• Sonuç bulunamadı

1. MĠZAH NEDĠR: KAVRAMSAL AÇIDAN MĠZAH

1.4. Mizahın Toplumsal ve Kültürel Boyutu

1.4.2. Mizahın ĠĢlevleri, Mizahın Önemi

Mizahın toplumsal alandan beslenmesi ve yine toplumsala seslenmesi onu önemli kılan bir özelliktir. Çünkü mizah yansıdığı veya ayna tuttuğu topluma karĢı sorumlu hale gelir. Mizah toplumla ilgili olarak sorumluluk alır. Aldığı bu sorumluluk genel olarak daha iyi bir topluma eriĢme umudunun gerçekleĢmesi olarak kabul edilebilir. Bu anlamda mizah bir takım iĢlevleri de üstlenmiĢ olur. Bu iĢlevler

düzeltme iĢlevi, cezalandırma iĢlevi, dili ve anlatımı güçlendirme iĢlevi, rahatlatma iĢlevi, emniyet sübabı iĢlevi, bilinçlendirme iĢlevi, grup kimliğinin oluĢumu iĢlevi, grup içi dayanıĢmayı artırma iĢlevi, sosyal pozisyon ve hiyerarĢi oluĢturma iĢlevi, kültürel sermaye oluĢturma iĢlevi, grup performansına pozitif etki iĢlevi, büyük anlatıları sorgulama iĢlevi, uyumlulaĢtırma iĢlevi, toplumsal fayda iĢlevi, her türlü öznellikten uzaklaĢma ve nesnel değerlendirme iĢlevi olarak ele alınabilir.

Eker mizahın iĢlevlerini açık iĢlevler ve kapalı iĢlevler olarak ikiye ayırır. Eğlendirme, keyif verme, eleĢtiri ve hoĢgörü iĢlevlerini açık iĢlevler olarak; baĢkaldırı, zarar verme, sosyalleĢme, sorunlarla baĢa çıkma, gerilimi azaltma, toplumsal tarihin kod ve mesajlarını taĢıma iĢlevlerini de kapalı iĢlevler olarak ele alır (Eker, 2009: 29-30). Bu anlamda açık iĢlevler mizaha maruz kalınan ilk anda ortaya çıkan etkileri, kapalı iĢlevler ise mizahın arka planının incelenmesiyle anlaĢılabilecek etkileri kapsamaktadır.

Mizahın en önemli iĢlevlerinden biri cezalandırma ve düzeltme iĢlevidir. Mizah yasalar yoluyla birilerini idam sehpasına gönderemez ancak birilerine gülmek en büyük cezalardan kabul edilir. Bergson‟a göre gülünen kiĢi, kendini değiĢtirmeye, toplumun istediği gibi bir birey olmaya çalıĢır (Bergson, 2006: 17-18). Çünkü “insanlar kontrolleri dıĢında kendilerine gülünmesinden rahatsızlık duyarlar” (YumuĢak, 2010: 64-65). Gülmenin bu özelliğini kullanan toplum, çarpıklık, yolsuzluk ve çıkarcılıkla gülerek ve alay ettiği kiĢinin kusurlarını açığa çıkararak mücadele eder (Dölek, 2002: 140; Tanrıbuyurdu, 2007: 107).

Mizahın cezalandırma ve düzeltme iĢlevinin altında yatan neden bireyleri toplumla uyumlu hale getirmektir. Apaydın‟a göre eski Türk edebiyatında mizahi eserler mevcut toplumsal düzeni koruma amaçlı kullanılmıĢtır (Apaydın, 2004: 90). Dupreel Gülmenin Sosyolojik Sorunu adlı makalesinde gruptaki topluluk ruhunun dıĢavurumunun tezahürü olan kabul gülüĢü ile uygunsuzluk ve uyumsuzluk durumunda tezahür eden dıĢlama gülüĢü arasında ayrım yaparken (akt: Canner, 2007:

103) uyumsuzluğun istenmeyen bir durum olduğuna iĢaret etmektedir. Mizah böyle durumlarda devreye girerek bireyleri toplumla uyumlu hale getirme iĢlevini üstlenmektedir. Mizahın cezalandırma, düzeltme ve uyumlulaĢtırma iĢlevinin bir sonucu olarak toplumsal normları muhafaza ettiği ve yeniden oluĢturduğu söylenebilir.

Mizahın bir diğer önemli iĢlevi bireyleri eğlendirmektir. Bu sayede günlük hayatın stresi, yerini rahatlamaya, neĢelenerek dinlenmeye bırakır. Alver‟e göre “mizah, sanki o kaskatı gerçek olan hayatın yükünü almak, onu kısmen rahatlatmak, „hayatta olur böyle Ģeyler, hayatım‟ diyerek, onun gerilimini azaltmak ve böylece hayatın daha sağlıklı ve mümbit kendi yoluna revan olmasını sağlamak adına ortaya çıkar” (Alver, 2010: 70). Maga, mizahın rahatlatma iĢlevi ile ilgili olarak spor yapmaktan, müzik dinlemekten, kitap okumaktan daha etkili olan yöntemin gülmek olduğunu ifade eder (Maga, 2002: 178).

Mizahın eğlendirici ve rahatlatıcı yönü bireylere yaĢama sevinci verir. Problemler karĢısında daha dayanıklı olmayı sağlar. “Ġnsanlar mizaha, her gün karĢılaĢtıkları sorunları hafifletmek ve hayatlarını daha yaĢanabilir kılmak için sıklıkla baĢvurmaktadır” (Arık, 2007: 18). Mizah bireylerin tek baĢlarına yaĢadıkları sıkıntıları bertaraf edebilmenin yanı sıra bir nevi grup terapisi iĢlevi de görmektedir. Ebu Muhammed Hamis Es-Said, Peygamberimizin Mizah AnlayıĢı adlı eserinde Bedruddin Ebu‟l Berakat el-Ğizzi, el-Mirah fi‟l-Mizah isimli eserine atıfla, “kardeĢler, dostlar ve yaren arasında mizah yapmak menduptur. Zira bu, kalbi neĢelendirir ve dinen kaynaĢmayı sağlar” (akt: Es-Said, 2007: 15) demektedir. Aynı Ģekilde Osmanlı Mizah Basınında BatılılaĢma ve Siyaset Diyojen Ve Çaylak Üzerinde Bir AraĢtırma adlı eserinde Hamdi ÖzdiĢ, seviyeli mizahın “çok ihtiyaç duyulan doğal bir rahatlama sağlaması nedeniyle Hz. Muhammed ve ilk Müslümanlar tarafından” tasvip edildiğini, Ġbn-el Cevzi‟nin Budalaların Tarihi (Ahbâr al-Hamkâ) adlı eserinden nakleder (akt: ÖzdiĢ, 2010: 26).

ÇatıĢmacı yapısalcı kuramcılardan Lewis A. Coser, çatıĢma yoluyla grubun korunmasını sağlayan mekanizmalardan biri olarak kabul ettiği emniyet supabı sayesinde düĢmanlık akımlarının yapıyı patlatmadan dıĢarı atıldığını ifade eder (Poloma, 1993: 100). Mizahın rahatlatıcı iĢlevinin bir getirisi de sorunların birikip patlamaya yol açmasının önüne geçmesidir. Bu anlamda mizah gerginliği azaltma, tabiri caizse gaz alma yönüyle birey ve toplum için bir emniyet supabı iĢlevi görmektedir. Nasreddin Hoca fıkraları mizahın emniyet supabı iĢlevinin görülebileceği alanlardan biridir. ÖzdiĢ, Hoca fıkralarında toplumdaki sorunların eleĢtirilmesi, güçlü yöneticilere mizah yoluyla saldırılıp itibarının zedelenmeye çalıĢılması yoluyla, güçsüz bir toplumun kendini koruduğundan ve tepkilerini patlamadan dile getirip rahatladığından, bu sayede mizahın bir emniyet supabı iĢlevi gördüğünden bahseder (ÖzdiĢ, 2010: 28). Ancak Cantek, (1998: 127) mizahın emniyet supabı iĢlevi görmesinin, toplumu rahatlatmaktan ziyade iktidarın devamını sağladığına dikkat çeker.

Mizahın kullanım alanlarından biri de dil ve anlatımı güçlendirmedir. Mizah sayesinde anlatılan konu muhataplar için daha etkili, çarpıcı ve kalıcı hale gelir. Cantek, MarkopaĢa Bir Mizah ve Muhalefet Efsanesi adlı eserinde MarkopaĢa‟nın dönemin en etkili ve rahatsız edici yayını olmasının altındaki nedenler arasında onun kendine özgü bir mizah dili olduğundan bahseder (Cantek, 2001: 7). Alver de ( 2010: 69) öyküde mizah dilinin kullanımıyla ilgili bir yazısında mizah dili ile öykünün kendine yeni bir imkân bulduğunu ve mizah dilinin güldürse de eğlendirse de her durumda düĢündürücü bir dil olduğunu anlatır.

Fenoglio ve Georgeon‟a göre mizahi unsurlar bir toplumdaki yaĢantı hakkında çoğunlukla yazılı belgelerden daha fazla Ģey söylemektedir. Çünkü mizah baĢka Ģekillerde dile getirilemeyecek mesajların rahatlıkla dile getirildiği bir mecradır (Fenoglio ve Georgeon, 2007: 12-14). Botton da bu görüĢe paralel bir Ģekilde mizahın en güçlü eleĢtiri yollarından biri olduğunu, çünkü eğlence maskesinin ardına saklanarak ders verdiğini vurgular (Botton, 2010: 193-194). Mizahın masum

görünümü mizahçıların normalde dile getiremeyecekleri konuları rahatlıkla mizah diliyle ifade etmesini sağlar.

Mizahın dili sadece otoriteye karĢı kullanılmaz. KiĢiler arası iletiĢimde de mizah dili kullanılabilir. Freud‟a göre mizahi dil kullanımı gönderilen mesajların kabul edilebilirliğini artırır. Botton tam da bu sebeple yüksek statüdeki insanların konumlarını eleĢtirebilmek için mizahi dile baĢvurulduğunu ifade eder (Botton, 2010: 194). Selçuk, güçlü bir çizgi, verilmek istenen mesajı en kısa yoldan en etkin bir biçimde muhatabına ulaĢtırır (Selçuk, 2002: 106) derken mizahın eleĢtiri amacıyla kullanımının nedenlerini özetlemektedir.

Mizah bir taraftan toplumsal düzeni koruma amacıyla cezalandırma, düzeltme ve bu sayede uyumlulaĢtırma iĢlevlerini yüklenirken, diğer taraftan toplumsal düzendeki yanlıĢlıkları da iĢaret eder. Bu sayede mizah sayesinde bireyler büyük anlatıları sorgular, bilinçlenir ve yeri gelince muhalefet etmeye baĢlar. Arık, mizahın baĢarısını düzen ve kurumlarla çatıĢma içerisinde olmasına bağlarken (Arık, 2007: 19), onun muhalefet iĢlevine dikkat çekmektedir. Avcı da mizahın en önemli iĢlevlerinden birinin onun eleĢtirel ve muhalif yönü olduğunu ifade eder. Mizah güldürürken sorgulamayı ve hatta yıkıcılığı içerir. Mizah gelenekler, töreleri, toplumsal sistem ve yönetimleri eleĢtirir (Avcı, 2003: 80). Mizahın muhalif yönü çoğunlukla politik mizahla ifade edilir. Ancak Kaid ve Holtz-Bacha‟ya göre politik mizah, toplum yönetimi ile ilgili gülünçlükleri ortaya çıkarma amaçlı bir iletiĢimdir. Politik olarak sınıflandırılabilmesi için mizahın siyasi bir mesaj vermesi gerekmez (Kaid ve Holtz-Bacha, 2008: 313). Sadece eleĢtirmek bile mizahın politik olması için yeterlidir.

Mizahın en etkili olduğu ortam gruplardır. Morreal‟in ifadeleriyle komik bulduğumuz bir Ģeye kendi baĢımıza sadece gülümseriz ancak bir grup ortamında aynı Ģey bizi kahkahalara boğar. Gülme grup ortamında bulaĢıcı bir etkiye sahip olduğundan grup içinde kenetleyici bir iĢlev görür (Morreal, 1997: 160-161).

Yaptığımız bir espriye içten gülen birini gördüğümüzde o kiĢiyle dünya görüĢümüzün uyuĢtuğunu düĢünmeye baĢlarız. ĠĢte grup içinde gülme, ortak konsensüsün oluĢtuğunu belli eden bu yönüyle grup üyelerini birbirine bağlayan bir iĢlev görür.

Stout, alaycı kahkahaların, grup kurallarını ve insanların rollerinin sınırlarını belirleyen sosyal bir düzeltici olduğunu ifade eder. Böylelikle mizahın grup hiyerarĢisini güçlendirmek veya zayıflatmak adına kullanılabileceğinden bahseder (Stout, 2006: 166). Gundelach, sezgisel olarak mizah ve sosyal sermayenin birbiriyle iliĢkili göründüğünü ve olumlu sosyal etkilere sahip olduğunu ifade eder. Ona göre mizah duygusu sosyal sermayeyi oluĢturan bir öge olarak görülebilir ve bu yüzden grup performansı için önemlidir. Mizah grup üyeleri arasında yarattığı sosyal ağ ve güvenle sosyal sermayeyi güçlendirir. Mizahın aidiyet ve karĢılıklı güveni tesis etme iĢleviyle sağlıklı grup yapısına yol açması, grup performansını yükselterek ekonomiye de olumlu etkilerde bulunur (Gundelach, 2009: 93-94). Grup içi mizahta dikkat edilmesi gereken nokta grup üyelerinden birisini incitici olmamaktır. Böyle bir durum olmadıkça mizah gruplar için grup kimliğini oluĢturucu ve pekiĢtirici, dayanıĢmayı ve grup performansını artıcı iĢlev görür.

Mizahın bir diğer iĢlevi bireyi olaylara bakarken objektif olmaya yöneltmesidir. Tabu olarak kabul edilen, dokunulmazlık perdesinin ardında duran, ciddiyetle donanmıĢ durumlar eleĢtiriye açık değildir. Mizah ise „özgür ruhu‟ sayesinde her Ģeyi eleĢtirir. Morreal, bu durumla ilgili olarak “bir Ģeye gülebildiğimiz ölçüde o Ģeyi nesnel bir biçimde değerlendirebiliriz” (Morreal, 1997:150) der. Nitekim ilk dönem felsefesinin „Tanrı‟ya gülmek Tanrı‟yı insan statüsüne indirgemektedir‟ algısı mizah sayesinde insanların Tanrı ile alay edeceği ve onun kutsallığına zarar vereceği düĢüncesinden beslenmektedir. Gülmek bu bağlamda öznel yargılardan kurtulma ve hayatta karĢılaĢılan her Ģeye nesnel bakabilme iĢlevini yerine getirir.

Eğitim mizahın ahlaki görev ve iĢlevlerinden biridir. Georgeon mizahın Arapça‟da ve dolayısıyla Arap yarımadasında iki iĢlevi olduğundan bahseder. Bu iĢlevlerden birisi insanları eğlendirme yoluyla rahatlatmak ve gevĢetmek iken diğeri ahlakçı bir amaçla eğitmektir (Georgeon, 2007: 89-90). Mizahın ahlakçı bir amaçla eğitmesi salt eğlendirme iĢlevinden ayrılır. Hayat sürekli eğlenme ve dinlenme yeri olmadığından mizah da insanlara toplumsal normların aktarımını ve bu sayede onların eğitimi iĢlevini görür.

Brummet, yukarıdaki iĢlevlerin yanında mizahın devrimi kiĢileĢtiren ve onun algılanıĢ biçimini değiĢtiren bir iĢlevi daha olduğundan bahseder. Mizah sayesinde devrim geçiren halkın gerçeklik ve idealler arasındaki uçurumu kapatması sağlanır (Brummet, 2007: 137). Elbette bu iĢlev sadece devrimle sınırlı değildir, savaĢ, doğal afet gibi toplumun tamamını ilgilendiren konularda mizah, kullandığı dil itibariyle gerçeklikleri gerek yumuĢatarak gerek keskinleĢtirerek aktarır. Böylece yaĢananlara radikallikten ve marjinellikten uzak, tüm toplumun kabulleneceği bir bakıĢ açısı geliĢtirir.

Benzer Belgeler