• Sonuç bulunamadı

Yapı Metaforları Yönelim Metaforları Ontolojik Metaforlar

15

türden olduğu görülmektedir. Fakat bu metafor ile “tartışma” kısmen de olsa “savaş”a göre yapılaşır, anlaşılır, icra edilir ve dile getirilir (Lakoff & Johnson, 2005, s. 27).

Yönelim metaforları; bütün bir kavramlar sistemini diğer bir kavramlar sistemine göre

organize eden metaforlardır ve bunlar uzay ve mekan istikameti ile ilişkilidir: yukarı – aşağı, içeri – dışarı, ön – arka, beri – öte vb. (Lakoff & Johnson, 2005, s. 36). Yönelim metaforları bir kavrama uzay ve mekan yönelimi verir. Örneğin;

 “Mutlu olan yukarıda, kederli olan aşağıdadır”  “Moralim yüksek.” “Ruhen dibe vurdum.”

Metaforik kavramın fiziksel temeli şu şekilde açıklanmıştır: Eğilme tavrı genellikle keder ve depresyona, dik duruş ise pozitif bir duygusal duruma eşlik eder.

 “Sağlık ve hayat yukarıda, hastalık ve ölüm aşağıdadır”  “Sağlığın zirvesinde.” “Hastalığa düştü.” Metaforik kavramın fiziksel temeli şu şekilde açıklanmıştır: Ciddi hastalıklar bizi fiziksel olarak yatıp uzanmaya zorlar. Öldüğünüzde fiziksel olarak toprağın altındasınızdır.

 “Çok olan yukarıda, az olan aşağıdadır”  “Havalesinin miktarı yüksekti.” “Geliri geçen sene düştü.”

Metaforik kavramın fiziksel temeli şu şekilde açıklanmıştır: Bir taşıyıcıya yahut istife daha fazla madde yahut fiziksel nesne yüklerseniz seviye yükselir.

Bu örnekler doğrultusunda yönelim metaforlarına ilişkin şu sonuçlara ulaşılabilir (Lakoff & Johnson, 2005, s. 40-42):

 Bireyin sahip olduğu temel kavramların çoğu, bir ya da daha fazla uzay-mekân yönelimli metaforlara göre düzenlenmektedir.

 Uzay-mekân metaforlarının kökleri fiziksel ve kültürel yaşantılardan oluşmaktadır.  Metaforların birçok fiziksel ve sosyal temeli bulunmaktadır.

 Bazı durumlarda uzay ve mekân metaforları, kavramın yaşamsal bir parçası durumuna gelmiştir. Kavramı, metaforsuz biçimde yapıya kavuşturmak olanaksız görünmektedir. “Yüksek statü” bu tarz metaforik kavrama örnek oluşturmaktadır.

16

 Bilimsel terminolojideki kavramlar genellikle, fiziksel ya da kültürel temele sahip metaforlara dayanmaktadır. “Yüksek enerji parçacıkları” buna örnek olarak gösterilebilir.

 Fiziksel ve kültürel yaşantılar, uzay-mekân metaforları için birçok temel sağlamaktadır. Hangilerinin temel metaforlar olduğu kültürden kültüre farklılık gösterebilir.

 Bir metaforun fiziksel temelini kültürel temelinden ayırmak oldukça zordur.

Ontolojik metaforlar; insani uzay – mekan yönelimlerine ilişkin temel tecrübelerin

yönelim metaforlarını doğurması gibi, tecrübelerimiz de farklı metaforlara temel sağlar ve bu metaforlar ontolojik metaforlar olarak isimlendirilir (Lakoff & Johnson, 2005, s. 49). Ontolojik metaforlar kapsamında kişileştirme ve metonomi yer almaktadır.

Kişileştirme, insani olmayan teori, hastalık, enflasyon gibi kavramlara insani niteliklerin atfedilmesidir. En açık ontolojik metaforlar fiziksel nesneyi ayırıcı kişi olarak belirleyen metaforlardır (Lakoff & Johnson, 2005, s. 58-59). Örneğin;

“Hayat beni aldattı.”

“Kanser nihayetinde onu da yakaladı.” “Enflasyon gelirlerimizi yiyip bitiriyor.”

Yukarıda belirtilen örneklerin hepsinde insan olmayan bir şeyin insan olarak görüldüğü ve insan niteliklerinin ona atfedildiği görülmektedir.

Metonomi (mecaz-ı mürsel), bir kelimeyi gerçek anlamının dışında benzetme amaçlamadan kullanmayı ifade eder. Kişileştirmede insan olmayan bir şeye insan nitelikleri atfedilirken metonomide bir şey onunla ilişkili bir diğer şeye atıfta bulunmak için kullanılır (Lakoff & Johnson, 2005, s. 60).

Metonomide farklı oluşumlar bulunmaktadır ve bunlar kültürümüzde varolan kavramlardır. Bu oluşum çeşitlerine ve örneklerine aşağıda yer verilmiştir (Lakoff & Johnson, 2005, s. 61-65):

 Bütün yerine parça. Örneğin;

o “Üniversitede pek çok iyi kafa var.” (= zeki insanlar)

17

Bütün yerine parça metanomisine verilen ilk örnekte iyi kafa derken aslında zeki insanlar, ikinci örnekte ise yeni kan derken aslında yeni insanlar kastedilmiştir.

 Ürün yerine üretici. Örneğin;

o “Ford aldı.” (= Ford marka bir araç)

o “Çalışma odasında bir Picasso var.” (= Picasso‟ya ait bir sanat eseri)

Ürün yerine üretici metanomisine verilen ilk örnekte Ford derken aslında Ford marka bir araç, ikinci örnekte ise Picasso derken aslında ona ait bir sanat eseri kastedilmiştir.  Kullanıcı yerine nesne. Örneğin;

o “Otobüsler grevde.” (= otobüs şoförleri)

o “Kiraladığı silah elli bin papel istedi.” (= silahı kiralayan kişi)

Kullanıcı yerine nesne metanomisine verilen ilk örnekte otobüsler derken aslında otobüs şoförleri, ikinci örnekte ise silah derken aslında silahı kiralayan kişi kastedilmiştir.

 Sorumlu insanlar yerine kurum. Örneğin;

o “Ordu tasarıyı tekrar uygulamaya koymak istiyor.” (= askerler) o “Senato kürtajın ahlak dışı olduğunu düşünüyor.” (= senato üyeleri)

Sorumlu insanlar yerine kurum metanomisine verilen ilk örnekte ordu derken aslında askerler, ikinci örnekte ise senato derken aslında senato üyeleri kastedilmiştir.

 Kurum yerine mekan. Örneğin;

o “Beyaz Saray herhangi bir şey söylemiyor.” (= Başkanlık) o “Paris bu mevsim daha uzun etekler getiriyor.” (= Paris modası)

Kurum yerine mekan metanomisine verilen ilk örnekte Beyaz Saray derken aslında Başkanlık, ikinci örnekte ise Paris derken aslında Paris modası üyeleri kastedilmiştir.  Olay yerine mekan. Örneğin;

o “Pearl Harbor hala dış politikamızda etkili.” (= orada yaşanan saldırı) o “Watergate politikamızı değiştirdi.” (= orada yaşanan siyasi bir skandal) Olay yerine mekan metanomisine verilen ilk örnekte Pearl Harbor derken aslında orada yaşanan saldırı, ikinci örnekte ise Watergate derken aslında orada yaşanan siyasi bir skandal kastedilmiştir.

18

Metafor türlerine ilişkin yapılan açıklamalardan da görülmektedir ki gerek yapı metaforları, gerek yönelim metaforları, gerekse ontolojik metaforlar aslında hayatın her alanında fark edilmeden de olsa sıkça kullanılmaktadır.

Günlük hayatta sıkça kullanılan metaforların işlevleri ise söyle sıralanabilir (Booth‟tan aktaran Girmen, 2007, s. 11-12):

 Metaforların, söylediği ya da kastettiği anlam bir dereceye kadar bağlamı değiştirebilir.

 Metaforların anlam değeri, her zaman için gerçek anlam değerinden daha yoğundur.

 Metaforlar, göreceli anlam değerleri taşırlar.  Metaforlar, toplumsal anlam değeri taşırlar.

 Bireylerin kullandıkları metaforlar, bireyin kişiliğine ilişkin ipuçları taşırlar.  Metaforlar, bireyde düşünme derinliği yaratırlar.

 Metaforlar, karakteri ve kültürü tanımada araç olarak kullanılabilirler.

 Metaforlar, farklı bilim dallarında veri toplama aracı olarak kullanılabilir bir özelliğe sahiptirler.

Farkında olarak veya olmayarak sıkça kullanılan metaforlar yukarıda da ifade edildiği gibi birçok işleve sahiptir. Bu işlevlerden biri olan “bireyde düşünme derinliği yaratması” işlevi biraz daha detaylı bir şekilde ele alındığında metaforların düşünme üzerindeki etkisi ve metaforik düşünme olarak adlandırılan sürecin önemi ortaya çıkmaktadır.

Metaforik düşünme, metafor kullanarak düşünme sürecidir. Bu süreç çeşitli aşamalardan meydana gelmektedir ve şu şekilde ifade edilebilir:

1. Açıklanmak ya da anlamlandırılmak istenen soyut bir olgu (durum, olgu, kavram), 2. Bu olguyu açıklamak için kullandığımız somut (belirgin) bir olgu ve bu olgunun dilsel ifadesi,

3. Bu iki olgu arasında kurulan (kurgulanan) özel denklikler (benzeşmeler) (Sezer‟den aktaran Eraslan, 2011).

İfade edilen bu aşamalardan ve Şekil 4‟ten de anlaşılacağı üzere; metaforik düşünme süreci soyut bir olgunun, somut bir olgu ve bu olgunun dille ifadesi sonucu bu iki olgu arasında

19

özel denkliklerin kurulması sürecidir. Bu süreç sonunda soyut ve somut olgu arasında bir benzeşme oluşturulmakta ve metafor ortaya çıkmaktadır.

Metaforlar, metaforik düşünme, düşünme derinliği gibi ifadelerden yola çıkılarak geçmiş yıllarda ülkemizdeki eğitim sistemi anlayışı açısından düşünmek gerekirse, son yıllarda ülkemizdeki eğitim sistemi anlayışının değiştiğini ifade etmek yanlış olmayacaktır. Milli Eğitimi Bakanlığı tarafından tüm eğitim seviyelerinde bir reform hareketi başlatılmış ve uzun yıllar uygulanmış olan, kısaca ezberciliğe ve bilgi depolamaya yarayan geleneksel eğitim anlayışı, çağdaş eğitim anlayışına uygun düşmediği ve ihtiyacı karşılamadığı için terkedilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı öğrenciyi merkeze alan bir yaklaşımla; farkındalıklarını bilen, bireysel gelişim için istekli, kendini gerçekleştiren, işbirliğine ve grup çalışmasına istekli, öğrenmeyi öğrenen, düşünme becerilerini geliştiren, akademik becerileri yaşam becerilerine dönüştüren, etkili iletişim becerisi kazanan, teknolojiyi etkin, zamanını ve enerjisini verimli kullanan bireyleri hedefleyen programları geliştirmek üzere harekete geçmiştir (Arslan ve Bayrakçı, 2006).

Belirlenen bu hedeflere ulaşma aşamasında öğrencilerin düşünme becerilerini ve yaratıcılıklarını geliştirebilmek, özgür düşünmelerini sağlayabilmek için kullanılabilecek yaklaşımlardan biri de metaforik düşünme ve öğrenmedir. Burada metaforik düşünme ve öğrenme, etkililiği ve yeterliği daha önceden bilimsel verilerle ispatlanmış bazı öğretim teknikleri ile birlikte, öğrencilerin yaratıcı ve eleştirel düşünme yeteneklerini artırma amacı taşıyan bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir (Arslan ve Bayrakçı, 2006).

Soyut bir

olgu

Özel Denklikler

(Benzeşmeler)

Somut bir

olgu

20 Metaforun Öğrenmedeki Yeri ve Önemi

Öğretimin iki temel prensibi bilinenden bilinmeyene ulaşmak ve somuttan soyuta doğru gitmektir. Metaforlar bunu, soyut prensipleri açıklamak için somut örnekleri kullanarak yaparlar. Bilinen, görsel veya fiziksel bir gerçeklik bilinmeyen, görülmeyen veya fizikötesi bir şeyi açıklamak için kullanılır (Clarken‟den aktaran Arslan ve Bayrakçı, 2006).

Öğrencilerin yaşantılarında yer almayan ve anlaşılması zor olan soyut kavramların öğrenciler tarafından anlaşılmasının daha kolay hale getirilmesi ve böylece nitelikli öğrenmelerin gerçekleşmesi için soyut kavramlar somutlaştırılarak ifade edilmektedir. Nitelikli öğrenmenin gerçekleşebilmesi adına ilerlenen bu yolda somut örnekler metaforlar yardımıyla verilebilmektedir. Eğitim alanında metaforlar, özellikle öğrenme kavramıyla ilgili olarak sıkça kullanılabilmektedir. Arslan ve Bayrakçı (2006) metaforların eğitimsel alanda kullanıldıklarında, anlamayı aktif olarak yapılandıran bir öğrenme yaklaşımı sağladığını belirtmektedirler. Ayrıca bu yaklaşımda öğrencinin daha önceden bilinen bilgi ile yeni bilgi arasındaki benzerlikleri anlamasının, daha sonra ise yeni öğrenilen bilgi ve onun metaforik sunumu arasındaki farklılıkları tanımlayabilmesinin gerekliliğini vurgulamaktadırlar.

İnsanlar, duygu ve düşüncelerini ifade eden semboller oluşturmada, olgu ve nesnelere ait bilgileri zihinlerinde gruplayarak kodlamak ve yaşadığı çevreye ilişkin anlamalar geliştirmek için kavramlardan yararlanmaktadırlar (Akbaş ve Gençtürk, 2013). Bu kavramlardan anlaşılması zor olan soyut kavramların, benzetme yoluyla, bilinen somut kavramlara dönüştürülmesi metaforlar aracılığıyla gerçekleştirilmekte ve bu durum formal/informal öğrenmelerde karşımıza çıkmaktadır (Geçit ve Gençer, 2011).

Sanchez, Barreiro ve Maojo (2000), metaforların öğrenmeyi geliştirmek için çok kullanışlı araçlar olduğunu; yeni bir şey keşfedebilmek için ilk önce bunun hayal edilebilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Girmen (2007, s. 9) metaforların, söylenmek isteneni daha az sözcükle, daha vurgulu bir biçimde ifade etmeye yaradığını belirterek bu durumu şu şekilde örneklendirmiştir.

“Yatakhane benim için hapishaneydi” cümlesi incelenirse, bu cümleden yiyeceklerin

sınırlı olduğu, ışığın az olduğu, zor günler geçirildiği, ortamın çok temiz olmadığı, kısıtlı yaşam alanlarının bulunduğu anlamları çıkartılabileceği gibi değişik daha birçok anlam

21

çıkarılabildiği görülmektedir. Buna göre metaforlar; bireyi yaratıcı düşünmeye, hayal etmeye, kendi yaşantısı içinde anlamlandırmaya yönlendirmektedir.

Aynı zamanda, metaforlar, bireylerin sınırlanmasını engelleyerek onları yaratıcılığa yönlendirirken, dilin derinliklerinde kendilerini bulmalarını sağlamaktadır. Bu bakımdan, bireylerin düşüncelerini, duygularını, yaşantılarını tanımlamalarında metaforlardan yararlanmaları kaçınılmazdır (Girmen, 2007, s. 9).

Metaforlar yaratıcı öğrenmeyi sağlayabilirler; çünkü bireylerin hayal ederek soyut kavramlar yerine somut kavramlar oluşturabilmeleri metaforlar ile mümkün olabilmektedir. Metaforların kavramsal sistemleri değiştirme yoluyla bireylerin dünyaya bakış açılarını değiştirme güçleri bulunmaktadır (Sanchez, Barreiro & Maojo, 2000). Metafor, bireylerin kendi dünyalarını anlamalarına ve yapılandırmalarına yönelik güçlü bir zihinsel haritalama ve modelleme mekanizması olarak, öğrenmeyi kolaylaştırır ve ilk kez karşılaşılan bilgi yapılarının zihinde hızlı bir şekilde özümlenmesine katkı sağlar (Arslan ve Bayrakçı, 2006).

Fen ve Biyoloji Eğitiminde Metaforların Yeri ve Önemi

Metaforların kullanıldığı alanlardan biri olan fen eğitiminde, öğrencilerin yaşantılarında yer almayan fizik, kimya ve biyoloji alanlarına ait kavramların öğretilmesinde metaforların etkisi çok fazladır. Analojiler, metaforlar ve fiziksel modeller öğrencilerin bilgileri zihinlerinde anlamlı bütünler haline getirmelerine yardımcı olmaktadır. Metaforlar, başka bir deyişle eski bilgiyle yeni bilgi arasında kurulan bir köprüdür.

Fen eğitimi alanlarından biri olan biyoloji eğitiminde yer alan konuların içeriğinde soyut kavramlar bulunmakta, bu konuların daha iyi anlaşılabilmesi için ise soyut kavramların somut kavramlara dönüştürülmesi ve bilgilerin kalıcı hale getirilmesi gerekmektedir. Metaforlar yardımıyla soyut olan bu kavramların bireylerin zihinlerinde modellendiği ve somut hale geldiği, kavramların öğrenilmesinin kolaylaştığı ve bilgilerin zihinde hızlı bir şekilde özümlendiği ifade edilebilir.

İyi bir metafor düşüncelerin gerçekleştirilmesine yardımcı olur. Bir düşünceyi daha canlı, anlaşılabilir, açık ve aydınlatıcı yapar. Metafor ruhsal, açık olmayan veya zor düşünceler gibi kolayca anlaşılamayan düşünceleri tanımlamak için kullanılır (Çelikten, 2006).

22 Hedef Kavram Hücre zarı Hücre çekirdeği Ribozom Analog Kontrollü giriş-çıkış kapısı Şirket yöneticisi Fabrika ĠliĢki

Hücre içine girecek materyaller hücre zarından (giriş-çıkış kapısından) geçerler Hücrenin çekirdeği (şirketin yöneticisi) hücrede gerçekleşen her türlü faaliyetten sorumludur Ribozomlar proteinlerin üretildiği organellerdir (fabrikalardır)

Örneğin; biyoloji eğitiminde yer alan ve soyut kavramların bulunduğu bir konu olan hücre konusu ele alındığında özellikle hücre içi yapısal birimler gözle görülemediğinden, bu birimlerin bireyler tarafından kavranması ve zihinde modellenmesinin zor olduğu düşünülebilir. Ancak bu hücre içi yapısal birimlerin metaforlar aracılığıyla bireylere aktarılması durumunda bireyler hayal ederek soyut kavramlar yerine somut kavramlar oluşturabilmekte ve zihinlerinde bu kavramları modelleyebilmektedirler. Bunun sonucunda öğrenmelerin daha kalıcı hale geldiği ve bilgi yapılarının zihinde hızlı bir şekilde özümlendiği ifade edilebilir.

* Şekil 5 ve Şekil 6‟da hücre konusunda hücre içi yapısal birimlerin kavranmasında analoji - metafor kullanımına ait örneklere yer verilmektedir.

Şekil 5‟te görülen hücre konusuna ait hedef kavram – analog ilişkisi örneklerinden birincisinde hücre zarı, kontrollü giriş-çıkış kapısına benzetilmiş ve aralarında “hücre içine girecek materyaller hücre zarından (giriş-çıkış kapısından) geçerler” şeklinde bir ilişki

23

kurulmuştur. İkinci örnekte ise hücre çekirdeği, şirket yöneticisine benzetilmiş ve aralarında “hücrenin çekirdeği (şirketin yöneticisi) hücrede gerçekleşen her türlü faaliyetten sorumludur” şeklinde bir ilişki kurulmuştur. Son örnekte ise ribozom, fabrikaya benzetilmiş ve “ribozomlar proteinlerin üretildiği organellerdir (fabrikalardır)” şeklinde bir ilişki kurulmuştur.

Şekil 6‟da hücre iç yapısına ait bir metafor – analoji örneği yer almaktadır. Burada hücre zarının giriş – çıkış kapısına benzetildiği; tıpkı bir fabrikanın birimlerinin yönetim birimine bağlı olması gibi mitokondri, endoplazmik retikulum, golgi aygıtı ve ribozomların hücre çekirdeğine bağlı olduğu görülmektedir.

Eğitimin her kademesinde, özellikle fen bilimleri alanında birçok konuda kullanılan metafor – analoji örnekleri, konuların öğrenciler tarafından daha kolay anlaşılmasını sağlamakta ve kalıcı öğrenmeye yardımcı olmaktadır. Şekil 7‟de fen bilimleri veya biyoloji eğitiminde sıklıkla kullanılan çeşitli metafor – analoji örnekleri yer almaktadır.

Şekil 6. Hücre iç yapısına ait bir metafor - analoji örneği. Kesercioğlu, T., Yılmaz, H.,

Huyugüzel Çavaş, P. & Çavaş, B. (2004). İlköğretim fen bilgisi öğretiminde analojilerin kullanımı: “örnek uygulamalar”. Ege Eğitim Dergisi, 5, 35-44. http://www.egitim.ege. edu.tr/efdergi/issues/2004-5-1/2004-5-1-5.pdf sayfasından erişilmiştir.

24

HEDEF KAVRAM ĠLĠġKĠ ANALOG

Kalp Kalp vücuda kan

pompalar, su pompası da evlere su pompalar.

Su pompası

Sinir sistemi Sinir sistemi tüm vücudu dolaşır ve iletileri taşır, elektrik kabloları da tüm şehri dolaşır ve elektrik taşır.

Elektrik kabloları

Akyuvarlar Akyuvarlar

vücudumuzu dış etkenlere karşı koruyan

bağışıklık hücreleridir, askerler de vatanımızı

düşmanlara karşı koruyan kişilerdir.

Askerler

Böbrek Böbrek vücuttaki atık maddeleri süzüp gereklileri alır kirliliği atar, su filtresi de suyu

süzüp suyu kirliliklerden arındırır.

Su filtresi

Şekil 7. Fen bilimleri ve biyoloji eğitiminde kullanılan çeşitli hedef kavram – analog

25

Şekil 7‟de görüldüğü gibi, fen bilimleri ve biyoloji eğitiminde kullanılan çeşitli hedef kavram – analog ilişkisi örneklerinden birincisinde kalp, su pompasına benzetilmiş ve aralarında “kalp vücuda kan pompalar, su pompası da evlere su pompalar” şeklinde bir ilişki kurulmuştur. İkinci örnekte sinir sistemi, elektrik kablolarına benzetilmiş ve aralarında “sinir sistemi tüm vücudu dolaşır ve iletileri taşır, elektrik kabloları da tüm şehri dolaşır ve elektrik taşır” şeklinde bir ilişki kurulmuştur. Üçüncü örnekte akyuvarlar, askerlere benzetilmiş ve aralarında “akyuvarlar vücudumuzu dış etkenlere karşı koruyan bağışıklık hücreleridir, askerler de vatanımızı düşmanlara karşı koruyan kişilerdir” şeklinde bir ilişki kurulmuştur. Son örnekte ise böbrek, su filtresine benzetilmiş ve aralarında “böbrek vücuttaki atık maddeleri süzüp gereklileri alır, su filtresi de suyu süzüp suyu kirliliklerden arındırır” şeklinde bir ilişki kurulmuştur.

Metafor ve analoji kavramlarının fen bilimleri literatüründe bazen birbirinin yerine kullanıldığı görülmekte, bazen ise aralarındaki çeşitli farklılıklardan söz edilmektedir. Analoji ile metafor kavramları arasındaki farklılıklardan biri şu şekilde ifade edilmiştir. Bir metafor cümlesi “A‟nın B olduğu söylenir.” şeklinde iken, bir analoji cümlesi “A, B gibidir.” şeklindedir. İkili arasında bulunan diğer bir fark ise metafor kavramının genellikle öğretim görüşleri ile ilişkili olması, analoji kavramının ise genellikle fen içeriğinin açıklanması ile ilişkili olmasıdır (Aubusson, Harrison & Ritchie, 2006, s. 2). Söz edilen bu farklılıklar Şekil 8‟de görselleştirilmiştir.

Şekil 8. Metafor – analoji kavramları arasındaki farklar

Metafor

Metafor cümlesi: "A'nın B olduğu söylenir."

Çoğunlukla öğretim görüşleri ile ilişkili.

Örnek: Öğretmen geminin kaptanı gibidir.

Analoji

Analoji cümlesi: "A, B gibidir."

Çoğunlukla fen içeriğinin açıklanması ile ilişkili. Örnek: insan vücudu makina

26 Öğrenmede Görsel (ġekilsel) Ġmaj

Kavramlar, kavramların bireyler tarafından nasıl algılandığı, bireylerin zihninde nasıl şekillendiği ve birbirleri arasında nasıl ilişkilendirildiği, öğrenmenin ve anlamanın belirlenmesi için önemli noktalardır.

Bireylerin çeşitli kavramları zihinlerinde doğru biçimde yapılandırabilmeleri için bu kavramlarla ilgili bazı bilgilere sahip olmaları ve bu bilgileri birbirleriyle ilişkilendirmeleri gerekir. Kavramların zihinlerde yapılandırılması işlemi sonucunda ortaya çıkan yapılar, bireylerin söz konusu kavramla ilgili sahip oldukları görsel imajların belirlenmesi yoluyla gözlenebilir hale gelmektedir.

Görsel imaj, bir kavramın adını duyduğumuzda veya kavramı düşündüğümüzde zihnimizde oluşan resimlerdir. Resimler, bireylerin içindeki duyguları dışa vurabilmesi için sembolik bir destek sağlamakta ve çeşitli ilişkileri yansıtabilmeleri için bir model olarak kullanılmaktadır (Solomon & George, 1999). Kelimelerle ifade edilemeyen duygu ve düşüncelerin dışa vurumu görsel imajlar aracılığıyla mümkün olabilmektedir. Bu durum görsel imajların birçok araştırmada sıkça kullanılmasının sebebini açıklar niteliktedir. Psikoloji alanında sıkça adı geçen görsel imaj kavramı eğitim bilimleri alanında da önemli bir yere sahiptir. Görsel imajlar özellikle soyut kavramların öğrenilmesinde çok önemlidir. Çünkü doğru imajlar bireye öğrenme konusunda olumlu etki ederken yanlış imajlar zihindeki yanlış kavramları, kavram yanılgılarını ortaya çıkarmayı sağlar. Bireylerin doğru görsel imajlara sahip olmaları, onların hayal kurabildiğini ve kavramla ilgili çeşitli bilgileri birbiriyle ilişkilendirebildiğini göstermektedir. Bireylerin sahip olduğu görsel imajların ortaya çıkarılmasında çizimlerin önemi büyüktür. Çizim güçlü bir anlatım biçimidir ve bir çizimle binlerce kelimelik duygu ve düşünceler anlatılabilir (Arıcı, 2006; Aykaç, 2012; Ersoy ve Türkkan, 2010). Gan (2007) da bir resmin bin kelimeye bedel olduğunu ifade ederek resmin öğrenmede oldukça önemli olduğunu vurgulamaktadır.

Chang (2012) çizimlerin çocuklar ve yetişkinler için iletişim kurmada, öğrenmede ve güven kazanmada rol oynadığı, aynı zamanda rahat bir öğrenme ortamının oluşturulmasında da etkili olduğunu ifade etmiştir. Diğer taraftan Ersoy ve Türkkan (2010) görsel malzemelerin (çizimlerin/karikatürlerin) öğrencilerin duygu ve düşüncelerini yansıttığını, yorumlama ve çözüm üretme becerilerini geliştirdiğini belirtmektedir. Çizimler, çocukların dünyaya ilişkin anlayışlarını ortaya koymalarını sağlar ve bunun yanında bazı yararlı bilgilerin de açığa çıkmasına yardımcı olur (Gan, 2007). Çünkü

27

çizimler, öğrencilerde kelimelerle ifade edilemeyen fikirlerin ortaya çıkarılmasına imkan tanımakta ve onların anlama düzeylerini belirleme aşamasında da sıkça kullanılmaktadır. Çizimler yoluyla öğrenciler sahip oldukları bilgileri ve düşünceleri sözcüklere bağlı kalmadan ifade edebilmekte, belirli bir konuya ilişkin fikirlerini ve görüşlerini belli sınırlar içinde özgürce ortaya koyabilmektedir (Balım ve Ormancı, 2012).

Benzer Belgeler