemektedir. Demokrasi ve bu meşruiyete dayandırılan sınırsız güç ve özgüven Demokrat Parti’yi yıpratmış, Demokrat Parti de kendi dönemi ile başlayan demokrasi kavramını yıpratmıştır. Ayrıca İnönü’nün bu konuşmasında DP’nin baskı kurduğu ve zamanla desteğini fazlası ile azaltan grupların da hangilerini olduğunu görüyoruz. Bu gruplara basını da eklediğimizde Adnan Menderes’in, demokrasi ile beraber bu gruplarla çıktığı yolculuğun sonuna doğru yapa yalnız kaldığını daha iyi görüyoruz.

Nadi tüm bu olaylar karşısında CHP için açılmak istenen soruşturmanın geri çekilmesi için Hükümet yetkililerine açık bir mektup yazmıştır ve bunu 17 Nisan 1960 tarihinde yayımlamıştır. Bu mektupta, soruşturma için sunulan gerekçe metnindeki

103Cumhuriyet, 14 Eylül 1959

104Fahri Belen, Demokrasiden Diktatörlüğe, İstanbul Matbaası,1960

ifadelerin gerçek olmadığını, DP’nin şahsi duygular ile hareket ettiğini vurgulamıştır. Ağır suçlamalar ile ezmeye çalıştıkları CHP’nin, kendi iktidarları döneminde artan muhalif sese kulak vererek demokrasiyi uygulanır hale getirdiğini hatırlatmıştır. DP’nin de CHP’nin getirdiği bu düzenlemeler ile demokrasi sayesinde iktidara geldiğinin altını çizmiştir.106