• Sonuç bulunamadı

2. PATĠKA BAĞIMLILIĞI KAVRAMI

2.6 Patika Bağımlılığı Örnekleri

2.6.5 Microsoft

Patika bağımlılığına bir örnek olarak da Microsoft‘un başarısı verilebilir. Microsoft‘un başarısında ağ etkileri de önemli bir unsurdur. Görüşlerin bir kısmı Microsoft‘un tekel oluşturarak rakiplerin pazardaki başarı ihtimallerini yok ettiğini, bir kısmı ise başarılı olan bir ürünün pazarda mutlaka kendine yer edinebileceğini savunmaktadır.

 Microsoft‘un patika bağımlılığı örneği olduğunu savunan görüş

Yeni ekonominin birçok endüstrisinde ―kazanan her şeyi alır‖ yarışı iki nedenden kaynaklanır. Bu tip endüstrilerde söz konusu olan ağ etkisi, piyasaya tüketicilerin tatminkar olmasını sağlayan bir ürünü ilk defa ortaya koyan firmanın gittikçe daha fazla müşteri toplamasına, müşteri havuzu genişledikçe ürettiği ürünün daha değerli bir hale gelmesine ve tekel pozisyonuna yükselmesine yol açar. Bu tekellik Microsoft için de sıklıkla dile getirilmektedir. Patika bağımlılığının bazı bileşenleri, pozitif geribildirimlerin Microsoft‘un rekabetçi pozisyonunu desteklediğini, rakiplerin ise inovatif ürünler geliştirmesini ve sunmasını engellediğini ortaya koyar (Reback, 1995).

Microsoft kişisel bilgisayar işletim sisteminin diğer işletim sistemlerine bariz üstünlük kurmasında, yazılım piyasasındaki ağ etkilerinin çok önemli bir rolü vardır. Microsoft diğerleri üzerine bir kez üstünlük kurduğunda pazar büyük bir hızla kendi lehine gelişmeye başlamıştır. Müşteriler Microsoft standardına kilitlenmiş ve işletim sistemi değiştirme maliyetine katlanarak diğer sistemlere geçmek istememişlerdir (Economides, 2001). Microsoft‘un kişisel bilgisayar işletim sistemlerinde tekel gücüne sahip olduğu ortadadır. Kişisel bilgisayar kullanan herkes bir işletim sistemi de satın almak zorundadır ve işletim sistemini alırken uygulama yazılımlarının büyük çoğunluğunun Windows işletim sistemine uygun olarak yazılması, kişisel bilgisayar kullanıcılarının çoğunun bu işletim sistemini kullanmaları, en hızlı ve gelişmiş mikroişlemcilerin, hard disklerin ve diğer donanım parçalarının Windows‘a göre üretilmiş olması nedeniyle Windows‘u tercih etmek durumundadır. Microsoft‘un

Internet tarayıcısı olan Internet Explorer da Windows ile birlikte satılmakta ya da ücretsiz verilmektedir. Rakip Internet tarayıcısı olan Netscape bu durumda tarayıcı pazarından büyük ölçüde dışlanmıştır. Internet Explorer pazarda tek başına kalmıştır. Birkaç yıl öncesine kadar Internet tarayıcı pazarında büyük bir rekabet ve buna bağlı yenilikler yaşanırken bu gelişme neticesinde inovasyon hızı oldukça yavaşlamıştır, Netscape pazara yeni versiyon sürmemekte, Internet Explorer‘da ise önceden olduğu gibi neredeyse her hafta bir yenilik yapılması artık söz konusu olmamaktadır.

Kurulu bir standart doğal bir tekelin tüm özelliklerini taşır ve pazar fiyat rekabetine kapalı hale gelebilir. Ayrıca standarda dayalı pazardaki güç diğer pazarlara da aktarılabilir ki Microsoft davası buna bir örnektir.

 Microsoft‘un patika bağımlılığı örneği olmadığını savunan görüş

Liebowitz ve Margolis (2000), üstün bilgisayar yazılım ürünlerinin pazarda liderlik kazanmasının kolaylığına dair örnekler sunmuşlardır. Liebowitz ve Margolis‘in temel olarak yazılım endüstrisindeki görüşü Microsoft‘un düşük fiyatlı ve yüksek kaliteli bir ürün sunduğu yönündedir. Diğer firmaların daha üstün bir ürün piyasaya sunabilmeleri durumunda Microsoft‘un yerini alabileceğini savunmaktadırlar.

Konuyla ilgili birçok önemli nokta vardır fakat en önemlisi Microsoft‘un tekel gücüne sahip olması ve tekel gücünü piyasayı destekleyen diğer yan ürünlerdeki rekabet içinde kullanıp kullanmadığı konusudur. Diğer önemli bir nokta da pazar yapısında ağ etkilerinin oynadığı rolün büyüklüğüdür. Ağ etkisi pazardaki bir kullanıcının ürünü satın almasıyla ürünün diğer kullanıcılar için de değerinin artması anlamına gelmektedir. Örneğin, bir yazılımın değeri o yazılımı kullanan kişi sayısı arttıkça artmaktadır. Güçlü ağ etkilerinin söz konusu olduğu pazarlarda galip gelenler, pazarın büyük bir çoğunluğuna sahip olmaktadır. Bu örnekte sanal bir ağ, yani ürünlerin teknik bir platformda paylaşıldığı bir ortam söz konusudur. Windows için kullanıcı sayısı ne kadar artarsa, ürünün değeri ve ürüne olan talep de o kadar artmaktadır. Liebowitz ve Margolis Microsoft baskın bir firma ya da tekel olsa da bunun tüketiciler için olumlu olduğunu, Microsoft‘un piyasaya girmesiyle 1988 ve 1995 yılları arasında fiyatların %60‘a yakın oranlarda azaldığını da belirtmişlerdir. Liebowitz ve Margolis ağ etkileri sayesinde tekel oluşabileceğini ya da pazar liderinin dengeyi bozabileceğini söylese de bunun ancak geçici olabileceğini savunmuştur. Yoğun rekabetin söz konusu olduğu bir ortamda bu tekelliğin kısa

zamanda daha üstün bir ürün tarafından bozulabileceğini söylemişlerdir. Yazılım endüstrisinde ağ etkilerinin küçük olduğunu, büyük inovasyonların hızlı bir şekilde hayata geçirildiğini ve liderlerin yerinin kolayca alınabileceğinin üzerinde durmuşlardır. Ayrıca, yazılım inovasyonları çoğunlukla yeni özellikler ekleyerek yapılmaktadır ve bu değişiklikler pazarın sınırlarını değiştirir. Örneğin disk sıkıştırma ve parçalara ayırma yazılımı günümüzde operasyonel sistem yazılımı içindedir, heceleme word paketlerinin bir parçası olmuştur, dolayısıyla bu ürünler pazardan çıkmak zorunda kalmıştır.

Müşteriler zaman zaman başarısız bir standarda kilitlenmiş gibi görülebilir. Fakat üstün standardın sahibi değişimi sağlamak için güçlü çıktılara sahiptir. Liebowitz ve Margolis başarısız standarda olan kilitlenmeden çıkılabilmesi için üstün ürün sahiplerinin kısa dönemli fiyat kırma politikası izlemesi gerektiği görüşündedir. Bunu sağlayarak pazara giriş aşamasında kendilerine kolaylıkla yer edinebilirler. Fakat pazarda marjinal maliyetlerin sıfıra yakın olduğu durumlarda, örneğin tarayıcılar için, rekabetçi fiyatlar tekrar gözden geçirilmelidir.

Pazar güçleri diğer pazarlarda olduğu gibi yazılım sektöründe de oldukça etkilidir. Liebowitz ve Margolis ağ etkilerinin ve teknolojik kilitlenmenin pazara giriş engellerinin kaynağı olarak öneminin yazılım sektöründe düşünülenden az olduğunu, güçlü ve daha üstün ürünlerin pazardaki başarısız ürünlerin yerini kolayca alabileceğini savunmuşlardır. Daha başarılı ürünler sunan firmaların ürünlerini pazara sunabilmek ve tüketiciler tarafından kabul edilmesini sağlamak için gerekli yoları bulabileceği görüşündedirler. Tüketicilerin ürünü kabullenme aşamasında kalite ve fiyat ön plana çıkmaktadır. Tüketicilerin tümü her zaman en üst ürünleri tercih etmemektedir, çünkü bu ürünlerin yüksek fiyatlarını karşılayamazlar. Örneğin Rolls Royce çok yüksek kalitede bir araba olmasına rağmen pazar payı çok azdır. Beta videoları örneğinde de görüldüğü gibi Beta birçok üstün özelliği olmasına rağmen tercih edilmemiştir, çünkü müşterilerin beklentisi bu yönde değildir. Aynı koşullar bilgisayar endüstrisinde de geçerlidir. Tüketicilerin büyük bir kesimi yazılımın çok ufak bir potansiyelini kullanmaktadır. En fazla özelliğe sahip yazılımı kullanma beklentileri yoktur. Bu da bir ürün çok yüksek kalitede olsa bile özellikleri müşterilerin beklentilerini karşılamıyorsa, bu ürünün büyük bir pazar payı elde edemeyeceğini göstermektedir.

Liebowitz ve Margolis‘in vardığı sonuçlar Microsoft‘un pozisyonunu destekler niteliktedir. Ayrıca verdikleri örnekler Microsoft‘un politikalarının tüketicinin faydası yönünde olduğunu gösterir. Microsoft‘un yüksek kalitede ürünler ürettiğini ve girdikleri pazarda fiyatların düşmesini sağladıklarını söylemişlerdir. Microsoft aynı zamanda pazardaki gücünü kendi konumunu tehlikeye sokabilecek ürünlerle ilgili yeni inovasyonlarda da kullanmıştır.