• Sonuç bulunamadı

5. TARTIŞMA

5.9. Mikrobesin Ögesi Alımları

Karotenidler, hayvanlarda antioksidan ve anti-inflamatuar aktivite, bağışıklık tepkisini arttırabilme kabiliyeti KVH, kanser gibi kronik hastalıkların önlenmesi ve görsel fonksiyon ve YBMD'ye karşı korunması ile ilişkilidir (147).

Bu çalışmada ise vitamin A açısından YBMD ve kontrol grubu arasında önemli bir fark bulunamazken, karoten alımları YBMD gruptaki kadınlar kontrol gruptaki kadınlardan, YBMD gruptaki toplam bireyler kontrol gruptaki toplam bireylerden, istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p<0.05) (Tablo 4.7.2). Lutein ve zeaksantin alımı ise kullanılan BEBİS paket programında (82) yer almamasından dolayı analiz edilememiştir. Vitamin A ile ilgili sonucu değerlendirebilmek için lutein, zeaksantin ve diğer karotenoidlerinde incelenmesinin daha doğru bir yaklaşım olacağı düşünülmektedir.

Gözlemsel çalışmalar genel değerlendirildiğinde, çalışılan tüm karotenoidlerine kıyasla lutein ve zeaksantinin retinaya en çok yararı sağlayabileceği

düşünülmektedir. İleri evre YBMD, lutein alımı ile lezyonlar için azalan risk arasındaki en tutarlı ters ilişkiyi gösteren YBMD tipidir (38).

Diyet ve antioksidanların takviye alımları ile uzun dönem YBMD riski arasındaki ilişkinin incelendiği Blue Mountains Göz Çalışmasında, 49 yaş üzeri 2454 birey 5 ve 10 yıl sonra değerlendirilmiştir. Sonuçlar, diyet lutein ve zeaksantin için en yüksek alımı olan katılımcıların düşük riskli neovasküler YBMD riskine sahip olduğunu (RR=0.35; %95CI:0.13-0.92), toplam çinko alımı için, en yüksek onluk alımını kalan popülasyonla karşılaştıran, herhangi bir YBMD için RR 0.56 (95% CI: 0.32–0.97) ve erken evre YBMD için 0.54 (95% CI: 0.30–0.97) dü. Yani çinko YBMD’ye karşı koruyucu olarak bulunmuştur. Daha yüksek beta karoten alımı, artmış YBMD riski ile ilişkilendirilmiştir (148).

Tipik bir Japon diyetini tüketen toplum içinde yaşayan Japonlarda serum antioksidanları ile YBMD arasındaki ilişkiyi araştırıldığı ve 65 yaş ve üstü 722 kişinin katıldığı bir çalışma yapılmıştır. Çalışmanın sonucunda, sadece alfa-tokoferol ve beta kriptoksin, ileri evre YBMD ile ilişkili olan tekli antioksidanlar olarak bulunmuştur. Antioksidanların bir kombinasyonu olarak karoten (alfa-, beta-karotenler ve likopen) ve karotenoid aileleri (betakriptoksin, alfa-, beta-karotenler, likopen, lutein ve zeaksantin), ileri evre YBMD ile koruyuculu olarak ilişkili bulunmuştur. Serum antioksidanları ile erken evre YBMD arasında ilişki bulunamamıştır (149).

Karotenoid alımı ve YBMD arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmada, 50 yaş ve üzeri 1361 orta ve 1118 ileri evre YBMD birey ile uzun yıllar süren takip çalışmasının sonunda, tahmin edilen plazma lutein/zeaksantin skorunun uç beştebirlik kısmı karşılaştırıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde ileri evre YBMD için % 40'lık bir risk azalması saptanmıştır (uç beştebirlik kısımla karşılaştırıldığında, havuzlanmış RR= 0.59; % 95CI: 0.48-0.73; eğilim için p<.001). Beta-kriptoksantin, alfa-karoten ve beta-karoten de dahil olmak üzere diğer karotenoidler için tahmin edilen plazma karotenoid skorları, uç beştbirlik kısımla karşılaştırıldığında, %25-%35 daha düşük ileri evre YBMD riski ile ilişkili olduğu belirtilmiştir (RR=0.65; % 95 CI:0.53-0.80, eğilim için p<.001). Öngörülen plazma skoru veya hesaplanan alım

miktarında, orta evre YBMD ile herhangi bir karotenoid ilişkisi tanımlanmamıştır (150).

YBMD'de oksidatif stresin etiyolojik rolleri ve askorbat’ın (vitamin C) güçlü antioksidan özellikleri nedeniyle C vitamini durumunun YBMD riski ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. C vitamini durumu ile retinal sağlık arasındaki ilişkiden bahseden derlemelerde, tek başına C vitamini durumunun, YBMD'nin başlaması veya ilerlemesi ile ilişkili olmadığını göstermektedir (38,55).

Bu çalışmada vitamin C değeri, YBMD grupta kontrol gruptan daha düşük olsa da, literetürde çoğunlukla görüldüğü gibi, aralarında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (Tablo 4.7.2).

Karotenoidler, A vitamini, alfa-tokoferol, C vitamini ve YBMD arasındaki ilişkiyi değerlendiren bir AREDS raporunda, toplam enerji alımı ve besin dışı temel ortak değişkenler için düzeltildikten sonra, diyet lutein/zeaksantin alımı yaş tip YBMD (OR= 0.65; % 95 CI:0.45-0.93), coğrafi atrofi (OR=0.45; % 95 CI:0.24-0.86) ve geniş veya geniş çaplı orta drusen (OR=0.73; % 95 CI:0.56-0.96), en yüksek ve en düşük ortalama alım miktarlarını karşılaştırıldığında ters olarak ilişkili olduğu bulunmuştur. Diğer besinler bağımsız olarak YBMD ile ilişkili bulunamamıştır (54).

E vitamini, yağ asitlerinin reaktif oksijen türleriyle oksitlenmesini önleyen yağda çözünen bir antioksidandır. Retina, lipit açısından zengin bir ortamdır ve ultraviyole radyasyona maruz kalmaktadır. Hücre kültüründe, E vitamini retinal pigment epitel hücrelerini akrolein kaynaklı oksidasyondan korumak için luteinin antioksidan yeteneğini arttırdığı bulunmuştur (1).

Vaka kontrolünden ve kesitsel çalışmalardan elde edilen kanıtlar. E vitamini alımının artmasının, YBMD riskini azaltmasına yardımcı olabileceğini düşündürmektedir (53,148) ancak herhangi bir etkinin görülmediği (119) veya çok az etki görüldüğünü belirten çalışmalarda mevcuttur (152).

Bu çalışmada vitamin E’de YBMD grup ve kontrol grup arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (Tablo 4.7.2). Örneklem büyüklüğünün az olması ve bireylerin yemeklerde kullanılan yağ türü ve miktarını bilmelerinde zaman zaman yaşadıkları hatırlama güçlüğünün bu durum için etken olmuş olabileceği düşünülmektedir.

B vitaminleri, hücre metabolizmasında önemli rol oynayan bir grup vitamindir. Folik asit, B6 vitamini ve B12 vitamininin besin alımı ise homosistein seviyelerini değiştirebilmektedir. Hiperhomosisteinemi de çeşitli vasküler hastalıklar için bir risk faktörüdür (55). Kamburoğlu ve ark. (68) kuru veya yaş tip YBMD olan hastalarda yüksek plazma homosistein düzeyi görülmesiyle, homosistein düzeyleri ile YBMD arasında bir ilişki olduğunu ifade etmişlerdir.

Bu çalışmanın sonucunda ise vitamin B6, vitamin B12 ve folik asit değerlerinin üçü de YBMD grupta daha düşük olmasına rağmen, kontrol grupla aralarında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (Tablo 4.7.2). Bireylerin kardiyovasküler hastalık durumları, homosistein ve diğer plazma vitaminlerin plazma değerlerinin olmaması ve takviyelerden gelen vitamin içeriklerinin bu durumla ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

Çinko retinadaki en bol miktarda eser elementtir, tercihen YBMD'den etkilenen bölgelerdedir. Ayrıca antioksidan enzimler olan süperoksit dismutaz ve katalaz da dahil olmak üzere birçok aktif oküler enzimin bir kofaktörüdür (40).

Bu çalışmanın sonucunda çinko değerleriyle YBMD ve kontrol grupları arasında beklenen ilişki bulunamamıştır (Tablo 4.7.2). Çalışmanın daha önce bahsedilen kısıtlılıklarının yanı sıra, bu sonuçlar benzer başka bir tez çalışmasıyla da benzerlik göstermektedir (119).

YBMD'nin gelişimiyle çelişkili verilerin olması, çinko kullanımıyla ilgili kanıtların yeterli olmadığını düşündürmektedir (38). AREDS çalışmasının sonucunda, ileri evre YBMD (derece 3 ve 4) olan katılımcılar arasında çinko tüketenlerin çinko

tüketmeyenlere göre daha YBMD'ye progresyonu daha az olası bulunmuştur (OR=0.79; % 95 CI: 0.62-0.99). Ancak derece 2 olan YBMD’li olanları içerdiğinde, çinko desteğinin progresyonda ileri evre YBMD'ye anlamlı bir etkisi bulunamamıştır (56).

5.10. Enerji ve Besin Ögeleri İle Vitamin Ve Mineral Alımlarının Drı’ya Göre