• Sonuç bulunamadı

1.1.5. Zihinsel Engelli Çocukların Eğitimleri

1.1.5.3. Zihinsel Engelli Çocukların Eğitim Teknikleri

1.1.5.3.1. Model Olma

Model olma, öğretilecek bilgi ve becerilerin kalıcı olmasını sağlamada etkili bir yöntemdir. Model olma, bir kişinin yaptığı hareketi gözlemleyerek ve taklit ederek yapma ve öğrenmedir. Beceri öğretiminde model olmanın kullanılabilmesi için,

çocuğun taklit etme becerisine sahip olması gerekmektedir. Taklit etme becerisi, model olma yönteminin kullanılmasından önce öğretilmelidir. Model olma yöntemi, sözel ipucuyla birlikte kullanılmaktadır ve öğretim süreci içinde sistematik olarak geri çekilerek, engelli bireyin sadece sözel ipucuyla istenen davranışı gerçekleştirmesi sağlanmaktadır. Model olma yöntemi, hareketin ya da davranışın tamamının yapılarak açıklanması, yönerge verilerek, davranış ya da hareketin başlatılması ve yalnızca yönerge verilerek engelli bireyin doğru davranışı gerçekleştirmesi şeklinde aşamalı olarak kullanılmaktadır. Model olmanın kaç basamakta geri çekileceği engelli bireyin performansına bağlıdır. Eğitmen, engelli bireyin her beceri basamağında ne kadar modele ihtiyacı olduğunu belirlemelidir. Model olma yöntemiyle engelli bireylerin dil ve sosyal etkileşim konusunda da uygun örnekler görmesi sağlanmaktadır (Johnson ve Bauer, 1992, s.34; Salend, 1998, s.203; MEB, 2001, s. x; Allen ve Cowdery, 2005, s. 242, 348).

1.1.5.3.2. Yardım

Engelli bireyin istenen tepkiyi vermesini sağlamak için kullanılan uyarıcılardır. Yardımın temel amacı, çocuğun dikkatini çalışmaya yoğunlaştırmasını sağlamaktır. Görsel ya da işitsel yardımlar çocukların dikkatini çekmede kullanılan etkili yardımlar olmaktadır. Görsel yardım, gösterilen bir resim, nesne ya da sembol olabilmektedir. İşitsel yardım ise, “bu çok önemli”, “beni dikkatle dinle” gibi sözler ya da zil gibi sesli araçlar olabilmektedir (Johnson ve Bauer, 1992, s.30-31).

Yardımlar, fiziksel, işaret ve sözel yardım olarak da gruplandırılmaktadır. Fiziksel yardım, engelli bireye el, kol, ayak v.b. vücut hareketlerini içeren, etkinlikleri öğretmek amacıyla kullanılan yardımdır. Fiziksel yardım, eğitimcinin engelli bireyle birlikte bir becerinin tamamını yapması ve ne yapıldığını söylemesinden; beceriyi hiç yapmayıp ne yapılacağının söylenmesine kadar değişen bir süreç içinde uygulanmaktadır. Fiziksel yardım, sözel ipucuyla birlikte kullanılmaktadır. Engelli bireyin beceriyi gerçekleştirmesini sağlamak amacıyla

ipucuyla yapar duruma getirilmesi sağlanmaya çalışılmaktadır. İşaret yardımı, çocuğa öğretilmek istenen davranışın işaretle gösterilmesidir. İşaret yardımında, parmak ile işaret etme, “evet” anlamında başını öne-arkaya ya da “hayır” anlamında sağa-sola sallama gibi hareketler kullanılmaktadır. Sözel yardım ise, yeni bir davranışın kazandırılmasında kullanılan uyarıcının açıklayıcı olarak engelli çocuğa iletilmesidir (Darıca ve diğ., 1992, s. 45; McClannahan ve Krantz, 1999, s. 45; MEB, 2001, s. x).

Yardımların çocuğun beceriyi kazandıkça yavaş yavaş azaltılarak kaldırılması gerekmektedir. Aksi taktirde, çocuğun yardım bağımlısı olmasına neden olmaktadır.

1.1.5.3.3. Pekiştirme ve Övgü

Pekiştirme, istenen bir yanıtın alınması ya da davranışın gösterilmesi sonucunda sunulan ödüldür. Pekiştirme istenen davranışın gösterilme sıklığını arttırmaktadır (Aydın, 2003; 175; Allen ve Cowdery, 2005, s. 242).

Pekiştireçler maddi, sözel ve sosyal olmak üzere üç şekilde verilmektedir. Maddi pekiştireçler, engelli bireyin sevdiği bir şeker, çikolata, kraker ya da oyuncaklar olabilmektedir. Sözel pekiştireçler, “aferin, çok güzel söyledin, sen bunu yapabilirsin” gibi söylenen sözler ya da övgüler olabilmektedir. Sözel pekiştireçlerden biri olan övgü, engelli çocukların öğrenmesinde önemli bir yere sahiptir ve maddi pekiştireçlerden daha etkili olmaktadır. Etkili övgüde izlenmesi gereken adımlar; övgünün spesifik olması, bakış ya da sırta dokunma gibi övgülerin de kullanılması ve sözcüklerin teşvik amaçlı kullanılırken çeşitlendirilmesidir. Sosyal pekiştireçler ise, alkışlama, sarılma, başını okşama, öpme gibi ödüllerdir (Johnson ve Bauer, 1992, s.34).

Pekiştireçler kullanılırken, bir pekiştireç türü tek başına verilebileceği gibi birkaç pekiştireç türü birleştirilerek de verilebilmektedir. Pekiştireçler istenen davranışın hemen ardından verilmeli ve pekiştirilen davranış çocuğa söylenmelidir.

Özürlü birey, istenen davranışı göstermeye başladıkça pekiştireçler de zamanla azaltılmalıdır (Özyürek, 2005, s. 109-110).

1.1.5.3.4. Hata Düzeltme

Hata düzeltme teknikleri, hataların azaltılmasını, istenen davranışın doğru bir şekilde yapılmasını sağlamak ve kimi zaman da tamamen ortadan kaldırmak amacıyla planlanmaktadır. Hata düzeltme, “hatasından yola çıkarak bazı şeyleri öğretme”, “model-teşvik-değiştirme-tekrar” ve “beklenen hataya karşı teşvik” olmak üzere üç şekilde kullanılmaktadır.

• Hatasından yola çıkarak bazı şeyleri öğretme; çocuğun yaptığı bir hatayı düzeltmek için yapılan davranışın tekrar ilk aşamasından başlanarak tekrar yapmasını sağlamaktır.

• Model-teşvik-değiştirme-tekrar; daha çok dil becerilerini geliştirmede kullanılmaktadır. Örneğin; öğretmen, çocuğa demir paranın ismini öğretirken madeni 100.000 lirayı havaya kaldırarak, çocuğa “bu nedir” diye sormaktadır. Eğer çocuk 50.000 lira gibi yanlış bir cevap verirse, öğretmen doğru cevabı söyleyerek çocuğa model olmaktadır. Çocuk da, öğretmeni taklit ederek doğru cevabı tekrarlamaktadır. Çocuk öğretmenin verdiği cevabı tekrarladığı için çocuğun cevabı doğru kabul edilmez ve bu nedenle pekiştirilmez. Daha sonra öğretmen çocuğa “adın ne?” veya “burnun nerede?” gibi farklı sorular sormaktadır. Eğer çocuk bu sorulara doğru cevap verebiliyorsa, öğretmen önceki 100.000 lirayı göstererek “bu nedir?” sorusunu tekrarlamaktadır. Çocuk doğru cevabı verirse ödüllendirilmektedir.

• Beklenen Hataya Karşı Teşvik; çocuk bir beceriyi yaparken sürekli aynı aşamada hata yapıyorsa, öğretmen bundan sonra oluşabilecek hatayı önlemek için beklenen hataya karşı doğru davranışı teşvik etmektedir. Örneğin; çocuk dişlerini fırçaladıktan sonra, her seferde diş macununun kapağını kapatmayı unutuyorsa, öğretmen çocuk daha dişlerini fırçalarken diş macununun kapağın üzerine dokunarak onu doğru davranışa teşvik edebilir. Böylece hata olmadan önce çocuk

kapağı kapatmak için harekete geçmektedir (Bondy ve Frost, 1995: s.319; McClannahan ve Krantz, 1999: s.41; Westling ve Fox, 2000, s.141).

1.1.5.3.5. Davranış Değiştirme

Davranış değiştirme, engelli çocuğun tüm becerilerini ve davranışlarını gözlemeyi, geliştirmeyi ve olumsuz davranışlarını değiştirmeyi amaçlamaktadır. Davranış değiştirme, sadece problemli davranışların değiştirilmesinde değil, aynı zamanda uygun olan davranışların sürdürülmesini sağlayan ve problemli davranışların oluşmasını engelleyen ortamların düzenlenmesi anlamına da gelmektedir (Özyürek, 2005, s. 12).

Davranış değiştirme, uygun olan davranışı pekiştirme, uygun olmayan davranışı görmezlikten gelme, davranışa şekil verme ve zincirleme yöntemleri olmak üzere üç şekilde kullanılmaktadır.

Çocuğun uygun olan davranışı göstermesi durumunda pekiştirme, uygun olmayan davranışı göstermesi durumunda görmezlikten gelme ve ödülü geri çekme etkili tekniklerden biridir. Ancak bu teknik her zaman etkili olmamaktadır. Çocuğun ilgi çekmek amacıyla istenmeyen bir davranış gösterdiğinde, bu davranışı görmezlikten gelme etkili olmakta, fakat çocuğun amacı ilgi çekmek değilse, bu durumda kullanılması etkili olmamakta ve istenmeyen davranışın da artmasına neden olabilmektedir (Johnson ve Bauer, 1992, s.34; Gümüş ve Pişkin, 1994, s.30).

Davranışa şekil verme, hedef davranışa benzeyen davranışların pekiştirilmesidir. Bu yöntemde kazandırılmak istenen davranış yapılarak engelli bireyden tekrarlanması istenmekte, tekrarlanan davranıştan hedef davranışa benzeyen davranışlar pekiştirilmektedir. Daha sonra, birey hedef davranış gösterdiğinde pekiştirmeye son verilerek davranış çeşitlendirilmektedir. Çeşitlenmiş olan davranışlardan hedef davranışa yaklaşan davranışlar ise, tekrar pekiştirilmeye

başlanmaktadır. Bu sürece hedef davranış oluşuncaya kadar devam edilmektedir. Örn, 5 dakika yerinde oturabilen bir çocuğun 10 dakika yerinde oturmasını “10 dakika yerinde otur” sözel ipucuyla sağlamak mümkün değildir. Çocuğun 10 dakika yerinde oturmaya yaklaşan davranışları baştan pekiştirilerek, sonra pekişitirilmeyerek çeşitlendirilen davranışlar arasından hedef davranışa yaklaşanlar tekrar pekiştirilerek davranışa şekil verme sürecinden yararlanılmaktadır. Yapılan bir çalışmada düzeltme teknikleri olarak pekiştirme izerliliklerinin değiştirilmesine ve şekil verme sürecine yer verilmiştir. Pekiştirme izerlilikleri değiştirilerek istenmeyen davranış ortadan kaldırılmıştır. Bunun için, odasında havluları biriktiren bir bireye, bir haftada aşağı yukarı altı yüz kadar havluyu odasında biriktirmesi sağlanarak, havlu biriktirme davranışı ortadan kaldırılmıştır. Bu birey, çok kısa zamanda havlu katlamaktan ve üst üste koymaktan bıkmış ve artık havlu getirilmemesini istemiştir. Kendisi de odadan havluları çıkarmaya başlamıştır. Çok istediği bir şeye çok yüksek düzeyde sahip olmasını sağlama doyuma yol açmıştır. Çok istediği havlulara çok sayıda sahip olması sağlanarak havlu biriktirme davranışı söndürülmüştür (Özyürek, 2005, s. 27-28).

Zincirleme yöntemleri ise, öğretilmek istenen davranışın ya da becerinin aşamalara bölünüp, bu aşamaların sistematik biçimde öğretilmesidir. Beceri analizi yapıldıktan sonra her bir aşama, ileri ya da geriye zincirleme yöntemleri ile öğretilmektedir. İleriye doğru zincirleme yöntemlerinde, davranışın ilk aşamasını çocuğun yardımsız yapması sağlanmakta, diğer tüm aşamalarda ise yardımda bulunulmaktadır. Çocuk ilk aşamada başarı sağladığında ilk iki aşamayı çocuğun yardımsız yapması sağlanarak diğer aşamalarda yardımda bulunulmaktadır. Bu işlem çocuğun becerinin tüm aşamalarını yardımsız yapana kadar devam ettirilmektedir. Geriye doğru zincirleme yönteminde ise, çocuğa son aşamaya kadar yardımda bulunularak, son aşamayı yardımsız yapması sağlanmaktadır. Çocuk son aşamada başarı sağladığında, son iki aşamayı yardımsız yapması sağlanarak diğer aşamalarda yardımda bulunulmaktadır. Bu işlem çocuğun becerinin tüm aşamalarını yardımsız yapana kadar devam ettirilmektedir (Bondy ve Frost, 1995, s.320; Allen ve Cowdery, 2005, s. 247).

1.1.5.3.6. Geri Bildirim

Çocuğun bir kavramı veya davranışı kazanmasında geri bildirimde bulunma, çocuğa kavram öğrenme ve doğru davranışa rehberlik yapmada önemli yollardan birisidir. Çocuk istenilen davranışı yapar yapmaz veya davranıştan çok kısa bir süre sonra teşvikler kullanılarak geri bildirimde bulunulabilir. Geri bildirimler kavram veya davranış üzerinde spesifik olmalı ve olumlu yaptığı davranışlar üzerinde durularak ve çocuğu cesaretlendirici nitelikte olmalıdır. Ayrıca geri bildirim kullanılırken çocuğun engelin özelliği ve gelişim düzeyi dikkate alınmalıdır (Johnson ve Bauer, 1992: s.31).

1.1.5.3.7. Teşvik

Genel anlamda çocukların çalışma boyunca tepkisini göstermeden önce öğretmen tarafından yapılan hareketler olarak tanımlamaktadır. Teşvikler yeni bir davranışın öğretilmesinde etkili yollardan biridir. Teşviklerle, çocuğun hem görsel hem de işitsel dikkatini çekme ve belli bir konumda, doğru yanıt vermesi amaçlanmaktadır. Teşvikler, soru sorma veya emir verme gibi sözlü olabileceği gibi kapıyı gösterme ya da bir davranışı veya bir davranışın bir kısmını örnek alma şeklinde de olabilmektedir. Bazı teşvikler de, çocuğun yaptığı bir hareketin bir bölümünde ya da hareket boyunca fiziksel yardımda bulunma şeklinde olmaktadır. Teşvikler gerektiği zaman, gerekli olduğu kadar verilmelidir. Çocuk davranışı kazanmaya başladıkça teşvik de yavaş yavaş azaltılmalıdır. Aksi taktirde, çocuk teşvik bağımlısı olmaktadır (Johnson ve Bauer, 1992, s.30; Bondy ve Frost, 1995, s.316; Westling ve Fox, 2000, s.128-129).

1.1.5.3.8. Rol Oynama

Özellikle sosyal becerilerin öğretiminde kullanılmaktadır. Rol oynama yöntemiyle çocukların empati kurması ve öğrenilen bilginin kalıcılığı sağlanmaktadır. Rol oynama yöntemi kullanılırken öncelikle ortam hazırlanmakta, durum hakkında konuşulmakta ve çocuğa rol verilerek canlandırması istenmektedir. Rol oynama yöntemi uygulandıktan sonra, öğretmen çocuklarla durum hakkında tartışarak doğrulayıcı dönütler vermektedir (Salend, 1998, s.203).

Benzer Belgeler